Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/385 E. 2021/352 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/385
KARAR NO : 2021/352

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2015
KARAR TARİHİ : 19/03/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Av. …’ın avukat olduğunu, icra takip dosyası borçluları ……. Planlama Ticaret A.Ş. ve temsil yetkisine sahip yetkilisi … arasında 26.05.2014 tarihinde bir hukuki danışmanlık ve ücret sözleşmesi imzalandığını, böylece taraflar arasında vekâlet ilişkisi kurulduğunu, söz konusu sözleşme ile müvekkili tarafından yükümlenilen edimin kapsamının, dava ve icra dosyalarının da takibini içerecek şekilde tüm hukuki konularda davalılara aylık danışmanlık hizmeti verilmesi çerçevesinde belirlendiğini, aylık danışmanlık ücretinin 3.000-TL+KDV olarak belirlendiğini, KDV ile birlikte davalılar tarafından ödenmesi gereken meblağın 3.675-TL‘sına tekabül ettiğini, taraflar arasında vekâlet ilişkisinin kurulması ile birlikte davalılar tarafından müvekkili …’a Beykoz ….. Noterliğinin 24.06.2014 tarih ve …… yevmiye sayılı vekâletname çıkarıldığını, mezkûr vekâletname ile birlikte borçlu şirket ve şahsa avukatlık hizmeti verilmeye başlandığını ve bu kapsamda borçlu şirketin eski çalışanlarından ……. tarafından işçilik alacaklarınım tahsili amacıyla İstanbul Anadolu ….. İş Mahkemesinde……. E. Sayılı dosya üzerinden açılan davanın takip edildiğini, aylık danışmanlık hizmetine ilişkin faturaların 3.540-TL’sı hariç hiçbir şekilde ödenmediğini, buna rağmen müvekkili …’n anlayışlı bir tavır sergilediğini ve uzun süredir bu konuda bir görüşmede bulunmadığını ancak zaman geçtikçe davalıların bu duruma iyiniyetli yaklaşmadıklarını, ödeme hususunda .bir girişimde bulunmayacaklarının anlaşıldığını, her defasında şirket yetkilileri tarafından süre talep edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, bunun üzerine borçlular hakkında Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. E. Sayılı dosyası üzerimden icra-takibi başlatıldığını, davalı borçluların haksız şekilde itirazı sonucu bu davanın açıldığını, davalı tarafın kısmi ödeme yaptığı iddiasının ilk fatura yönünden doğru bulunmakla birlikte avukatlık hizmeti alamadıkları iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, davalıların haksız şekilde kendilerini vekâlet ücretini ödeme yükümlülüğünden kurtarmaya çalıştıklarını belirterek, yapılan itirazın iptaline ve alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
Davalılar vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle, sözleşmeden kaynaklanan ilk ödemeyi davacı yanın 02,06.2014 tarihli- faturasına istinaden yaptıklarını, takip eden 01.07.2014 tarihli faturanın o dönemde şirket kasasında nakit para bulunmaması sebebiyle ödenmediğini, davacı yanın ise ödemenin gecikmesi üzerine sözleşmeyi feshetme tehdidinde bulunarak 01.07.2014 tarihli fatura bedelini hem de gelecek aylarda tahakkuk edecek ücretleri teminat altına alacak bir senet verilmesi talebinde bulunduğunu, bunun üzerine davacı yana müvekkil tarafından düzenlenen 17.07.2014 düzenleme tarihli, 20.000.-TL meblağlı ve 25.09.2014 tarihli bir bono verildiğini, vadesi geldiğinde senet bedelinin – o ana kadar hiçbir hukuki hizmet verilmemesine rağmen ödendiğini- buna ilişkin kayıtların …. Bankası …… şubesinde bulunduğunu, bunun dışında bu ödeme tarihi itibarıyla davacı taraf ile hiçbir hizmet alışverişinde bulunulmadığını, davacı tarafın davaları takip etmediğini ve müvekkillerin esasen hak kaybına uğratıldığını, sözleşme kapsamında davacı yana fazlasıyla ödeme yapıldığını; sözleşme kapsamında davacı yanca müvekkillere tek bir kez dahi hizmet verilmediğini, davacının tercih edilme sebebinin müvekkili şirketin …… Üniversitesi ……. Kampüsü’ndeki ……’a yeni taşınmasından hızla büyüyen ve hukuki yardıma ihtiyacı olan bir firma olarak o dönem üniversite rektörlüğünün de avukatlığını yapan davacı yandan böyle bir hizmet talep edildiğini ancak davacı yanın sözleşme akdedilmesinden sonra müvekkillerin toplantı taleplerini iş yoğunluğu sebebiyle reddettiğini sorulan sorulara gerekli araştırmayı yaptıktan sonra yazılı cevap vereceğini söylediğini fakat hiç cevap vermediğini müvekkiller tarafından kendisine iletilen derdest davalara vekâlet sunmak dışında hiç katılmadığını, davacı yanca müvekkillere fiilen hukuki danışmanlık hizmeti sunulduğuna dair dosyada tek bir mail dahi bulunmadığını, davacının kendisine iletilen davaları kusurlu olarak takip edilmediğini, İstanbul Anadolu ……. İş Mahkemesinin……. sayılı dosyasına davalı vekili olarak cevap dilekçesi sunmadığı, delilleri göstermediği, hiçbir savunmada bulunmadığı 19.11.2014 tarihli ön inceleme duruşmasına mazeret bildirerek katılmadığı ve sonradan da dosyadan istifa ettiği bu çerçevede müvekkilin büyük hak kayıplarına uğradığını belirterek davacıya ödenen 23.450.000.-TL’nın iadesine, % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
Bakırköy Tüketici Mahkemesinde açılan davada, Bakırköy … Tüketici Mahkemesinin …. E. -…… K. Sayılı dosyasında görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu sebebiyle verilen görevsizlik kararı, Yargıtay ….. Hukuk Dairesinin 07/03/2016 tarih, ….. E.- …… K. sayılı ilamı ile onanmıştır.
Dava, davacının, Hukuki Danışmanlık ve Ücret Sözleşmesine dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde 33.210,00 TL asıl alacak, 1.345,63 TL faiz olmak üzere toplam 34.555,63 TL alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili için faturalara dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçlulara ödeme emrinin tebliği üzerine borçluların süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi …… tarafından hazırlanan 10/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı takip alacaklısı Av. … ile davalılar ve takip borçluları ……. Planlama Ticaret A.Ş. ile …… arasında hukuki danışmanlık ve ücret sözleşmesi imzalandığı, her ne kadar davalı şirket tarafından davacı Av. …’a İstanbul Anadolu …… İş Mahkemesinin……. sayılı-davasını takip etmesi davalılar tarafından talep edilmişse de davacı tarafın herhangibir gerekçe göstermeksizin istifasıyla anılan davadan dolayı herhangi bir ücrete hak kazanmadığı, ibraz edilen deliller doğrultusunda davacının hukuki hizmet verdiği hukuki danışma ücreti ve ihtarname yazılması toplamının 2015 yılı Asgari Ücret Tarifesine göre 700.- TL olarak takdir edilebileceği, bu tutarın da davacı tarafından tahsil edilen 3.540.-TL’nin altında kaldığı, davacının davalılara başka şekilde hukuki bir danışmanlık hizmeti verdiğini kanıtlayamadığı, bu çerçevede takdiri mahkemeye ait olmak üzere hukuki danışmanlık hizmeti altında kesmiş olduğu faturalardaki hizmetin verilmediği ve davacının icra takibindeki haklılığını ispatlayamadığı, tarafların icra inkâr tazminatı ve kötüniyet tazminatı talepleri konusundaki kararın sayın mahkemenin takdir yetkisi içinde kaldığı sonuç ve kanâati bildirilmiştir.
Bilirkişi …… tarafından hazırlanan 25/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; icra takip tarihi olan 25/03/2015 tarihi itibariyle taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiği, sözleşmenin 7. maddesinde dava ve icra takiplerinin bu sözleşme kapsamında olmadığı açıkça belirtildiğinden, Anadolu ……. İş Mahkemesi’nin ……. E. sayılı dosyasından verilen avukatlık hizmetinin sözleşme kapsamında olmadığı, hukuki danışmanlık sözleşmesinden doğan alacağın 33.210,00.TL (2014 yılı 7.8.9.10.11.12.ve 2015 yılı 1.2.3. aylar için aylık 3.675,00 TL ile 2014 yılı 6.ay bakiyesi 135,00 TL olmak üzere toplamda 33.210,00 TL) olduğu, davacının icra takip tarihinden önceki döneme ilişkin faiz talep edemeyeceği, icra takip tarihi itibariyle davalıların temerrüde düşürüldüğü, icra takip tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği değerlendirilmiştir.
Bilirkişi …… tarafından hazırlanan 04/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasındaki danışmanlık sözleşmesi uyarınca oluşan aylık ücret alacaklarının davalılar tarafından tam ve zamanında ödenmediğini, davacının üstlenmiş olduğu işi gereği gibi yapmadığına ve dolayısıyla da davalıların hak kaybına uğradıklarına ilişkin bir delil bulunmadığını, bu bakımdan davacının haklı nedenle vekaletten istifa ettiği ve sözleşmeyi feshettiğini, davacının sözleşmenin başladığı andan itibaren istifa ettiği ana kadarki dönemde ödenmeyen danışmanlık ücretlerinin 33.210 TL olarak belirlendiği, dolayısıyla takip tarihi itibariyle davacının alacağının 33.210-TL olduğunu tespit eden bilirkişi raporuna itibar edilmesi gerektiğini, bununla birlikte, anılan rapordan farklı olarak, davacıya ödenen bono bedelinin de hesaplanan alacaktan düşülmesi gerektiği, dolayısıyla davacının takip tarihi itibariyle alacağının 13.210 TL olduğunu, bu alacağa takip tarihinden itibaren kanuni faiz işletilebileceğini, davacı açısından icra inkar tazminatı talep etme şartlarının da oluştuğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporları içeriğine göre;
Davacı ve davalılar arasında 26/04/2014 tarihli “Hukuki Danışmanlık ve Ücret Sözleşmesi” imzalandığı, sözleşme ile hukuki danışmanlık ücretinin aylık 3.000TL + KDV olarak belirlendiği, sözleşmenin yanlızca hukuki danışmanlık için geçerli olduğu, davalıların ayrıca takip ve davalarının ayrı ücret ve anlaşmaya bağlı olacağının kararlaştırıldığı, davacının, sözleşme uyarınca davalıların üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini iddia ettiği, davalılar ise sözleşme uyarınca davacının üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, hukuki danışmanlık hizmeti vermediğini savunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılamada alınan ilk raporda incelenen evraklar uyarınca davacının danışmanlık hizmeti vermediği, Anadolu İş Mahkemesinde davadan istifa ettiği bu nedenle ücrete hak kazanamadığı bildirilmiş, ikinci raporda ise davalı tarafça sözleşmenin sona erdirildiğine ilişkin ihtarname ve bilgi olmadığı, bu nedenle sözleşme uyarınca davacının talepte bulunabileceği bildirilmiş, çelişki nedeniyle alınan 3 raporda davacının ücrete hak kazanacağı yönünde rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; taraflar arasında yazılı Hukuki Danışmanlık ve Ücret Sözleşmesi akdedildiği, davacının sözleşme uyarınca hukuk danışmanlık ücreti vermediğini beyan eden davalının takibe itiraz edilinceye kadar davacının hizmet vermediği bu nedenle sözleşmeyi sona erdirdiğine dair bir ihtarname veya bir belge sunmadığı, yazılı sözleşmenin varlığı uyarınca sözleşmeyinin ifa edilmediğini/ hizmetin verilmediğinin davalılarca ispat edilmesi gerekeceği, dosya kapsamı itibariyle takip tarihine kadar davalıların hizmet verilmediği bu nedenle sözleşmenin feshedildiğine yönünde bilgi ve belge olmaması nedeniyle, sözleşmenin sona erdiği tarihin icra takibinin başlangıç tarihi olan 25/03/2015 tarihinde sona ereceği, yasa gereği avukatın istifadan sonra 15 gün daha görevinin devam edeceği dikkate alınarak 2014 yılı 7-8-9-10-11-12 ve 2015 yılı 1-2-3. aylarına ilişkin ödenmeyen toplam 9 aylık 33.210,00 TL asıl alacağı talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık davalılar tarafından davacı lehine düzenlenen 25/09/2014 tarihli 20.000 TL bedelli, nakden kaydı bulunan senet nedeniyle yapılan ödemenin sözleşme uyarınca danışmanlık hizmeti alacağına ilişkin olup olmadığıdır. Davacı senedin borç nedeniyle verildiğini iddia etmiş, davalılar ise senedin danışmanlık ücreti için düzenlendiğini beyan etmiştir.
Yargıtay …. HD.’nin …… E. – ……. K. Sayılı ilamında da belirtildiği gibi; Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden yada malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir. Yerleşik Yargıtay kararlarında ve öğretide de kabul edildiği üzere, bonolara özgü seçimlik unsurlardan biri de, temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik “bedel kaydı”dır. Bu kayıt keşidecinin (borçlunun), senedin lehdarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. Zira bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle, bir illete bağlı olması gerekmez. Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Kişisel def’i nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştırır. Sözü edilen kayıtlar özellikle ispat hukuku açısından ilgilileri bağlayıcı niteliktedir. Bedel kaydı içeren bononun lehdarı, artık senedin “kayıtsız ve koşulsuz bir borç ikrarı olduğu” yolundaki soyutluk kuralına dayanamayacaktır. Bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitini içeren davada ispat yükü, kural olarak senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Ancak, bir defa bir mal alışverişine dayandığı “malen” kaydıyla ya da bir alacak borç ilişkisine dayandığı “nakten” kaydı ile senede yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin talili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir. Senedi talil eden, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer. Senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, tarafların yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır. Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, lehine olan senet karinesi çürümüş sayılacak, bunun sonucu olarak da, iddiası paralelinde ispat yükünü de üstlenecektir. Buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir.
Dava konusu bonoda; davalı keşideci- borçlu, davacı ise lehtar- alacaklıdır, ihdas nedeni olarak “nakten” kaydı bulunmaktadır. Bu durumda senedin hizmet nedeniyle verildiğini beyan eden, senet üzerindeki ihdas nedeninin talil eden davalı tarafın ispat yükünü üzerine aldığı, davalı tarafça senedin nakden değil, hizmet karşılığı verildiğinin ispatlanması gerektiği, dosya kapsamı itibariyle bono ile yapılan 20.000,00 TL’lik ödemenin sözleşme uyarınca yapıldığının ispatlanamaması nedeniyle kabul edilen alacaktan mahsup yapılmamış, 33.210,00 TL asıl alacak yönünden davanın kabulüne, davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle işlemiş faiz yönünden talebin reddine, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
2-Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyasında, davalıların 33.210,00 TL asıl alacağa yönelik itirazlarının iptali ile, asıl alacak yönünden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Kabul edilen alacağın %20’si oranında belirlenen 6.642,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Alınması gerekli 2.268,57 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 417,35 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.851,22 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 417,35 TL peşin harç olmak üzere toplam 445,05 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.898,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 1.824,57 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 801,40 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 31,21 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
9-AAÜT gereğince hesap edilen 4.981,50 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 1.345,36 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
11-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır