Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/267 E. 2019/372 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/267
KARAR NO : 2019/372

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/03/2016
KARAR TARİHİ : 14/03/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 05/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde; davacı şirket ile davalı kooperatif arasında “kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesi” nin imzalandığını, sözleşme uyarınca İstanbul ili Tepecik Belediyesi Türkoba mevkii …. ada, ….parseldeki 50823.29 m.2 arsa üzerinde yapılacak 25 adet villanın sözleşmede belirtilen teknik şartlara göre yapımı işinin müteahhit sıfatıyla davacı şirket tarafından üstlenildiğini, davalının, davacı şirkete 81.688,00 TL borcu bulunduğunu, davalı kooperatifin borcunu tüm taleplere rağmen ödemeyince Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra takibine haksız olarak itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu belirterek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ….. E sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalının haksız itirazı nedeniyle %40 dan aşağı olmamak üzeri icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı kooperatif ile davacı şirket arasında imzalanmış bir kat karşılığı ve satış vaadi sözleşmesi olmadığını, kooperatif inşaatlarının da davacı şirket tarafından yapıldığını, davacıya inşaat yapımından doğmuş hiçbir borcu olmadığını, davacı şirket tarafından 2000 ve 2001 yıllarında davalı kooperatife verilen ve kooperatif tarafından Tepekent Üst birlik ödemelerine kullanılan 9 adet çekden dolayı oluşmuş 80.272,00 TL cari hesap borcunun da 20 Mart 2003 tarihli Temlikname ile davacı tarafından …. ‘ a temlik edildiğini, kooperatifin tasfiyesi nedeniyle tüm borçlarının ödenmiş olması gerektiğinden ……. Bankası …….. şubesine keşideli …… nolu 26/03/2009 tarih 80.272,00 TL bedelli çek ile …. ‘ a ödendiğini, aynı gün …. tarafından tahsil edildiğini belirterek, davanın reddine, alacaklının haksız ve kötü niyetli olması nedeni ile İİK 67/2 maddesi gereğince dava miktarının %40 ından az olmamak üzere tazminata mahkumiyetine muhakeme masraf ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf vekilleri delil listelerini ve yazılı delillerini dosyaya ibraz etmiş, toplanması gereken deliller toplanmıştır.
Büyükçekmece …….. İcra Müdürlüğünün …….. E sayılı dosyası, dosyamız arasına celp edilmiş, yapılan incelemesinde; alacaklısının …….SAN. VE TİC. A.Ş, borçlusunun ….. KOOPERATİFİ olduğu, 81.688,00 TL asıl alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı, borçluya ödeme emrinin 10/10/2008 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun vekili vasıtasıyla 16/10/2008 tarihinde borca itiraz ettiği, itirazın ve iş bu davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizin faaliyete geçirilmesi nedeniyle dava dosyası Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinden, Mahkememize devredilmiştir.
Davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu hususlarında bir mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiden rapor alınmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi dosyaya sunduğu ayrıntılı raporunda; davlaı yanın 2006-2007-2008-2009-2010 yılları ticari defterlerinde açılış tasdiklerinin ve yıl sonunda yaptırılması gereken yevmiye defteri, envanter defteri kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğunu, davalı şirketin taciri defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğunu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğunu, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davacı yana 2010 yılı sonu itibariyle 336.101.001 nolu diğer çeşitli borçlar hesabında 1.416,00 TL borçlu olduğunu, davacı yanın 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 24/07/2008 tarihinden 09/04/2009 tarihine kadar %27, 09/04/2009 tarihinden 12/06/2009 tarihine kadar %20, 12/06/2009 tarihinden 22/12/2009 tarihine kadar %19, 22/12/2009 tarihinden 30/12/2010 tarihine kadar %16, 30/12/2010 tarihinden sonra ise %15 değişen oranlarda faiz talep edebileceğinin belirtildiği görülmüştür.
Davacı tarafından kesilen ve ticari defterlerine işlenen faturanın bulunup bulunmadığı, davacının alacağının temliki ile ilgili tarafların ticari defter ve kayıtlarında herhangi bir kaydın bulunup bulunmadığı, temlike konu alacağın hangi ilişkiden kaynaklandığı, tüm dosya kapsamı da değerlendirilmek suretiyle takip tarihi itibariyle davacının davalıdan talep edebileceği alacağın bulunup bulunmadığı hususunda Mali Müşavir Şahin Bozkurt ile bir borçlar hukukçusu bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır.
Bilirkişi kurulu dosyaya sunduğu ayrıntılı ek raporunda; davacı yan tarafından 200-2001-2002 yılları ticari defterlerinin ibraz edilmediğini, davalı yanın da 2003 yılı ticari defterlerinin ibraz edilmediğini, davacın yanın incelenen ticari defterlerinde davalı yandan 2009 yılı sonu itibariyle 159.01.G01 verilen sipariş avansları hesabında 81.686,00 TL alacaklı olduğunu, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davacı yana 2010 yılı sonu itibariyle 336.101.001 nolu diğer çeşitli borçlar hesabında 1.416,00 TL borçlu olduğunu, taraflar arasındaki cari hesap farkı olan ( 81.688,00 TL – 1.416,00 TL ) 80.272,00 TL nin ise davalı yanın davacı yana olan 80.272,00 TL tutarlı borcunu ….’ a temlik etmiş olduğundan kaynaklanmakta olduğunu belirttikleri görülmüştür.
Bilirkişi rapor ve ek raporu sonuç ve gerekçe itibariyle hükme dayanak teşkil edebilecek nitelikte kabul edilmiştir.
Davacı vekili son celsede; davanın kabulüne karar verilmesini, davalı vekili ise; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava niteliği itibariyle İİK nun 67 ve devamı maddeleri gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesinde; davacının defterlerinde davalının davacıya 81.688 tl borçlu olduğu, davalı defterlerinde davalının davacıya 1.416 tl borçlu olduğu,aradaki cari hesap farkının davalının davacıya olan 80.272 tl yi dava dışı …. ‘a temlik etmesinden kaynaklandığı, alacağının temlikinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılması gerektiği, bunun geçerlilik şartı olduğu, sözleşmeyi alacağı devredenin imzalaması gerekip devredenin imzasının gerekmediği,ancak temlik sebebinin belirtildiği ivazlı bir temlik olması halinde alacağı devralanın da imzalaması gerektiği,olayda temliknamenin devralan 3.kişi tarafından imzalanmadığı, bu kişinin alacağı devraldığına ilişkin irade beyanı olup olmadığı anlaşılmamaktadır.Bu nedenle temlikname geçersiz olup takip tarihi itibariye davacının davalıdan 2009 yılı itibariyle verilen sipariş avansları hesabında 81.688 tl alacaklı olduğu, takipten önce alacağın ödeneceği belli bir tarih olmadığı ve davalı temerrüde düşürülmediğinden faiz hesabı yapılmayıp dosya kapsamı ve bilirkişi raporu doğrultusunda 24/10/2013 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyizi sonucunda dosya Yargıtay ……. Hukuk Dairesinin ……. Esas ……. Karar sayılı dosyası ile 05/06/2014 tarihinde bozularak mahkememize gönderilmiştir.
Yargıtay bozma ilamında; Davanın taraflar arasındaki inşaat cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğunu belirtmiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 162/1. maddesi, “Kanun veya akit ile veya işin mahiyeti icabı olarak menedilmiş olmadıkça borçlunun rızasını aramaksızın alacaklı, alacağını üçüncü bir şahsa temlik edebilir.” hükmünü içerdiğini, davalı tarafça sunulan ve inkâr edilmeyen 20.03.2003 tarihli temliknamede, davacı ……. Ticaret A.Ş tarafından …….. Kooperatif’inden alacağı olan 80.272,00 TL’nin hiçbir şarta bağlı olmaksızın bütün fer’ileri ile birlikte ….’a temlik edildiğinin belirtildiğini, davalı tarafça, bu temlikname doğrultusunda 80.272,00 TL’nin çekle ….’a ödendiğinin savunulduğunu, mahkemece, alacağın temlikin geçerli olmasının yazılı şekilde yapılmasına bağlı olduğu, sözleşmeyi alacağı devredenin imzalaması gerektiği, devralanın imzasının gerekmediği hususu isabetli olarak kabul edildiği halde, temlik sebebinin belirtildiği ivazlı bir temlik sözleşmesi olması halinde, alacağı devralanın da imzalaması gerektiğini, temlik alanının imzası bulunmadığından temliknamenin geçersiz olduğu sonucuna varıldığını, 818 sayılı BK’nın 162. maddesi hükmündeki “… alacaklı alacağını üçüncü bir şahsa temlik edebilir.” ibaresi dikkate alındığında temliknamede sadece devredenin imzasının yeterli olduğu açık olup, mahkemenin aksi yöndeki kabulünde isabet bulunmadığını, bu durumda mahkemece, davalının alacağı temlik alan ….’a çekle ödeme yaptığı savunması doğrultusunda taraf delilleri tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığını, öte yandan, davada taraf sıfatı bulunmayan …’in isminin davalı olarak yazılmasının HMK’nın 297/1-b hükmüne aykırı olduğunu, bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmediğini belirtmiştir.
Davacı vekili tarafından Yargıtay ilamına karşı karar düzeltilmesi yoluna gidilmiştir. Yargıtay …… Esas – …… Karar sayılı ilamı ile dairenin 05/06/2014 tarihi ……. esas …… karar sayılı ilamına ilave yapılmak suretiyle mahkeme kararının 15/01/2016 tarihinde bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay ……. Hukuk Dairesine karar düzeltmeye ilişkin ilamında; Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK’nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan belirtilen hususlar dışında kalan diğer karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermiştir. Dairenin karar düzeltme itirazına konu bozma ilamında davacı şirket tarafından düzenlenen yazılı temlikname uyarınca bir değerlendirme yapılarak hükme varılması gerektiğini, ne var ki, davacı yargılama aşamasında bahse konu temliknamenin sahte olduğunu ileri sürdüğünü, bu durumda, bozma uyarınca yapılacak değerlendirmeden önce, 20.03.2003 günlü temliknamenin sahte olup olmadığının incelenmesinde zorunluluk bulundunuğu, bu itibarla mahkemece, öncelikle sahtelik iddiası üzerinde durulup, temliknamenin sahte olmadığının tespiti halinde bozma ilamında belirtilen değerlendirmenin yapılması; sahte olduğunun tespiti halinde ise, temlik ilişkisinin olmadığı kabul edilerek buna göre hüküm tesis edilmesi gerekli olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekili 18/02/2019 tarihli 10 nolu celsede temliknamenin sahteliğine değil geçmiş tarihli olarak düzenlendiğini belirterek temliknamenin sahte olmadığını kabul etmiştir. Yargıtay……. Hukuk Dairesince temliknamenin sahte olup olmadığı hususunda incelenilmesine yönelik karar bozulmuşsa da davanın geldiği aşama itibariyle temliknamenin sahteliğine ilişkin her iki yandan da itiraz bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bakırköy…… Asliye Ticaret Mahkemesinin….. Esas ……. Karar sayılı dosyasında 06/10/2016 tarihinde mahkememiz dosyası ile birleştirme kararı verildiği anlaşılmıştır.
Birleşen dosyada;
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı kooperatifin müvekkiline olan borcu nedeniyle müvekkili tarafından Büyükçekmece …….İcra Müdürlüğünün …… E sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, borçlunun takibe itiraz ettiğini, takipten sonra takip konusu kadar bir meblağın geçersiz bir temlik sözleşmesine dayanılarak …. ‘ a ödendiğini, Bakırköy …….. ATM nin …… E sayılı dosyasında itirazın iptali davası açtıklarını, mahkemenin 20/11/2013 tarihli kararı ile müvekkilinin 81.688,00 TL alacaklı olduğuna hükmolunduğunu, müvekkilinin güncel alacak miktarının 250.000 TL yi aştığını, itirazın iptali davası sonucunda bankaları İİK nun 89/1 maddesi uyarınca haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, yapılan sorgulamada davalı kooperatifin bankalarda mevduatına ve adına kayıtlı araç ve taşınmaza rastlanmadığını, bu durumun davalının geçersiz bir temlik sözleşmesine dayanarak ve alacaklıdan mal kaçırmak ve zarara uğratmak amacıyla ….’a ödeme yaptığını açıkça kanıtladığını, kooperatif ana sözleşmesinin 87.maddesinde yer alan düzenlemeye rağmen borcun mevcut olduğu bir dönemde başlatılan takibe itiraz edip alacağını muvazalı olarak başkasına ödeyen davalı kooperatifin bu eyleminin borcu ödemekten kaçınma ve müvekkilinin kasıtlı olarak zarara uğratma amacını taşıdığını, TTK madde 541/2-3-4 maddeleri uyarınca söz konusu hükümlere aykırı hareket eden tasfiye memurlarının TTK M.553 uyarınca ödedikleri paradan sorumlu olduklarını beyanla; şimdilik 20.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; davanın TTK madde 560 da yazılı iki ve beş yıllık süre içerisinde açılmadığından zaman aşımına uğradığını, Bakırköy …… ATM nin ….. E sayılı dosyasına verilen Yargıtay tarafından bozulduğunu, ayrıca davacının müvekkilleri hakkına açmış olduğu Büyükçekmece ……. İcra ceza Mahkemesinin …… E sayılı dosyasında müvekkilleri lehine karar verildiğini beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmamış , cevap dilekçesi de sunmamıştır.
Mahkememiz davası ile birleşen dosya davalılarının aynı oldukları, birleşen dava davalılarının mahkememiz davalısının tasfiye memurları oldukları anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, asıl dava ve birleşen dava dosya içeriklerine sunulu deliller, tarafların sunmuş olduğu beyanlar, bilirkişi raporları dikkate alındığında yapılan yargılama sonucunda mahkememiz kararında tarafların temliknamenin sahteliği konusunda uyuşmazlık içerisinde olmadıkları, 2010 yılı sonu itibariyle ve 2010 yılı yevmiye defteri kapanış maddesinde 336.101.001 nolu diğer çeşitli borçlar hesabında davalı yanın davacı yana 1.416,00 TL borçlu olduğu, taraflar arasındaki cari hesap farkı olan 80.272,00 TL nin davalı yanın davacı yana olan 80.272,00 TL tutarlı borcunu ….a temlik etmiş olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce kısa karar da Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasındaki itirazın kısmen iptaline karar verilmişse de icra müdürlüğü bilgileri sehven hatalı olarak yazılmış esas itibariyle Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı takip dosyasına ilişkin karar vermek gerekmiş ancak kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olmaması nedeniyle bu konuda bir değişiklik yapılmamıştır.
Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dava bakımından davanın KISMEN KABULÜ ile davalının Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyasındaki itirazın kısmen iptali ile takibin 1.416,00 TL asıl bakımından devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen değerin takdiren % 40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 96,72 TL harçtan peşin alınan 694,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 597,58 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip ve istem halinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 1.416,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.350,00 TL. Yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 22,95 TL. yargılama gideri ile 114,82 TL. toplam harç masrafı ki toplam 137,77 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Birleşen dava bakımından davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 297,15 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip ve istem halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar ile ilgili Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 15 günlük süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili Yargıtay Hukuk Dairesi nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar asıl ve birleşen dava davacı vekilinin yüzüne, asıl ve birleşen dava davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır