Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/678 E. 2018/416 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/678
KARAR NO : 2018/416

DAVA : Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2015
KARAR TARİHİ : 26/04/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/04/2018
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:Davacı vekilinin özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu ve yönetim kurulu üyeliğini yaptığı 02/09/2013 tarihine kadar farklı tarihlerde davalı şirkete 201.400 AVRO, 93.280,00 USD ve 172.696,08 TL nakit olarak “bankaya direkt kasaya ödeme” şeklinde ödemeler yaptığını, 02/09/2013 tarihinde davalı şirketteki payını …’a devrettiğini, farklı tarihlerde davalıya verilen borç paraların ödenmesi hususunda defalarca talepte bulunulmasına rağmen ödeme yapılmadığını, konuyla ilgili olarak Bakırköy ….Noterliği’nin 02/07/2015 gün ve …yevmiye sayılı ihtarname keşide ettiklerini fakat alacağın ödenmediğini beyanla yukarıda belirtilen cins ve miktarda paranın ödeme tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin özetle; davacının başka bir şirkette sigortalı olarak çalışırken müvekkil şirketin diğer ortağı olan … ve adı geçenin Azerbaycan’da bulunan başka ortağının önermesi ile keza şirket sermaye borcu dahi adı geçenler tarafından ödenmek suretiyle davacının şirkete ortak yapıldığını, davacının mal varlığı ve o tarihteki banka hesapları incelendiğinde bir şirkete ortak olabilecek ekonomik gücünün bulunmadığının tespit edileceğini, şirket kurulduktan sonra 30/08/2013 tarihine kadar şirketin bütün işlemleri ve yönetiminin davacı tarafından yapıldığını, sermaye ve yatırılan bütün paraların davacı dışında diğer ortak ….tarafından yatırıldığını, banka ve şirket kayıtlarının bunu doğruladığını, 2013 yılı Ağustos ayı itibariyle yapılan inceleme sonucunda davacının beyanı ile hesapların ters düştüğünün belirlendiğini, davacının kendi şahsi kredi borçlarını şirket hesabından ödediği, şahsi hesabına para aktardığının tespit edildiği ve bundan sonra şirkete gelmemeye başlayıp sonuçta da şirket hissesini devrederek ortaklıktan ayrıldığını, davacının şirkete ait paraları sanki borç vermiş gibi başka bir banka hesabına yatırıldığını, davacının 03/09/2013tarihine kadar şirket hesaplarından toplamda 95.163,70 TL şahsi harcama yaptığı, nakit para çekip araç kredisi ve … kredi kartı borcunu ödediğini, bu itibarla davacının iddiasının haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğundan bahisle davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER … Şube Müdürlüğü, … Şube Müdürlüğü,… Şube Müdürlüğü … Bölgesi ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevapları, 17/01/2017 havale tarihli bilirkişi raporu,
Mahkememizin14/07/2016 tarihli celse ara kararı gereği, davalının görev yaptığı 02/09/2013 kadar ki döneme ait olmak kaydıyla uyuşmazlık konularında dosyanın mali müşavir, sektör bilirkişisi ve ticaret hukuku bilirkişisi marifetiyle rapor alınmasına karar verilmiş olup dosya bilirkişilere tevdii edilmiştir.
Bilirkişilerin mahkememize sunduğu 17/01/2017 havale tarihli raporda, “…davacının davalı şirkete 201.400,00 EURO, 93.280,00 USD ve 172.696,08 TL borç verdiğine ilişkin iddiasını, HMK. M. 200/1 hükmü uyarınca, yazılı belgeyle ispat etmesi gerektiği, bankadan yapılan ödemede bir açıklama yoksa, gönderilen havale tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmayıp havale dekontlarının borç ödeme belgesi niteliğinde oldukları, bu çerçevede davacının iddiası ele alındığında, davacının davalı şirkete 18.376,78 TL borç verdiği, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu çerçevesinde, davacının şirket zararından sorumlu tutulabilmesi için, basiretli davranmakla yükümlü olan bir yöneticinin yapmaması gereken işlemlerin davalı tarafından yapılmış olduğunun ve bunun sonucunda da bir zararın meydana geldiğinin kanıtlanmış olması gerektiği, bu çerçevede davalının iddiası ele alındığında, davacının davalı şirketi 95.163,70 TL oranında zarara uğratmış olduğu, davacının yukarıda hesaplanan 18.376,78. TL alacağı ile davalının uğramış olduğu zarar mapsup edildiğinde, davacının alacaklı olmadığı aksine davalı şirketin davacıdan ortaklar cari hesabı yönünden (95.163,70-18.376,78=) 76.786,92 TL alacaklı olduğu….” sonuç ve kanaatiyle rapor tanzim ettikleri görülmüştür.
GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının davalı şirketin ortağı ve müdürü olarak görev yaptığı 02/09/2013 tarihine kadar davalı şirkete borç olarak çeşitli cins ve miktarlarda para ödemesi yapıp yapmadığı, davacının davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne olduğuna ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
HMK. Madde 190- (1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
TBK.Madde 555- Havale, havale edenin, kendi hesabına, para, kıymetli evrak ya da diğer bir mislî eşyayı havale alıcısına vermek üzere havale ödeyicisini; bunları kendi adına kabul etmek üzere havale alıcısını yetkili kıldığı bir hukuki işlemdir.
TTK. Madde 553- (1) Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./28.md.) kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. (2) Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar. (3) Hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz. Tüm bu hükümler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, yapılan işlemler sonucunda bir zararın oluşması halinde, bu zarar nedeniyle yöneticilerin sorumluluğuna gidilebilmesi için işlemi yapan yöneticilerin kusurlu olduklarının da ayrıca kanıtlanması gerekir. Basiretli davranmakla yükümlü olan bir yöneticinin yapmaması gereken işlemlerin davalı tarafından yapılmış olduğunun ve bunun sonucunda da bir zararın meydana geldiğinin kanıtlanmış olması gerekir. Aksi takdirde enflasyon ve kur farkı da dahil olmak üzere şirketin uğramış olduğu her türlü işletme zararının yöneticilerden tahsili imkanı doğmuş olur ki, böyle bir sonuç, yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin hükümlerin düzenlenme amacıyla bağdaşmadığı gibi ticari işletmenin kar edebileceği gibi yapmış olduğu ticari riskler nedeniyle zarar etme ihtimalinin de bulunması özelliğiyle de bağdaşmaz. Davacı taraf iddiasına dayanak olarak bankadan yapılan ödemeleri göstemiş olsa da TBK. M.555 vd. Hükümlerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelik olarak, bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleşiyle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini ileri süren havaleci bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Havalede hangi amaçla gönderildiğine ilişkin bir açıklama yoksa, gönderilen havale tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmayıp havale dekontları borç ödeme belgesi niteliğindedir. Bu durum Yargıtay ….HD.’nin … E. … K.sayılı 31/01/2006 tarihli kararında sabittir. Denetime elverişli bilirkişi raporunda da değinildiği üzere, bankadan yapılan ödemede bir açıklama yoksa, gönderilen havale tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmayıp havale dekontlarının borç ödeme belgesi niteliğinde oldukları, bu çerçevede davacının iddiası ele alındığında, davacının davalı şirkete 18.376,78 TL borç verdiği, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu çerçevesinde, davacının şirket zararından sorumlu tutulabilmesi için, basiretli davranmakla yükümlü olan bir yöneticinin yapmaması gereken işlemlerin davalı tarafından yapılmış olduğunun ve bunun sonucunda da bir zararın meydana geldiğinin kanıtlanmış olması gerektiğinden davacının davalı şirketi 95.163,70 TL oranında zarara uğratmış olan raporda hesaplanan 18.376,78 TL alacağı ile davalının uğramış olduğu zarar mahsup edildiğinde davacının alacaklı olmadığı aksine davalı şirketin davacıdan ortaklar cari hesabı yönünden alacaklı olduğu anlaşılmakla ıspatlanamayan davanın aşağıdaki şekilde reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 35,90 TL harç peşin alınan 17.142,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 17.106,28 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama 161,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 54.063,61 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğ edileceği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle 2 haftalık yasal süresi içerisinde mahkememize sunulacak dilekçe ile Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar Davacı vekilleri Av…., Av. …, davalı vekili Av. …’nin yüzüne karşı açıkça okunup anlatıldı.26/04/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …