Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/245 E. 2019/634 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/245
KARAR NO : 2019/634

DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 16/03/2015
KARAR TARİHİ : 27/06/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı … (Vesayeten …) vekili özetle; Kısıtlı …’nın hissedar olduğu ….. ve Tic. A.Ş., ….. Tic. ve San. A.Ş., …… San. ve Tic. A.Ş., …’deki hisselerinin kötü niyetli olarak kısıtlıyı zarara uğratmak kastıyla devrine neden olan 07.01.2010 tarihli 4 adet hisse devir ve temlik sözleşmelerinin ve buna ilişkin işlemlerin kısıtlının fiil ehliyeti yoksunluğu nedeniyle kesin hükümsüzlük olduğunun tespiti ile söz konusu hisse devir ve temlik sözleşmelerinin iptaline ve söz konusu hisselerin kısıtlı …’ya iadesine, dava konusu şirketlerdeki hisselerin gerçek değerinin bilirkişi vasıtasıyla hisselerin gerçek değerlerinin tespiti ile kısıtlı … nın her bir şirketteki hisselerine karşılık şimdilik ayrı ayrı 25.000 TL toplamda 100.000 TL hisse devir ve temlik bedelinin davalıdan 07/01/2010 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek mevduata uygulanan en yüksek banka faiziyle birlikte tahsiline, davanın, ….. San. ve Tic. A.Ş., ….. Tic. ve San. A.Ş., …… San. ve Tic. A.Ş., …ye ihbarı ile 07/01/2010 tarihinden önceki ve sonraki döneme ait genel kurul hazirun listelerinin ve genel kurul kararlarının gönderilmesinin istenilmesini, davalı …’nın ….. San. ve Tic. A.Ş., ….. Tic. ve San. A.Ş., …… San. ve Tic. A.Ş., … Deki hisselerine telafisi güç veya imkansız zararların önüne geçebilmek için yargılama sonuçlanıncaya kadar teminatsız olarak tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili özetle; davacının, hisse devir sözleşmelerinde yazılı hisse bedelleri üzerinden nisbi harç yatırması gerektiğini, harcın eksik yattığını, Hisse Devir Ve temlik Sözleşmesinde devir işlemine gerek davacı … ve gerekse diğer kardeşlerin muvafakat ve onaylamaları doğrultusunda yapıldığını ve sözleşmede bu hususta derkenar ve imzalarının yer aldığını, dava konusu edilen iddialar ve gerekçelerin haksız ve dayanaksız olduğunu, 07.01.2010 tarihli Hisse Devir ve Temlik sözleşmesi her ne kadar anne Solmaz ile müvekkili arasında imzalanmış gözükmekte ise de, aslında burada mirasçılar ile anne arasında imzalanmış bir taksim sözleşmesinin bulunduğunu, davacının ve diğer tüm mirasçıların hisse devir ve temlik sözleşmesi muhteviyatını aynen kabul ettiklerini, davacının anılan sözleşmeye açıkça muvafakat ettiğini ve sözleşmenin doğrudan doğruya bir tarafı bulunduğunu, bu nedenle annenin akıl sağlığı veya temyiz kudretini gerekçe göstererek sözleşmenin geçersizliğini ileri süremeyeceğini, sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmenin her şeyden önce dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, davacının ayrıca işlemin muvazaalı olduğunu iddia ettiğini, muvazaa iddiasının somut delillere dayandırılması gerektiğini, altında kendi imzası bulunan belgedeki muvazaa iddiasının yazılı delil ile ispatlanması gerektiğini, müvekkilinin vasi tayini için mahkemeye müracaat dilekçesinde annenin ayırt etme gücünü kaybettiğinin söylenmediğini, tüm kardeşlerin kendi aralarında 07.01.2010 tarihli taksim sözleşmesi imzaladıklarını, davacı ile müvekkili arasındaki 07.01.2010 tarihli ‘Belgedir’ başlıklı sözleşme ile kurulan hukuki ilişkinin anneden davacıya intikal edecek miras payının ve davacının kendi sahip olduğu hisselerin + babadan intikal eden hisselerin tamamının müvekkiline satışına ilişkin olduğunu, davacının bu işlemler karşılığında müvekkilinden toplamda 3 milyon lira tahsil ettiğini, davacının haksız kazanç peşinde olduğunu, kendisinin şirketlerin yönetim kurulu başkan yardımcısı olup anne …’nın ve şirketlerin durumunu bildiği halde 2010 yılının başında kendi rızası ile hisselerini müvekkili …’ya devir ve temlik ettiğini, senelerce ticaret ve sanayicilikle uğraşmış neyin ne olduğunu bilen birisi olduğunu, ailevi meseleler yüzünden müvekkili ile aralarında ortaya çıkan problemin arkasına sığınarak müvekkilini zarara uğratmak, üzerinde baskı kurarak yeniden para almak için müvekkili aleyhine birden çok dava açtığını beyanla, haksız davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER: 07/01/2010 tarihli hisse devir ve temlik sözleşmesi, Beyoğlu ……. Noterliği’nin 19.02.2016 tarih ve …… yevmiye sayılı Mirasçılık Belgesi, İstanbul Anadolu ….. Sulh hukuk Mahkemesi’nin ….. E. ve….. K sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, ihtarnameler, hastane kayıtları ve tüm dosya kapsamı.
Bakırköy …… ATM’nin …. esas sayılı dosyasının tetkikinde, davacı … tarafından 12/03/2012 tarihinde davalı … aleyhine devir ve temlik sözleşmesinin iptaline ilişkin dava açıldığı, mahkemece 24/01/2014 tarihinde karar verildiği, kararda, “…davanın açıldığı tarihte davacının annesi olan … nın sağ olduğu Kadıköy …. Sulh Hukuk Mahkemesinin ……. esas sayılı dosyasıyla 19/03/2009 tarihinde vesayet altına alınması için dava açıldığı, davanın açıldığı tarihte söz konusu vesayet dosyasının derdest olduğu İstanbul Anadolu ….. Asliye Ticaret Mahkemesi nin…..sayılı talimatla alınan sağlık kurulu raporunda ise … nın tasarruf ehliyetine sahip olmadığının bildirildiği bu şekilde … nın dava tarihinde sağ olması sebebiyle yapmış olduğu tasararufun iptalini davacı tarafın dava etme ehliyetinin bulunmadığı … nın yaptığı tasarruf işleminin geçerli olmadığının iddiası ile … nın sağ olması sebebiyle … adına açılabileceği … nın tasarruf ehliyetine sahip olmadığının davacı tarafça belirtilmesi karşısında … ya atanacak vasi tarafından davanın onun adına takip edilip yürütülebileceği bu sebeple davacının mirasçı sıfatıyla tasarrufu yapanın sağ olması sebebiyle tasarrufun iptali davası açmasının dava tarihinde bakılma şartlarının bulunmadığından davacı tarafın davasının aktif husumet şartının bulunmaması…” sebebiyle davanın reddine karar verildiği, kararın 16/11/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki davada davacı yan, annesi …’nın yasal mirasçısı olduğu gerekçesi ile annesinin davalı … ile 07.01.2010 tarihinde yaptığı Hisse Devir ve Temlik Sözleşmesinin, annenin temyiz kudretinden yoksunluğu (ehliyetsizlik) nedeniyle Hisse Devir ve Temlik Sözleşmesinin iptaline talebine ilişkindir.
İstanbul Anadolu ….. Sulh Hukuk Mahkemesinin …… esas 05/03/2015 tarihli yazısında, 15/01/2013 esas …. karar sayılı karar ile … TMK nun 405. Maddesi gereğince vesayet altına alınarak kendisine …’nın vasi tayin edilmesine karar verildiği, vasiye itiraz nedeniyle verilen 09/07/2014 tarihli ek karar ile de vasinin görevinden alınarak kısıtlıya kızı … ve oğlu …’nın müşterek vasi olarak atanmalarına karar verildiği, vasi … vekili Av. ……. tarafından sunulan 24/02/2015 tarihli dilekçe ile kısıtlı …’nın hissedarı olduğu şirketlerdeki hisselerini kötü niyetli olarak kısıtlıyı zarara uğratmak kastıyla devralan önceki vasi … ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunmak ve söz konusu hisse devirlerinin iptali için dava açmak üzere yetki verilmesini talep ettiği, mahkemece belirtilen hususlarda dava açmak üzere vasi …’ya yetki ve izin verildiği anlaşılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, 07/01/2010 tarihli hisse devir ve temlik sözleşmesi, Beyoğlu …. Noterliği’nin 19.02.2016 tarih ve …. yevmiye sayılı Mirasçılık Belgesi, İstanbul Anadolu… Sulh hukuk Mahkemesi’nin……E. ve …….K sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, ihtarnameler, hastane kayıtları ve tüm dosya kapsamına binaen; davada, Kısıtlı …’nın hissedar olduğu ….. San. ve Tic. A.Ş., ….. Tic. ve San. A.Ş., …… San. ve Tic. A.Ş., …’deki hisselerinin kötü niyetli olarak kısıtlıyı zarara uğratmak kastıyla devrine neden olan 07.01.2010 tarihli 4 adet hisse devir ve temlik sözleşmelerinin ve buna ilişkin işlemlerin kısıtlının fiil ehliyeti yoksunluğu nedeniyle kesin hükümsüzlük olduğunun tespiti ile söz konusu hisse devir ve temlik sözleşmelerinin iptaline ve söz konusu hisselerin kısıtlı …’ya iadesi talep edilmiş olup, davacı Kısıtlı …’nın 03.02.2016 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır.
Davacının vefatı üzerine İstanbul Anadolu …… Sulh Mahkemesi’nin….. Tereke dosyası ile terekeye temsilci atanması için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Huzurdaki dava, işlem ve tasarruf ehliyeti yoksunluğu nedeniyle Hisse Devir ve Temlik Sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Kuşkusuz Hisse Devir ve Temlik Sözleşmesinin kuruluşunda da, sözleşme yapma ehliyeti, hukuka, ahlaka, adaba uygunluk, iradeyle beyan arasında uyum gibi genel koşulların bulunması gerekir.
Bir hukuki işlem yapabilmek için gerekli iradenin varlığı, zihni olgunluğa erişmiş ya da bu olgunluğu yitirmemiş kişilerde aranır. Bu nedenle de bütün sözleşmelerde olduğu gibi, geçerli bir sözleşmenin varlığı için kişilerde işlem yapma (akit yapma) ehliyetinin aranması gerekecektir. Genel olarak ehliyet deyiminden, kişinin medeni haklara sahip olabilme (hak ehliyeti) ile onları kullanabilme ( fiil ehliyeti ) ehliyeti anlaşılır. Başka bir anlatımla, ancak tam ehliyetli (sezgin, ergin olan ve kısıtlı bulunmayan ) kişiler sözleşmeyi ya tek başlarına ya da yasal temsilcilerin izniyle yapabilir. Gerçekten, TMK. m. 9 gereği “fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir”, TMK. m. 16 gereği de “ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar yasal temsilcilerinin rızaları olmadıkça kendi işlemleriyle borç altına giremezler”. Sözleşmenin taraflarından birinin, sözleşme yapma ehliyetinin yoksunluğu o sözleşmenin butlanını gerektirir ( TMK. m. 15 ). Buradaki sözleşme ehliyetiyle anlatılmak istenen, kişideki sözleşmenin yapıldığı zamandaki ehliyetin varlığı ya da yokluğudur. Kişinin, sözleşmeden sonra sözleşme ehliyetine hak kazanması, sözleşmeye geçerlilik vermeyeceği gibi, sözleşme yapma ehliyetinin sonradan kaybedilmiş olması da o sözleşmeyi geçersiz kılmaz.
Davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti ( gücü ) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak elde edebilme, borç ( yükümlülük ) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. “Ayırt etme gücü” TMK.’nun 13. maddesinde “Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca ayırt etme gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, söz konusu yasa ile diğer yasaların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır. Bunun yanında, TMK’nun 14.maddesi ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyetinin bulunmadığını belirttikten sonra aynı Yasanın 15.maddesinde de kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiillerinin hukuki sonuç doğurmayacağı açıklığa kavuşturulmuştur.
Davacı kısıtlı … ile davalı … arasında 07.01.2010 tarihinde bir dizi (4 adet) hisse devir ve temlik sözleşmesi akdolunmuştur. Bunlardan dava konusu olan sözleşmeye göre; “…, …’inde sahibi bulunduğu hisselerden beheri 1000 TL.si nominal değerinde 3.115 adet nama yazlı hisseyi 3.115.000 TL bedelle, doğmuş ve doğacak bilcümle hakları ve borçlarıyla birlikte …’ya devretmiş ve bedelini nakden tahsil etmiştir. 2- …’da yukarıda yazılı beheri 1000 TL.sı nominal değerinde 3.115 adet nama yazılı hisseyi 3.115.000 TL bedelle, doğmuş ve doğacak bilcümle hakları ve borçlarıyla birlikte …’dan satın almış ve devir bedelini de nakden ödemiştir. 3- Yukarıda yazılı hisse devirleri derhal şirkete bildirilerek pay defterine yazılması sağlanacaktır” . Müteakiben ‘Devreden’ sıfatıyla … ve ‘devralan’ sıfatıyla …’nın imzaları yer almaktadır. Yine sözlemede yer alan, “Yukarıda belirtilen hisse devir ve temlik sözleşmesi muhteviyatını aynen kabul ve muvafakat ediyorum, bu konuda hiçbir hak ve talebim olmayacaktır” ibaresi altında “Muvafakat edenler” başlığı altında …, ….., …, …, …, …’in el yazıları ile isimleri ve yanında imzaları yer almaktadır.
Aynı taraflar arasındaki 07.01.2010 tarihli ikinci Hisse Devir Ve Temlik Sözleşmesi’nin konusu, …’nın …inde sahibi bulunduğu hisselerden beheri 100 TL.sı nominal değerinde 12.513 adet nama yazılı hissedir. Sözleşmeye göre … bu hisseleri 1.251.300 TL.sı bedelle, doğmuş ve doğacak bilcümle hakları ve borçlarıyla birlikte …’ya devretmiş ve bedelini nakden tahsil etmiştir. …’da yukarıda yazılı beheri 100 TL.sı nominal değerinde 12.513 adet nama yazılı hisseyi 1.251.300 TL.sı bedelle, doğmuş ve doğacak bilcümle hakları ve borçlarıyla birlikte …’dan satın almış ve devir bedelini de nakden ödemiştir. Yukarıda yazılı hisse devirleri derhal şirkete bildirilerek pay defterine yazılması sağlanacaktır. Bunu takiben ‘Devreden’ sıfatıyla … ve ‘devralan’ sıfatıyla …’nın imzaları yer almaktadır. Yine sözleşmede “Yukarıda belirtilen hisse devir ve temlik sözleşmesi muhteviyatını aynen kabul ve muvafakat ediyorum, bu konuda hiçbir hak ve talebim olmayacaktır” ibaresi altında “Muvafakat edenler” başlığı altında …, ……., …, …, …, …’in el yazısı ile isimleri ve yanında imzaları yer aldığı anlaşılmıştır.
Aynı taraflar arasındaki 07.01.2010 tarihli üçüncü Hisse Devir Ve Temlik Sözleşmesi’nin konusu, …’nın……. Sanayi ve Ticaret A.Ş.inde sahibi bulunduğu hisselerden beheri 100 TL nominal değerinde 4.830 adet nama yazılı hissedir. Sözleşmeye göre … bu hisseleri 483.000 TL bedelle, doğmuş ve doğacak bilcümle hakları ve borçlarıyla birlikte …’ya devretmiş ve bedelini nakden tahsil etmiştir. …’da yukarıda yazılı beheri 100 TL nominal değerinde 4.830 adet nama yazılı hisseyi 483.000 TL bedelle, doğmuş ve doğacak bilcümle hakları ve borçlarıyla birlikte …’dan satın almış ve devir bedelini de nakden ödemiştir. Yukarıda yazılı hisse devirleri derhal şirkete bildirilerek pay defterine yazılması sağlanacaktır . Bunu takiben ‘Devreden’ sıfatıyla … ve ‘devralan’ sıfatıyla …’nın imzaları yer almaktadır. Yine sözleşmede, “Yukarıda belirtilen hisse devir ve temlik sözleşmesi muhteviyatını aynen kabul ve muvafakat ediyorum, bu konuda hiçbir hak ve talebim olmayacaktır” ibaresi altında “Muvafakat edenler” başlığı altında …, …., …, …, …, …’in el yazısı ile isimleri ve yanında imzaları yer almaktadır.
Yine anne … ile davalı füru … arasındaki 07.01.2010 tarihli dördüncü Hisse Devir Ve Temlik Sözleşmesi’nin konusu, …’nın ….. Sanayi ve Ticaret A.Ş.inde sahibi bulunduğu hisselerden beheri 50 TL nominal değerinde 249 adet nama yazılı hissedir. Sözleşmeye göre … bu hisseleri 12.450 TL bedelle, doğmuş ve doğacak bilcümle hakları ve borçlarıyla birlikte …’ya devretmiş ve bedelini nakden tahsil etmiştir. …’da yukarıda yazılı beheri 50 TL nominal değerinde 249 adet nama yazılı hisseyi 12.450 TL bedelle, doğmuş ve doğacak bilcümle hakları ve borçlarıyla birlikte …’dan satın almış ve devir bedelini de nakden ödemiştir. Yukarıda yazılı hisse devirleri derhal şirkete bildirilerek pay defterine yazılması sağlanacaktır. Bunu takiben ‘Devreden’ sıfatıyla … ve ‘devralan’ sıfatıyla …’nın imzaları yer almaktadır. Yine sözleşmede, “Yukarıda belirtilen hisse devir ve temlik sözleşmesi muhteviyatını aynen kabul ve muvafakat ediyorum, bu konuda hiçbir hak ve talebim olmayacaktır” ibaresi altında “Muvafakat edenler” başlığı altında …, …., …, …, …, …’in el yazısı ile isimleri ve yanında imzaları yer almaktadır.
Huzurdaki davada işbu 4 adet Hisse Devir ve Temlik Sözleşmesindeki hisselerin davalı …’ya devreden sözleşmenin ehliyetsizlik nedeniyle iptali talep edilmektedir.
07.01.2010 tarihli 4 adet Hisse Devir ve Temlik Sözleşmesinde Gerek davacı gerekse diğer kardeşlerin bedelinin davalı … tarafından …’ya ödendiğini kabul edilmektedir.
Davacı …, annesinin imzaladığı Hisse Devir ve Temlik Sözleşmesine aynen muvafakat ederek ve hiçbir hak ve talebi olmayacağını beyan ederek, aynı zamanda anneyi tasarrufa ehil gördüğünü de ifade etmiş olmasına rağmen, bu defa annenin tasarrufa ehil olmadığını ileri sürmektedir. Davacının bu iddiası bir taraftan kendisini bağlayan kabulüne aykırıdır, öte yandan çelişkilidir. Önceki davranışı ile çelişkili davranmak MK.m.2 kuralına aykırı bulunduğu, muvafakat beyanının davacıyı bağladığı, 18.04.2013 tarihli hastane raporunda hisse devir ve temlik sözleşmesi tarihi (07.01.2010) itibariyle annenin hukuki ehliyetinin olup olmadığı tespit edilemediğinden, davacının işlem tarihinde annenin ehliyetsizliğini ispat külfeti altında bulunduğu ve mevcut delil durumu itibariyle bu külfeti yerine getiremediği, Bakırköy ……. ATM’nin ….. esas sayılı dosyasında, davacının mirasçı sıfatıyla tasarrufu yapanın sağ olması sebebiyle tasarrufun iptali davası açmasının dava tarihinde bakılma şartlarının bulunmadığından davacı … tarafından açılan davasının aktif husumet şartının bulunmaması sebebiyle reddine karar verildiği, davacıların devrin muvazaalı olarak yapıldığına ve bu nedenle geçerli olamayacağına ilişkin iddialarının menkul mal niteliğinde olan anonim şirket payları açısından kabul edilemeyeceği, hisse devir sözleşmesinin tarihi olan 07/01/2010 tarihinden dava tarihine ( 16/03/2015 ) kadar şirket ile ilgili her türlü işlemin gerçek devir yapılmış gibi sürdürüldüğü, muvazaayı tevsik eder tarzda yazılı belge ibraz edilmediği, davanın mahiyeti gereği tanık beyanlarının tek başına değerlendirilemeyeceği, mahkememizin 11. Celse ara kararı ile her ne kadar muris …’nın tedavilerini yaptığı bildirilen Prof.Dr. …’nin dinlenilmesine karar verilmiş ise de dosyaya sunulan Tıbbi evraklar ve Medula sistemi kayıtları bir bütün olarak değerlendirildiğinde tanığın dinlenilmesinin dosya esasına bir katkı sağlamayacağı, hisse devir sözleşmesinin imzalandığı 07/01/2010 tarihinde muris …’nın akli dengesinin yerinde olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığı, davalı ile davacı ve diğer mirasçılar arasında yapılan pay devrinin ne şekilde yapıldığının araştırmasında, tüm mirasçılar tarafından hisse devir sözleşmesinin imzalandığı, tüm yasal işlemlerin yerine getirildiği, davacıların davayı ispat çerçevesinde yeterli delil ibraz edemedikleri anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 1.707,75 TL harç ile 81.318,79 TL tamamlama harcının mahsubu ile toplam bakiye 82.982,14 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 4,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya ödenmesine,
6-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 112.817,50 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, Davacı tereke temsilcisi Av. … ve … Mirasçıları vekili Av…. ile davalı … vekil Av. … ün yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/06/2019

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)