Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/139 E. 2018/599 K. 19.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/139
KARAR NO : 2018/599

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 19/10/2016
KARAR TARİHİ : 24/10/2016

Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili 16.02.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle: Davacı müvekkillerinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı 24.07.2007 kuruluş tarihli … San. Ltd. Şirketinin kurucu ortaklarından olduğunu, diğer ortaklar ve müdürü ile anlaşamadıklarından 2008 yılından itibaren süren uyumsuzlukları nedeniyle ayrılarak ortaklık ilişkisine son vermek ve şirketten çıkmak istediklerini, şirketin bir türlü normal ticari işlemini yerine getiremediğinden sürekli zarar etmesi ve şirket ihtiyacı olduğu denilerek davacılardan 08.08.2007, 31.07.2008 tarihleri arasında yaklaşık 1.860.000 TL alındığını, bu ödemeler karşılığında şirketin zarardan kurtulmadığından davacıların para göndermeyi kestiklerini, ödedikleri bedelleri istediklerini, şirketçe ödenen bedellerden davacıların sermaye paylarının toplam 292.500 TL düşerek kalan 1.562.500 TL alacağın tahsili yolunda Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, Şirketin borcu olmadığı gerekçesiyle Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. sayılı dosyasından itirazın iptali davası açıldığını, davada 935.000 TL bedelin tahsiline kalan 625.000 TL’nin elden ödeme miktarının “davalı şirkete yapıldığının ispatlanamadığı” gerekçesiyle reddine karar verildiğini, davanın Yargıtayca bozulduğu, mahkemenin aynı kararda direndiğinden Hukuk Genel Kurulu incelemesine konu edildiğini, şirketin Ticaret Sicili Müdürlüğünde merkezi olarak gösterilen …Blok Daire … Esenyurt/îstanbul adresinde başka bir kişinin kiracı olarak oturduğu ve şirketin 7-8 ay önce adresten ayrıldığı, Davalı şirket müdürü …, ortağı ve müdürü olduğu … Ltd. Şti. adına işbu davanın davalısı … aleyhinde İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasından 355.700 TL alacak üzerinden icra takibi başlatıldığını, davacı … tarafından davalı şirketle nakit ihtiyaçları için şirket müdürü …’e gönderilen 50.000 TL tutarındaki bedelin şirkete aktarılmadığı, müdür … tarafından kendi mal varlığına aktarıldığını bu bedelin tahsili ile ilgili takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine itirazları Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.11.2013 tarihli … E … K. sayılı kararı ile iptal edildiği kararın temyiz aşamasında olduğnu, davacılar tarafından gösterilen paraların akıbetinin meçhul olduğu, 22.01.2009 tarihinden bu yana ortaklann bir araya gelmediğinden şirketin faaliyetlerinden haberdar olunmadığından ortaklar arasındaki bu anlaşmazlığın sonlandırılması, 6102 sayılı TTK. 638/2 maddesi gereğince davalı şirketten çıkmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili 07.06.2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacıların müvekkili şirketten çıkma talebinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin devamlı olarak zarar etmesi ve şirket müdürünün talebi ile sürekli şirkete borç paralar verilmesine rağmen şirketin zararda olduğunun bildirildiği yönündeki iddiaların tümüyle asılsız olduğu ve gerçeği yansıtmadığını, davacıların işbu şirketten çıkma talepli davayı ikame etmelerindeki sebep ortağı bulundukları şirket aleyhine hükmedilecek yargılama giderlerinden doğan sorumluluktan kurtulmak olduğunu, davacılar tarafından açılan Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin… E – … K sayılı dosyasından verilen “davanın kabulü” kararının davacının belirttiği gibi temyiz aşamasında olmadığını, söz konusu kararın Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin …E … K sayılı kararı ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği, yerel mahkemenin ise… E, … sayılı kararıyla Yargıtay İlanına uymak suretiyle davanın reddine karar verildiğini, müvekkil şirketin iç ilişkilerinin ve işlerinin bu hale gelmesinde bizzat davacıların kusurlarının bulunduğunu bu nedenle davacıların ileri sürdüğü şirketten çıkma taleplerinin haklı sebepleri bulunmadığını, bu nedenle açılmış bulunan bu haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞTİRİLEN DAVA İLE İLGİLİ OLARAK;
TALEP:Davacılar vekili 19/10/2016 tarihli dava dilekçesi ile, müvekkillerinin davalı şirketin ortağı olduklarını, şirketin aktif olarak faaliyette olmadığını bu sebeple davacılar … ve …’in şirket ortaklığından çıkarılmasını ve Davalı şirketin diğer ortaklarından … ile …’in Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyasında fiili ve hukuki bağlantısı olduğunu bu nedenle açılan … esas sayılı dosyasının Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyasında birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVA: davacıların, TTK.nın 638/2 maddesi uyarınca ortağı bulunduğu davalı şirkette ortaklıktan çıkma talebinden ibarettir.
