Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1064 E. 2019/843 K. 24.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO : 2016/1064
KARAR NO : 2019/843

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2016
KARAR TARİHİ : 24/09/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/09/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı/karşı davalı vekili özetle; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirkete takibe konu faturalarda yazılı “tekstil ürünleri baskı işçiliği” hizmetinin sunulduğu ve ürünlerin davalı tarafa imza karşılığı teslim edildiğini, Davacı-karşı davalı tarafça düzenlenip karşı tarafa gönderilen faturaların herhangi bir itiraz olmaksızın kabul edildiğini, Davalı-karşı davacı tarafın ayıplı olduğunu iddia ettiği malları teslim almalarından sonra usulüne uygun bir ayıp ihbarında bulunmadığını, davalı tarafça ödenmeyen 15.289,37 TL ile ilgili olarak Küçükçekmece … . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı; davalı tarafın haksız, hukuksuz ve kötüniyetli olarak takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu öne sürülerek itirazın asıl alacak yönünden iptaline, alacağın %40’ı oranında icra inkâr tazminatına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı/karşı davacı vekili özetle: taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2015 yılının ikinci yarısından itibaren başladığını, Kasım 2015’ten itibaren davacı şirketin yaptığı işlerde bir takım hatalar meydana gelmeye başladığı; etiketlerin kusurlu basılmasının kumaş zayiine neden olduğu; davacı şirket yetkilisinin sözlü olarak uyarıldığı; hatalı işler için davalı şirketin reklamasyon faturası düzenlemesi konusunda mutabık kalındığı; bu kapsamda 17/12/2015 tarihli, …. nolu, “yanlış basılan 60 kg kumaş” açıklamalı ve 1.486,80 TL (KDV dâhil) tutarlı faturanın düzenlendiği; 0,40 TL birim fiyat üzerinden anlaşılmış ve bu tutar üzerinden fatura düzenlenmeye başlanmışken birim fiyatın davacı tarafından tek taraflı olarak 0,50 TL’ye çıkarıldığı; bu konuyla ilgili de davacı şirket yetkilisiyle görüşülerek davacı şirkete “fiyat farkı iade faturası” düzenlenmesi konusunda mutabık kalındığı; bu kapsamda 27/01/2016 tarihli,…. nolu, “fiyat farkı” açıklamalı ve 833,08 TL (KDV dâhil) tutarlı faturanın düzenlendiği; Mart 2016’dan itibaren davacı şirketin kusurlu imalatlarının oldukça artması üzerine davalı şirketin zararının davacı şirketin alacağını aşmaya başladığı; 21/03/2016 tarihli e-posta ile davalı şirketin zararlarının detaylı olarak bildirildiği; kısmen geri fatura edilerek kısmen de bedelsiz baskı işçiliği yapılarak çözüm sağlanması konusunda mutabık kalındığı; mutabakata uygun olarak 13/04/2016 tarihli, …. nolu ve 1.903,22 TL tutarında fiyat farkı iade faturası, 27/04/2016 tarihli,…. nolu ve 4.000,00 TL tutarında reklamasyon faturası, 27/05/2016 tarihli, … nolu ve 237,60 TL tutarında reklamasyon faturası düzenlendiği; davacının daha önce hiçbir itiraz ileri sürmeden muhasebe kayıtlarına işlediği faturalarla aynı içerikli faturaların muhasebe kayıtlarına işlenmediği; bu nedenle davacı şirket muhasebe kayıtlarında 9.148,55 TL olması gereken bakiyenin hatalı olarak 15.289,37 TL olarak göründüğü; mutabık kalınan bedelsiz baskı işçiliğinin halen yapılmamış olduğu; davacının yapmış olduğu kusurlu imalatlar nedeniyle davalı şirketin toplam 20.976 TL zararı olduğu; böylece davacının davalı şirkete 7.589,85 TL borçlu olduğu öne sürülerek davanın reddine, 20.976 TL tutarındaki davalı şirket zararının 13.386,32 TL tutarındaki davacı alacağı ile takas edilerek bakiye 7.589,85 TL’nin davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini, davacı tarafından açılmış olan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, fatura suretleri, sevk irsaliyeleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
Küçükçekmece …. . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının tetkikinde, Davacı/alacaklı tarafından 03/06/2016 tevzi tarihli “Örnek No: 7 – İlamsız Takiplerde Ödeme Emri” ile faturalardan kaynaklanan 15.289,37 TL asıl alacak ve 182,44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.471,81 TL talep edilmiş; davalı/borçlu tarafından yapılan itiraz nedeniyle takibin 17/06/2016 tarihli karar ile durduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun; Küçükçekmece …. . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkin olduğu, karşı davacı vekilinin uyuşmazlık konusunun ise 7.589,85 TL lik alacağa (fatura ve yanlış basılan 60 kg kumaş) ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorun: Davacının davalıdan davaya konu faturalardan dolayı alacağının bulunup bulunmadığı, ürünlerin ayıplı olup olmadığı, davalının itirazlarının yerinde bulunup bulunmadığı varsa davacının takibe konu alacağın miktarı ile karşı davada davalı/karşı davacının davacı/karşı davalıdan alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Çözüm: Taraflarca sunulan delillerle, TBK, TTK, ve İİK bakımından değerlendirilmesinin yapılmasıdır.
Dava, Davacı-karşı davalı şirketin, verdiği baskı hizmeti karşılığında davalı-karşı davacıya kestiği fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebi ve karşı davada davalı/karşı davacının davacı/karşı davalıdan 7.589,85 TL’nin alacağının tahsili talebinden ibarettir.
Genel Olarak; Faturaya dayalı alacak davalarında davalı akdi ilişkiyi açıkça kabul etmemiş ise taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğunu ispat külfeti faturayı düzenleyen alacaklı tarafa düşmektedir, öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu yazılı belgeler ile ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Alacaklı düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini HMK 200. Maddesinde belirtilen deliller ile ispat etmesi gerekir. Fatura tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkinin belgesi sayılamaz. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E:2001/1, K:2003/1, T:27.06.2003.
Davacının, davalı borçlu ile aralarında akdi bir ilişki olduğunu, bir başka anlatımla takibe konu faturadaki fatura konusu hizmet ifası ile ilgili ticari ilişkiyi ispat etmeden iddia ettiği alacağın tahsilini sağlaması mümkün değildir. Akdi ilişki ise, taraflar arasında düzenlenen imzası davalı tarafından kabul edilmiş bir sözleşme, faturaya konu malların borçluya teslim edildiğine dair bir irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle ispat edilebilir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce alınan 05/03/2019 tarihli bilirkişi kök raporunda “İncelenen hatalı ürünlerin tamamının davacı tarafından yapılan baskı hatası kaynaklı olduğu, Hatalı yapılan ürünler maliyetinin; 21.924,75 TL + 6.586,63 TL + 3.738,00 TL = 32.249,38 TL olduğu, Asıl dava yönünden davacı …San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin davalıdan alacağının bulunmadığı, Karşı dava yönün-den davacı …San. A.Ş.’nin davalıdan 14.640,13 TL alacaklı olduğu…” sonuç ve kanaatiyle rapor tanzim edilmiştir.
Davacı-karşı davalı vekilinin taleplerinin değerlendirilmesi bakımından mahkememizce ek rapor alınmasına karar verilmiş olup 10/06/2019 havale tarihli bilirkişi ek raporu alınmış, bilimsel veri ve içeriğe sahip olması sebebiyle hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
Küçükçekmece …. . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, ticaret sicil kaydı, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde alınan bilirkişi kök ve ek raporu ve diğer bilgi ve belgelere binaen; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, Davacı-karşı davalı şirketin, verdiği baskı hizmeti karşılığında davalı-karşı davacıya fatura kestiği ve bu faturalar davalı-karşı davacı tarafından herhangi bir itiraz olmaksızın kabul edilmiştir. 6102 Sayılı TTK’nın 21/2 hükmüne göre; “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.”. TTK’nın ilgili hükmü, faturanın içeriğinin kabul edildiğine dair bir düzenleme içermekte olup dava konusu olayda davalı-karşı davacının faturanın içeriğine itiraz ettiğine dair bir iddiası da bulunmamaktadır.
