Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/126 E. 2023/292 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/126 Esas
KARAR NO : 2023/292

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2015
KARAR TARİHİ : 20/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2001 yılından bu yana davalı şirketin bayiliğini yaptığını, bu süre zarfında davalının üretmiş olduğu çelik kapı çelik kasa gibi ürünlerinin satış ve pazarlama faaliyetlerinin yütürülmesi yanı sıra davalı şirketin ve ürünlerinin tanıtımını yaptığını, dolayısıyla davalı şirkete büyük oranda ticari menfaatler sağladığını, buna rağmen davalının haksız ve hukuka aykırı şeklinde 31/05/2013 tarihinde çekmiş olduğu ihtarname ile bayilik sözleşmesini fesh ettiğini, sözleşme feshinin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek sözleşmenin hukuka aykırı şeklinde feshi nedeniyle müvekkilinin maruz kaldığı 50.000 TL manevi tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 97.000 TL maddi tazminatının fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin faaliyet adresinin Güngören bulunması nedeniyle yetkili mahkemenin Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yetki itirazlarının olduğunu, davacı vekilinin maddi tazminat konusu talebini dava dilekçesinde 97.000 TL olarak belirtildiğini, ancak talep sonucu kısmında bu miktarın içeriği net ve açık bir şekilde belirtilmediğini, davacının açık ve net olarak bunları belirtmesi gerektiğini, akabinde HMK gereği varsa eksik harcını yatırması gerektiğini, davacının manevi tazminat talebinin hiçbir gerekçesi olmadığını, hiç bir gerekçe belirtilmediğini bu nedenlerle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, maddi tazminat talebindeki iddiaların da gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkilinin markasını hiçbir zaman davacıya devretmediği gibi davacının kendisine ait markaları alan adı olarak almasına onay vermediğini, davacının buna ilişkin dosyaya delil sunmadığını, müvekkilinin marka KHK md. 9 gereğince davacının ihlallerini durdurma hakkı her zaman için mevcut olduğunu, tüm bu işlemler hukuka uygun olup davacının haksız şekilde sözleşmenin feshedildiği iddiası tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkilinin marka hukukuna dayanan haklarının mevcut olduğunu, hiçbir zaman bu marka haklarını davacıya devretmediğini, davacının bunu kanıtlayan belge sunmadığını, davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini, müvekkili şirket ile davacı arasında sorunsuz ve hayatın akışına uygun bir ticari ilişki bulunmadığının açık olduğunu ve tüm bu sorunlar gözetildiğinde taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin beklenmedik şekilde haksız ve kötü niyetle sona erdirildiğinden bahsedilemeyeceğini, davacının kötü niyetli olduğunu, işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiği için tüm giderlere HMK md. 329 gereği katlanması gerektiğini bu nedenlere davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, …. D.İş- … karar sayılı dosyası, İstanbul Anadolu … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, ticari defterler ve belgeler, bilirkişi incelemesi, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedilip edilmediği, davacının bundan doğan maddi ve manevi zararlarının olup olmadığı, varsa miktarının tespiti istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan konusunda uzman mali müşavir, ticaret hukukçusu ve marka patent bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyeti 26/02/2023 tarihli raporunda; Dosya davalısı … SAN., A.Ş. ne ait “…” asıl ibareli markaların, aralarındaki bayilik ilişkisi devam ederken ve bu ilişki sona erdikten sonra, dosya davacısı …tarafından, ilgili web sitelerinde yönlendirici kod olarak ve ticari etki yaratacak şekilde kullanıldığı ve bu şekilde de, … SAN AŞ. hususunun hukuken kesinleşmiş olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin, davalı tarafından davacının tescilli markalarına yapılan tecavüz nedeniyle feshedildiği, bu feshin haklı olduğunun yukarıda özetlenen yargı süreci ile tespit edilerek kararın kesinleştiği, davacı … ‘ne ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılmak için davacı vekili Av. … ile iletişime geçilerek talep edildiği, fakat defterlere ulaşılamadığı gerekçesiyle ticari defterlerin sunulmayacağının beyan edildiği, dava konusunun davacı tarafın maddi ve manevi tazminat talepleri hususunda olduğu, davacı tarafın talepleri doğrultusunda hesaplama yapabilmek adına sadece davacı tarafın defterleri incelemek için talep edildiği, davacı taraf defterlerini sunmadığı, davacı tarafın taleplerinin dosva muhtevivatında bulunan ve davacı tarafından sunulan belge ve bilgiler ışığında irdelendiği, davacı tarafın 97.000,00 TL maddi tazminat talebinin olduğu, davacı tarafın iade edilen, bedeli ödenip de verilmeyen ve elinde kalan kasa bedelleri için dosya muhteviyatına sunduğu tabloda tutarın KDV dahil 2013 yılı haziran ayı için 34.249,50 TL, 2023 yılı ocak ayı için 591.062,00 TL olarak hesaplandığı, davacı tarafın stokta kalıp iade alınmayan mal bedelleri için dosya muhteviyatına sunduğu tabloda tutarın KDV dahil 2013 yılı haziran ayı için 55.302,27 TL, 2023 yılı ocak ayı için 553.022,69 TL olarak hesaplandığı, davacı tarafın broşür ve katalog bedelleri için dosya muhteviyatına sunduğu tabloda tutarın KDV dahil 7.555,56 TL olarak hesaplandığı, tarafın 50.000,00 TL manevi tazminat talebinin olduğu, davacı tarafından maddi tazminat taleplerine dayanak olarak sunulan tabloların içeriği/muhteviyatı ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılamadığı, tarafların tazminat, muhakeme masrafları ve benzeri taleplerinin, mahkemenin takdirine ait olduğu, sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Uyuşmazlıkta taraflar arasında, …tarafından, …ne karşı açılan. İstanbul Anadolu … Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyası nezdinde bakılan markaya tecavüzün tespiti ile maddi ve manevi tazminat davasında, Mahkemenin 08/10/2020 tarih ve K:… sayılı ilamı ile ‘… Başkanlığı’ndan gelen kayıtlardan davacılar adına tescilli … nolu markanın … sınıfta … tarihinde, …. nolu markanın …. sınıfta 18/03/2013 tarihinde, … nolu markanın … ve … sınıfta 25/02/2013 tarihinde, … nolu markanın … sınıfta 01/02/2013 tarihinde, … nolu markanın … sınıfta 20/11/2012 tarihinde, … nolu markanın … sınıfta 25/05/2006 tarihinde, … nolu markanın 25/07/2008 tarihinde, … nolu markanın … ve … sınıfta 17/12/2012 tarihinde, … nolu … sınıfta 25/07/2008 tarihinde … nolu markanın … ve … sınıflarda 17/04/2013 tarihinde, … nolu markanın … sınıfta 21/03/2013 tarihinde, … nolu markanın … ve … sınıfta 14/12/2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere sicile kayıt edildiği, …. nolu markanın … ve …. sınıfta henüz tescil edilmemiş olduğu görülmüştür.
İddia, savunma ve tüm toplanan delillere göre davacılar ile davalı şirket arasında 2001 yılında bayilik ilişkisinin kurulduğu, 2005 yılında ise münhasır yetkili dağıtıcılık sözleşmesi yapıldığı, dosyadaki sözleşme örneklerinden anlaşılmıştır. Taraflar arasında da bu konu çekişmeli değildir. Davacılar 10/05/2013 tarihli ihtarname ile bayilik ilişkisini tek yanlı irade ile sona erdirmiş ve davalının elinde bulunan ürünlerin hiçbirini iade almamış, davalının elinde mahkememize sunduğu 15/06/2013 tarihli listeden 55.161,33 TL değerinde kapı, 59.125,00 TL değerinde kasanın bulunduğu bildirilmiş, değişik iş dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde dava konusu internet sitelerinin tamamının davalının bayilik ilişkisinin olduğu dönemde kurulduğu, davalı işyerinde bulunan ürünlerin orjinal olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin … D.İş sayılı dosyasına ibraz edilen 19/12/2013 tarihli bilişim uzmanı bilirkişinin raporundan … ,www…. , www…. , www…. , www…. , alan adlı web sitelerinin davalı adına tescilli http://www…. http://… , http://www… alan adlı internet sitelerine yönlendirildiği ve web sitelerinin yönlendirici olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK 9/2-e maddesinde “İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılmasının” marka sahibi tarafından önlenebileceği düzenlenmiştir.
KHK 61/1-a maddesinde “Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 9. maddede belirtilen biçimlerde kullanılmasının” marka hakkına tecavüz teşkil ettiği düzenlenmiştir.
KHK 64.maddede “Marka sahibinin izni olmaksızın, marka taklit edilerek üretilen ürünü üreten, satan, dağıtan veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkaran veya bu amaçlar için ithal eden veya ticari amaçla elde bulunduran kişi, hukuka aykırılığı gidermek ve sebep olduğu zararı tazmin etmekle yükümlü olduğu, taklit markayı herhangi bir şekilde kullanmakta olan kişi, marka sahibinin markanın varlığından ve tecavüzden kendisini haberdar etmesi ve tecavüzü durdurmasını talep etmesi halinde veya kullanmanın kusurlu bir davranış teşkil etmesi halinde, sebep olduğu zararı tazmin etmekle yükümlü olduğu” düzenlenmiştir.
Davalı şirketin taraflar arasında yürürlükte olan sözleşmenin ifası sırasında oluşturduğu ve davacı adına tescilli “…” markasını taşıyan internet sitelerini erişime kapattığı, ancak bu web sitelerini kendisine ait internet sitelerine yönlendirdiği, bu şekilde KHK 9/2-e bendinde düzenlenen meşru bir bağlantısı kalmamasına rağmen davacının tescilli “…” markasını taşıyan internet siteleri, alan adlarını kullanarak kendi internet sitelerine yönlendirme yapması ve bu yönlendirmenin ticari etki yaratacak biçimde kullanılmasının davacının markasından kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiği, davacının tecavüzün men’ini talep edebileceği kanaatine varılarak davalının, davacı adına tescilli “…” ibareli markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğinin tespitine ve alan adlarına yönlendirmenin kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın maddi zararı kapsamında tespit giderlerinin davalıdan tahsilini talep etmiş, ayrıca manevi tazminat talebinde bulunduğu görülmüştür.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ile; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalının davacı markalarından haberdar olduğu, sözleşme ilişkisinin sona ermesine rağmen davacının markalarını kendi internet siteleri için yönlendirici kod olarak kullandığı, bu nedenle kusurlu olduğu, davalının eyleminin marka haklarına tecavüz niteliğinde olduğu, davacının 556 Sayılı KHK’nun 64. maddesi gereğince mütecavizden sebep olduğu zararı isteyebileceği,” gerekçesiyle ”DAVANIN KISMEN KABULÜNE, Davalının davacılar adına tescilli “…” ibareli markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğinin TESPİTİNE, Davalı adına tescilli www…., www….com, www…net, www…. , www…. alan adlı web sitelerine davalı adına tescili http://www….net, http://www….com, http://www…. org alan adlı internet sitelerine yönlendirmelerinin KALDIRILMASINA, 6.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 08/03/2022 tarih … Esas … sayılı kararı ile onandığı, taraflarca karar düzeltme talebinde bulunulmadığından hükmün, 25/05/2022 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.
Dosya içerisinde bulunan tüm kanıt ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; Dava konusu uyuşmazlık; bayilik sözleşmesini fesh edilmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamı incelendiğinde taraflar arasında bayilik sözleşmesi bulunduğu, davalı şirket tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak 31/05/2013 tarihinde çekilen ihtarname ile bayilik sözleşmesi fesih edilmiş olduğu, davacının, bu fesihten kaynaklı olarak uğramış olduğu zararın tazmini için işbu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece uyuşmazlığın çözümü amacıyla dosya alanında uzman bilirkişilerden oluşturulan heyete tevdi edilerek, sözleşmenin fesih nedeniyle davacının herhangi bir zararının bulunup bulunmadığı konusunda rapor tanzimi istenilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen raporda, taraflar arasındaki ticari ilişkinin, davalı tarafından davacının tescilli markalarına yapılan tecavüz nedeniyle feshedildiği, bu feshin haklı olduğunun yukarıda özetlenen yargı süreci ile tespit edilerek kararın kesinleştiğinini bildirildiği, davacıya ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılmak için davacı vekili ile iletişime geçilerek talep edildiği, fakat defterlere ulaşılamadığı gerekçesiyle ticari defterlerin sunulmayacağının beyan edildiği, davacı taraf defterlerini sunmadığı, davacı tarafın taleplerinin dosva muhtevivatında bulunan ve davacı tarafından sunulan belge ve bilgiler ışığında irdelendiği, davacı tarafından maddi tazminat taleplerine dayanak olarak sunulan tabloların içeriği/muhteviyatı ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılamadığının bildirildiği, tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde davalı tarafından tek taraflı olarak feshin, kesinleşen İstanbul Anadolu … Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin E: … sayılı dosyasına göre haklı sebebe dayandığı, bu sebeple davacının manevi tazminata hak kazanamayacağı, davacının maddi tazminat taleplerine ilişkin iddialarını ispata yarar yazılı delil getiremediği, davacının delilleri arasında açıkça yemin delilinin de bulunmadığı anlaşılmakla ispat yükü üzerinde bulunan davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 2.510,40 TL harçtan mahsubuyla bakiye 2.330,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT 13/4.maddesi gereğince reddedilen maddi tazminat yönünden 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-AAÜT 10/3. Maddesi gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır