Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/264 E. 2021/144 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/264 Esas
KARAR NO : 2021/144

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/03/2016
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 07/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; trafik kazasında ölüm nedeniyle destekten yoksun kalan davacılara, davalılardan ……. Şirketinin yetersiz ödemesine ilişkin ibranamenin 2918 sayılı KTK’nın 111/2. Maddesi uyarınca iptali ile 6100 sayılı yasanın 107. maddesine göre belinlener maddi tazminatın işleten ve sürücüler yönünden olay tarihinden, sigorta şirketleri yönünden sigorta limitleri aşılmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme tahsiline, karar verilmesini, davacıların tamami için toplam 100.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi ile birlikte ortaklaşa ve zincirleme sigorta şirketleri dışındaki davalılardan tahsiline, davalı işleten ……’e ait kazaya karışan …… plakalı araca ve diğer işleten ve sürücülere ait taşınır taşınmaz malları ile bankalardaki ve 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …… vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin aracın işleteni (ruhsat sahibi) olduğu için davalı olarak gösterildiğini ancak kaza ile aracın işletilmesi ve müvekkilinin aracı arasında illiyet bağı olmadığını, maddi ve manevi tazminat yükümlülüğü olmadığını, kazanın meydana gelmesinin sebebinin müvekkilinin olmadığını, karşı araç şoförü ……. sevk ve idaresindeki aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek emniyet şeridine park halinde bulunan müvekkiline ait araca sağ arka taraftan çarpması neticesinde kazanın meydana geldiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……. Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu kazaya karışan ……. plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 23/07/2015 – 13/08/2015 tarihleri arasında …….. nolu sigorta poliçesi ile sigortalandığını ve söz konusu aracın 13/08/2015 tarihinde noter sözleşmesi ile satışından dolayı söz konusu poliçenin iptal edildiğini, kaza 12/09/2015 tarihinde meydana geldiğinden kaza tarihinde ……. plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde herhangi bir poliçesi bulunmadığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……. Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle: bahsi geçen …… plakalı aracın müvekkili şirkete 03/11/2014 – 2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …… numaralı sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı şirketlerine müracaat edilerek ihbarda bulunulduğunu ve şirketleri tarafından hasar dosyası açıldığını, ……’nın vefatı sonucu desteğinden yoksun kalan mütevefanın kızları olan davacılar için aktüer hesabı yaptırıldığını, hesaplama sonucu araç sürücüsünün %50 kusuru ve net asgari ücret üzerinden TRH 2010 ölüm tablosu %1.8 teknik faiz uygulanarak yapıldığını, alınan tazminat raporu doğrultusunda 01/02/2016 tarihinde davacılardan anne ……. için toplam 17.899,48 TL baba …… için 12.937,86 TL olmak üzere toplam 30.837,00 TL destek tazminatı ödemesi yapılmıştır bu poliçeden dolayı kalan bakiye teminatın 290.000,00 – 30.837,00 =259,163,00-TL olduğunu, şirketlerinin yapılan aktüer hesabı çercevesinde üzerine düşün tüm sorumluluğu yerine getirdiğini bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……. cevap dilekçesinde özetle: davacı dava dilekçesinde her ne kadar işleten sıfatıyla davayı kendisine yöneltmişse de kazanın meydana geldiği tarihten önce 29/07/2015 tarihinde kazaya karışan aracı noter aracılığı ile resmi yazılı şekilde satış sözleşmesi ile ……. devrettitiğini, bu sebeple tarafına yöneltilen dava nın sıfat yokluğu, husumet yokluğu yönünden reddedilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacıların trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur ve aktüerya alanında uzman bilirkişiden aktüer hesap incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar arasında gerçekleşen trafik kazasından kaynaklı Silivri Ağır Ceza Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama esnasında;
– Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nin 19/11/2015 tarihli raporunda; şüpheli sürücü ……’in asli kusurlu olduğu, şüpheli sürücü ……’in kazanın oluşumunda atfı kabil kusurunun bulunmadığı bildirilmiştir.
– Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nin 02/02/2016 tarihli raporunda; kazanın oluşumunda şüpheli sürücü ……’in tali kusurlu olduğu, şüpheli sürücü ……’in asli kusurlu olduğu, müteveffa yolcu ……’nın atfı kabil kusurunun bulunmadığı bildirilmiştir.
– Trafik Kazaları Uzmanı Bilirkişi ……. ‘dan aldırılan 22/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı Sürücü ……’in 2918 sayılı KTK’nın 56/1-a maddesinde şerit izleme ve değiştirme kurallarına aykırı hareket ettiğinden dolayı asli kusurlu olduğu, davalı ……’in 2918 sayılı KTK’nın 59. maddesince tali kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
– …… Üniversitesi Karayolları ve Trafik Bilim Dalı Öğretim Elemanları Doç. Dr. ……, Dr. Yük. Müh. ……… ve Araş. Gör. Yük. Müh…… tarafından tanzim edilen raporda; davalı ……’in gece görüş koşullarında seyrettiği göz önünde bulundurarak aracının hızının olay yeri hakim şartlarının gerektirdiği, far ışığı altında görebileceği mesafede emniyetle durmasına imkan sağlayacak bir seviyeye düşürmesi gerektiğini, kazanın şiddetinden ve sürücü ……’in idaresindeki aracın kaza sonrasında hasar durumlarından anlaşılacağı üzere sürücünün bu hususa riayet etmediğini, yol üzerinde gördüğü yayaya çarpmamak için sağa direksiyon manevrasında bulunduğunu ancak etkin fren uygulamakta geç kaldığını, heyetin, sürücü ……’in tedbirsiz, dikkatsiz ve KTK ‘nın 52 b maddesine aykırı olan bu sevk ve idaresi sebebiyle tali kusurlu bulunduğu kanaatine vardığını, davalı ……’in yerleşim yeri dışındaki bir yolda, teknik arza vb. zorunlu bir sebep bulunmaksızın aracını emniyet şeridine park ettiğini ve her ne kadar kendisi dörtlü flaşörlerini yaktığını belirtse de gece görüş koşullarında aracının görünürlüğünü artıracak yeterli önlemleri almadığını, bununla da kalmayıp yaya hareketinin beklenmediği bariyerlerle bölünmüş yolda karşıdan karşıya geçerek dava konusu kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, heyetin sanık ……’in tedbirsiz, dikkatsiz ve KTK 68 b maddesine aykırı bu davranışı sebebiyle asli kusurlu olduğu kanaatine vardığını bildirmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin ……. tarihli raporunda; Davalı sürücü ……’in sevk ve idaresindeki araçla meskun mahal dışı yolda seyri sırasında yola gereken dikkatini vermediğini, görüş alanını gerektiği şekilde kontrol etmeden seyrini sürüdürmeye özen ve önem göstermediğini, mevcut hızı ile mahale yaklaşırken seyir yönüne göre sağ taraftan(idaresindeki vasıtayı emniyet şeridinde park ederek) yola giren ve seyir şeridine kadar yürüyüşünü sürdüren yayayı geç fark etttiğini, yayaya çarpmamak için ani ve kontrolsüzce sağa yönelerek emniyet şeridinde park halindeki araca arkadan çarptığını, bu tavrı ile meydana getirdiği kazada tali derecede kusurlu görüldüğünü, davalı ……’in meskun dışı mahalde seyir halinde olan araçların seyir durumlarını dikkate almadan, bu araçlara ilk geçiş hakkını vermeden yola girdiğini, sol taraftan gelen ve ilk geçiş hakkına sahip vasıtaya rağmen, vasıtanın seyir şeridine girerek davalı sürücü ……’in seyir durumunu bozarak meydana getirdiği kazada dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile asli kusurlu olduğunu, davalı sürücü ……’in %30 oranında kusurlu olduğunu, davalı ……’in %70 oranında kusurlu olduğunu, müteveffa yolcu ……’nın kusursuz olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Aktüerya alanında uzman bilirkişi 06/12/2019 havale tarihli raporunda; ……. Sigorta A.Ş.’ne sigortalı …… plaka sayılı araç sürücüsünün %70 kusuruna karşılık 01/02/2016 tarihinde yapılan 30.837,00-TL lik ödemenin yeterli olmadığını, 26/08/2019 tarihinde ek olarak 87.840,00-TL ödenmiş olduğu, bu tarih itibariyle yeniden yapılan hesaplama sonucu tespit edilen toplam tazminattan 01/02/2016 tarihinde yapılan ödemenin güncellenerek mahsubundan sonra davacı anne babanın bakiye tazminat alacağının 69.655,02-TL olmasına karşın davacı vekilinin 60.000,00-TL asıl alacak ve ferileriyle birlikte aldığı 87.840,00-TL karşılığında araç sahibi, sürücüsü ve ZMM sigortacısı hakkında maddi tazminat talebinden feragat ettiğine, ……. plaka sayılı araç sürücüsünün (%30) kusuruna karşılık davacı baba ….. ‘nın 19.547,35-TL, davacı Anne …… ‘nın 27.770,19-TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığını, kardeşlerin birbirine bakma yükümlülüğü bulunmadığından, davacı kardeşin kaza tarihi itibariyle 18 yaşında olması ve açık lisede okurken bir taraftan çalışabileceği, anne babasının hayatta olması sebepleriyle davacı kardeş ……. için destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmadığını bildirmiştir.
Davacılar Vekili 04/10/2019 tarihle dilekçesi ile davacılarla davalı ……. Sigorta A.Ş.’nin dava konusu olay ve poliçe sebebiyle tazmini gereken maddi zararları konusunda karşılıklı olarak sulhen mutabakata vardıklarını, davalılardan ……. Sigorata ile yapılan sulh gereğince olay ve poliçe sebebiyle tamamen ibra edildiğini, davalı ……. Sigorta A.Ş. hakkındaki maddi tazminat davasından feragat edildiğini, Davalı ……. Sigorta yönünden sadece maddi tazminatının diğer sorumlularla birlikte müteselsilen tahsili talep edilmiş olmakla diğer davalılar yönünden hak ve alacak taleplerinin devam ettiğini, sulh gereğince davalı ……. Sigorta yönünden dava vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Davacılar Vekili 24/02/2020 tarihli 10 nolu celsede; ……. Sigorta ile yapılan harici sulh anlaşması gereğince mahkemeye sundukları dilekçede her ne kadar sadece davalı ……. Sigorta bakımından davadan feragat etmiş olduklarını bildirmişlerse de yapılan ödemeye istinaden davalı ……. Sigortanın sigortalısı …… ile sürücü …… yönünden de maddi tazminat talepleri bakımından feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davacılar Vekili 06/03/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya dair hak ve alacaklarınızı saklı tutmak kaydıyla açmış oldukları davada; bilirkişi incelemesi sonucunda rapora göre maddi tazminat taleplerini davalılardan sadece sürücü …… yönünden arttırdıklarını, davacı ……. için talep edilen 500,00-TL maddi tazminatı ıslahla 19.047,35-TL artırarak 19.547,35-TL’ye çıkardıklarını, davacı …… için talep edilen 500,00-TL maddi tazminatı ıslahla 27.270,19-TL artırarak 27.770,19-TL’ye çıkardıklarını bildirmiştir.
Desteklenen (yardım gören) kimselerin tazminat isteme hakkının doğabilmesi için, destek sayılan kimsenin ya fiilen ilgiliye bir yardımda bulunması, bakması veya ileride böyle bir yardım veya bakma ihtimalinin ciddi olarak muhtemel olması lâzım ve yeterlidir. Bir kimseye kanun hükmü veya akdî bir mükellefiyet icabı ileride bakması çok muhtemel olanlar da destek sayılırlar. Doktrin bu tür desteklere «farazi destek» adını vermektedir. Bundan maksat, ölenin ölmemiş olması halinde davacıya bakma hususunda kanunî bir yükümlülük altında bulunmasıdır. Ölüm zamanında ölenin fiilen bakmakta olduğu kimselerin tazminat isteme hakları her halde mevcuttur. Çocukların ana ve babalarına karşı bir nafaka yükümlülükleri vardır (MK. 315). O halde çocukların ölümü ile ana ve babanın bir desteği kaybettiği kolayca kabul olunabilir. Nesep işinin gayri sahih veya sadece tabiî bir bağdan ibaret olmasının önemi yoktur; ölüm anında fiilî bakma şartı da gerekli değildir; ileride bu ihtimalin mevcudiyeti yeterlidir. Ayrıca çocuğun küçük olması veya onun şimdilik herhangi bir kazanç veya mesleğinin olmaması davanın kabulüne engel olmaz. Somut olayda ölen davacılar ……. ve ………’nın oğlu olup, bu ilkeler ışığında anne ve babaya bakma ve destek olma ihtimali karinedir. Bu karinenin aksi kanıtlanmadığı sürece anne ve baba tazminat talep edebilir.
KTK’nın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85/1. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. ” maddenin son fıkrasına göre ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” İşletenin bu sorumluluğu bir tehlike sorumluluğudur.
2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/02/2019 tarih, 2016/6712 E. ve 2019/2237 K. sayılı kararı).
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporları içeriğine göre; 12/09/2015 tarihinde davalılardan …… sevk ve idaresindeki ……. plakalı aracın davalılardan ……’e çarpmamak için davalı …… tarafından park edilmiş halde bulunan …… plakalı kamyonun arka tarafına çarpması neticesinde davacıların murisi ……’nın davalı ……’in sevk ve idaresindeki araç içinde vefat ettiği, Çatalca …… Noterliği ……. yevmiye numaralı satış sözleşmesinin incelenilmesinde ……. plakalı aracın 29/07/2015 tarihinde davalılardan ……. tarafından resmi yazılı bir şekilde dava dışı …….’e satılmış olduğu, ……. plakalı aracın davalılardan ……. Sigorta Şirketi tarafından 23/07/2015 – 13/08/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …….. no.lu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı ve söz konusu aracın 13/08/2015 tarihinde noter sözleşmesi ile satışından dolayı söz konusu poliçenin 13/08/2015 tarihinde iptal edildiği, kaza tarihi itibariyle davalılardan ……. ile davalılardan ……. Sigorta Şirketine karşı husumet yöneltilemeyeceği, davacılardan …….’nın kaza tarihi itibariyle 18 yaşından büyük olması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanamadığı, davalılar ……, ……, ……. Sigorta A.Ş. bakımından davacıların maddi tazminat taleplerinden feragat etmiş olması sebebiyle bu davalılara karşı açılan davanın HMK 307’de düzenlenen feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, davacılar vekilinin 06/03/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile davanın …… ve …… için davalılardan sadece …… bakımından ıslah edildiği, denetime elverişli kusur raporu ve aktüerya raporu doğrultusunda ıslahın usulüne uygun olarak yapıldığı anlaşılmakla davacılardan ……. ve ……’nın maddi tazminat taleplerinin davalılardan …… yönünden kabulüne diğer davalılar bakımından açıklanan nedenlerle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Bu konuda takdir hakkı kullanılırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde gösterilmelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacıların uğradığı zararın kapsamı, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü hususları yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında davalılar ……, …… ve ……’ün sosyal ekonomik durumları, davacıların …… ve ……’e karşı açmış oldukları maddi tazminat davasından feragat etmiş olmaları, Davalı ……’in müteveffanın arkadaşı olması ve yaşanan kazadan duymuş olduğu acı ve elem dikkate alındığında davacılardan ……. için 12.000,00-TL, ….. için 12.000,00-TL, müteveffanın kardeşi davacı ……. için 6.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmiş fazlaya ilişkin talep reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
A-maddi tazminat yönünden
1-Davanın Davacılar ……., …… bakımından KABULÜ ile davacı ……. yönünden 19.547,35 TL, davacı …… için 27.770,19 TL nin kaza tarihi 12.09.2015 ten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ….. tahsil edilerek davacılara verilmesine,
2-Davacı ……. yönünden maddi tazminat talebinin reddine,
3-Davalılar ……, ……, ……. Sigorta AŞ bakımından davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
4-Davalılar ……., ……. Sigorta Şirketi bakımından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
B-Manevi tazminat yönünden
1-Davacı ……. için 12.000,00 TL, davacı ……. için 12.000,00 TL, davacı ……. için 6.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 12/09/2015 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar ……, ……, ……’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davalı ……. yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
-Maddi Tazminat yönünden;
1-Alınması gerekli 3.232,26-TL harçtan davacılar tarafından yatırılan 1.750,00-TL tamamlama harcı, 396,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.146,00-TL harcın mahsubuyla bakiye 1.086,26-TL harcın davalı ……’den tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
2-Davacı ……. tarafından açılan davanın reddedilmesi nedeniyle alınması gerekli 59,30-TL karar harcının davacı …….’dan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan 1.750,00-TL tamamlama harcı, 396,00-TL ıslah harcı, 4,30-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.150,30-TL’nin davalı ……’den tahsil edilerek davacılar ……. ve ……’ya verilmesine,
4-Davacılar ……. ve …… tarafından posta/ tebligat/ bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.165,89-TL yargılama giderinin davalı ……’den tahsil edilerek davacılar ……. ve …… ‘ya verilmesine,
5-Davacılar ……. ve …….. ‘nın yargılamada kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 6.950,89-TL ücreti vekaletin davalı ……’den tahsil edilerek davacılar ……. ve …… ‘ya verilmesine,
6-Davanın davalı …… haricindeki diğer davalılar bakımından ıslah edilmemiş olması ve reddedilmesi nedeniyle, mevcut değeri itibariyle Davalılar ……, …… bakımından yürürlükteki AAÜT 6. Maddesi, Davalılar ……., ……. Sigorta Şirketi bakımından yürürlükteki AAÜT 7/2. Maddesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 1.500,00-TL ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davalılar ……, ……, ……., ……. Sigorta Şirketi’ne verilmesine,
7-Davalı ……. Sigorta A.Ş. Vekili tarafından 03/09/2019 tarihli dilekçesi ile yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmemesi nedeniyle lehine vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
8-Davalı …… tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
9-Davalı …… dışındaki davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Manevi Tazminat yönünden;
10-Kabul edilen manevi tazminat tutarları üzerinden alınması gereken 2.049,31-TL ilam harcının davalılar ……, ……, ……’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
11-Davacılar kendilerini yargılamada vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT 10/1-4 maddesi gereği 4.500,00-TL ücreti vekaletin davalılar ……, ……, ……’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara varilmesine
12-Manevi tazminat talebinin davalılar …… ve …… bakımından kısmın kabul kısmen reddedilmiş olması davalıların kendisini yargılamada vekille temsil ettirmesi nedeniyle yürürlükteki AAÜT 10/2 gereği 4.500,00-TL ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davalılar …… ve ……’e verilmesine.
13-Manevi tazminat talebinin davalı ……. bakımından pasif husumet nedeniyle reddedilmiş olması nedeniyle yürürlükteki AAÜT gereği 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davalı …….’e verilmesine
14-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı …… vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/02/2021

Katip …..
e-imzalıdır

Hakim …….
e-imzalıdır