Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1175 E. 2018/859 K. 25.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1175
KARAR NO : 2018/859

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2015
KARAR TARİHİ : 25/09/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2018
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davalının 15 yıl süreyle müvekkili yanında çalıştığını ve 2014 yılı aralık ayında şirketten ayrılarak kendi sigorta acentesini kurduğunu, ancak müvekkili şirketten ayrılırken müvekkilin elde etmiş olduğu müşteri bilgilerini de yanında götürüp müşteri portföyünün önemli bir kısmına hem haksız rekabet oluşturacak hemde meslek etiğine aykırılık oluşturulacak şekilde tekliflerde bulunduğunu, 2014 yılında müvekkili tarafından sigorta yapılan 100 e yakın müşteri bilgileri kullanılarak bu müşterilerin sigortalarının 2015 yılında davalılar tarafından yapıldığını, konu ile ilgili olarak Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin…. D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptıklarını beyanla haksız rekabetin ortadan kaldırılarak 10.000 TL maddi tazminatın hükmedilmesi, davalıların elinde bulunan müvekkili şirketine ait müşteri bilgilerinin ve belgelerin iadesi müşteri bilgi ve evraklarının haksız rekabete yol açarak kullanan davalıların bu bilgi ve evrakları kullanmaktan menine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … vekilinin özetle; davacının zararlarını kalem kalem açıklaması gerektiğini, müvekkili tarafından açılan işçilik alacakları davası ile manevi tazminat davasının Silivri …Asliye Hukuk Mahkemesinin …. ve Silivri …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyalarında devam ettiğini, iddiaların asılsız olduğunu, haksız rekabetten bahsedilmesinin ilk ve ön şartının taraflar arasında rekabet yasağı sözleşmesinin bulunması olduğunu beyanla şartlar oluşmayan davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalının cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
DELİLLER: Tramer kayıtları, Silivri Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ….D.İş sayılı dosyası, Ticaret sicil ve sigorta kayıtları, Silivri … Asliye Hukuk Mahkemesinin …. esas sayılı dosya örneği, Silivri …. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….E sayılı dosya örneği, 01/06/2018 havale tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Davalıların davacı ile haksız rekabet oluşturacak eylemlerde bulunup/bulunmadığı, varsa haksız rekabet sonucu davacı zararının miktarının tespiti amacıyla dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, bilirkişiler 01/06/2018 havale tarihli raporu mahkememiz dosyasına sunmuştur.
GEREKÇE:
Dava, rekabet yasağının ihlali nedeniyle maddi tazminat taleplerinden ibarettir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 444. maddesi uyarınca: “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.
Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” şeklinde kurallara yer verilerek rekabet yasağının esasları düzenlenmiştir. Buna göre işçinin, işverenle ilişkide olan müşterileri tanıması ve görülmekte olan işin bütün ayrıntılarına ulaşabilmesi imkanının olduğu hallerde, iş sözleşmesinin sona ermesinin ardından işverenle rekabet oluşturacak şekilde kendi namına iş yapmaması, rakip bir firmada ortak olamaması ya da iş sözleşmesiyle çalışmaması şeklinde şart içeren sözleşmeler yapabileceklerdir. Borçlar Kanunun ilgili hükmünde ikinci cümlede ise rekabet yasağının kapsamı sınırlandırılmış ve işverene önemli bir zarar verilmesi ihtimalinin olmadığı durumlarda bu tür düzenlemelerin geçerli olacağı hükme bağlanmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 445. maddesinde ise rekabet yasağının işçinin iktisadi geleceğini tehlikeye düşürmemesi için süre, yer ve işin türü bakımından duruma göre sınırlandırılması gerektiği ifade edilmiştir. Buna göre süre, yer ve işin türü bakımından sınırlandırılmış olmadıkça rekabet yasağı geçerli olmayacaktır. Sınırlamaların işin ve hatta işçinin niteliğine göre belirlenmesi gerekir.
Yüksek Yargıtay Türkiye sınırları içinde rekabet etmeme yönünden öngörülen düzenlemelere geçerlilik tanınmamıştır. Ancak yabancı uyruklu olup çalışma hayatının çoğunu Türkiye dışında geçirmiş bir işçi bakımından rekabet yasağının Ülke sınırları ile belirlenmesi mümkün olabilecektir. Yine, il sınırları ya da belli bir bölge ile sınırlandırma işin niteliğine göre yerinde görülebilir. (Y.9. H.D’nin 02/05/2008 gün ve 2007/17815-11014 sayılı içtihadı.)
Rekabet yasağının hüküm ifade edebilmesinin en önemli koşullarından biri, işçinin işverenin müşteri çevresi veya üretim ya da işle ilgili sırlarını biliyor veya bilebilecek durumda olması ve bu bilgilerin rakip işletmelerde kullanılmasının işverene önemli bir zarar verme ihtimali bulunmasıdır.Yargılama sırasında dinlenen tanık beyanları ve dosyaya sunulan tüm delillere göre; davacı tarafından somut bir delilin sunulmadığı ve davalının bu davranışı nedeniyle davacı şirketin kazanç ve siparişlerde ciddi bir düşüşe neden olması, ilgili piyasada rekabet gücünde bir geriye dönüş yaratması, zararın kolaylıkla telafi edilmesi mümkün olmaması gibi önemli bir zararın mevcut olduğu hususunun ispat edilemediği, davacı şirketin ilgili dönemlere ilişkin ticari defter kayıtları üzerinden alınmış üretim listesini ve defter tasdik işlemlerine ilişkin bilgileri ibraz edemediği, ticari belge ve defterler sunulmadığından haksız rekabete konu olabilecek tazminat miktarının tespiti yapılamadığından ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 104,88 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/09/2018

Katip …

Hakim …