Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1204 E. 2019/1149 K. 02.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1204
KARAR NO : 2019/1149

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2016
KARAR TARİHİ : 02/12/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 28/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …… Kaynakları Hizmetleri Dan. ve Yay. A.Ş. www……com.tr internet sitesinin yayıncısı olup Türkiye’nin işveren ve iş arayanların en büyük buluşma noktası olduğunu, müvekkilinin yayınlamış olduğu iş ilanlarının erişebilirliği göz önüne alındığında başvuru yapanların kısa özgeçmişlerini (cv) müvekkilinin bilgi bankasına kayıt ederek işverenlere daha çabuk ve güvenilir yoldan ulaşmakta olduğunu, iş verenlerin ise uzman insan kaynakları tarafından kontrol edilmiş başvurular arasından açık pozisyonlarına uygun kalifiye elemanları rahatça istihdam edebilmekte olduğunu, müvekkili firmanın yayın hayatının devam ettirebilmek için reklam verenlerin ve abonelerin ödemelerini zamanında ve eksiksiz yapmalarına bağlı olduğunu, müvekkili firma ticari faaliyetlerinin devamı için ya abone sayısını artırmakta ya da internet sitesi içinde banner diye isimlendirilen boş alanlara ilan kabul etmekte olduğunu, borçlu firmanın işletmesindeki pozisyon açıklarını değerlendirebilmek amacıyla müvekkilinin yayıncısı olduğu internet sitesine belirli şartlarla abone olduğunu ancak müvekkili tarafından verilen hizmetin karşılığı olan edimlerini yani borcunu ödememiş olduğunu, müvekkili firmanın davalı borçluya kesmiş olduğu faturaların toplam bedelinin 3.304,00 TL olup borçlu davalı ile müvekkili firmanın tahsilat ekibinin yapmış olduğu görüşmelerin tüm çabalara ve olumlu yaklaşımlara rağmen ödenmediğinden borçlu davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, borçlunun haksız nedensiz ve anlaşılmaz bir sebeple sırf kötü niyetli olarak ve zaman kazanmak amacıyla takibe itiraz etmiş olduğunu beyan ederek davalının Bakırköy …… İcra Müdürlüğü ….. Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Dava; davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü …… Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 3.304,00 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,75 faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde borca ve yetkiye itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek davacı yanca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemeleri yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup davacı yan delil olarak ticari defterlerine dayandığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi Borçlar Hukukçusu Prof. Dr. ….. ve Bilişim Uzmanı ….. tarafından 26/02/2018 tarihinde sunulmuş olan Bilirkişi Heyeti Raporunda özetle; davacının takip konusu alacağının varlığını ispat edemediği; bu nedenle de takip tarihi itibariyle davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Davacının itirazı üzerine ek rapor aldırılmış, bilirkişiler kök rapordaki yapmış oldukları inceleme ve değerlendirmelerde değişiklik olmadığını bildirmişlerdir.
Bilirkişi S.M.M.M …… 05/03/2019 havale tarihli raporunda; davacı tarafça sunulan cari hesap ekstresinde davalının 3.304,00 TL’si borçlu olduğunu, dava konusu alacak ile ilgili dosya kapsamındaki önceki bilirkişi heyet raporuna göre davacının sözleşme kapsamında alacağını ispat edemediğine dair kanaat oluşturulmuş olduğunu, iş bu değerlendirme dikkate alındığında 06.06.2016 takip tarihi itibari ile davacının asıl alacağının ispat edilemediğini, davacının asıl alacağı için sunulan sözleşmeyi ve cari hesabı yeterli delil olarak kabul edilmesi halinde ise davacının 06.06.2016 takip tarihi itibari ile 3.304,00 TL asıl alacağının olabileceği görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
İncelemeye sunulan defter ve belgeler, bilirkişi raporları, isticvap davetiyesi içeriği ile tüm dosya kapsamına göre; öncelikle davalının icra takibine yapmış olduğu yetki itirazı TBK 89/1 gereği para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilmesi nedeniyle haksız bulunmuştur. Davacının sunmuş olduğu Sipariş Onay Formu başlıklı belge yazılı olarak akdedilen bir sözleşme niteliğinde olduğu değerlendirilmiş, bu sözleşmeyle tarafların “davalının, davacıya ait internet sitesine 06.082014 – 06.08.2015 tarihleri arasındaki dönem için üye olduğu, bu üyeliğe istinaden davacının, davalı şirketle ilgili ilanlar vermeyi üstlendiği, 1 yıllık sözleşme süresi boyunca 12 adet ilan vermeyi üstlendiği, bu ilanların toplamının bedeli olarak davalının davacıya 1.400,00 TL + KDV tutarında bedel ödemeyi üstlendiği, davacının davalıya fatura keseceği tarihin ağustos 2014 olduğu” hususlarında anlaşmaya vardıkları anlaşılmaktadır. Davacı tarafından dosyaya sunulan faturalardan biri 23.05.2013 tarihli olup 2013 yılında davacıya ait sitede, davalı şirket ya da ürünleri ile ilgili olarak 12 tane ilanın yapılıp yapılmadığı hususu anlaşılamamıştır. Kaldı ki delil olarak sunulan yazılı belgede belirtilen dönem içerisinde de tanzim edilmiş değildir. Diğer 13.08.2014 tarihli fatura yazılı sözleşmenin içeriğini 2014 yılında olması nedeniyle sağlasa da, bu dönemde tek bir ilanın yapılmış olması, belirtilen dönem içerisinde 12 ayrı ilanın sitede yayınlanmasına ilişkin hizmet verildiğinin davacı yanca ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. İspat yükü üzerinde olan davacının iddiasını ve davalıyla arasında akdedildiğini iddia ettiği sözleşmeden kaynaklı hizmeti tam ve eksiksiz verdiğini ispat edemediği, açıkça yemin deliline de dayanmamış olduğu anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 39,91 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,49 TL. TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/11/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır