Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/810 E. 2023/203 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/810 Esas
KARAR NO : 2023/203

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2015
KARAR TARİHİ : 27/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.01.2015 tarihinde saat 03.00 sularında ……. istikametine doğru seyir halinde olan, daha sonra davalılardan ……. ‘in sevk ve idaresinde olduğu tespit edilen …….. plaka no’lu aracın yaya olan ve o sırada kendi aracına binmek üzere ……. adllı kafeden çıkan müvekkili …….. ‘ye çarparak onun ağır yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kaza sonrası araç sürücüsünün hızla uzaklaştığından plakasının tespit edilemediğini, çarpmanın etkisiyle aracın sol dikiz aynası kırılarak olay yerinde kaldığını, kopan parçanın seri numarası ve görgü tanıkları yardımıyla plakası tespit edilen …… plaka no’lu aracın maliki ……… olduğunu, Davalı ….. aynı zamanda aracın olay günü sürücüsü olan ………’in de oğlu olduğunu, olay anında orada bulunan kişiler tarafından 112 Acil Servis aranarak hastaneye kaldırılan 42 yaşındaki müvekkilimizde uyluk bölgesinde (üst bacak) açık yara, göz kapağı ve göz çevresinde açık yara, Akromiyoklavikuler eklem çıkığı (Omuz bölgesindeki köprücük kemiği bölgesindeki çıkık) ve Servikal omurganın gerilme ve burkulması bulguları tespit edilmiştir.(EK-3: …….. Hastanesi Epikriz Raporu.) Kaza tarihi olan 01.01.2015 tarihinden 29.01.2015 tarihine kadar çeşitli tedaviler gören ve ameliyatlar geçiren müvekkilinin, tedavi masrafı olarak ……… Hastanesi’ne 20.000-TL ödeme yapıldığını, olay yerinden hızla uzaklaşılması sebebiyle alkollü olup olmadığı tespit edilemeyen sürücü …… hakkında başlatılan soruşturma neticesinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca …….. esas numarasıyla iddianame düzenlendiğini, Bakırköy ……. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …… Esas numaralı dosyası ile de ceza yargılanmasına devam edil)diğini, gerek kaza tespit tutanağıyla gerekse görgü tanığı ifadelerinde tanık anlatımlarında müvekkil …… ‘nin bir kusurunun olmadığını, aracı kullanan sürücünün kusuru olduğunun açık bir şekilde görüldüğünü, müvekkilinin kazadan dolayı uzun süre tedavi gördüğünü, çeşitli ameliyatlar geçirdiğini, bunun yanı sıra tam olarak fiziksel iyileşme sağlayamadığını, eski görünümüne kavuşabilmesi için bir dizi estetik operasyon daha geçirmesi gerektiğini, gerek maddi; gerekse manevi açıdan büyük bir çöküntü içerisine girdiğini, Her ne kadar 6111 sayılı kanunun 59. Maddesi kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu Cibali Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’ne tarafımızca yapılan tedavi giderlerinin ödenmesi için 27/05/2015 tarihinde …… kayıt numarasıyla başvuru yapılmışsa da, iş bu dava dilekçesinin yazıldığı tarihe kadar kurum tarafından ödemeye ilişkin cevap alınamadığını, tedavi süresince bakım ve gerekli malzemelerin sağlanmasına yönelik yapılan giderler ile tedavi olunan ……. Hastanesi’ne ödenen işbu giderlerin 6111 sayılı kanunun ilgili maddesi gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması, geriye kalan ve olay nedeni ile müvekkillerimizin yapmak zorunda olduğu harcamaların ise sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini, diğer davalılarda bu giderlerden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu bu nedenlerle kaza tarihi olan 01.01.2015’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte; davalı ……. ’nun sorumluluğunun sadece sağlık hizmetleri bedeli ile sınırlı olarak, davalı ……. Sigorta A.Ş.’nin ’nin sorumluluğun ise sağlık hizmet giderleri dışında kalan maddi tazminat taleplerimiz bakımından poliçe bedeli ile sınırlı olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ……. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasında tek kusurlu davacı olup işbu sebeple huzurdaki davanın reddi gerektiğini, Zira olayı gösterir kamera kayıtları ve kaza anında davalı ……. ve ……. ‘in yanında bulunan şahitlerin anlatımları ışığında davacı, trafik kurallarına tamamen aykırı bir şekilde, 20-30 metre ilerisinde yaya geçidi bulunmasına rağmen, yaya geçidinden karşıya geçmek yerine refüjden karşıya geçmeye çalıştığını, ayrıca 1. Derece acil ulaşım yolu olan ve üzerine araç park etmek yasak olan incirli caddesi üzerine aracını park ettiğini, davacı yayanın aşırı derecede yağmur olmasına, görüş mesafesinin son derece az olmasına rağmen ve üstelik o gece kazanın meydana geldiği incirli caddesinin oldukça karanlık olmasına rağmen üzerinde koyu renk giyişi ile ve çok dikkatsiz bir biçimde yoldan karşıdan karşıya geçmeye çalıştığını ve 2 şeritli yolun tam ortasında yol çizgisinin üzerinde bulunduğu esnada kazaya uğradığını, davacıya çarpan aracı yolun sol şeridinden seyir halinde iken sağ dikiz aynası ile davacıya çarpmış olmasının da davacının kaza esnasında dikkatsiz bir biçimde yolun ortasında olduğunun en büyük kanıtı olduğunu, huzurdaki davaya konu trafik kazasına karışan aracın şahsına ait olduğunu, kazanın gerçekleştiği günü İstanbul dışında Trabzonda bulunduğunu, kazanın olduğu gün aracını babası ……..’in kullanmakta olduğunu, beyan ettiği şekilde kazanın oluşumunda davalı ……..’in hiç bir kusuru bulunmadığını, kaza sırasında aracın sadece sağ dikiz aynası kapanmış olup, davalı ……..’in davalıyı görmemesi üzerine bir köpeğe vb. bir şeye çarpmış olabileceğini düşünmesi üzerine yola devam etmiştir yoksa asla …….., davalıya çarptığını görüp olay yerinden kaçmadığını, zaten olay günü hava aşırı yağışlı olduğunu, kazanın meydana geldiği yer de son derece karanlık ve dolayısıyla görüş mesafesinin az olduğunu, Kaza sırasında davalı ……..’in yanında bulunan ve olaya bizzat şahit olan …… ve …… ‘ın mahkemece dinlenildiğinde haklılığının ortaya çıkacağını Ayrıca kusur tespiti için keşif yapılmasını bu nedenlerde kazada tek kusurlu olanın davacı olması ve davacının kötü niyetli olması nedeniyle huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… Sigorta Şirketi Cevap Dilekçesinde Özetle; …… plakalı araç, sigortalı şirket tarafından tanzim edilen, 13.12.2014-2015 vadeli ……. poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, ancak dava konusu somut olayda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun kanıtlanması gerektiğini bunun için de Adli Tıp Kurumu’ nda kusur incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, maluliyet ve maluliyetin kaza ile illiyetinin olup olmadığına varsa ne oranda olduğuna dair Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasını, ayrıca davacı yanın kazanın meydana geldiğini ispatlaması gerektiğini, sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmemekle beraber, iddia edildiği üzere sigortalı aracın kusurlu olduğu kabul edilse dahi, davacının ve davacının desteği müteveffanın, iddia olunan zararın meydana gelmesinde ve artmasında müterafik kusurunun dikkate alınmasını, hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasın, davacı tarafından işbu dava açılmadan önce müvekkiline herhangi bir başvuru yapılmadığını, temerrüt süresi delillerin (tamamlanmış olması halinde) tümünün müvekkil şirkete tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesi ile başlayacağını, Yargıtay yerleşik içtihatları ve Trafik Sigortası Genel Şartları B.2 maddesi gereği, hasarın sigorta tazminatı kapsamında yer alıp almadığının, kusur durumunun yani ödemeye esas alınabilecek tüm belgelerin toplanmasından önce sigorta şirketinin temerrüdü gerçekleşmeyeceğini bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… Cevap Dilekçesinde Özetle; Davacı 01.01.2015 tarihinde geçirdiği tralik kazası sonucu açtığı maddi ve manevi tazminatın tahsiline ilişkin davada kurumlarının taraf olmasını kabul etmediklerini, dava da maddi(gelir kaybı ve iş göremezlik tazminat) ve manevi tazminat talebinden kurumun sorumluluğunun bulunmadığından bu talebin husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, 6111 sy. Kanunla yapılan düzenlemeden anlaşıldığı üzere Kurumlarının sadece trafik kazası nedeniyle sunulan sağlık hizmetlerinden sorumlu tutulmuş , herhangi bir maddi manevi tazminat ile sorumlu tutulduğunu, açılan ve tarafımıza ihbar edilen davada bu yönden de Kurumuzdan bir talepte bulunulamaz. Trafik kazası sonrasında kurumumuzla sözleşmeli ve sözleşmesiz sağlık kuruluşuna acil hal olarak müracat eden kişinin tedavisi sağlanıp taburcu işlemi yapıldıktan sonraki devam eden tedavileri “acil hal” olarak değerlendirilemeyeceğinden dava dilekçesinde belirtilen tedavilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularınca verilmesi durumunda bedellerinin karşılanmayacağını, yine dava açılmasına kurumumuz sebebiyet vermediğini kurumumuz. aleyhine dava açılmasını gerektirecek hukuki muraza yoktur.Davanın kurumumuz yönünden Teddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava açmadan önce kuruma başvurusu bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …….. Cevap Dilekçesinde Özetle; davacı huzurdaki davayı zenginleşme aracı olarak kullanmaya çalışmakta olduğunu kötü niyetli olduğunu, zira kazadan sonra davacı yan ile yapmış oldukları görüşmede, davacı yan tarafımızdan kabulü mümkün olmayan afaki taleplerde bulunduğundan taraflar arasında anlaşma meydana gelmediğini, davaya konu trafik kazasında tek kusurlunun davacı olup işbu sebeple huzurdaki davanın reddi gerektiğini, zira olayı gösterir kamera kayıtları ve kaza anında davalı müvekkil …….. ve ……..’in yanında bulunan şahitlerin anlatımları ışığında davacının trafik kurallarına tamamen aykırı bir şekilde, 20-30 metre ilerisinde yaya geçidi bulunmasına rağmen, yaya geçidinden karşıya geçmek yerine refüjden karşıya geçmeye çalıştığını, ayrıca 1. derece acil ulaşım yolu olan ve üzerine araç park etmek yasak olan incirli caddesi üzerine aracını park ettiğini, davacı yayanın kusurlarının bununla da kalmayıp aşırı derecede yağmur olmasına, görüş mesafesinin son derece az olmasına rağmen ve üstelik o gece kazanın meydana geldiği incirli caddesinin oldukça karanlık olmasına rağmen (aydınlatma son derece zayıf) üzerinde koyu renk giysisi ile ve çok dikkatsiz bir biçimde yoldan karşıdan karşıya geçmeye çalıştığını ve 2 şeritli yolun tam ortasında yol şerit çizgisinin üzerinde bulunduğu esnada kazaya uğradığını zaten davacıya çarpan aracın yolun sol şeridinde seyir halinde iken sağ dikiz aynası ile davacıya çarpmış olması da davacının kaza esnasında dikkatsiz bir biçimde yolun ortasında olduğunun en büyük kanıtı olduğunu, davaya konu trafik kazasında tek kusurlunun davacı olduğunu ve kaza sonrasındaki davacının kötü niyetli bir şekilde zenginleşme amacı gütmesi nedeniyle huzurdaki davanın reddine ayrıca yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine dair karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Adli Tıp Raporları, Bilirkişi Raporu, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemeleri yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ….. İhtisas Kurulu ….. Sayılı Raporunda; ……. oğlu 1973 doğumlu …… ‘nin 01.01.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olduğunu bildirmişlerdir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi …… Sayılı Raporunda; Davalı sürücü …….. olay yerinde seyrini meskun mahal şartlarını dikkate alarak görüş alanını kontrol altında bulunduracak şekilde sürdürmesi, sol tarafından seyir yoluna giren ve karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya nedeniyle yeterli mesafeden etkili fren ve direksiyon tedbiri alması gerekirken sevk ve idaresindeki otomobilin yayaya tedbirsizce çarptığı olayda tali kusurlu olduğunu, davacı yaya ……. karşıdan karşıya geçmeden önce yolu kontrol etmesi, taşıt yolu üzerinde seyreden araçların hız ve yakınlık durumlarını dikkate alıp gelen araçlara ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken yeterli kontrolü yapmayıp sağ tarafından gelen otomobile ilk geçiş hakkını vermeden karşıdan karşıya geçmek istediği sırada sağ tarafından gelen otomobilin kendisine çarptığı olayda asli kusurlu olduğunu sonuç olarak Davalı sürücü ……..’in %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya ……. ‘nin %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Bilirkişi heyeti 27/09/2021 tarihli raporunda; …… Plaka sayılı araç sürücüsü …….. Kamera kayıtlarına göre yaklaşık 35 metrelik mesafeyi 1,72 saniyede kat etmiştir. Yapılan hesaplama sonucunda aracın hızının yaklaşık 75 km/saat olduğu hesaplanmıştır. Her ne kadar davacı yaya …….. 2918 sayılı K.T.K. ve Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket etmiş ise de bu durum sürücülerin mahal şartlarının üstünde hızla dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışlarının kazanın meydana gelmesindeki etkisini ortadan kaldırmayacağı kanaatine varıldığını, ortalama bir yetişkinin saatte 6 km/saat (1,66 m/saniye) hızla yürüdüğü dikkate alındığında yaya …….. ‘nin 2,88 saniyede yaklaşık 4,8 metre yol kat ettiği anlaşıldığı Bu bakımdan karşıya geçişini tamamlamak üzere olduğu kanaatine varıldığını, kazanın mey dana geldiği anda yaya karşıdan karşıya geçişini büyük ölçüde tamamlamış olduğundan aracın ön kısımları değil sağ yan kısımları, sağ dikiz aynasının sedmesine marzu kaldığını, Yaya ….. kaza meydana gelmeden yaklaşık 3 saniye boyunca kazanın meydana geldiği yol platformu üzerinde bulunduğunu, dikkat ve özen yükümlülüğü ile hareket eden aracının hızını kanunda belirtildiği şekilde azaltan bir sürücünün yayayı görerek gerekli tedbirleri almak ve kazanın meydana gelmesini önleyebilecek tedbirleri alabileceği değerlendirildiğini, dava dosyasında yer alan bilgi, belge ve kamera kayıtlarının incelenmesi neticesinde kazaya karışanların her ikisinin de 2918 sayılı K.T.K.’da yer alan muhtelif maddelere aykırı davranışlarda bulunmaları, dikkat ve özen yükümlülüğüne uygun davranmaları halinde diğerinin aykırı davranışına rağmen- kazanın meydana gelmesini önleyebilecekleri dolayısıyla kazanın meydana gelmesinde eşit oranda kusurlu oldukları kanaatine varıldığını, sonuç olarak önemi derecede (%50 oranında) kusurlu olduğu, …….. plaka sayılı araç sürücüsü ……..’in önemli derecede (%50 oranında) kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Aktüerya Bilirkişisi 04/07/2022 tarihli raporunda; 01.01.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanan, sürekli maluliyeti bulunmayan ve geçici iş göremezlik süresi 3 ay olan davacı …… ‘nin talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatının; en az asgari ücret seviyesinde kazancı olduğu kabul edilerek, kaza tarihinde yürürlükte bulunan asgari ücret üzerinden 2.847,21 TL hesaplandığına, dosyada bulunan kusur raporlarının her birinde tarafların kusur oranları farklı olduğundan ve Sayın Mahkemece hangi raporun karara esas alınacağı belli olmadığından hesaplamanın %100 kusur üzerinden yapıldığına ve karara esas alınacak kusur raporuna göre davalıların sorumluluğunun takdirinin mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Bilirkişi 14/12/2022 tarihli raporunda; Dosyada mübrez Adli Tıp kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü ……..’in % 30 (yüzde otuz) oranında kusurlu, davacı yaya …….. ‘nin % 70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, ……. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İkinci Üst Kurulunun Raporuna göre davacı ……..’nin 01.05.2015 tarihinde geçirdiği araç dışı trafik kazasına bağlı yaralanmasının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığı, geçici iş göremezlik (iyileşme) süresinin ise olay tarihinden itibaren üç aya kadar uzayabileceği, dava konusu kazada, davacıda meydana gelen uyluk bölgesinde (üst bacak) açık yara, göz kapağı ve göz çevresinde açık yara, Akromiyoklavikuler eklem çıkığı (Omuz bölgesindeki köprücük kemiği bölgesindeki çıkık) ve Servikal omurganın gerilme ve burkulması arazlarının tümü 01.01.2015 tarihli kazayla İLLİYET BAĞI’nın tam olduğu, Davaya konu kazada davacı …… 01.01.2015 tarihinde geçirdiği Araç dışı trafik kazası sonrası önce Sağlık Bakanlığına bağlı …….. Hastanesine götürülmüş, buradan kendi tercihiyle ……. Hastanesine giderek tedavilerini burada gerçekleştirilmiştir. ……. Hastanesi kamuya ait olduğundan buradaki tedavi giderleri SGK tarafından karşılanmıştır. …….. Hastanesinin de davalı …… ile tüm branşlarda Sağlık Hizmet Sunumu (SHS) sözleşmesi mevcut olup, 2.793,56 -TL davalı ……. tarafından dava dışı hastaneye ödenmiştir. Davalı ……. ‘nun dava konusu kaza nedeniyle ödeme sorumluluğunu yerine getirdiği, davacının mezkur hastaneye 20.592,00 -TL belgeli tedavi harcaması gerçekleştirdiği, davaya konu tedavilerin gerçekleştirildiği 2015 yılında SGK il branşlarda Sağlık Hizmet Sunumu (SHS) sözleşmesi bulunan hastanelerin alabileceği ilave ücret 200’dür. Bu durumda …… Hastanesi tarafından 2.793,56 x 2 = 5.587,12 -TL olabileceği ve bu durumda 20.592,00 – 5.587,12 = 15.004,88 -TL ilave ücretin mevzuata aykırı alındığının anlaşıldığı, hastanın açık yaralarının iyileşme sürecinde her ne kadar belgelenmemiş olsa da takdiren 4.000,00 TL PANSUMAN GİDERİ harcaması yapmış olabileceği, Davacının tedavisi boyunca takdiren 1.000,00 TL YOL GİDERİ harcaması yapmış olabileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davacı vekili 26/12/2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 1.000,00-TL değeri ile kısmi dava olarak açmış olduğu davada maddi tazminat talebimizi 8.404,031 TL artırarak toplam 9.404,031 TL’nin kaza tarihi olan 01.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, belgeli sağlık hizmeti bedeli olan 5.587,12 TL’nin %70 oranında 3.910,984 TL’nin davalı ……. tahsiline, Geçiçi İş Göremezlik Tazminatı olan 2.847,21 TL, belgesiz pansuman gideri 4.000,00 TL ve Yol ücreti 1.000,00 TL’nin toplamının %70 oranı olan 5.493,047 TL ‘nin davalı ……. Şirketi sorumluluğunun poliçe bedeli ile sınırlı olarak tahsiline, toplam tazminat tutarı olan 9.404,031 TL’nin ise …….. ve ……. ‘ten ise tam olarak, (Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan 3.910,98 TL ile sınırlı olmak üzere, davalı ……Sigorta Şirketi’nden ise 5.493,047 TL ile sınırlı olmak üzere), tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, araç trafik kayıtları, olay nedeniyle sigorta şirketinden alınan yazı cevapları, sigorta poliçesi, sağlık kuruluşlarından celp edilen tıbbi bilgi ve belgeler, ATK raporları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen;
Davacının 01.01.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralandığı, kazının meydana gelmesinde davalı sürücü ……..’in % 30 (yüzde otuz) oranında, davacının % 70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, davacının geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığı, davacının iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceğinin Mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporu doğrultusunda rapor edildiği, davacının en az asgari ücret seviyesinde kazancı olduğu kabul edilerek, kaza tarihinde yürürlükte bulunan asgari ücret üzerinden 2.847,21 TL hesaplandığının ve hesaplamanın %100 kusur üzerinden yapıldığının bildirildiği, davacının kusuru oranında indirim yapılması sonucu 1.993,04-TL geçici iş göremezlik alacağının bulunduğu, alınan raporların tespit edilen maddi vaka ve kusur oranları ile uyumlu olduğu, somut davada, davacı tarafça talep edilebilecek maddi tazminat miktarının tespitine ilişkin rapora mahkememizce itibar edilmiş olup, rapor ile davacının kusur oranı ve yaralanma derecesine göre talep edebileceği geçici iş göremezlik nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının tespit edildiği anlaşılmakla, davanın maddi tazminat talebi bakımından kısmen kabulüne karar verilmiş, geçici iş göremezlik talebi dışında diğer maddi tazminat talepleri ispatlanamadığından fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Manevi zarar, hukuka aykırı eylem sonucu kişisel değerlerde meydana gelen eksilmedir. Kişisel değerlerin soyut niteliği nedeniyle meydana gelen eksilmenin rakamsal karşılığını parasal değerini ifade etmek mümkün değildir. Bununla birlikte kişisel değerlere yapılan saldırı neticesi ruhsal dengenin bozulması yaşama sevincinin eksilmesi kaçınılmaz olduğunda, hukuk manevi zararı giderim yükümlülüğü dışında tutmamış, genel değer ölçüsü olması nedeniyle, belli bir miktar paranın verilmesi suretiyle zarar görevinin tatmin edilmesini amaçlamıştır. Davacının kazadan dolayı yaşadığı üzüntü, tedavi sürecinde çekmiş olduğu elem ve ızdırapların bir nebze de telafisi için olayın oluş şekli, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminatın zenginliğe veya yoksulluğa neden olamayacağı temel ilkesi, paranın satın alma gücü, davacının yaşama sevincini tazelemek, bunu yaparken felaketi özenir kılmamalı davalı yanların ekonomik bir yıkıma sürüklenmeksizin ve sebepsiz zenginleşmeye de dikkat ve özen göstermek suretiyle davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A- Maddi tazminat talebi bakımından ;
Davanın kısmen Kabulü ile;
1-1.993,04-TL geçici iş göremezlik ve 3.500-TL tedavi gideri tazminatının davalılar …….., ……. ‘ten kaza tarihi 01/01/2015 tarihinden itibaren, davalı ……. A.Ş.’den (poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) dava tarihi 04/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek ilgili davacıya verilmesine,
2- Davalı …… yönünden, taleple bağlı olarak 3.910,98-TL tedavi giderinin dava tarihi 04/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine
3-Fazlaya ilişkin ve diğer taleplerin reddine
B- Manevi tazminat talepleri bakımından:
1-Davacı tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulu ile 14.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 01/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …….., ……’ten müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek ilgili davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine
2-Alınması gerekli 1.598,73 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 358,63 TL peşin harç 150,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 508,63 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.090,10 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 358,63 TL peşin harç,150,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 536,33 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 6.000,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 4.775,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-AAÜT gereğince hüküm altına alınan maddi tazminat miktarı üzerinden hesap edilen 5.493,04 TL ücreti vekaletin davalılar …….., …… ve ……… A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek ilgili davacıya verilmesine,
6-AAÜT gereğince hüküm altına alınan tedavi gideri miktarı üzerinden hesap edilen 3.910,98-TL ücreti vekaletin davalı SGK Başkanlığından alınarak davacıya verilmesine,
7-AAÜT gereğince hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı üzerinden hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalılar …….., ……’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek ilgili davacıya verilmesine,
8-AAÜT gereğince reddedilen alınan manevi tazminat miktarı üzerinden hesap edilen 6.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …….., …… ‘e verilmesine,
9-Davalılar tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı …….. ve ……. vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı.27/02/2023
Katip ……

Hakim ……
e-imzalıdır