Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1128 E. 2021/454 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1128
KARAR NO : 2021/454

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/08/2016
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2021
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkili firma konumundaki …… ENERJİ san ve Tic aş ile davalı borçlu …’in bir takım makine ve ekipmanların bedeli mukabilinde … ve işletmesi tarafından yapılın müvekkili firmaya teslim hususunda anlaşmaya vardıklarını bu çerçevede müvekkili firmanın davalı-borçluya 18/02/2014-30/04/2015 tarihleri arasında müdeaddit kereler banka havalesi şeklinde toplam 400.200,00 TL avans ödemesi yapıldığını, davalı borçlunun müvekkili firmaya herhangi bir makine ve ekipman teslimi yapmayarak müvekkil firmayı sürekli olarak oyalaması üzerine G.Antep …. Noterliğinin 22/06/2015 tarih ve ….. yevmiye nolu ihtarnamesiyle taahhütlerini yerine getirmesi müvekkili firma ca talep edilmiş ise de davalı borçlunun edimlerini yerine getirmekten imtina ettiğini, bunun üzerine davalı borçluya gönderilen sipariş avanslarından kaynaklanan açık hesabın kapatılması amacıyla G.antep ….. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, akabinde davalı borçlunun inca dairesinin yetkisine ve borca itirazda bulunduğunu, yargılama neticesinde borçlunun yetki itirazı kabul görmüş ve talepleri üzerine dosya yetkili Silivri ….. İcra Müdürlüğüne gönderilerek ……… esas sayılı esas sayısını aldığı, bahse konu dosyadan borçluya gönderilen ödeme emrine de borçlunun itiraz ettiğini ve icra takibinin durduğunu, davalı borçlunun itirazının iptali ile Silivri ….. İcra Müdürlüğünce başlatılan ….. Esas sayılı icra takibinin devamına, haksız itirazdan mütevellit % 20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, avukatlık ücreti ve yargılama masraflarının davalı-borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı şirketin müvekkiline gönderdiği Gaziantep …… Noterliğinin 22 Haziran 2015 tarih ve…… Yevmiye No’lu ihtarnamesinde; taraflar arasında akdedilen -mutabık kılınan makina ve ekipmanları alım satım sözleşmesi olduğunu, banka havalesi şeklinde müvekkile siparişe yönelik ödemelerde bulunulduğunu beyan etmiş ve 15 gün içerisinde bahsi geçen makinaların kendilerine teslim edilmesini veya yapılan ödemelerin ticari faizi ile birlikte iadesini istediğini, ancak hiçbir şekilde var olduğunu iddia ettikleri alım satım sözleşmesinin hangi makina ve ekipmanlara ait olduğunu ve hangi bedellerle satıldığı veya üzerine anlaşma sağlandığı belirtilmediğini, bildirilmediğini, bu durumun basiretli bir tacir davranışından uzak olduğu gibi hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, iddiaları tamamen reddettiklerini, Silivri …. İcra Dairesi’nin …. Esas No’lu dosyasından gönderilen ödeme emrinde ise 12.05.2016 tarihli Alacak kalemi takibe dayanak gösterildiğini, herhangi bir sözleşme örneği, banka kayıtları veya havale dekontları ne ödeme emirlerine ne de dava dilekçesine EK’li olarak müvekkiline sunulduğunu, müvekkilinin karşı tarafın tamamen soyut iddiaları ile karşı karşıya olduğunu, bu nedenle kendisi de ihtarnameye, icra takibine ve dava dilekçesine soyut ifadelerle cevap vermek zorunda kaldığını, davacının, dava dilekçesinde de aynı usulle “yargılamanın ilerleyen aşamalarında ibraz edeceğimiz havale dekontları ve banka kayıtları” diyerek davaya dayanak oluşturduğu tek delilini de sunmaktan imtina ettiğini, yine dava dilekçesinin (1) No’lu bendinde de “bir takım makina ve ekipmanların bedeli mukabilinde” şeklinde kapalı bir ifade ile davasını ikame ettiğini, HMK 121 maddesi gereği bu durum usul hukukuna da aykırı olduğunu, davacı şirketin ispata muhtaç iddialarını kabul etmediklerini, davacı ile müvekkili arasında davacının iddia ettiği içerikte bir alım satım sözleşmesi mevcut olmadığını, davacı şirketin müvekkiline, tesis hammade vd masraflarını ve ücretleri karşılamak karşılığında plastik üzerine ARGE çalışması yaptırmak üzere anlaşmış ve müvekkili …’in yaşının da küçüklüğünden faydalanılarak kendisinden geniş yetkiler içeren bir de vekaletname aldığını, müvekkili tarafından yapılan ARGE çalışması sonucu numunelerin bir kısmı piyasaya ve pazarlamacılara Merkezi Gaziantep’te yer alan ve sahibi davacı şirket yetkilisi ……. olan …… Ambalaj San. Ve Tic. A.ş.’nin İstanbul ayağı aracılığıyla dağıtıldığını, ayrıca davacı şirket sahibi …….’ın yönetim kurulu başkanı ve ortağı olduğu yine Gaziantep’te faaliyet gösteren …… Plastik Sanayi Ve Tic.A.Ş.’nin imalat bölümünde de müvekkil tarafından davacı şirketin talebiyle ARGE çalışması yapıldığını ve bir kısım numuneler de orada kaldığını, davacı şirketin sahibi …….’ın …. Plastik Sanayi Ticaret A.Ş’nin ortağı hatta yönetim kurulu başkanı olduğunu, Gaziantep’te …. Plastik Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin imalat bölümünde müvekkili tarafından yapılan arge çalışması sırasında müvekkilinin elinde bulunan ve Türkiye’de imalatı bulunmayan formüller davacı şirketin izni olmaksızın davacı şirket tarafından ele geçirildiği ve huzurdaki iş bu kötüniyetli davaya uzanan süreç başladığını, davacı şirketin müvekkili şirketten hangi tür ve çeşit ve kaç adet makine ve ekipmanı talep ettiğini ve mutabık kalındığını, davanın temel dayanağını oluşturan hiçbir hususun açıklanmadan davanın ikame edildiğinden bahisle davanın reddine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER: Ticaret sicil kayıtları, havale dekontları, ……. Bankası yazı cevabı, Gazikent vergi dairesinden gönderilen 201-2015 yıllarına ait BS form örnekleri,, Gaziantep ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin….. Talimat sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporu, mahkememizce alınan bilirkişi rapor ve ek raporları, Silivri ….. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı.
Celp edilen Silivri ….. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasının tetkikinde, alacaklı …… Enerji San. Ve Tic. A.Ş tarafından borçlu … aleyhine 400.200,00 alacak yönünden takip başlatıldığı, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının tahsili istemiyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerinden ibarettir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi rapor va ek raporundaki tespitler, olayın oluş şekline uygun görülmesi nedeniyle bilimsel veri ve içeriğe sahip denetime elverişli kabul edilmiş, hükme esas alınmıştır.
Genel Olarak; Faturaya dayalı alacak davalarında davalı akdi ilişkiyi açıkça kabul etmemiş ise taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğunu ispat külfeti faturayı düzenleyen alacaklı tarafa düşmektedir, öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu yazılı belgeler ile ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Alacaklı düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini HMK 200. Maddesinde belirtilen deliller ile ispat etmesi gerekir. Fatura tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkinin belgesi sayılamaz. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E:2001/1, K:2003/1, T:27.06.2003.
Davacının, davalı borçlu ile aralarında akdi bir ilişki olduğunu, bir başka anlatımla takibe konu faturadaki fatura konusu hizmet ifası ile ilgili ticari ilişkiyi ispat etmeden iddia ettiği alacağın tahsilini sağlaması mümkün değildir. Akdi ilişki ise, taraflar arasında düzenlenen imzası davalı tarafından kabul edilmiş bir sözleşme, faturaya konu malların borçluya teslim edildiğine dair bir irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle ispat edilebilir.

İddia veya savunmanın haklılığı, bu olay ve hukuki işlemlerin varlığının ispatlanmasına bağlıdır.
İspat hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde bir temel hak olarak garanti altına alınmıştır. Anayasal dayanağı olan ispat hakkını, usûl hukukunda taraflar, kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak kullanırlar. Bu hak yalnızca kanunla sınırlanabilir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususuna ise ispat yükü denir.
İspat yükü üzerine düşen taraf ispat etmesi gereken hususu ispat edemediği durumda ispatsızlık durumu söz konusu olacaktır. Hâkim bir husus ispatsız kalmış olsa dahi medeni yargılamada karar vermek durumundadır. TMK 6. Maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
HMK m.190’da ispat yükü, “ İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Buna göre, bir vakıayı kimin ileri sürdüğü değil, kimin bundan lehine bir hak çıkardığı önemlidir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişlerse, bu durumda hâkimin ispat yükünün kime düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. İlk olarak hâkim tarafların göstermiş oldukları delilleri incelemekle yükümlüdür. Tarafların göstermiş oldukları delillerle çekişmeli vakıalar ispat edilmişse bu durumda da ispat yükünün hangi tarafta olduğunun araştırılmasına gerek yoktur. Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıa iddialarının doğru olduğu veya karşı taraf iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlayabilmek amacıyla çekişmeli vakıalar hakkında deliller sunarak gerçekleştirdikleri usûli bir faaliyettir. Delil ikame etmemenin veya delil ikame faaliyetinin başarısız kalmasının yaptırımı, bu faaliyet için zorlanmak değil, sadece ulaşılmak istenen usuli hedefe ulaşamamak ya da aleyhte sonuçlara katlanmaktır.Bu bakımdan ispat yükü ile delil gösterme yükü, aynı kavramlar değildir. Nitekim ispat yükü, olayın ispat edilmeme riskinin kime ait olduğunu belirlerken; delil gösterme, ispat yükünün yerine getirilmesinin biçimi ve yöntemi ile ilgilidir. Delil ikame yüküyle ilgili kurallar, ispatın biçimini ve yöntemini belirleyen kurallar olduğu için usul hukukuna ilişkindir ve bir vakıanın ispat edilememiş olmasının sonuçlarına yönelikken, delil ikame yükü, bir vakıa hakkında kendi iddiasının doğruluğu veya karşı tarafın iddialarının asılsızlığı hususunda hâkimde kanaat oluşmasını sağlamaya yönelik olup yargılamanın ilerleyişine ve hâkimin takdirine göre, taraf değiştirebilir.
Çoğu kez ispat yükü taşıyan taraf delil gösterme yükünü de taşır fakat bu her zaman böyle değildir. Zira ispat yükünün sabit olmasına rağmen delil ikame yükü, taraf değiştirir. Üzerinde delil ikame yükü bulunmayan taraf, karşı tarafın iddia ve savunmalarının haklılığı bağlamında, delil göstermesini beklemeden, asılsızlığı ortaya koymak maksadıyla delil gösterebilir. Bu halde karşı delilden söz edilir. Karşı delil göstermiş olan taraf, bu davranışı nedeniyle ispat yükünü üzerine almış sayılmayacaktır (HMK m.191,c.2).
Bilindiği üzere, Temel fatura senaryosunda düzenlenen faturalara e-fatura uygulaması üzerinden red yanıtı dönülme imkanı bulunmaz iken, Ticari fatura senaryosunda düzenlenen faturalara e-fatura uygulaması üzerinden itiraz mahiyetinde, mali mühür ile imzalı elektronik bir belge üreten yapıyı barındıran “red” yanıtı dönülebilmektedir. Temel fatura senaryosunda düzenlenen faturalara e-fatura uygulaması üzerinden red yanıtının dönülememesi, Türk Ticaret Kanununun 18’inci maddesinde belirtilen harici yöntemlerle (noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile) itiraz edilebilmesi imkanını ortadan kaldırmamaktadır. Bir başka ifade ile temel fatura senaryosunda düzenlenen faturalara Türk Ticaret Kanununun 18’inci maddesinde belirtilen yöntemler ile itiraz edilebilmesi imkanı bulunmaktadır. Ticari fatura senaryosunda düzenlenmiş olan faturalara ilişkin olarak alıcıların e-fatura uygulaması üzerinden red yanıtı dönmemeleri, Türk Ticaret Kanununun 18’inci maddesinde belirtilen yöntemlerin Kanunun 21’inci maddesinde belirtilen sürede kullanılabilme hakkını ortadan kaldırmamaktadır. Gerek e-fatura uygulaması üzerinden red yanıtı dönülmesi gerekse Türk Ticaret Kanununun 18’inci maddesinde belirtilen yöntemler ile faturaya itiraz edilmesine ilişkin olarak Türk Ticaret Kanununun 21’inci maddesinde belirtilen 8 (sekiz) günlük itiraz süresine uymak tacir olmanın hukuki sonuçlarındandır. Bu süre geçtikten sonra yapılan itirazlar ve e-Fatura uygulaması üzerinden dönülen red yanıtları söz konusu faturaların alıcı tarafından fatura içeriğinin kabul edilmiş olduğu sonucunu doğurmaktadır. ” Bu itibarla, e-defter kullanıcıları arasında e-fatura fatura düzenlendiğinde, söz e-fatura her iki tarafın kayıtlarında anında görünmekte olduğundan ayrıca, bu faturaların tebliği şart değildir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, talimat yoluyla ve mahkememizce alınan bilirkişi rapor ve ek raporu ve tüm dosya kapsamına binaen: Taraflar arasında ticari bir İlişkinin mevcut olduğu, davacının davalıya banka kanalı ile gönderdiği ve defterlerine kayıt ettiği ödemeleri makine ve ekipmanları alım-salım kapsamında avans olarak nitelendirdiği, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan bu ödemelerin Ar-Ge çalışması kapsamında tesis, hammadde vd. masrafları ve ücretleri olduğu yönünde savunmada bulunduğu 18.02.2014-30.04.2015 tarihleri arasında toplam 31 kalemde» 3 adet toplam tutan 21.500.00-TL olan ve açıklama “…” ibaresinin yer aldığı» 28 adet ve toplam tutan 37S.700,00-TL olan açıklama kısmında “sipariş avansı” açıklamasının yer aldığı, davacının taraflar arasında mevcut alım-satım sözleşmesini HMK m. 199 ve devamında aktarılan şekilde belge ile ispat edememesi; tarafların her ikisinin de ticari defterlerinin lehlerine delil olma vasfında bulunduğu ve davalı ticari defterlerinde ödemelere dair hiçbir kaydın yer almaması (HMK.m,222) birlikte gözönünde tutularak; davacı şirket tarafından davalı … hesabına 18.02.2014-30,04.2015 tarihleri arasında 28 ayrı dekontla ve toplam 378.700,00-TL tutarlı ödemenin “sipariş avansı” açıklamasının dekont üzerinde yazılı olması nedeniyle, davacının davalıya satın alınacak makine ve ekipman için bu tutarda avans ödemesi yaptığının delili olarak değerlendirilebileceği; diğer 3 adet ve 21.500.00-TL tutarlı ödemenin açıklama kısmında davalı İsminden başka bir açıklamaya yer verilmemiş olması nedeniyle bu ödemelerin mevcut bir borcun ifası olarak değerlendirilebileceği işbu itirazın iptali davasının konusunu oluşturan Silivr ….. İcra Müdürlüğünün ….. E. sayılı dosyası üzerinden 18,08.2015 tarihinde başlatılan takipte, 400.200-TL cari hesap ekstresi alacağının takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %10,5 oranında ve değişen oranlarda Reeskont-Avans Faizi ile birlikle tahsilinin talep edildiği; davacı şirketin davalıdan takip tarihi İtibariyle 378.700,00-TL alacaklı olduğu; icra takip tarihinden öncesinde işlemiş faiz talebi bulunmadığından, faiz hesabı yapılmadığı; takip tarihinde {18.08,2015) geçerli Avans Faizi oranı (3095 sayılı Kanun m,2/II) 10,50 olduğundan, işleyecek faiz oranı bakımından davacı talebinin yerinde olduğu, davacı tarafından davalıya yapılan ödemelerden 21.500,00-TL tutarındaki ödemenin açıklama kısmında davalı ismi dışında, taraflar arasındaki ilişkiye dair bir açıklama yapılmadığından bu tutar bakımından davacının alacağı bulunmadığı, buna göre itibar edilen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davacının, davalıdan 378.700,00 TL alacaklı olduğu, faturaya dayalı alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Silivri ….. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasındaki itirazın 378.700,00 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar bakımından devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Hükmedilen alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 75.740,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 25.868.99 TL harç peşin alınan 4.833.42 TL harcın mahsubu ile bakiye 21.035,57 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 4.458,25 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 4.218,39 TL. yargılama gideri ile. 4.875,42 TL. toplam harç masrafı ki toplam 9.093,81 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 34.959,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan 3,76 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen miktar yönünden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca hesap edilen 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/04/2021

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)