Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/155 E. 2019/432 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/155
KARAR NO : 2019/432

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 19/02/2016
KARAR TARİHİ : 02/05/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/05/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davalı kooperatifin 17.01.2016 tarihinde yapılan 2014 hesap yılı genel kurulunda alınan kararların 1163 sayılı kooperatifler kanununa aykırı olması nedeniyle toplantının ve alınan kararların mutlak butlanla sakat olması nedeniyle kesin hükümsüz olduğunu, genel kurul tutanağında her ne kadar kayıtlı ortak sayısı 67 olarak bildirilmiş ise de gerçek durumu yansıtmadığını, kooperatifin … sayılı parsel üzerinde inşa edilen konutların 1964 yılında tamamlanması, yapı kullanma iznine müteakip kat mülkiyeti kanununa göre ferdi münasebete geçerek konutların ortaklar adına tescil edilmesinden sonra bazı ortakların maliki bulundukları konutları satmak suretiyle ayrıldıklarını,konutların satışı suretiyle kooperatif ortaklığının da bu taşınmazları satın alanlara geçmediğini, kooperatifle hiçbir hukuki bağı bulunmayan yalnızca kat maliki bulunan kimselerin genel kurul toplantısına katıldıklarını, genel kurul toplantısına katılma yetkisi olmayan bu şahısların toplantıya katılması suretiyle alman kararların hükümsüz olduğunu, temsilen genel kurula vekaleten katılan 19 kişinin tamamının temsilen mi yoksa ortak sıfatı olmayan kat maliki adına mı toplantıya katıldıklarının anlaşılamadığını, 17.01.2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında tasfiye yönetim kurulu asil üyeliğine seçilen … ve yedek üyeliğe seçilen ….’ın kooperatif ortağı olmayıp, kooperatif ortağından konut satın alan kişiler olduğunu, yine aynı genel kurulda gündemin 10. Maddesi uyarınca yapılan oylama sonucunda yönetim kurulu asil üyeliğine seçilen … ve yedek üyeliğe seçilen Gönül Şener’in doğrudan ortak sıfatının bulunmadığım vefat eden ortağın yasal mirasçıları oldukları bu nedenle ortaklık pay ve hakkı üzerinde iştirak halinde hak sahibi olduklarını,tüm mirasçıların yetki vermesi halinde mirasçıların temsilcisi olarak toplantıya katılabileceklerini,ortak olmayan kişilerin yönetim kurulu üyeliğine seçilemeyeceğini, genel kurul toplantısında toplantı nisabının bulunmadığım, ana sözleşme gereği gayrimenkulun satışının görüşüleceği toplantılar hariç olmak üzere tasfiye sürecinde toplantı nisabının aranmayacağını bu bağlamda kooperatife ait …. nolu parsellerin bileşimi sonucunda maliklerin daha önce bireysel olarak kentsel dönüşüm kapsamında imzalamış olduğu sözleşmeler doğrultusunda birleşme sonucunda elde edilecek gayrimenkullerin ortaklar adına nemalandırılmak üzere ilgili firmalarla sözleşmeler yapılması hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesine dair alınan 7 nolu kararın tasfiye amacı ile bağdaşmadığını,ilgili firmalarla yapılacak sözleşmelerin arsa payının devri karşılığı inşaat sözleşmesinin yapılması niteliğinde olacağından tasfiye halinde bulunan kooperatifin gayrimenkulünün satışının görüşüldüğü toplantıda % oranında toplantı nisabının bulunması gerektiğini, gayrimenkulün alımında ve satımında takip edilecek usul ve esasları gayrimenkulün niteliği azami satış değerini belirleme yetkisinin genel kurulda bulunması gerekirken genel kurulun 8 nolu kararı ile kanunun 42. Maddesinde belirtilen emredici hükme aykırı davranıldığını bu nedenle mutlak butlanla hükümsüz olduğunu, diğer yandan …. ve …. sayılı parseller üzerindeki kooperatif mülkiyet hakları devam etmekte olup …. sayılı parselde de 1964 yılından beri ferdi mülkiyet ilişkisine geçilmiş olması sebebiyle bu parsel bakımından da kooperatifin herhangi bir hak ve tasarruf yetkisinin bulunmadığını,Genel kurulun 7 ve 8 maddelerinde gündemde 6.maddede belirlenen hususların dışına çıkılarak “Kooperatifimize ait olan …. ve….sayılı parsellerin kooperatif pay sahiplerine değil, ortak ya da ortağın yasal mirasçı konumunda bulunmayan …. no.lu parsel kat maliklerine de tahsis edileceğinin kararlaştırılmış olduğunu,Diğer yandan, kooperatif genel kurul gündeminde, 7.maddede yer alan ” …. sayılı parsel bakımından bu parselin tapuda kooperatif adına tescili bulunduğu” (maliki bulunduğu ) ibaresinin gerçek dışı olduğunu, … sayılı parsel bakımından, kat mülkiyet hakları tapuda ortaklar adına tescil edildikten sonra, Tasfiye Genel kurulunun, daha önce kooperatif adına tescilli bulunmuş taşınmazlar üzerinde hiçbir tasarruf hakkına sahip bulunmadığını,17.1.2016 tarihli 2014 yılı olağan tasfiye Genel Kurul toplantısının yalnızca 12.4.2015 tarihli davalı kooperatifin 1992-2013 yılları olağan tasfiye genel kurulu toplantısına aynı içerikteki maddelerine karşı müvekkil davacının Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi …Esas sayılı dosyasında açılan davada alınabilecek iptal ya da yokluğun tespitine ilişkin hükmü etkisizleştirmek amacına yönelik olduğunun açık olması ve bazı yetkilerin bir defa uygulanmak ya da kullanmakla tükeniyor olması karşısında 6100 S. HMK m.389 uyarınca hukuken geçersiz genel kurul kararlarının uygulanmasının ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasını, Sonuç olarak, 17.1.2016 tarihli davalı Kooperatif in 2014 yılı olağan tasfiye Genel kurulu toplantısının ve Bu genel kurulda alınan, 6,7,9 ve 10 nolu kararların 1163 sayılı kooperatifler yasasının amir hükümleri ile kamu düzenini ilişkin düzenlemelerine, tasfiye yasal amacına aykırı olması nedeniyle iptallerine ve mutlak butlan ile sakat olması nedeniyle kesin hükümsüz bulunduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Genel Kurulda oy kullananların tamamının kooperatif üyesi olduğu ve bu hususun ortaklar pay defteri kayıtlarıyla tevsik edildiğini, vekaletle katılanların ise ortaklardan aldıkları vekaletle katılım sağladıklarını, Asıl ve yedek üyeliğe seçilenlerin tamamı kooperatif ortağı olduğunu, Ölümle birlikte ortaklık sıfatının da verasetten geçmesinde ve ortak gibi işlemde bulunmaya herhangi bir hukuki engel olmadığını, Gündemin 7.maddesine alman karara ilişkin olarak mutlak butlan iddiası tamamen hukuka aykırı olduğunu, karar dikkatlice okunduğunda, Kooperatifin maliki bulunduğu ….sayılı parsellerin kooperatifin ortağı bulunan kişilerin kat maliki olduğu 4854 sayılı parselde yıkım işlemi kentsel dönüşüm kapsamında gerçekleşmiş olmakla birlikte müşterek mülkiyet söz konusu olduğu, işbu fiili durumun mahallinde keşif yapılarak tespit edilmesi durumunda söz konusu yerin arsa vasfında olduğu, tevhit işleminin yapılmasının kooperatifin ve ortakların yararına olduğu açıkça ortaya çıkacaktır. Bu nedenle dava şartı yokluğundan, davanın esasına girilmeden reddi gerektiğini, davacı iptaline talep ettiği, 6-9-10 ve diğer maddelere ilişkin tutanağı şerh koymamış ve imzalamamış yahut ayrı bir yazı ile muhalefet şerhi eklememiş bu yönde hiçbir talebi olmamıştır. Esasa girilmeden reddinin gerektiği, Konu ile ilgili Yargıtay kararlarının mevcut olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 1163 sayılı kooperatifler kanunu kapsamında genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı kooperatifin 21/01/2016 tarihli genel kuruluna davacının katılarak usulüne uygun muhalefet şerhini tutanağıa geçirip geçirmediği, muhalefet şerhi içerikleri de dikkate alındığında iptalini talep ettiği genel kurul hükümlerinin kanun, esas sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı, kooperatifin faaliyet alanındaki kat mülkiyetine geçilmiş taşınmazlardan taşınmaz satın alan kişilerin kooperatif üyesi sayılıp sayılmayacağı ve genel kurula katılma haklarının bulunup bulunmayacağı, üye olmayarak katılmış iseler genel kurulun tümden iptal edilip edilmeyeceği hususlarında toplandığı tespit edilmiştir.
Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesine göre, dava açmaya yetkili olan kişilerin iptal davasını, toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içerisinde açmaları gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, bu sürenin geçmesinden sonra dava açma hakkı düşecektir.
6100 sayılı HMK 92/2 maddesi gereğince Süreler; hafta, ay veya yıl olarak belirlenmişse sürenin başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biteceğine göre 17.01.2016 tarihli genel kurul kararının iptali için dava açma süresi 1 aylık süre sonu olan 17.02.2016 gününün tatil saatinde sona ereceğidir.
Davacının, davaya konu 17.01.2016 tarihinde yapılan genel kurul kararların iptali ve yokluğunun tespiti davasını, harç makbuzundan tevsik edildiği üzere 17.02.2016 tarihinde açmış olduğu dikkate alındığında , iptal edilebilir nitelikteki kararlar yönünden 1163 sayılı kanunun 53 maddesinde belirtilen 1 aylık hak düşürücü süre içinde açıldığının kabul edilmesi gerekeceğidir.
İptal edilebilir nitelikteki kararlar yönünden davacının 17.01.2016 tarihli genel kurulunda kanun ve ana sözleşmeye uygun olarak, 7 nolu genel kurul kararına karşı muhalefet şerhini divan başkanlığında sunduğu anlaşılmıştır.
Mutlak butlanla batıl olan kararlar (YOKLUK)yönünden ise alınan kararlar, baştan beri yok hükmünde olacağından davanın hak düşürücü süre için de(l aylık) açılıp açılmadığı ,üyelerin toplantıya katılıp katılmadığı ve muhalefet şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmayacağıdır.
Somut olayda, davalı kooperatifin davaya konu 17.01.2016 tarihinde yapılan 2014 hesap yılı genel kurul hazirun cetvelinde ve ortaklar pay defterinde davacı …’ın ortak olarak kaydının bulunması nedeniyle davacının davalı kooperatifin ortağı bulunduğu ve üyeliği gereğince huzurdaki davayı açma hakkına sahip bulunduğu, İstanbul Ticaret sicilinin …. sicil numarasında kayıtla davalı kooperatifin 19.4.1961 tarihinde ana sözleşme tescilinin yapıldığı 01.03.1993 tarihinde tasfiye kararının tescil edildiği, davalı kooperatifin 30.12.1992 tarihinde yapılan ve hazirun cetvelinde kayıtlı (11) ortağın tamamının katıldığı 1985 ile 1991 yıllarına ait Genel kurul toplantısında kooperatif amacının gerçekleştirdiği gerekçesi ile tasfiye kararının alındığı, 17.01.2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında tasfiye yönetim kurulu asil üyeliğine seçilen … ve yedek üyeliğe seçilen …’ın kooperatif ortağı olmayıp, kooperatif ortağından konut satın alan kişiler olduğu beyan edilmiş ise de … ve ….’ın ortaklar pay defterinde kayıtlı ortak bulunduğu tespit edildiğinden davacının bu yöndeki itirazlarının yerinde olmadığı, davacının davalı kooperatifin üyesi bulunduğu, iptal edilebilir nitelikteki kararlar yönünden huzurdaki davanın 1 aylık hak düşücü süre içinde açıldığı, … ili, …. ilçesi, …. Mahallesi, … mevkii, …. pafta, … parselde yer alan 5.596,04 m2 yüzölçümlü, taşınmazın arsa niteliğinde bulunduğu, iptale konu … parsel üzerindeki yapının kentsel dönüşüm kararı ile yıkılmış olduğu ve arsa konumuna dönen … parsel ile …. parsel, …. parsellerin tevhid işlemi yapılmak suretiyle birleştirilmiş olduğunun tapu kayıtlarıyla tespit edildiği ve anılan birleştirme işleminin tapuda yevmiye No:…., Cilt No: …, Sahife No … ile 06/07/2018 tarihinde tapu kaydı yapıldığı, İptali talep edilen 6, 7, 9 ve 10 nolu kararların 1163 sayılı kanun ve ana sözleşmeye uygun olarak alındığı gibi butlan şartlarının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama 35,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/05/2019

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)