Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1060 E. 2019/1102 K. 20.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1060
KARAR NO : 2019/1102

DAVA :Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2015
KARAR TARİHİ : 20/11/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 27/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı ….. Gümrükleme Nak. Hiz. Ve Tic. Ltd. Şti. dava dilekçesinde özetle; Şirketin muhasebe işlemleri için muhasebe müdürü davalı …’ye 12/03/2015 tarihinde vekaletname verildiğini, ancak vekilin bazı hatalı işlemlere yöneldiğinin tespit edilmesi üzerine 14/10/2015 tarihinde azledildiğini, söz konusu azil namenin 15/10/2015 tarihinde bizzat kendi imzasına tebliğ edildiğini, azledilme durumunun Türkiye genelinde yayın yapan ulusal gazetelerde ilan edilerek üçüncü kişilerin bilgisine sunulduğunu, azledilen vekilin müvekkilinden habersiz olarak şirket adına ….. Bank ….. Şube Müdürlüğünden, ….. Bankası ….. Müdürlüğünden ve …..Bankası …… Şube Müdürlüğünden çek karnesi aldığını ve bu karnelere ait çekleri imzalayarak irtibat içinde bulunduğu kişiler eliyle piyasaya arz ettiğinin öğrenildiğini, azledilen vekil hakkında sahtecilik eyleminden dolayı suç duyurusunda bulunduğunu,Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının ….. soruşturma sayılı dosyası ile takibat başlatıldığını, soruşturma dosyasındaki ifadeler incelendiğinde suç nitelikli eylemler ile müvekkiline ne denli zarar verildiğinin anlaşılacağını, 20.11.2015 keşide tarihli ….. bank-…… şubesine ait ….. no.lu çekin 25.000,00 TL. bedelle doldurulup bankaya ibraz edilmesi üzerine menfi tespit talebiyle dava açmak gerektiğini, takibe konu çekin müvekkil şirket yetkilisinin imzasını içermediğini, çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, sahtecilik iddiasının mutlak def’ilerden olduğunu ve herkese karşı ileri sürülebileceğini, yetkisiz kişi ile yapılan işlemin müvekkilini sorumluluk altına sokmayacağını, davalı lehtarın iyi niyet savunmasında bulunamayacağını, HMK m. 208/4 gereğince sahte imzanın sahibi …’nün de davalı olarak gösterildiğini, HMK m. 209 gereğince teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, çekin ciro silsilesi bilinmediğinden diğer cirantalara karşı davalı sıfatı ile dava açma hakları veya dahili davalı olarak davaya dahil etme haklarını saklı tuttuklarını beyanla , davalı …’in lehtar ve …… Dolap sis.inş.tic.Ltd.şti.nin hamil göründüğü …. bank …… Şubesinin 20.11.2015 keşide tarihli, ….. nolu ve 25.000,00 TL. bedelli çekten dolayı davalılara borçlu olmadıklarının tespitine ve davaya konu çekin müvekkiline teslimine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve …… vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacının kötü niyetli olduğunu, davacının asıl niyetinin şirket muhasebecisi olan diğer davalılardan … tarafından piyasaya sürülen çeklerin ödenmesinin engellenmesi yönünde olduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilmesinin 3. Kişilerin zararına olacağını, …’nün yaklaşık 10 yıldır davacı şirkette çalışmakta olduğunu ve muhasebe işlemleri için belirtilen tarihten önce de imzaya yetkili çalışan olduğunu, davacının sahtecilik iddiasının da yerinde olmadığını, yürütülen soruşturmayı bu davaya esas göstermesinin hukuken uygulanabilir olmadığını, kaldı ki söz konusu soruşturmanın halen devam etmekte olduğunu ve şikayet edilenler hakkında herhangi bir ceza davasının açılmadığını, çekteki imzanın sahte olmadığını, davalılardan …’ye ait olduğunu, … tarafından piyasaya bugüne kadar şirket adına bir çok çek sürülmesinin ve bunun davacı tarafından bilinmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyanla, müvekkili açılmış bulunan davanın reddine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan 17/08/2016 tarihli protokolde davalı … davaya konu 20/11/2015 keşide tarihli ….. numaralı 25.000 TL bedelli çeki davacıya iade edeceğine, tarafların dava masrafı vekalet ücreti, harç ve tüm yönlerden birbirlerini ibra edeceklerine dair protokol imzalandığı anlaşılmıştır.
Davalı …’ye usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Davalı … tarafından davacı adına keşide edilen çekler nedeniyle açılan çok sayıda dava dosyası mahkememizin iş bu dosyası ile birleştirilmiş, daha sonra her bir çek yönünden dosyalar tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmiştir.
Dava yetkisiz temsilci tarafından keşide edilen çek nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir.
Büyükçekmece CBS …… soruşturma sayılı dosyasında davalı … hakkında soruşturmanın devam ettiği davalı … ve …’ın şüpheli sıfatı ile ifadelerinin alındığı anlaşılmıştır.
31/01/2018 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davacı yanın davalılardan …’ ye 12/03/2015 tarihli ve Büyükçekmece …. Noterliğinin …… yevmiye numarası ile vekaletname verdiği vekaletten azlin 14/10/2015 tarih ve Büyükçekmece noterliğnin …… yevmiye numarası ile gerçekleştirdiği bu hususun gazetede ilan edildiği senedin keşide tarihi dikkate alındığında keşidenin azilden sonra gerçekleştirildiği bu hali ile davaya konu olan senedin yetkisiz temsilci eli ile tanzim edilmiş olduğu, davacının senet düzenleyerek tedavule çıkarma iradesinin bulunmadığı bu durumun senedin hükümsüzlüğüne ilişkin mutlak defi olarak herkese karşı ileri sürülebileceği senette imzası bulunan diğer cirantaların senedin mücerettiliği ilkesinden istifade edemeyeceği somut olay yönünden bu mutlak defiyi sadece davacının ileri sürebileceği, davacı dışında diğer imza sahipleri yönünden çekteki imzanın bağlayılıcığı devam edeceği, Kambiyo senedi her zaman ve her saik ile düzenlenebileceğinden senetten dolayı alacaklı olduğunu iddia eden kimse ile senet tanzim eden arasında bir alt ilişkinin olmasının bu ilişkinin senet alacaklısı tarafından kesin delil ile ispat edilmesi gerekeceği somut olayda mali yönde yapılan incelemede davacının incelenen resmi defter ve belgelerinde davalı …, ….. sistemleri ltd. Şti. Ve … hesaplarına rastlanmadığı, söz konusu senedin tanzimini haklı kılacak bir alt ilişki bulunmadığına göre davacının davalılara karşı maddi hukuk yönünden bir sorumluluğundan söz edilemeyeceği aksi iddianın davalılar tarafından kesin delille ispatlanması gerektiği diğer imza sahiplerine karşı ise davacı yanın mutlak defi imkanına sahip olması sebebiyle sorumluluğundan söz edilemeyeceği kanaatini bildirir rapor sunmuştur.
04/10/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; dava konusu çekin ileri tarihli olduğunun davalılar tarafından delillerle ispatlanması gerektiği, ispat edilemediği için davalı …’nün vekaletten azledildikten sonra çek’in keşide edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, çekin keşide tarihinin vekalet azlinden sonraki tarihi taşıması, azlin Noterden yapılması ve gazetede ilan edilmesi ile çekin yetkisiz temsilci eli ile tanzim edilmiş olduğunun anlaşılması nedeniyle çek’in ‘yetkisiz temsilci tarafından keşide edilmiş çek’ olarak yorumlanması gerektiği ve bu nedenle davacının sorumlu tutulamayacağı, davacının çek nedeniyle sorumlu olmaktan kurtulsa dahi imzaların bağımsızlığı ilkesi uyarınca, çek üzerinde imzası bulunan (avalist, ciranta gibi) diğer kişilerin sorumluluklarının devam edeceği kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporlarının değerlendirilmesine göre; davacının davalılardan …’ye 12.03.2015 tarihli ve Büyükçekmece ….. Noterliğin …. yev. numarası ile vekalet vermiş olduğu, iş bu vekaletnamenin incelenmesinde; davacının davalı …’ye “milli ve yabancı bankalar ile özel finans kurumları nezdinde adına her türlü hesap açmaya, açılacak hesaplar ile bu güne kadar açılmış mevcut hesaplardan dilediği miktarda para çekmeye, çek karnesi talep etmeye, almaya, evrakları tanzim ve imzaya, çekleri ciro etmeye bankalarda açılan kredi hesaplarını tanzim ve imzaya” yönelik geniş yetkiler verildiği, davalı …’nün C. Savcılığında şüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde davacı şirkette müdür olarak görev yaptığını şirket yetkililerinin vekaletinin kendisinde mevcut olduğu bu vekaletnameye istinaden ….. Bank, ….. Bank ve …..Bankta hesap açarak şirket adına çek aldığını, bu 3 bankadan almış olduğu çekleri şirket adına ve çoğunlukla kendi ticari ilişkilerinde kullandığına dair ifade verdiği, davacı tarafından 14/10/2015 tarihli Büyükçekmece Noterliğinin ….. Yev. Numarası ile davalı …’nün azledildiği ve bu hususun gazetede ilan edildiği anlaşılmıştır. Dava konusu …..Bank …… Şubesi 20/11/2015 keşide tarihli ….. seri nolu 25.000 TL bedelli çekin ….. adına düzenlendiği, cirolanarak …’a verildiği anlaşılmıştır. Yapılan bilirkişi incelemesinde davacı defterlerinin lehine delil olma vasfı bulunduğu, dava konusu çekin kaydına rastlamadığı, çekin tanzimini haklı kılar bir alt ilişkiye rastlanmadığı anlaşılmıştır. Çekin incelenmesinde çekin keşide tarihinin 20/11/2015 tarihi olduğu çekin azilname ve ilandan sonra keşide edildiği anlaşılmış, davalı …’nın dosyaya sunulan protokol ile davaya konu çeki davacıya iade ettiği davalı …’nın savcılıkta alınan ifadesinde davacının verdiği vekaletnameye istinaden kendi hesabına çekleri kullandığını kabul ettiği, davaya konu çekin tanzim tarihi itibari ile yetkisiz temsilci tarafından keşide edildiği, yetkisiz temsilci tarafından çek düzenlenmesinin mutlak defilerden olup herkese karşı ileri sürülebileceği, davaya konu çekin de yetkisiz temsilci tarafından keşide edildiği sabit olmakla, davanın kabulü ile davacının dava konusu çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesine gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile;
1-…..Bank …… Şubesine ait, keşidecisi ….. Güm. Nak. Hiz. ve Tic. Ltd. Şti., lehdar ……-….. olan, 20/11/2015 keşide tarihli, 25.000TLbedelli, ….. no’lu çek yönünden davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2-İcra inkar tazminatı taleplerinin reddine,
3-Alınması gerekli 1.707,75 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 426,94 TL harcın mahsubuyla bakiye TL 1.280,81 harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 426,94 TL peşin harç olmak üzere toplam 454,64 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan toplam 31 adet tebligat masrafı 374,70 TL, 2.500 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 2.874,70 TL. yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 3.000 TL ücreti vekaletin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde davalıların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/11/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır