Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/204 E. 2018/620 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/204
KARAR NO : 2018/620

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/03/2015
KARAR TARİHİ : 28/06/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/07/2018
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili özetle; davacı kooperatif yönetim kurulunun 20/01/2009 tarihli kararı ile müvekkilinin o tarihteki müdürü olan davalıların babası …. ….bank …. Şubesindeki hesabına 800.000,00 TL para yatırıldığını, …. 14/02/2012 tarihinde vefat etmesi nedeniyle söz konusu hesaptaki bedelin iadesinin davalı mirasçılardan talep edilmesine rağmen ödenmemesi üzerine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün…. esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını ancak haksız itiraz üzerine takibin durduğundan bahisle vaki itirazların iptali takibin devamı ve %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili özetle; müvekkilleri … ve …’ın mirası redettiklerinden kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini bu nedenle adı geçenler aleyhine açılan davanın usulden reddine, diğer müvekkili …. bakımından ise sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan davanın 2 yıllık zaman aşımına uğradığını davacının miras bırakın …. ölüm tarihinden İstanbul … Noterliğinin …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile haberdar olunduğundan bu müvekkilli yönünden de davanın reddini savunmuş, ….. tarafından başlatılan Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı takip dosyaları ile takas def-i talebinde bulunmuştur.
İşbu dava Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/11/2015 gün ve …. karar sayılı dosyası görevsizlik kararı ile mahkememize intikal etmiştir.
DELİLLER: Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyaları, K.çekmece … Sulh Hukuk Mahkemesinin …. E. …. sayılı kararı, ihtarname, celp edilen banka ve tapu kayıtları, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı.
Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası incelendiğinde, 08/01/2014 tarihinde davacı/alacaklı kooperatif tarafından davalılar/borçlular aleyhine 1.157.830,14 TL alacak üzerinden takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği, borçluların takibe süresinde itiraz ettikleri, bakiye alacak miktarının 323.014,76 TL olduğu görülmüştür.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası incelendiğinde , Davalı … tarafından davacı kooperatif aleyhine 04/06/2012 tarihinde takibe geçildiği, takipte kesinleşen miktarın 811.100,90 TL kalan bakiye alacak miktarının 1.032.330,07 TL olduğu anlaşılmıştır.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyası incelendiğinde, Davalı … tarafından davacı kooperatif aleyhine 04/06/2012 tarihinde takibe geçildiği, 10/02/2014 tarihinde yapılan kapak hesabına göre takipte kesinleşen miktarın 120.500 TL olduğu, kalan bakiye alacak miktarının ise 87.210,12 TL olduğu görülmüştür.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …sayılı takip dosyası incelendiğinde, Davalı … tarafından davacı kooperatif aleyhine 04/06/2012 tarihinde takibe geçildiği, takip sonucu kesinleşen miktarın 189.500,00 TL olduğu, bakiye alacak miktarının ise 295.347,76 TL olduğu anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Dava itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerinden ibaret olup, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyaları, ticaret sicil kaydı, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve neticesinde alınan bilirkişi raporu ve diğer bilgi ve belgelere binaen; davacı kooperatifin, davalıların murisi olan ….’ın kooperatif müdürü olduğu sırada kooperatif yönetim kurulunun 20/01/2009 tarihli kararına istinaden adı geçenin ….bank … Şubesindeki hesabın 800.000,00 TL yatırıldığı, …. 14/02/2012 tarihinde vefat etmesi nedeniyle söz konusu hesaptaki bedelin iadesinin davalı mirasçılardan talep edilmesine rağmen ödenmemesi üzerine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün…. esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını ancak itiraz üzerine takibin durduğundan itirazların iptalini talep etmiştir.
Müteveffa … 14/02/2012 yılında vefat etmiştir. Yönetim kurulu kararı gereğince Kooperatif müdürü ….’ın uhdesinde bırakılan ve onun tarafından muhafaza altına alınmasına yönelik karar gereğince….ile uzlaşılmış olup 800.000 TL teslim edilmiş, kooperatifin müdürü sıfatıyla gerekli ödemelerde bulunmak üzere …. Bankası … Şubesinde adına hesap açılmakla yatırılmıştır. Şirket müdürü ….’ın vefatı nedeniyle mirasçıları, … … ve … 22/02/2012 tarihinde birlikte bu parayı çekmişlerdir. İlgili kooperatif paranın geri iadesi için 10/08/2012 tarihinde ihtar çekmiş mirasçılar verilen süre içinde bedeli yatırmamışlardır. …. dışındaki mirasçılar 16/04/2012 tarihinde Küçükçemece ….Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile 14/02/2012 tarihinde vefat eden müteveffa ….’dan kendilerine kalan mirası 3 aylık süre içinde red ettiklerini beyan etmiş, 20/04/2012 tarihli mahkeme kararında, … ile …’ın muris ….’dan intikal eden yasal mirasın kayıtsız şartsız red edildiğinin tespit ve tesciline karar verildiği görülmüştür. Davacı Tasfiye Halinde … Yapı Koop. Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı dosya ile takip başlatmış, tüm borçlular takibe itiraz etmişlerdir. …. davacı kooperatiften alacağı olduğundan bahisle Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyaları ile 04/06/2012 tarihinde 3 ayrı takip başlatmış, adi borç ilişkisine dayalı olarak TK.35. maddesine göre 28/06/2012 tarihinde kooperatife tebliğ edilmiş olduğu anlaşıldı.
SORUN: 1-Müteveffanın sağılında bu hesapta çektiği paraların hangi amaçla ve hangi kalem için harcandığının tespiti;
Davacı Tasfiye halinde …. Yapı Kooperatifinin İstanbul … Noterliği’nin 10.07.2012 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinde, “…Yönetim Kurul Kararı gereğince Kooperatif Müdürü ….’ın uhdesinde bırakılmasına, onun tarafından muhafaza altına alınmasına yönelik karar gereğince, …. ile de uzlaşılmış olmakla 800.000,00 TL’nin teslim edilmekle, kooperatif müdürü sıfatıyla gerekli ödemelerde bulunmak üzere …. Bankası … Şubesine adına hesap açılmakla yatırılmıştır…” içeriğinde hesaptan çekilmiş olan bu tutarların kooperatif ihtiyaçları için çekilmiş olabileceği ikrar etmiş olduklarını düşündürmekte ise de hesaptan çekilmiş tutarların dava dışı miras bırakanın sağlığında çekmiş olması nedeniyle hangi amaçla çekildiklerinin ve hangi işler için harcandığının mevcut belge ve kayıtlardan anlaşılmasının mümkün olmadığı, dolayısı ile ispata muhtaç olduğu, hesaptan çekilmiş tutarların ne kadarının kooperatif adına ne kadarının da şahsi çıkarları adına kullanmış olabileceği konusunda da herhangi bir kanıt sunulmamıştır.
2-Mirasçıların kötüniyetli olup olmadıkları(para çekim tarihinde);
…. 14/02/2012 tarihinde vefat etmiştir. …. mirasçıları olan Davalılar 22/12/2012 tarihinde …. Bankası … Şubesinde 646.116,19 TL çektikleri 16/04/2012 tarihinde Küçükçemece ….Sulh Hukuk Mahkemesinin …. esas sayılı davada … ve … mirası kayıtsız ve şartsız reddine dair verilen karar 14/05/2012 tarihinde kesinleşmiş, TMK 605. Maddesine göre Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ancak mirasın reddi davasının hukuki geçerliliğinin kötü niyet çerçevesinde irdelenmeside mahkeme TMK 610/2 maddesi gereği yeterli araştırma yapılmadan karar vermiştir. Kesinleştirilen bu durum mirasçılar arasındaki iç ilişki olarak kalmıştır.
3- Takas definin kabul edilip edilemeyeceği;
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (HMK.Madde 190- (1)
Takas ve mahsup talebinin mutlaka karşı dava şeklinde ileri sürülmesi zorunlu olmayıp, savunma olarak da ileri sürülmesi mümkündür. İlke olarak, takas def’i de diğer def’iler gibi cevap dilekçesinde süresinde ileri sürülmelidir. 10 günlük cevap süresinde ileri sürülmediği takdirde savunmanın genişletilmesi yasağı ile karşılaşabilir. Ancak, süresinde yapılmayan takas def’ine, HMK’nın açıkça muvafakat öngören 141/2. maddesinin yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce savunmanın genişletilmesine muvafakat edilmediği bildirilerek hemen karşı konulmadığı takdirde zımni olarak savunmanın genişletilmesine rıza gösterilmiş sayılır. Takas ve mahsup birbirinden farklı kavramlardır. Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup, alacağın gerçek miktarını belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi, ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Takasta ise, birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) vardır. Ayrıca takas edilecek alacakların muaccel, dava edilebilir olması ve takas hakkının kanunla veya tarafların yapmış olduğu sözleşmeyle ortadan kaldırılmamış olması gerekir. Bu alacak sahiplerinden her biri takas ileri sürebileceği gibi, bu yola gitmeksizin alacaklarını ayrıca dava konusu edebilirler. Takas savunmasında bulunan taraf hem kendi, hem de karşı tarafın alacağını ortadan kaldırmayı istediğinden, her iki alacak üzerinde de etkin olur. Bu niteliği ile takas bir inşai haktır. Mahsup ise bir inşai hak ya da def’i olmayıp, bir itirazdır. (YHGK’nın 24.05.1950 gün ve 74 E., 31 K. sayılı ilamı bu yöndedir.) Örnek vermek gerekir ise, bir alacak davasında, davalı kendisinin de bir başka ilişkiden dolayı alacaklı olduğunu savunuyorsa bu bir takas savunmasıdır. Buna karşın, haksız mal edinme iddiasına dayalı bir geri alma davasında, davalı indirimi gerekli bir kısım giderleri olduğunu, ya da TBK’nın 227/2. ve 475/2. maddelerinde olduğu gibi, bir indirim yapılması gereğini savunursa, yapılması gereken iş mahsuptur.
4-…’ın takas definden yararlanıp yararlanamayacağı ve Mirası red eden mirasçıların takas defiden yararlanıp yararlanamayacağı, Takas hakkı, bir tarafın beyanı ile tarafların birbirlerine olan aynı tür borçlarını azı tutarında sona erdiren bir bozucu yenilik doğuran haktır. Takasın koşulları konusunda genel bir düzenleme getiren TBK md. 139/1 hükmü şu şekildedir: ” İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir.” Buna göre bir kimsenin borcunun sona erdirecek şekilde takas beyanında bulunabilmesi için dört ayrı olumlu koşulun birarada bulunması gerekir:
1-Geçerlilik (muteberiyet) koşulu, yani takas edilecek alacakların ikisinin de hukuken mevcut ve geçerli olması, Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta, tarafların takasa konu alacaklarının mevcudiyetine ve geçerliliğine dair bir sorun bulunmadığı, bu hususta taraflar arasında bir tartışma dahi bulunmadığı anlaşılmıştır.
2.Karşılıklılık (mütekabiliyet) koşulu, yani tarafların birbirlerinden alacaklı olması. Somut olayda davalılar arasında bir miras topluluğu ilişkisi bulunmakta olup tüm mirasçılar tereke borçlarından TMK md.641/1’e göre müteselsil sorumludur. TMK m.681/2 uyarınca bu müteselsil sorumluluk mirasın paylaşımını takip eden beş (5) yıl için devam edecektir.
3.Türdeşlik (mümaselet) koşulu, yani tarafların birbirlerinden olan alacaklarının konusunun aynı türden olması, müteselsil ve kişisel borçlu davalı … , davacı kooperatife karşı üç ayrı para alacağından dolayı cebri icra takibi yapmış ve her üç takip birden kesinleşmiştir. İlamsız cebri icra takibine konu olan birinci para alacağının davacı kooperatifin para alacağı ile türdeş olduğu, Kıymetli evraka özgü iki ayrı cebri icra takibine konu olan diğer para alacaklarının da davacı kooperatifin, para alacağı ile türdeş olduğu, çünkü somut olayda gündeme gelen bono, düzenleyenin kayıtsız ve şartsız para ödeme borcunu içermekte olup bu meyanda ayırdedici tek özelliği, kıymetli evrak olması dolayısıyla para alacağı hakkı ile senet arasında yoğun bir bağlılık bulunmasıdır. Bunun anlamı, adi senetten farklı olarak bonoda hakkın senetle kaynaşmış olması, yani hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülemeyeceği ve senetten ayrı olarak devredilemeyeceğidir. Şu halde bononun da temelinde tıpkı TBK md.18’de tanımlanan soyut borç tanımasında olduğu gibi bir borç vaadi vardır. Somut olayda olduğu gibi takas beyanını bizzat kendi alacağı kıymetli evraka bağlı olan kişinin karşı tarafın alelade alacağı için yapması durumunda bu sakınca da söz konusu değildir. Zira bu ihtimalde takas beyanında bulunan taraf, kendi kıymetli evraka bağlı takip imkanından vazgeçerek alacakları ortadan kaldırmaktadır.
4.Muacceliyet koşulu, yani tarafların birbirlerinden olan alacaklarının ifasının istenebilir olması, uyuşmazlıkta, tarafların karşılıklı para alacaklarının takas edilmesi bakımından gerekli muacceliyet koşulu gerçekleşmiş durumdadır. Mirasçıların murisin ölümü üzerine onun ölümle sona ermeyen borçlarına muacceliyet durumları ile birlikte halef olacakları TMK m.599 hükmü gereğidir. Böylece muristen intikal eden borç bakımından bu borcun alacaklısına karşı mirasçıların tümü bakımından muacceliyet koşulu gerçekleşmiştir. Söz konusu alacak esasen daha murisin sağlığında muaccel olmuştur. Öte yandan, kıymetli evraka bağlanmış olan mirasçıların alacakları bakımından da, gerek bu alacakların kıymetli evrak vasfını kaybedip alelade alacak olanları gerekse de halen kıymetli evrak vasfında ve bu şekilde takibe elverişli olanları açısından muacceliyet koşulunun gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Davalı mirasçı …., itirazın iptali davası kapsamında sunduğu cevap dilekçesinde kendisinin davacı kooperatife karşı biri alelade para alacağı, diğer ikisi bonoda mündemiç olmak üzere sahip olduğu üç ayrı icra takibinden kaynaklı para alacağı bakımından takas beyanında bulunmakla, davacı kooperatifin para alacağının TBK md. 139/1 uyarın kendiliğinden sona ermiş olacağı, TBK 143/2 m. uyarınca: Bu durumda her iki borç takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona erer.” hükmü uyarınca davacı ve davalı tarafın borçlarının geçmişte en erken zamanda takas edileceği anlaşılmış, Somut olayda, davacıların alacağının bulunduğuna yönelik savunmaları mahsup itirazı, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyalarından alacağı bulunduğuna yönelik savunmaları ise takas def’i niteliğinde olduğu anlaşıldığından Takas def’inin kabulü nedeniyle borç az olan oranında sona ereceğinden davanın reddine, İcra inkar tazminatı taleplerinin taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, belirlenebilir bir alacak olmadığı da dikkate alınarak reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Takas def’inin kabulü nedeniyle davanın reddine,
2-İcra inkar tazminatı taleplerinin taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, belirlenebilir bir alacak olmadığı da dikkate alınarak reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin alınan 13.983,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.947,85 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama 2.500,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
7-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 45.950,00 TL. avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
8-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/06/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …