Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/903
KARAR NO : 2018/452
DAVA : Şirketin Feshi ve Alacak
DAVA TARİHİ : 06/10/2015
KARAR TARİHİ : 10/05/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/05/2018
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili özetle; müvekkilinin 2009 tarihinden bu yana davalı …’nin %40 hissesinin sahibi olduğunu, şirketin iki ortaklı bir şirket olduğunu, şirketin faaliyet konusunun alt yapı taahhüt işleri olduğunu, … Belediyesi asfalt kaplama işi ve …Avrupa Yakası binalarının bakım onarım işleri olmak üzere çeşitli işler yapıldığını ve kar elde edildiğini, Şirketin büyük ortağının %60 hisseye sahip davalı diğer ortak olduğunu, ayrıca davalının şirketin müdürü ve tek yetkilisi olduğunu, Davalı diğer ortağın, yetkilerini kötüye kullandığını ve halen kullanmaya devam ettiğini, Kar paylaşımı yapmadığı gibi, şirket hesabından paralar çekmekte ve bu paralar ile kendisinin mülk sahibi olduğunu, davalıyla davacının arasındaki anlaşmazlığın uzun süredir devam etmekte ve ciddi boyutlara ulaşmış olduğunu, Bu anlaşmazlığın mevcut haliyle şirketin devamı ve amacının gerçekleştirilmesi önünde bir engel teşkil etmekte ve şirketin haklı nedenle feshine sebep oluşturduğunu, Şirket adına kayıtlı taşınmaz ve araçlar bulunduğunu, Ayrıca banka hesabında para bulunduğunu, Bu nedenlerle şirketin malvarlığının tasfiyesi gerektiğini, Şirket banka hesap hareketleri ile diğer davalının hesap hareketlerinin bilirkişi marifeti ile incelendiğinde, diğer davalının şirket paralarını kendi hesabına geçirdiğinin açıkça görüleceğini, bu nedenlerle davacının 500.000,00 TL alacağının bulunduğunu, bu alacağın şirketin tek yetkilisi olan diğer davalıdan ısrarla talep edilmiş olmasına rağmen bugüne kadar bu taleplerin sonuçsuz kaldığının, 500.000,00 TL alacağın davalılardan alacağın muaccel hale geldiği tarih olan 01.01.2014 tarihinden başlamak üzere faiz ile birlikte tahsiline, Şirketin TTK’nda gösterilen şekillerde tasfiyesine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili özetle; davanın TTK. ve HMK. İlgili hükümlerine aykırı olarak açıldığını, Şirketin feshi ve tasfiyesi ve haklı nedenlerle ortaklıktan çıkma taleplerinde, şirket ortağı olan gerçek kişilere husumet yönetilmesinin hukuken mümkün olmadığını, Davanın, Davalı … yönünden husumet yönünden reddinin gerektiğini, Ayrıca, şirketin fesih ve tasfiyesi ile ilgili talebin yanında şirketten ve şirket ortağından alacak talebinde bulunarak dava ikame edilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı ortağın 500.000,00 TL.’lık alacak talebinin reddi gerektiğini, Davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü beyan ve iddiaların tümü ile haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu,Şirketi yönetenin davacı olduğunu, Davalı ortağın sahip olduğu tüm yetkileri vekâletname ile davacı ortağa bıraktığını, Davacını vekâleti kullanırken haksız ve kötü niyetli davranışlar içerisine girmesi nedeni ile davalı ortağın davacıyı vekâletten azlettiğini, Bu gerçeğe rağmen, davacının davalılardan … hakkında ileri sürdüğü iddiaların hukuken nazara alınmasının mümkün olmadığını, Ayrıca, davacının şirketteki imza yetkisini kötüye kullanarak, şirkete ait aracın satışı için eşi …’a vekâletname verdiğini, Bu suretle şirkete ait …plakalı … marka aracını kendi üzerine alındığını ve bu hususun yazılı delillerle sabit olduğunu, Davacının haksız ve yasal dayanaktan yoksun bir şekilde talep ettiği 500.000,00 TL.’lik alacak talebinin reddinin gerektiğini, böyle bir rakam ve alacağın tamamen davacının gerçek dışı ortaya attığı haksız bir iddia olduğunu, Davacının gerçek dışı iddialarla bu kabil alacak ve faiz talebinde bulunmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının dava dilekçesinde yer alan şirket karlarına, karın paylaşımına, diğer ortağın şirket hesabından paralar çekerek mülk sahibi olmasına dair açıklamalarının da diğer iddia ve talepleri gibi haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın şirketin mal varlığına ilişkin beyanlarının da gerçeği yansıtmadığını, Şirket adına kayıtlı taşınmaz ve araç bulunmadığını, mevcut aracın yukarıda açıklandığı gibi davacının kötü niyetli bir hareketle kendi üzerine geçirdiğini, Şirket kayıtlarında bir adet kamyon mevcut olduğunu, bunun da üçüncü şahsa devredildiğini,Devir işlemi ikmal edilmediğinden şirket kayıtlarında görüldüğünü, aracın zilyedinin üçüncü şahsa ait olduğunu, davalının, haksız ve kötü niyetli davranışları delillerle sabit olan davacı ile şirketin ticari hayatının devam ettiremeyeceği kanısında olduklarını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Dava, Şirketin feshi ve alacak talebinden ibarettir.
DELİLLER: …bank … Şube Müdürlüğü, …bank …Şube Müdürlüğü,…bank …Şube Müdürlüğünden gelen yazı cevapları, vergi kayıtları, ticaret sicil kaydı, banka hesap kayıtları, ana sözleşme, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen;
Mahkememizin 24/11/2016 tarihli celse ara karar gereği mali bilirkişi, inşaat mühendisi ve ticaret hukuku bilirkişinden tarafların uyuşmazlık konularında rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mali bilirkişi …ve İnşaat Mühendisi …’dan 02/10/2017 havale tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Davalılar vekilinin 26/10/2017 tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde, bilirkişi raporunun nazara alınarak haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak açılan davanın husumet ve esas bakımından reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 23/10/2017 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, raporun eksik bilgi ve belgelerle tanzim edildiğini, eksiklikler giderildikten sonra raporun düzenlenmesi gerektiğini, bilirkişi raporu hakkındaki itirazları içerir Yeminli Mali Müşavir …tarafından 23/10/2017 tarihli 27 sahifeden ibaret HUKUKİ MÜTALAA’yı sunduklarını, eksik evrakların tamamlanarak dosyanın yeni bilirkişi heyetine tevdii edilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davalı …’ün davalı şirket müdürlüğü görevinin kötüye kullanıp kullanmadığı, şirket hesabından paralar çekip kendine mülk edinip edinmediği, şirkete zarar verip vermediği, şirketin haklı nedenlerle feshinin gerekip gerekmediği, davacının davalılardan alacağının olup olmadığı ve varsa miktarına ilişkin olduğu anlaşılmış, incelenen, vergi kayıtları, ticaret sicil kaydı, banka hasep kayıtları, ana sözleşme, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen;
TTK. madde 636- (1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer:
a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle. b)Genel kurul kararı ile. c) İflasın açılması ile. d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde. (2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.(3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. (4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir. (5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
Davacı her ne kadar şirketin ortağı ve müdürü olan davalı …’ün şirketi iyi yönetmediğini, yetkilerini kötüye kullandığını, Kar paylaşımı yapmadığını, Şirket hesabından paralar çekmekte olduğunu ve bu paralar ile mülk sahibi olduğundan bahisle şirketin feshi ve tasfiyesini talep etmiş ise de davacı ortağın iddialarının şirket müdürünün sorumluluğu ya da müdürün azline ilişkin olup şirketin feshi ve tasfiyesi için haklı sebep oluşturmaz, fesih için aranan koşul, ortağın şirketten çıkarılması veya duruma uygun düzen kabul edilebilir bir çözümün mümkün olmadığı durumlarda karar verilebilir. Davacının davalıdan alacağı yönündeki iddiasıda şirket defterleri ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede tespit edilememiştir. Ayrıca davada davalı …’ün şirket paraları ile kendisine gayri menkul satın aldığı yönünde dosyada sunulan somut bir belge yoktur. Tüm sorun şirket ortakları arasında güven ilişkisi olup olmadığı yönündedir ve bu durumun şirketten çıkarılma veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir bir çözümün mümkün olup olmadığıdır. Davacı iddialarını dosyada toplanan tüm delillerle desteklemediğinden duruma uygun düşen ve kabul edilebilir bir çözüm mahkememizce uygun görülmemiş ve bu tür davaların şirkete karşı yöneltilmesi gerektiğinden davalı … yönünden TTK. 636 delaleti ile pasif husumet nedeniyle usulden reddine, Alacak talepleri yönünden ise ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulması yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … yönünden TTK. 636 delaleti ile pasif husumet nedeniyle usulden reddine,
2-Alacak talepleri yönünden ispatlanamayan davanın reddine,
3-Fesih taleplerinin de reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 35,90 TL harç için peşin alınan 8.538,75 TL. harcın mahsubu ile bakiye 8.502,85 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip ve istem halinde davacıya iadesine,
5-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
7-Davalılar tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
8-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 33.950,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Dair, davacı asil ve vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı davalı …’ün yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK.’nun 342. maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/05/2018
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …