Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1158 E. 2021/260 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1158
KARAR NO : 2021/260

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/12/2016
KARAR TARİHİ : 02/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/03/2021
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davalılardan ……..’ın sevk ve idaresindeki ……… plakalı aracın 12.01.2015 tarihinde yaya olan müvekkiline çarparak ağır yaralanmasına sebebiyet verdiğini, ……… plakalı aracın sigortacısının diğer davalı ……… SİGORTA A.Ş olduğunu, sigorta şirketine 18.11.2016 tarihinde Trafik Sigortası poliçesi kapsamında maddi tazminat başvurusunda bulunulduğunu ancak başvuruya cevap verilmediğini ve herhangi bir ödeme de yapılmadığını, davalı sürücünün olay yerinden kaçması sebebiyle trafik kaza tutanağının tutulamadığını, bu olayla ilgili olarak halen Bakırköy ……. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …….. E. Sayılı dosyasında devam eden bir ceza yargılaması söz konusu olduğunu, müvekkilinin, kaza neticesinde hayati tehlike geçirecek biçimde yaralandığını beyan ederek trafik kazası sonucu meydana gelen bedensel zarar, efor kaybı nedeniyle oluşan zararlar ve manevi zararlara karşılılık olarak, Fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 6100 savılı HMK’nın 107. Maddesi uyarınca bilirkişi raporundan sonra arttırılmak üzere şimdilik 3.100.00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline. Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000.00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalı ……..’dan tahsiline, Kazaya karışan ……… plakalı aracın başkasına devrinin önlenmesi için aracın kaydına ihtivati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesinde bahsi geçen 12.01.2015 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, ……… plakalı aracın müvekkili şirkete 25.04.2014 – 25.04.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ………. numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, Söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 290.000 TL olduğunu, tarafların kusur durumlarının gözönünde tutulmasını, tazminatın belirlenmesinin mevzuata uygun yapılmasını, sorumluluklarının poliçe limiti ile sorumlu olduğu ve avans faizi talep edilemeyeceğinden davanın reddini savunmuştur.
Davalı …….. vekili beyanlarında özetle; müvekkilinin meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:Bakırköy …….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ………. E. Sayılı dosyası, İfade Tutanakları, hastane kayıtları, trafik kayıtları, sigorta poliçesi, ATK raporu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorun: 12.01.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalı araç sürücüsü-maliki ve sigortacısının olaydan dolayı sorumlu olup olmadığı kusur oranları, davacının maddi-manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı, yerinde ise hükmedilmesine ilişkin olan miktarların tespiti.
Çözüm: Kusur durumunun ve maluliyet oranının tespiti, sorumluların ve tazminat bedelinin tespiti,TBK. Sigorta Kanunun 2918 sayılı yasa bakımından tespit.
Tarafların sosyo-ekonomik durum incelemeleri, hastane kayıtları, tedavi evrakları, sigorta poliçesi, trafik tescil kayıtları, sosyal güvenlik kurumu kayıtları ve ceza dosyası dosyamız içerisine celbedilmiş, taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Kaza: 12.01.2015 günü saat 09:00 sıralarında davalı sürücü …….. idaresindeki ……… plakalı otomobil ile Bağcılar Meydan istikametine doğru ……… Caddesi üzerinde seyir halindeyken aracının ön-sağ kısımlarıyla, sol ilerisinden kaplamaya girerek karşıdan karşıya geçmekte olan davacı yaya ………. ‘e çarpması sonucu yayanın yaralanmasına konu olay meydana gelmiştir.
Kusur Durumu: Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu tafik İhtisas Dairesinin 11.10.2018 tarih ……. sayılı kusur raporunda; Davalı ……..’ın %40 (yüzde kırk) oranında kusurlu, Davacı ……….’in %60 (yüzde altmış) oranında kusurlu olduğu kanaatiyle rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Maluliyet Durumu: Adalet Bakanlığı Adli Tıp kurumu …….. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 29.03.2019 tarih ……… sayılı ……… karar nolu raporunda 28.03.1985 doğumlu ……….’in 12.01.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı arızası nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı resmi gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerin kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğinin oy birliği ile mütalaa olunduğu görülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91.maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.
Beden gücü kaybı zararı, varsayımlara göre hesaplanmakta olup, zarar görenin bakiye yaşam süresinin çeşitli varsayımlara göre belirlenmesi gerekir. Literatürde bu varsayımlar için ……… gibi bir kısım yaşam tabloları oluşturulmuş olup Yargıtay’ın istikrar kazanmış içtihatlarında bu türlü varsayıma dayanan tazminat hesaplarında PMF-1931 yaşam tablosunun kullanılması gerektiği vurgulanmıştır. Nitekim Yargıtay …….. Hukuk Dairesinin …… Esas, …… Karar sayılı kararında, “Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre desteğin ve destek ihtiyacı olanların muhtemel yaşam süreleri belirlenirken PMF yaşam tablosu esas alınmalıdır, denilmektedir.
Geçici işgöremezlik zararı, kazalının trafik kazası nedeniyle geçici olarak çalışamadığı istirahat süresindeki zararını (kazanç kaybını) ifade eder.
Davalı ……… Sigorta A.Ş. tarafından, sigorta şirketinin Genel Şartlar A.5. maddesi gereğince geçici iş göremezlik zararından hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı belirtilmiştir.
6111 sayılı Kanun’un Geçici 1. Maddesinde, bu kanunun yayımı tarihinden önceki trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, belirlenen tutanın ödenmesiyle sigorta şirketleri ve Güvence hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği, 27.08.2011 tarihli ve 28038 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliğin Geçici 1. Md de “Bu tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle ilgili sigorta şirketlerinden ve güvence hesabından tahsil edilen tutarlar bakımından ilgili sigorta şirketlerine ve güvence hesabına her hangi bir iade yapılmaz. Belirtilen tutarlar Kuruma bu yönetmelik uyarınca aktarılan tutarlardan mahsup edilemez.” Hükmü doğrultusunda, Anılan Yönetmelik maddesinde Kanun’un yayım tarihinden önce meydana gelen trafik kazaları yönünden henüz ödenmemiş tedavi giderlerinin Kanun’un 1. Maddesi kapsamında Kurumca ödeneceği kabul edilmekte, Kanun’un yayım tarihinden önce yapılan ödemeler yönünden ise her hangi bir iade ya da mahsup işlemi yapılamayacağı belirtilmektedir.
Geçiş sürecinin sağlanması amacıyla Kanun’un Geçici 1. Maddesi uyarınca düzenlenen ve bu maddeye aykırı hükümler taşımayan anılan Yönetmelik maddesinin de de hukuka aykırılık görülmediği belirtilmiştir.
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Maddi zarar, kişinin isteği dışında malvarlığında meydana gelen eksilmesini ifade eder. Zarar miktarı malvarlığının hukuka aykırı eylemden önceki durumu ile eylemden sonra arz ettiği durum karşılaştırılarak belirlenir. Hukuka aykırı eylem malvarlığının aktifini azaltımda veya pasifini çoğaltımda yahut aktifin çoğalmasına veya pasifin azalmasına engel olmak suretiyle zararın oluşumuna sebebiyet verir. Diğer bir deyimle zarar, eylemli zarar veya kardan yoksunluk biçiminde gerçekleşir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, araç trafik kayıtları, olay nedeniyle hak sahiplerine ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin SGK ve sigorta şirketinden alınan yazı cevapları, sigorta poliçesi, ceza dosyası, kaza tespit tutanağı, sağlık kuruluşlarından celp edilen tıbbi bilgi ve belgeler, ATK raporları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; meydana gelen kazada ATK’dan alınan rapora göre, davalı ……..’ın %40 (yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu, davacı ……….’in %60 (yüzde altmış) oranında kusurlu olduğu, Adli Tıp kurumu ……. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 29.03.2019 tarihli raporuna göre, davacının 4 aylık geçici tam iş göremezliğinin rapor edildiği, kazaya karışan davalı ……..’ın sevk ve idaresindeki ……… plaka sayılı aracın kaza tarihini kapsar şekilde davalı sigorta nezdinde sigortalı bulunduğu, sigorta poliçesinin sakatlık ve ölüm teminat limitinin 290.000,00 TL. olduğu, davalı ……… Sigorta A.Ş. ZMSS poliçesi düzenlenmiş olmakla, diğer davalı araç işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenmiş olduğu, davacının 18.11.2016 tarihinde sigorta şirketine müracaat ettiğine dair belgenin dosyaya ibraz edildiği, celp edilen SGK kayıtlarında, davacı ……….’e 1.063,83 TL geçici iş göremezlik ödeneği yapıldığı anlaşılmış olup, alınan kusur ve maluliyet raporları doğrultusunda dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, alınan 05/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda, davacıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği düşülerek iş göremezlik zararı 2.210,76 TL olarak hesaplanmış, davacının, geçici işgöremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebi alınan bilirkişi raporlarıyla da sabit olduğu üzere tespit edilen miktarda davasında haklı bulunarak geçici işgöremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Manevi zarar, hukuka aykırı eylem sonucu kişisel değerlerde meydana gelen eksilmedir. Kişisel değerlerin soyut niteliği nedeniyle meydana gelen eksilmenin rakamsal karşılığını parasal değerini ifade etmek mümkün değildir. Bununla birlikte kişisel değerlere yapılan saldırı neticesi ruhsal dengenin bozulması yaşama sevincinin eksilmesi kaçınılmaz olduğunda, hukuk manevi zararı giderim yükümlülüğü dışında tutmamış, genel değer ölçüsü olması nedeniyle, belli bir miktar paranın verilmesi suretiyle zarar görenin tatmin edilmesini amaçlamıştır. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Olayın niteliği, iş göremezliğin ve yaralanmanın boyutu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, manevi tazminatın zenginleşmeye veya yoksullaşmaya neden olamaması temel ilkesi de dikkate alınarak davacının olaydan dolayı çekmiş olduğu elem ve ızdırabın bir nebze de olsa telafisi için davacı lehine aşağıdaki miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Maddi Tazminat Talepleri Bakımından;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 2.210,76 TL maddi tazminatın (geçici iş göremezlik maddi zararı) kaza tarihi olan 12/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı sigorta şirketi yönünden sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere) davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
B-Manevi Tazminat Talepleri Bakımından;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 7.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ……..’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
-Alınması gerekli 663,34 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 78,90 TL peşin alınan harcın mahsubuyla eksik 584,44 TL harcın davalılardan (davalı sigorta şirketi hükmolunan maddi tazminata oranı olan 151,02 TL’sinden poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak üzere) alınarak hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 78,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 108,10 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi / ATK gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.915,30 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 805,19 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden AAÜT 13/2 maddesi gereğince hesap edilen 2.210,76 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden AAÜT 13/2 maddesi gereğince hesap edilen 889,24 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalı ………. ve ………. ‘tan alınarak davacıya verilmesine,
-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT 10/2 maddesi gereğince hesap edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı ……..’a verilmesine,
-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı …….. vekilinin yüzüne karşı , davalı ……… Sigorta vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2021

Katip …….
¸(e-imzalıdır)

Hakim ………
¸(e-imzalıdır)