Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1076 E. 2019/964 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1076 Esas
KARAR NO : 2019/964

DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2016
KARAR TARİHİ : 16/10/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 24/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkil … adına, ….. Zeytincilik tarım Gıda tarafından 04/11/2016 tarihinde 54.146,10 TL ‘lik çek keşide edildiğini, müvekkilinin İznik Noterliğinin ….. yevmiye numaralı vekaletnamesine istinaden dava konusu çeke muhatap banka olan…. Bankası A.Ş. …. şubesinde 09/11/2016 tarihinde vekaleten işlem yaptırmak istediği, ancak banka yetkilileri vekaletnamede bu işlemin yapılabilmesi için özel bir ibare olmasını gerektiğinden bahisle işlem yapmaktan imtina ettiklerini, müvekkili tarafından verilen vekaletnamede “tüm kamu bankaları ve özel bankalarda, bankalar nezdinde çek işlemlerini yaptırmak” ibaresi ve “ahzu kabza” yetkisi bulunduğunu, buna rağmen davalı bankanın 09/11/2016 tarihinde dava konusu çekle ilgili işlem yapılmasını istediklerini ancak işlemle ilgili vekaletnamede yetki bulunmadığını hukuk biriminden onay alınmasından sonra işlemin yapılacağının bildirildiğini, yapılan yazışmalar neticesinde talep edilen işlemin yapılamayacağının bildirildiğini, dayanak vekaletname ile aynı müvekkilin aynı borçludan keşide aldığı farklı çeklerle ve farklı muhatap bankalarda işlem yaptıklarını ve bir sorunla karşılaşmadıklarını, bir bankanın bu vekaletnameyi kabul ederken diğer bankanın kabul etmemesi kendine özgü kurallar ortaya koymaya çalışmasının hukuki ve kanuni dayanağı olmadığını, davalı bankanın dava konusu çekin karşılığının olup olmadığının bilinmesini engellemesi ve keşideci aleyhine icra takibi yapılmasını engelleyerek dava konusu çekin tahsil kabiliyetini düşürdüğünü, belki de yok ettiğini bu nedenle doğan zarardan sorumlu olduğunu, 54.146,10 TL bedelli çekin ibraz tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiz ile birlikte taraflarına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili bankanın bir güven kuruluşu olması nedeniyle söz konusu işlemin gerçekleştirilebilmesi için yasaya uygun hareket edildiğini, aksi yönde bir uygulamanın basiretli tacir olmanın gereklerini aykırı olacağını, davacı … adına vekili tarafından vekâletname ile müvekkil bankada işlem yaptırılmak istediği, talep edilen işlem, çekin cirolanmasını gerekli kıldığından, bahse konu işlemin vekaleten yapılabilmesi için vekâletnamede açık bir yetki olması gerektiğini, ancak işlem yapılmak istenen vekaletname; genel ve muğlak ifadeler içeren bir vekaletname olduğunu, “çeklerle ilgili işlemleri yapılması” ibaresinin açık olmadığını, “ahzu kabz” dava ve icra takiplerindeki parasal işlemleri kapsadığından çeklerle ilgili bir işlemin yapılmasına olanak sağlamadığını, hak kaybına mahal verilmemesini teminen, asilden, ayrıca vekilin bu işlemi de yapabileceğine ilişkin bir talimat vermesi istendigini, asil bu talimatı vermekten imtina ettiği için de, basiretli tacir olmanın gereği olarak işlem gerçekleştirilemediği, müvekkil bankanın uygulaması usul ve yasaya uygun olduğunu, haksız davanın reddini talep etmiştir.
29/06/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu vekaletnamede, vekile, davacı/vekalet veren adına “çek cirolama/ibraz (tahsil)” yetkisi açıkça verilmemiş olduğundan, davalı bankanın ilgili şubesinin, kendisine vekil tarafından ibraz edilen dava konusu çek bedelini vekile ödememekte haklı olduğu, dolayısıyla davalı bankanın çek bedelini vekile ödememesinin “hukuka aykırı bir davranış” niteliğinde olmadığı, bu nedenle de davacının bu davadaki talebinin yerinde olmadığı bildirmiştir.
12/04/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Ticari işletmeyi yönetmekle yetkilendirilen ticari vekillere yönelik hazırlanmış bulunan TBK 551. maddede de “kambiyo taahhüdünde bulunmak” özel yetkiye bağlandığını, sadece 548. maddeye göre, ticari temsilcinin kambiyo taahhüdünde bulunmaya yetkili kılındığını, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2.5.2017 tarih ve 2016/15189 E.-6918 K sayılı ilamında ve yerleşik ilamlarında belirtildiği üzere, “kambiyo taahhüdü altına girmek özel yetkiyi gerektirmektedir” denildiğini, verilen vekaletname özel yetkiyi kapsanmamakla beraber takdirin mahkemede olduğunu, çekin ödenmesi gerektiği kanaatine varıldığı takdirde 54.146,10 TL anapara üzerinden 3095 s. Yasa 2/2. maddesi doğrultusunda yıllık; %150 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanması gerektiği, Çek Kanunu 3./7. Maddesi doğrultusunda dava tarihi itibariyle 2.436,57 TL gecikme cezası ödenmesi gerektiği bildirmiştir.
Dava, davacı vekilinin “tüm kamu bankaları ve özel bankalarda, bankalar nezdinde çek işlemlerini yaptırmak” yetkisini içeren genel dava vekaletnamesi ile davalı bankada çek ile ilgili işlem yapma talebinin uygun görülmemesi ve işlem yapılmaması nedeniyle davalı bankanın sorumluluğu ve meydana gelen zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dava ve cevap dilekçesi, bilirkişi raporları, çek ve vekaletname suretleri ile dosyadaki tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinde; dava konusu çekin lehtarı olan davacının, …’ü “Genel Dava Vekaletnamesi” ile vekil olarak tayin ettiği, davacının vekilinin vekaletnameye istinaden davalı bankada işlem yapma talebinin uygun görülmemesi nedeniyle davacının uğradığı zararın tazmini için iş bu dava açılmış ise de;
TBK maddesinin 504. maddesinde vekaletnamesinin genel kapsamının belirtildiği, özel olarak yetki verilmesi gereken durumların sınırlı olarak belirlendiği, madde metnine göre “Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. Vekâlet, özellikle vekilin üstlendiği işin görülmesi için gerekli hukuki işlemlerin yapılması yetkisini de kapsar. Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile sınırlandıramaz.”” düzenlemesinin bulunduğu, davacı vekilinin işlem yapmak istediği vekaletnamenin incelenmesinde “Genel Dava Vekaletnamesi” olduğu, vekaletnamede “ahzu kabz” ve “tüm kamu bankaları ve özel bankalar nezdinde çek işlemlerini yaptırmak” yetkilerini içermekte ise de, “çeki cirolama, ibraz, tahsil” yetkisinin vekaletnamede açık ve özel olarak verilmiş olması gerektiği, “çek işlemleri yaptırmak” şeklindeki yetkinin geniş olarak yorumlanamayacağı, bu nedenle davalı bankanın çek bedelini ödememesinin hukuka aykırı nitelikte olmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 924,69 TL harcın mahsubuyla bakiye 880,29TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 6.306,07 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır