Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1071 E. 2018/60 K. 17.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1071
KARAR NO : 2018/60

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2015
KARAR TARİHİ : 17/01/2018
KARAR YAZILMA TARİHİ : 19/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Talep: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; elektrik kullanımından dolayı müvekkilinin elektrik faturalarına yansıtılan müvekkilce de fazla ödenen kayıp-kaçak, sayaç okuma, iletim sistemi kullanım, dağıtım, perakende satış hizmeti (psh) bedelleri kapsamında alınan bedellerin bu bedeller üzerinden alınan %18 KDV ve kayıp-kaçak bedeli üzerinden alınan % 2 TRT payının (aktif enerji bedeli üzerinden alınan % 2 TRT payı hariç) temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari-reeskont faizi ile birlikte abonelik başlangıcından bu yana geriye dönük olarak (l0 yıllık zamanaşımı süresinde dikkate alınarak) tahsili amacıyla belirlenebilir alacak olmadığnıdan şimdilik 3.500.TL değerinde (HMK 17.maddesi gereğince belirsiz alacak davası) açılan belirsiz alacak davası olduğunu, ayrıca söz konusu bedellerin (kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, sayaç okuma, perakende satış hizmeti (psh) ve bu bedeller üzerinden alınan % 18 KDV, kayıp-kaçak bedeli üzerinden alınan % 2 TRT payının dava tarihinden itibaren alınması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı kurum üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yanıt: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı, 10 yılılk faturalara ilişkin iddia ve talepte bulunduğundan belirsiz bir alacak iddiası söz konusu olmadığndan H.M.K.107. maddesine göre belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının H.M.K.nun 107. maddesine aykırı şekilde belirsiz alacak davası açmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde iddia, talepler açık, anlaşılır olmadığından davacıya açıklattırılması gerektiğini, dava hak düşürücü sürenin ve zamanaşımı süresinin geçmiş olması nedeniyle reddini, davanın ….A.Ş.ye, …Kurumu’na, …A.Ş., …Genel Müdürlüğüne ihbar edilmesini, dava konusu bedeller ….Denetleme Kurumu’nun kararı ile tahakkuk ettirilmekte olup, EPDK kararları ise Elektrik Piyasası Kanunu gereğince ancak idari yargı yerinde dava edileceğinden davanın öncelikle bu nedenle reddini, davanın, hak düşürücü sürenin ve zamanaşımı süresinin geçmiş olması nedeniyle reddine, sözleşme şartlardı geçerli mevzuata aykırı olup, yasal koşulları oluşmayan haksız davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Deliller: Davalı kurum tarafından tanzim edilen elektrik faturalarının suretleri dosyadadır.
Gerekçe: Dava yazılı yargılama usulüne tabi alacak davasıdır. Davacı yan davalı şirketin elektrik faturalarından kayıp kaçak, dağıtım, iletim, sayaç okuma ve perakende hizmet bedeli, TRT payı aldı altında tahsil ettiği tutarların davalıdan tahsili gerektiği iddiasındadır. Davalı yan talebin istenemeyeceğini yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu belirtmiş zamanaşımı definde bulunmuştur. 31/10/2016 tarihli oturumda davalı yan yetki ve göreve ilişkin itirazlarından vazgeçmiş olmakla bu yönde değerlendirme yapılmamıştır. Eldeki dosyada dava tarihi 30/11/2015 olup yasa değişikliğinden önce açıldığı sabittir. Davalının zaman aşımı defi davacının dava dilekçesindeki talebi gözetilerek 10 yıllık genel zaman aşımı süresi dolmadığından reddedilmiştir. Yargılamanın devamında 6719 s.y.mad. 21 ile EPDK.nun 17. maddesine hüküm eklenmiş ve aynı maddeye l0. bent ilave edilmiştir, bu durumda mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı tutulmuştur. 6719 s.y.mad.20 ile de açılmış davalara da 17. madde hükmü uygulanacağı öngörülmüştür. Şu haliyle 17.06.2016 da yürürlüğe 6719 s.y.nın geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği sabittir. Esasen bu yasanın ilgili maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulduğundan bu başvurunun sonucu beklenmiş ise de; yasal sürede (5) gerekçeli karar açıklanmadığından mahkememizce mevcut hale göre değerlendirme yapılmıştır. Tüm dosya kapsamından davacının davalı abonesi olduğu dava tarihi itibariyle davalının kayıp kaçak dağıtım bedeli iletim bedeli vs.adı altında faturalara yansıttığı tahakkukun iadesinin talebinde haklı olduğu, bu yönde Yargıtay kararları mecut olduğu, ancak geriye etkili 6719 s.y gözetildiğinde davanın konusuz kaldığı sabittir. Eldeki dosyada sunulan fatura örnekleriyle tahsil edilmemesi gereken kalemler yönünden tahsilat bulunduğu açık olup gelinen noktada (dava konusuz kaldığından) artık miktarın önemi bulunmamaktadır. Bu nedenle bilirkişi hesaplamasına gidilmemiştir. Haklılık yasa değişikliği nedeniyle ortadan kalktığından dava açıldığı, anda davacının haklılığı dosyadaki faturalardan sabit olduğundan haklı olunan tutarın iadesine karar yerilemeyeceğine göre bilirkişi incelemesi gereksiz görülmüş aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
Hüküm:
1-Konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Dava tarihi itibariyle haklılık gözetilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline,
3-Yargılama giderleri toplamı 132,50. TL davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Fazla harç 23,88 TL. davacıya iadesine, ilk harç 35,90. TL davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı vekille temsil olunmakla 2.180,00. TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansı bakiyesinin yatırana iadesine,
İlişkin karar davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okundu yöntemince anlatıldı. 17/01/2018

Katip …

Hakim …