Davalı/karşı davacı şirket tarafından Davalı-Karşı Davacı şirket yetkilisine gönderilmiş olan e-postada, yapılan baskıların hatalı olduğunun belirtildiği, e-postada davalı/karşı davacı şirket tarafından belirtilen hatalı ürünler ile dosyaya incelenmek üzere sunulan ürünlerin aynı vasıfta olduğu, incelemeye sunulan numunelerin davacıya ait mamüller olmadığı hususunda itirazın olmadığı, taraflar arasında fatura içerikleriyle ilgili tartışmanın olmadığı, her ne kadar Davacı/Karşı davalının, ayıp ihbarının kanunda belirlenen süre ve usulde gerçekleştirilmediği iddia edilmiş ise de, Yargıtay’ın son güncel içtihatlarında ayıp ihbarının tacirler arasında olsa bile bir şekle tabi olmayacağı yönünde kararları ve davalı tarafından gönderilen 21/03/2016 tarihli e-posta dikkate alındığında, yapılan ihbarın hukuka uygun bir ayıp ihbar olduğu, davacı ve karşı davalının kestiği faturalara karşı davacının TTK. 21/2 hükmü çerçevesinde 8 gün içinde itiraz edip etmemesinin taraflar arasındaki ilişki incelendiğinde bir öneminin bulunmadığı, fatura içerikleriyle ilgili tartışmanın olmadığı, ayıp ihbarının TTK 18/3 hükmünde belirtilen araçlarla yapılmasının zorunlu olmadığı ve ispat edilmek şartıyla her şekilde yapılabileceği, dolayısıyla Davacı-Karşı davalının sorumluluğunun bulunduğu, Davacı-karşı davalının, satıcılığı meslek edinmiş kişi olduğundan, teslim ettiği mallarda bulunan ayıpları “bilmesi gerektiği” (TBK m. 225/2), dolayısıyla ayıbın süresi içerisinde kendisine bildirilmemesinden dolayı sorumluluktan kurtulamayacağı, dava konusu olayda satıcı konumunda olan davacı-karşı davalı, baskı işini bizzat yapan taraf olup söz konusu mallar üzerindeki ayıpları bilmesi gerekmektedir. Diğer yandan somut durumda davalı-karşı davacı, müteaddit defalar baskı işini yapan davacı-karşı davalıyı uyardığını iddia etmekte ve karşı tarafa gönderdiği e-posta ile de bu durumu ifade etmektedir. Söz konusu ticari iş bakımından, davacı-karşı davalının asıl edimi, tekstil ürünlerine baskıları yapmak olduğundan, yapılan bildirimlere rağmen hala aynı hataların ortaya çıkmasında davacı-karşı davalının ediminin asli unsurunu oluşturan “tekstil ürünlerine baskı” yapma işini yapmakta ihmali söz konusu olup davacı-karşı davalının bu ayıpları bilmesi gerektiği, ayıplı ürünlerin ayıplı halleri ile değerinin tespiti hususunda; … markalı ürünlerin satışının öncelikle marka sahibi firmanın tasarrufunda olacağı, ancak bu ibarenin silinmesi suretiyle etiketsiz olarak ayıplı halde satılmasının mümkün olabileceği, etiketlerinin silinmesi suretiyle satılabilecek olan ürün satış bedeli 4.650,00 TL olarak alınabileceği sektör bilirkişisi tarafından tespit edilmiş olduğu anlaşılmakla, Davalı-karşı davacının davasının kısmen kabulüne, Davacı-karşı davalının davasının reddine karar verilmiş, icra inkar tazminatı taleplerinin ise yargılamayı gerektirdiği, likit ve belirlenebilir nitelikte olmadığı dikkate alınarak asıl davanın reddi ile karşı davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı-karşı davalı vekilinin davasının reddine,
2-Davalı-karşı davacı vekilinin davasının kısmen kabulü ile 4.650,00 TL nin karşı dava dilekçesi dikkate alınarak dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
A) ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 261,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 216,71 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacı ….’ye iadesine,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davalı …. kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
B) KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 317,65 TL harçtan peşin alınan 129,65 TL harcın mahsubu ile eksik 188,00 TL harcın davalı ….’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-Davacı … tarafından yapılan 750,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 459,00 TL yargılama gideri,129,65 TL karşılık dava harcı ile 129,61 TL yenileme harcı olmak üzere toplam 718,26 TL yargılama giderinin davalı ….’den tahsili ile davacı …’ye ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davacı …. kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalı ….’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalı …. kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacı ….’den tahsili ile davalı ….’ye ödenmesine,
Davacı-karşı davalı bakımından gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere, davalı-karşı davacı bakımından reddedilen kısım bakımından kesin olmak üzere üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/09/2019

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)