DELİLLER: ticaret sicil kayıtları, vergi kayıtları,sözleşme sureti, Bakırköy ….ATM’nin … E. … sayılı karar örneği, Pendik CBS’nin … soruşturma sayılı dosyası, Bakırköy …. ATM…. dosyası, birleştirilen Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, bilirkişi rapor ve ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
Mahkememizin 04/10/2016 tarihli celsesinde dosyanın bilirkişiye verilmesine karar verilmiş, dosya hukukçu bilirkişi ve mali müşavir bilirkişisine tevdii edilmiş, bilirkişiler 12/12/2016 havale tarihli bilirkişi raporunu mahkememize ibraz etmiş, tarafların itirazları nedeniyle dosya yeniden bilirkişilere tevdii edilmiş, 13/10/2017 havale tarihli ek rapor alınmıştır.
İncelenen Bakırköy …. ATM. … dosyasında, davacılardan … ve …nin davalı şirketten 1.560.000 TL alacaklı olduğuna ve bu alacağın %40 oranında da icra inkar tazminatına hükmedildiğine karar verildiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, ve tüm dosya kapsamına binaen; somut olayda davacıların talebinin haklı nedenle şirketten çıkmaları istemine ilişkindir. Limited şirketten çıkma ve çıkarılma hususunu düzenleyen TTK. m. 638/2 hükmüne göre, ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir”, Yine şirketin sona ermesine ilişkin TTK. m. 636/3 hükmüne göre, “haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir”.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 636/3. maddesine göre; haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
Haklı sebep, kanunda tanımlanmamıştır. Somut olayın özelliğine göre hakim haklı sebebin varlığını takdir edecektir. Haklı sebep, şirketin devam etmesini çekilmez bir hale getiren veya şirket ilişkisini sona erdirmeyi gerektiren herhangi bir olgudur. Objektif veya subjektif bir neden olabilir. Şirketin devamlı olarak zarar etmesi, kuruluş ve gayesinin gerçekleşmesine imkan kalmaması, ortaklar arasındaki ciddi anlaşmazlıklar, ortağın bakiye sermaye borcunu ödemekte temerrüdü gibi, sebepler anılan maddede yer alan haklı sebeplere örnek olarak sayılabilir.
Yargıtay 11. HD.nin 2010 / 6007 E. Ve 2011 / 17655 sayılı ve 26.12.2011 tarihli içtihadında da “…davanın limited şirketten çıkmaya izin istemine ilişkin olup davalı şirket müdürünün usulsüzlük yaparak davacılarında da ortağı olduğu şirkete ait parayı zimmetine ve ortağı olduğu diğer davalı şirket hesabına geçirdiği, bu durumun da şirketten çıkmaya izin için haklı sebep olduğu ileri sürülmüştür. Anılan sebepler, TTK’nun 543. Maddesi delaletiyle limited şirketlerde de uygulanması gereken aynı Kanun’un 161. Ve 162. Maddeleri uyarınca şirket müdürünün azli için haklı sebep teşkil edebilir ise de, davacının 4 ortaklı limited şirketten çıkması için haklı sebep oluşturamazlar. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Denetime elverişli ve itibar edilen bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, kar elde etmeyen ve borca batık hale gelen şirketin sermayesinin arttırılmamış olması nedeniyle. TTK. m. 633. hükümlerinin yollamasıyla uygulama alanı bulan TTK. m. 376/2 hükmü uyarınca, şirketin kanun gereği (TTK. m. 636/3) münfesih hale geldiğinin kabulü gerekir. Davalı şirketin uzun süreden beri kar payı dağıtmaması ve zarar etmesi hususları dikkate alındığında, TTK. m. 636/3 hükmünde öngörülen haklı sebeple fesih şartlarının oluştuğu. TTK. m. 633 ve 634 hükümlerinin yollamasıyla uygulama alanı bulan TTK. m. 376/2 hükmü uyarınca, Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer. Şirketin kanun gereği (YTK. m. 636/3) münfesih hale geldiğinin de kabulü gerekir. Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Yapılan incelemede ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini talep etmediği, bu durumda davacıların, şirket hissedarlığından çıkmasına ilişkin talep de konusuz kaldığından asıl dava ve birleşen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dava ve birleşen dava bakımından TTK’nun 636/2-3 ve TTK 376.maddesi gereğince dava konusuz kaldığından davaların reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 35,90 TL harç peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Birleşen dava yönünden:
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 35,90 TL harç peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, asıl dava davacılar vekili, birleşen dava davacılar vekili ve asıl dava-birleşen dava davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/06/2018

Katip …

Hakim …