Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/244 E. 2019/1096 K. 20.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/244
KARAR NO : 2019/1096

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2016
KARAR TARİHİ : 20/11/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ: 21/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili esas ve birleşen dosyada dava dilekçesinde özetle; şirketin muhasebe işlemleri için muhasebe müdürü davalı …’ye 12/03/2015 tarihinde vekaletname verildiğini, ancak vekilin bazı hatalı işleml
sunulduğunu, azledilen vekilin müvekkilinden habersiz olarak şirket adına….. Bank ….. Şube Müdürlüğünden, ….. Bankası …. Şube Müdürlüğünden ve ….. Bankası ….. Şube Müdürlüğünden çek karnesi aldığını ve bu karnelere ait çekleri imzalayarak irtibat içinde bulunduğu kişiler eliyle piyasaya arz ettiğinin öğrenildiğini, azledilen vekil hakkında sahtecilik eyleminden dolayı suç duyurusunda bulunduğunu, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının ….. soruşturma sayılı dosyası ile takibat başlatıldığını, soruşturma dosyasındaki ifadeler incelendiğinde suç nitelikli eylemler ile müvekkiline ne denli zarar verildiğinin anlaşılacağını, …..’tan alınan çeklerden ….. numaralı olan 24.500.-bedelle doldurulup bankaya ibraz edilmesi üzerine menfi tespit talebiyle dava açmak gerektiğini, takibe konu çekin müvekkil şirket yetkilisinin imzasını içermediğini , çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, sahtecilik iddiasının mutlak def’ilerden olduğunu ve herkese karşı ileri sürülebileceğini, yetkisiz kişi ile yapılan işlemin müvekkilini sorumluluk altına sokmayacağını, davalı lehtarın iyi niyet savunmasında bulunamayacağını, HMK m. 208/4 gereğince sahte imzanın sahibi …’nün de davalı olarak gösterildiğini, ….. ….. Şubesi’nin 10.02.2016 keşide tarihli, ….. nolu ve 24.500.- TL. bedelli çekten dolayı davalılara borçlu olmadıklarının tespitine ve davaya konu çekin müvekkiline teslimine, dava konusu çekin %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatlarına hükmedilmesine, dava sonucu verilecek karar kesinleşinceye kadar müvekkili hakkında açılacak icra takibinin, ihtiyati tedbir yolu ,ile teminatsız olarak durdurulmasına, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının kötü niyetli olduğunu, …’nün 10 yıldır şirkette çalıştığını ve kendisine vekalet verildiğini, Sahtecilikle ilgili yapılan kovuşturmada şikayet edilen kişiler ile ilgili herhangi bir dava açılmadığını, müvekkilinin …’nün yetkili olup/olmadığını bilmesinin mümkün olmadığını, …’nün piyasaya şirket adına bir çok çek sürmesinin ve bunun davacı şirket tarafından bilinmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, Müvekkilinin davacı tarafın iddia ettiği gibi bir kötü niyet olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Dosyaya sunulan 17/08/2016 tarihli protokolde davalı …’ın davaya konu 10/02/2016 keşide tarihli ….. numaralı 24.500 TL bedelli çeki davacıya iade edeceğine dair protokol imzalandığı anlaşılmıştır.
Birleşen dosya davalısı … vekili cevabında özetle; dava konusu çekin müvekkil Banka tarafından kredi müşterisi …’a 200.000.-TL ve 75.000.-TL limitli kredi kullandırıldığı, 10.02.2016 keşide tarihli ….. ….. şubesine ait ….. no.lu ve 24.500.-TL.lık çek … tarafından tahsil edidiğinde bedeli kredi borcuna mahsup edilmek üzere Bankaya teslim ve tevdi ettiğini, dava konusu çeki tahsil etmek amacıyla Bakırköy ….. icra Müdürlüğü ….. E. sayılı dosyası ile keşideci-Davacı …..ve Gümrükleme Nak. Hiz. Ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattıklarını, TTK’nun 659/2 maddesine göre hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmediğinden nispi defilerin iyiniyetli 3. kişilere karşı ileri süremiyeceğini, davacının müvekkil bankanın alacağını geciktirmek amacıyla davanın kötü niyetle açıldığını, beyan etmiştir.
Davalı … usulüne uygun tebligata rağmen duruşmaya katılmamış, davaya cevap vermemiştir.
Davalı … tarafından davacı adına keşide edilen çekler nedeniyle açılan çok sayıda dava dosyası mahkememizin ……. Esas sayılı dava dosyasında birleştirilmiş, daha sonra her bir çek yönünden dosyalar tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmiştir.
….. Banka yazılan müzekkere cevabında dava konusu ….. Bank ….. Şubesine ait 10/02/2016 keşide tarihli ….. seri numaralı 24.500 TL bedelli çekin …..ve Güm. Nak. Hiz. Tic. Ltd. Şti. Ait olduğu, çekin 10/02/2016 tarihinde takas merkezi aracılığıyla ibraz edildiği, imza uyuşmazlığından hatalı kodu ile ilgili bankaya iade edildiğinin bildirdiği anlaşılmıştır.
Büyükçekmece CBS ….. soruşturma sayılı dosyasında davalı … hakkında soruşturmanın devam ettiği davalı … ve …’ın şüpheli sıfatı ile ifadelerinin alındığı anlaşılmıştır.
Davalı … tarafından sunulan belgelerin incelenmesinde; dava konusu çekin 01/10/2015 tarihinde davalı … tarafından teminat amaçlı şubeye verildiği, buna ilişkin çek tevdi bordrosunun sunulduğu anlaşılmıştır.
02/07/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davacı yanın davalılardan … ye 12/03/2015 tarihli ve Büyükçekmece ….. Noterliğinin …. yevmiye numarası ile vekaletname verdiği vekaletten azlin 14/10/2015 tarih ve Büyükçekmece noterliğnin …. yevmiye numarası ile gerçekleştirdiği bu hususun gazetede ilan edildiği senedin keşide tarihi dikkate alındığında keşidenin azilden sonra gerçekleştirildiği bu hali ile davaya konu olan senedin yetkisiz temsilci eli ile tanzim edilmiş olduğu, davacının senet düzenleyerek tedavule çıkarma iradesinin bulunmadığı bu durumun senedin hükümsüzlüğüne ilişkin mutlak defi olarak herkese karşı ileri sürülebileceği senette imzası bulunan diğer cirantaların senedin mücerettiliği ilkesinden istifade edemeyeceği somut olay yönünden bu mutlak defiyi sadece davacının ileri sürebileceği, davacı dışında diğer imza sahipleri yönünden çekteki imzanın bağlayılıcığı devam edeceği, Kambiyo senedi her zaman ve her saik ile düzenlenebileceğinden senetten dolayı alacaklı olduğunu iddia eden kimse ile senet tanzim eden arasında bir alt ilişkinin olmasının bu ilişkinin senet alacaklısı tarafından kesin delil ile ispat edilmesi gerekeceği somut olayda bu tür bir ispat vasıtasına rastlanmadığı kanaatini bildirir rapor sunmuştur.
Taraf vekillerinin itirazları nedeniyle dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş,
Bilirkişi 04/10/2019 havale tarihli heyet raporunda; Dava konusu çekin ileri tarihli olduğunun davalılar tarafından delillerle ispatlanması gerektiği, ispat edilemediği için davalı …’nün vekaletten azledildikten sonra çek’in keşide edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, çekin keşide tarihinin vekalet azlinden sonraki tarihi taşıması, azlin Noterden yapılması ve gazetede ilan edilmesi ile çekin yetkisiz temsilci eli ile tanzim edilmiş olduğunun anlaşılması nedeniyle çek’in “yetkisiz temsilci tarafından keşide edilmiş çek” olarak yorumlanması gerektiği ve bu nedenle davacının sorumlu tutulamayacağı, Davacının çek nedeniyle sorumlu olmaktan kurtulsa dahi imzaların bağımsızlığı ilkesi uyarınca, çek üzerinde imzası bulunan (avalist, ciranta gibi) diğer kişilerin sorumluluklarının devam edeceği kanaatine varıldığını bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporlarının değerlendirilmesine göre; davacının davalılardan …’ye 12.03.2015 tarihli ve Büyükçekmece 6. Noterliğin …. yev numarası ile vekalet vermiş olduğu, iş bu vekaletnamenin incelenmesinde; davacının davalı …’ye milli ve yabancı bankalar ile özel finans kurumları nezdinde adına her türlü hesap açmaya, açılacak hesaplar ile bu güne kadar açılmış mevcut hesaplardan dilediği miktarda para çekmeye, çek karnesi talep etmeye, almaya, evrakları tanzim ve imzaya, çekleri ciro etmeye bankalarda açılan kredi hesaplarını tanzim ve imzaya yönelik geniş yetkiler verildiği, davalı …’nün C. Savcılığında şüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde davacı şirkette müdür olarak görev yaptığı şirket yetkililerinin vekaletinin kendisinde mevcut olduğu bu vekaletnameye istinaden ….. Bank, …. Bank ve ….. Bankta hesap açarak şirket adına çek aldığını bu 3 bankadan almış olduğu çekleri şirket adına ve çoğunlukla kendi ticari ilişkilerinde kullandığına dair ifade verdiği, daha sonra davacı tarafından davalı …’nün 14/10/2015 tarihli Büyükçekmece noterliğinin ….. Yev. Numarası ile davalı …’nün azil edildiği ve bu hususun gazetede ilan edildiği anlaşılmıştır. Dava konusu çekin incelenmesinde çekin keşide tarihinin 10/02/2016 tarihi olduğu çekin azilname ve ilandan sonra keşide edildiği anlaşılmıştır. Yetkisiz temsilci tarafından çek düzenlenmesinin mutlak defilerden olup herkese karşı ileri sürülebilir. Ancak her ne kadar dava konusu çek keşide tarihi itibariyle yetkisiz temsilci olan … tarafından düzenlendiği anlaşılmakta ise de, ödeme aracı olan çekin ticari hayat içinde ileri tarihli keşide edilmesi mümkündür. Davalı … tarafından sunulan evraklarda davaya konu çekin 01/10/2015 tarihinde henüz … azledilmeden ve vekaletname uyarınca çek keşide etme yetkisi varken davalı bankaya teminat amaçlı sunulduğu anlaşılmıştır. Çekin davalı tarafından temsile yetkili iken keşide edilmesi, davalı …’ nın çeki iktisapta kötü niyetinin ve ağır kusurunun bulunduğunun dosya kapsamında ispatlanamaması nedeniyle birleşen dosya da davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı …’ın dosyaya sunulan protokol ve kabul beyanı, davalı …’nün savcılık ifadesinde çeki kendi ticari işlerinde kullandığı yönündeki beyanı, davacının incelenen ticari defterlerinde dava konusu ….. seri nolu 24.500 TL bedelli çekin kaydına, çekin tanzimini haklı kılar bir alt ilişkiye rastlanmaması nedeniyle esas dosya yönünden davanın kabulü ile davacının dava konusu çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatının (kararda sehven icra inkar tazminatı yazılmıştır) yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmesine gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile;
1-….. ….. Şubesine ait, keşidecisi ….. ve Güm. Nak. Hiz. Ve Tic. Ltd. Şti., lehdar ….. Dolap Sis. İnş.. San. Tic. Ltd. Şti. olan, 10/02/2016 keşide tarihli, 24.500TL bedelli, ….. no’lu çek yönünden davacının davalı … ve …’ye borçlu olmadığının tespitine,
2-Davalı …..’ye yönelik açılan davanın reddine,
3-İcra inkar tazminatı taleplerinin reddine,
4-Esas dosya yönünden alınması gerekli 1.673,59 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 418,40 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.255,19 TL harcın davalılar … ve …’dan müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
5-Birleşen dosyada alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL’nin mahsubu ile kalan 15,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından esas dosyada yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 418,40 TL peşin harç toplamı 447,60 TL’nin davalılar … ve …’dan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılan 15 tebligat masrafı 192,60 TL, bilirkişi ücreti 2.500 TL’den oluşan toplam 2.692,60 TL’nin davalılar … ve …’dan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8- Birleşen dosya ve esas dosyada davacının ….. Bankası A.Ş. için yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Esas dosyada AAÜT gereğince hesap edilen 2.940 TL ücreti vekaletin davalılar … ve …’dan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Birleşen dosyada AAÜT gereğince hesap edilen 2.940 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı ……’ye verilmesine,
11-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/11/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır