Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/206 E. 2018/1010 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/206
KARAR NO : 2018/1010

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 04/03/2016
KARAR TARİHİ : 08/11/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/11/2018
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkili bankanın ….. Şubesi’nin kredi müşterisi olan dava dışı ….. San. ve Tîc. A.Ş. lehine davalı borçlu …, …, … ve dava dışı ….. Dağıtım ve Paz. San. ve Tİc. Ltd. şti.’nin müteselsil kefaleti ile krediler kullandırıldığını, ancak, kredi kat ihtarında detaylı açıklandığı üzere kullandırılan kredilerin geri dönüşünün gerçekleşmemesi nedeniyle, borçlulara ait kredi hesapları 18.12.2015 tarihi itibariyle kat edilmek zorunda kalınmış ve müvekkili banka alacağının muaccel hale geldiğini, hesabın kat edildiği ve borcun ödenmesi gerektiği hususlarının Beyoğlu …… Noterliğinin 21.12.201S tarih ve …… yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi ile borçlulara bildirildiği ancak borcun ödenmediği, bu sebeple de davalı/borçlular hakkında Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’ nün …… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak borçlular tarafından takibe itiraz edildiğinden borçluların itirazının iptalini talep ettiklerini, borçluların tüm itirazlarının yasal dayanaktan yoksun ve haksız olup, itirazlarının iptaline karar verilmesi gerektiğini, davalı/borçlular tarafından, ödeme emrinde müvekkili banka tarafından talep edilen borcun tamamına, faiz ve tüm fer’ilerine itiraz edildiğini, müvekkili banka tarafından talep edilen faiz oranları yasa’ya ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, dava konusu icra takibi ile talep edilen temerrüt faiz oranı hukuka uygun olup davalı/borçluların yapmış oldukları İtiraz tamamen haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğunu, genel kredi sözleşmesi uyarınca müvekkili bankanın depo talebi yasal olduğunu, müvekkili banka ile davalı/borçlular arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin “Teminat Mektubu, Garanti ve Kontrgaranti Kredisi Kullandırılması” başlıklı 9.10. Maddesi gereği “banka, bu Sözleşmeye dayalı olarak müşteri lehine düzenlenen teminat mektubu, garanti, kontrgaranti veya lehine açılan ithalat akreditifleri ithalat kabul ve aval kredileri ite banka veya muhabirlerince kabul edilen veya aval verilen poliçeler nedeniyle, banka’nın da sorumlu olduğu tutarların müşteri tarafından depo edilmesini talep etmeye yetkilidir. müşteri, banka’nın bu maddeye doyalı taleplerini derhal yerine getirerek nokit yatırmayı veya banka’ca talep ve kabul edilecek teminatları, banka’nın uygun göreceği şartlarla vermeyi, peşinen kabul ve taahhüt eder.” ibaresi bulunduğunu, yine, ilgili Genel Kredi Sözleşmesi’nin 11.maddesined “….taksitlerden herhangi birinin vadesinde ödenmemesi veya vadesinde eksik ödenmesi veya hiç ödenmemesi halinde, ayrıca herhangi bir ihbar ya da, ihtara gerek olmaksızın bakiye alacağın tamamın muaccel olacağını ve bu tutarı derhal ödeyeceklerini, ödemedikleri takdirde söz konusu tutara bu maddeye göre temerrüt faizi işletileceğini ve banka’nın kredilerinin vadesi gelmiş olsun olmasın diğer kredilerinin de tamamını veya bir kısmını kapayarak, gayrinakit kredilerin depo edilmesini taiep ederek yasal takibe geçmeye yetkili olduğunu peşinen kabul ve beyan ederler” şeklinde olduğunu, borçlular tarafından imzalanan genel kredi sözleşmesinde kredinin kefalet karşılığı kullandırılması ve kefillerin sorumluluğu açıkça düzenlendiğini, takibe konu edilmeven kredi borçlusu ….. firması ile ilgili tüm talep ve dava haklarımızı saklı tuttuklarını, borçlu davalıların itirazı haksız ve kötü niyetli olup, haklarında alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden bahisle 792.532,08-TL Asıl Alacak {Takipte Talep Edilen 1.200-TL Çek Garanti Bedeli Dahil Edilmiştir) 2.050,73-TL Hesap Kat Tar. Temerrüt Tarihine Kadar Akdi Faiz 12.650,32-TL Temerrüt Tar. Takip Tarihine Kadar Yıllık %23,02 Temerrüt Faizi, 799.17-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 808.664,81-TL alacağımızın 792.532,08-TL’lik asıl alacak kısmına 19.01.2016 takip tarihinden ödeninceye kadar işleyecek ve TBK 100. md. uyarınca kısmi ödeme öncelikle faize mahsup edilerek hesaplanacak yıllık %23,02 temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi, avukatlık ücreti ve icra masraflarıyla birlikte tahsili amacıyla, davalı/borçlulardan …, … ve….. ‘nın itirazlarının iptaline toplam 792,532,08-TL asıl alacağımıza 19.01.2016 takip tarihinden ödeninceye kadar işleyecek ve TBK 100. md. uyarınca kısmi ödeme öncelikle faize mahsup edilerek hesaplanacak yıllık %23,02 temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi, avukatlık ücreti ve icra masraflarıyla birlikte tahsili amacıyla, davalı/borçlu …..Dağıtım Ve Paz. San. Ve Tic Ltd.şti.’nin itirazının iptaline, takip talebinde gayrinakit alacaklar olarak belirtilen alacaklarımız bakımından; 9 adet çekin garanti bedelinden kaynaklanan X0.800-TL (Çek garanti bedellerinin yasa gereği artırılması halinde artan tutarlan talep etme hakkı saklı ve ….. Dağıtım San. Ve Tic. A.Ş’ye hitaben verilen 05,06.2015 tarihli …… nolu 23.500.-TL bedelli, …… Elektrik Perakende Satış A.ş.’ye hitaben verilen 05.06.2015 tarihli …… nolu 18.000.-TL bedelli, Beylikdüzü Vergi Dairesi’ne hitaben verilen 05.06.2015 tarihli …. nolu 20.800.TL bedelli, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’ne hitaben verilen 18.06.2015 tarihli ….. nolu 28.000.-TL bedelli, Derince Gümrük Müdürlüğü’ne hitaben verilen 08,07.2015 tarihli …… nolu 37.500.-TL bedelli teminat mektupları ile birlikte olmak üzere toplam 138.600-TL alacak için davalı/borçlular …, …, … ve borçlu …..Dağıtım Ve Paz. San. ve Tic Ltd.Şti.’nin itrazlarının iptaline, davalı/borçluların %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, takibin, takip talebinde belirtilen diğer kayıt ve şartlar ile devamına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: itirazın iptalini isteyen …., genel kredi ve teminat sözleşmesi’nde belirlenmiş olan temerrüt faizi oranının yasaya uygun olduğunu, faiz ve ferilere yapmış olduğumuz itirazın yersiz olduğunu beyan ettiğini, davacı bankanın talep etmiş olduğu %23,02 oranındaki temerrüt faizi oranı mağduriyete yol açacak kadar fahiş olduğnuu, her ne kadar davacı banka sözleşmede uygulanan faiz oranını Genel Kredi Sözleşmesi’nin 11/b maddesine, 6102 Sayılı TTK.’nın 8. maddesinde öngörülen ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirlenebileceği ve 3095 Sayılı yasanın 2. maddesine dayandırmakta ise de; ilgili Genel Kredi Sözleşmesi’nin temerrüt faizini düzenleyen hükmü genel işlem şartı niteliğinde olduğunu, TBK. m. 20 gereği genel işlem şartı; bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ilerideki çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla önceden tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme olduğunu, Borçlar Kanunu’nda Genel İşlem Şartları’na ilişkin maddeler tüm sözleşmeleri kapsayacak şekilde genel hükümler karşısında emredici nitelikteki maddeler olarak düzenlediğinden, genel işlem şartlarına dair korumanın sınırları geniş olup tüketici yahut tacir ayrımı yapmaksızın herkes açısından genel işlem koşullarının denetlenmesine imkan verdiğini, somut olayda “…kullanmış olduğu tüm kredilere Banka’ca uygulanan kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihi itibariyle en yüksek olan kredi faiz oranına %50(yüzdeelli) ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi tatbik edileceğini ve bu temerrüt faizi ile fon ve gider vergisini ayrıca bir ihtar ve merasime hacet kalmaksızın ödeyeceğini beyan, kabul ve taahhüt eder” hükmü sonucunda müvekkillerine adeta dayatma olarak sunulan %23,02 temerrüt faizi oranı bir genel işlem şartı niteliği taşıdığını, davalı müvekkilleri yönünden adeta dayatma ile sunulan ve genel işlem şartı niteliğini taşıyan böylesine yüksek bir temerrüt faizi oranını kabul etmemiz mümkün olmadığını, davacı bankanın, genel kredi sözleşmesi uyarınca bankanın depo talebinin yasal olduğunu beyan etmesi ve yine genel kredi sözleşmesi’nin 13.2. maddesi gereğince bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil olduğunun düzenlendiği yönündeki beyanları da genel işlem şartı olması hasebiyle kabul edilemez olduğunu, bankaların kredi verirken kullandıkları matbu sözleşme metinleri genellikle kredi ilişkisi nedeniyle ileride ortaya çıkması muhtemel problemlerin banka lehine nasıl çözümlenebileceğini bilen uzmanlar tarafından bütün ihtimaller göz önüne alınarak hazırlandığını, dolayısıyla sözleşmenin imza edilmesi sırasında, önceden şartları belirlenen bu sözleşmenin içeriği üzerinde görüşme ve tartışma yapılmadığını, somut olayda bankanın Genel Kredi Sözleşmesi’nde depo talebi ile ilgili olarak beyan ettiği “…MÜŞTERİ, BANKA’nın bu maddeye dayalı taleplerini derhal yerine getirerek nakit yatırmayı veya BANKA’ca talep ve kabul edilecek teminatları, banka’nın uygun göreceği şartlarla vermeyi, peşinen kabul ve taahhüt eder” ifadesi dahi müvekkilleriyle herhangi bir istişare yapılmadan sadece bankanın kendi başına sözleşmeyi oluşturduğunu gösterdiğini, “…bankanın uygun göreceği şartlarla” ifadesi oldukça ucu açık ve belirsiz bir ifade olduğnuu, müvekkillerinin tabiri caizse bankanın insafına bırakıldıklarını, aynı şekilde yalnızca bankanın ticari defter ve kayıtlarının kesin delil olarak nitelendirilmesi ve müvekkillerimin yemin teklifi haklarından feragat ettikleri gibi müvekkillerimin savunma hakkını etkileyen ifadeler de oldukça ağır olarak düzenlenen genel işlem şartları olduğunu, bankanın genel kredi sözleşmesi’ndeki genel işlem şartlarına dayanarak taleplerde bulunması, türk medeni kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu, davacı bankanın belirtilen sebeplerden ötürü genel işlem şartı niteliğindeki, müvekkilleri mağdur edecek taleplerini, özellikle de yüksek orandaki temerrüt faizi talebini kabul etmediklerini, davacı bankanın müvekkillere karşı başlattığı aynı borca yönelik başlattığı mükerrer takiplerin de kötü niyetinin göstergesi olduğundan bahisle genel işlem koşullarından oluşan Genel Kredi Sözleşmesi’ne dayanarak müvekkillerinin mağdur eden davacının, başta yüksek orandaki temerrüt faizi olmak üzere Genel Kredi Sözleşmesi’ndeki taleplerinin reddine karar verilmesini, müvekkillerinin %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talebinin ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. D.iş sayılı dosyası, B.Çekmece …… İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, genel kredi sözleşmesi, kefalet sözleşmesi, ihtarname ve ihtarname tebliğ mazbataları,bilirkişi rapor ve ek raporu.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafından dava dışı ….. San. Tic. Aş.’ye kullandırılan kredilerden kaynaklanan alacağın tahsilinin istemi ile davalılar aleyhine yapılan icra takibi nedeniyle davacının davalılardan alacaklarının olup olmadığı, sözleşmede belirlenen aktif faiz ve banka kayıtlarının kesin delil olacağına ilişkin hükümlerin geçersiz olup olmadığı, davalıların takibe yapmış oldukları itirazlarının haklı olup olmadıkları şeklinde olduğu görüldü.
Davanın dayanağını oluşturan B.Çekmece …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasının tetkikinde; davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlular aleyhine 945.608,03 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, davalı-borçlu şirketin 27/01/2016 tarihli dilekçe ile borca ve fer’ilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Sorun: Davaya konu 26/11/2010 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi, 27/09/2013 tarihli ve 05/06/2015 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi ile kefalete ilişkin ek protokole dayalı alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerinden ibarettir.
Çözüm: Genel Kredi Sözleşmelerinin, teminat sözleşmelerinin kefalete ilişkin ek protokolün davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefiller tarafından ve dava dışı asıl borçlu yönünden TBK, İİK.’nın ve Çek Kanunları bakımından tespitinin yapılarak B.Çekmece …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyası ile icra takibine yasal şartlarının tespiti ile itirazın haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Tespit edilen hususlar:
Davacı bankanın …… Şubesinin, dava dışı ….. San. Tic. A.ş ve müşterek borçlu müteselsil kefil davalılar …, …, davacı Bankanın …… Şubesinin, dava dışı ….. San. Tic. A.ş ve müşterek borçlu müteselsil kefil davalılar …, …, … ve dava dışı …..Dağıtım ve Paz. San. ve Tİc. Ltd. Şti. arasında sözleşmelerin imzalandığı, davalılar …, … … 3.800.000 TL müşterek borçlu ve müteselsil kefaletlerinin mevcut olduğu diğer davalı müşterek borçlu müteselsil kefil ….. Dağıtım ve Paz. San. ve Tİc. Ltd. Şti. ile asıl borçlu davalı banka arasında 09/11/2015 tarihli kefalete ilişkin protokol imzalandığı, 05/06/2015 tarihinde genel kredi teminat sözleşmesi imzaladığı, 26/11/2010 tarihli genel kredi sözleşmesi ve teminat kefalet sözleşmesi davalı kefiller tarafından imzalanmış olup TBK 583. Maddesinin şartlarını taşıdığı, TBK 589. Maddesi gereğince kefilin her durumda kefalet sözleşmesinde belirlenen azami miktara kadar sorumlu olması gerektiği, davacı banka tarafından gönderilen Beyoğlu ….. Noterliğinin 21.12.2015 tarih …… yevmiye ihtarnamesinin davalı-borçlulara 18/12/2015 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen borcun ödenmediği, ödemeye ilişkin verilen mühlet sonunda temerrüde düştükleri, Kredi sözleşmesinin asıl borçlu ve diğer borçlu tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı görülmüştür.
TBK 586/1 maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girmesi kabul etmiş ise alacaklı borçluya veya taşınmaz rehinli paraya çevirmeden kefile talep edebilir. Ancak bunun için borçlunun ifade gecikmesi, ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içerisinde olması gerekir düzenlemesi içermektedir.
Somut olayda alacaklı banka tarafından hesap kat ihtarı düzenlenerek borçlulara tebliğ edildiği, dosya kapsamı ile sabittir. Borçlu kefiller alacağı rehinle teminat altına alındığını ve borcu karşılamaya yeterli olduğunu ileri sürmemişlerdir. Nakdi alacağa yönelik davalı kefiller yönünden icra takibinin yapılmasında sunulan genel kredi sözleşmesi, ek protokole göre bir engel bulunmamaktadır. Gayri nakdi alacak bakımından yapılan icra işlemlerinin ise, teminat niteliği değerlendirildiğinde, kefil borcu feri bir borç olması ve kefillerin aslında kendilerninde birer teminat olması karşısında genel kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmelerinde açık ve net biçimde müşterek borçlu veya müteselsil kefilerden henüz nakte dönüşmemiş, tanzim olmamış gayri nakdi krediler veya garanti bedellerinin davalı kefillerden depo talep edilebileceğine dair bir maddenin olmadığı, gayri nakdi krediler olan henüz bankaya iade edilmemiş çek garanti bedelleri ile mer’i teminat mektup bedellerinin davalı kefiller yönünden muaccel hale gelmediği, Genel kredi sözleşmelerinin 7 adet çek olan 24/06/2015 tarihinde verilen gayri nakti alacak bakımından ise sözleşmenin 9.21 maddesine uygun olarak davacı bankaya iade edilmesi veya harhangi bir çek yaprağı için 18/12/2015 tarihi itibariyle 1.200.000 TL tanzim bedelleri üzerinden dava dışı asıl borçlu yönünden bankaya nakden yatırılması (depo etmesi ) gerektiği, sözleşmede açıkça bir hüküm bulunmadığı takdirde gayri nakit kredinin depo edilmesi kefilden istenemez. Ancak gayri nakit alacak nakdi alacağa dönüşürse, kefil limiti dahilinde sorumlu olur. Takip tarihi irdelendiğinde, 19/01/2015 öncesi 13/01/2015 tarihindede 2 adet çek yaprağı garanti bedeli tanzimi ile nakte dönüştüğü anlaşılmakla gayrinakdi alacak talebine ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Mahkememize 17/10/2017 havale tarihli bilirkişi raporunun karar vermeye yeterli olduğu, davalıların sözleşme, ek protokoller TBK, İİK, bakımından itirazlarının haksız olduğu; alacağın belirlenebilir olduğu, alınan bilirkişi emekli banka müfettişi ve müdürü …… ‘ün 17/10/2017 tarihli bilirkişi ek raporuna göre, davacının davalılardan aşağıdaki hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde belirtilen miktar ve kalemler üzerinden alacağa müstehak bulunduğu, kullanılan kredinin ticari kredi olması karşısında taraflar arasında belirlenen nakti faiz talebinde de mevzuata aykırılık bulunmadığı, alacağın likit olması karşısında davacının icra inkar tazminatına da müstehak olduğu görülmekle aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabul ve reddine karar vermek gerekmiş, ticari kredilere dayalı nakdi alacaktan kaynaklanan dava ve takipler nispi harca, gayri nakdi alacaktan kaynaklanan depo talepli dava ve takipler maktu harca tabi olduğundan red edilen kısım bakımından davalılar vekili lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine, red edilen nispi miktar yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre davalılar vekiline vekalet ücreti verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalıların B.Çekmece …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 791.331,02 TL asıl alacak, 14.168,36 TL temerrüd faizi, 708,42 TL faizin gider vergisi, 799,17 TL ihtarname masrafı, 1.200,00 TL tazmin olunan çek bedeli olmak üzere toplam 808.206,97 TL nakit alacak yönünden itirazlarının iptali ile takibin 808.206,97 TL üzerinden devamına, fazlaya ve gayrinakdi alacak talebine ilişkin talebin reddine,
2-Hükmolunan alacak üzerinden %20’si olan 161.641,39 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalıların kötü niyet tazminat taleplerinin reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 55.208,62 TL harçtan peşin alınan 9.081,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 46.126,68 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama 882,00 TL giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 881,47 TL yargılama gideri ile 9.115,44 TL. toplam harç masrafı ki toplam 9.996,91 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 46.278,28 TL avukatlık ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca hesap edilen 457,84 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine, Red edilen gayri nakdi alacak kısım bakımından davalılar vekili lehine 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …