Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1024 E. 2020/531 K. 14.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1024 Esas
KARAR NO : 2020/531

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2015
KARAR TARİHİ : 14/09/2020
KARAR YAZILMA TARİHİ : 03/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; yaklaşık 13 yıldır müvekkiline ait olan…….com markasıyla sektöründe bilinen bir e-ticaret sitesi olan internet sitesi ile alakalı yazılım ve e-ticaret hizmetini belli bir ücret karşılığında davalı bitenekadar.com adlı şirketin sağladığını, ancak 11.08.2015 tarihinde müvekkiline bilgi verilmeden ve herhangi bir bildirimde bulunulmadan haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkilinin internet sitesinin davalı tarafından kapatıldığını, davalıhıh bu hareketiyle müvekkiline ekonomik yönden büyük zararlar verdiğini, sitenin 2015 yılının kapatılmadan önce faaliyet gösterdiği ilk 7 ayındaki cirosunun ocak ayında 20.574,00 TL, şubat ayında 17.016,00 TL, mart ayında 17.329,00 TL, nisan ayında 17.371,00 TL, mayıs ayında 17.307,00 TL, haziran ayında 14.612,00 TL, temmuz ayında 38.975,00 TL olduğunu, sitenin kapalı olmasından dolayı satılamayan mevsimlik ürünlerin seri ürün olması ve döneminde satılamaması sebebiyle sezon içi değerinden çok düşük olarak satıldığını, bunun müvekkiline ayrıca zarar verdiğini, bununla birlikte müvekkiline ait sitenin kapalı olmasının …… puanını düşürdüğünü, müvekkiline ait e-ticaret sitesinin kapalı olması her geçen gün internet âlemindeki bilinirliğine zarar verdiğini, bunun da ayrıca kazanç kaybına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin kuracağı yeni internet sitesinin aramalarda üst sıralarda yer alamayacağından davalının haksız ve hukuka aykırı olarak kapattığı tarihten önceki cirolara ulaşamayacağını, müvekkilinin davalının bu hareketi sonrasında yeni bir site kurmasının 10 yıllık bir birikimin bir anda kaybolması olduğunu, …… puanının e-ticaret sitesi için önemli olduğunu, müvekkilinin …… puanını yüksek tutmak için aylık dört bin ile altı bin arasında değişen meblağlarda ……’da reklam verdiğini, ayrıca yeni bir internet sitesi kurulmasının da masraf gerektirdiğini, bunun da müvekkilinin uğradığı zararı arttırdığını, davalının haksız olarak ve hukuka aykırı bir şekilde haber vermeden verilen hizmeti durdurmasından sonra müvekkiline ait veri tabanını vermediğini ve müvekkilinden haksız taleplerde bulunduğunu, müvekkiline ait veri tabanı ve müşteri bilgilerini tekrar müvekkiline astronomik bir meblağa satmak istediğini, şifreler ve işletmesi kendilerinde olduğu için bunu bir fırsata çevirip müvekkilini zor durumda bıraktıklarını, müvekkilinin sitesinin 12.08.2015 tarihinden beri faaliyette olmadığını, bu süre zarfında satış yapamamasının müvekkilinin elinde yaklaşık 10.000 adet sezonu geçmiş ürün kalmasına sebebiyet verdiğini, sonuç olarak müvekkilinin menfi zararlarını yeni site kurmak için harcadığı miktar ile …… puanının düşmesiyle oluşan zarar ve satılamayan 10 bin adet ürün oluşturduğunu, müspet zararını ise sitenin kapalı olmasından dolayı elde edemediği kar oluşturduğunu, bu zararların ne kadar olduğunun bilirkişi raporuyla belli olacağından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL talep ettiklerini, davalıya 19.08.2015 tarihinde Beyoğlu …… Noterliği …… yevmiye nolu ihtarname ile haksız ve hukuka aykırı olarak sonlandırdığı hizmetin yeniden başlatılmasına ve uğradığı zararların tazmin edilmesi ihtarını içeren bir ihtarname çekilmesine rağmen davalı tarafından olumlu dönüş olmadığını, bu sebeplerden huzurdaki davayı ikame etme zarureti hâsıl olduğunu, arz izah edilen nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL’nin davalının temerrüde düştüğü tarih olan 19.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle beraber tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı yana tahmilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilmiş her hangi bir hizmet sözleşmesi bulunmadığını, buna rağmen müvekkili şirketin davacı şirkete bir web sitesi hazırlayıp kullanımına sunduğunu, davacı şirket müvekkilinin dizayn edip kurduğu bu web sitesi üzerinden ticarete başladığını, davacı şirketin müvekkilinin tasarlayıp hizmete hazır hale getirdiği bu web sitesinin tasarım, programlama ve sistem alt yapısı işinden dolayı müvekkili şirkete hiçbir ödeme yapmadığını, davacı vekilinin dava dilekçesinde de belirttiği üzere www ……. com isimli internet sitesinin alan adı ve yönetiminin davacı şirkete ait olduğunu, alan adının kullanım, kapatılma ve giriş ile ilgili tüm şifrelerin davacı şirkette bulunduğunu, müvekkilinin bedelini alamadığı bir hizmeti davacıya sunduğunu ve davacının bu hizmet sayesinde ciddi cirolar yaparak kar sağladığını, daha sonra davacı şirketin ücret vermeden aldığı bu hizmeti, kendi lokasyonuna taşıdığını, bu taşıma sonrası, kendi altyapısındaki yetersizlikten dolayı, site üzerinden gelen siparişleri gönderemediğini ve bu sebeple sitenin satışa kapatılmasını, güncellenmekteyiz yazısının konulmasını müvekkilinden talep ettiğini, davacı şirketin hiç bir zaman aramalarda üst sıralara çıkmadığını, davacının …. isimli internet arama motoruna reklam vermesi ile …. puanının hiçbir ilgisinin bulunmadığını, reklam tutarıyla ilk sıralarda yer almanın da hiç bir ilgisi bulunmadığını, davacı tarafın hiç bir veri tabanının müvekkili şirket uhdesinde bulunmadığını, davacının davasını 13.11.2015 tarihinde açtığını ve sitenin 12.08.2015 tarihinden davanın açılış tarihine kadar sitenin kapalı olduğundan bahsettiğini, davacı tarafın 03.09.2015 tarihinde sitesini kullanıma açarak ticarete başladığını, bu durumun internet kayıtlarından sabit olduğu gibi davacının sahibi olduğu site üzerinden davacı adına tahsilat yapan ……. A.Ş. isimli firmadan da sorularak teyit edilebileceğini, dolayısıyla davacının bu iddialarının da gerçeği yansıtmadığını, davacı şirketin ellerinde satılamayan 10.000 adet ürünü kaldığı iddiasının ise boş bir iddia olduğunu kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenlerden dolayı haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 02/11/2018 tarihli dilekçesinde; davanın ıslah edilerek dava değerinin 15.049,14 TL daha arttırılarak toplam 65.049,14 TL’ye çıkartıldığını bildirilmiştir.
Dava; taraflar arasındaki sözlü anlaşmadan kaynaklı menfi ve müspet zararların tespiti ile bundan kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.

DELİLLERİN DEĞİRLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır taraf itirazları sonucu bilirkişilerden ek rapor ve yeni bilirkişilerden yeni rapor aldırılmıştır.
Bilişim Uzmanı ve Bilgisayar mühendisi bilirkişiler 06/07/2017 havale tarihli raporunda; davalı ve davacı firmalar arasında herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığı için yapılacak iş ve yapılacak olan iş karşılığında alınacak ücret hakkında bilgilerin olmadığını, 16/04/2005 tarihinde alınan ……. com alan adının …… Tekstil San Tic. Ltd adına kayıtlı olduğunu, alan adı yönetiminin davacı firmada olduğunu, alan adının 03/09/2015 tarihinde ….. güncellemesi yaptığını ve bu değişiliklik ile yeni site yayınlamış olabileceğini, FTP bilgilerinin ve web sitesinin yönetim bilgilerinin davalı firmada olduğunu ve davalı firmanın yaptığı belirtilen web sitesinin veritabanı yedeğinin alınıp davacı firmaya vermesi gerektiğini, davalı firmanın yazılım hizmeti komisyon bedeli açıklamasıyla davacı firmaya faturalar kestiğini ve davacı firmanın …… Bitenekadar Bilgi Teknolojileri hesabına ödeme yaptığını, sosyal medya üzerinden ve …… üzerinden yapılan reklam ödemelerinin davalı firma ile bağlantısının olmadığını, isteğe bağlı olarak davacı firma tarafından bu reklamların verildiğini bildirmiştir.
Davacı vekilinin itirazı üzerine dosyada ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişiler 17/12/2017 havale tarihli ek raporunda; ana raporun sonuç kısmında sosyal medya üzerinden ve ….. üzerinden yapılan reklam ödemelerinin davalı firma ile bağlantısının olmadığını, isteğe bağlı olarak davacı firma tarafından bu reklamların verildiğini dediklerini, sonuç kısmında belirttiği sitenin tıklama oranının artması için veya ilk sıralarda çıkması için ……. reklam vermenin şart olmadığını, davacı firmanın reklamları isteğe bağlı verdiğini, söz konusu reklamların davalı ile direkt bağlantısının olmadığını, dolaylı olarak bağlantısı olduğunu, siteyi kapatması sonucu davacının direkt olmasa da dolaylı zarara uğradığını beyan etmiştir.
19/02/2018 tarihli 6 nolu celsede dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdi ile defter incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi 15/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda; 2015 yılı Ocak-Mart dönemine göre 2016 yılı Ocak-Mart dönemindeki faaliyet zararının (faaliyet kar kaybı) 77.858,55 TL olduğunu, bu verilerin gelir tabloları incelemesinden elde edildiğini, bu nedenle davacı tarafın ayrıca talep ettiği 10.000 tane ürünün düşük satılmasına ilişkin kar kaybı, reklam giderlerine ilişkin devam eden giderlerden kaynaklı kayıpların zaten bu değerler elde edilirken gelir tablosuna yansıyan kalemler olduğunu, bunların dışında site yapım zararına ilişkin kayıtlarında muhtemelen pazarlama satış dağıtım giderlerine kaydedildiğini, bu durumun da da yine gelir tablosuna yansıdığını, bu durumda bunlar için ek hesaplamalar gerekmeceğini bildirmiştir.
Tarafların itirazı üzerine dosyada ek rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi 10/09/2019 havale tarihli ek raporunda; her iki tarafın ticari defter kayıtlarına göre teyit eder şekilde dava tarihi 13/11/2015 itibariyle davalının davacıdan 12.809,41 TL alacaklı olduğunu, davacının internet kapanmasından dolayı sadece internet satışlarından kar kaybının 1.419,41 TL olduğu düşünüldüğünde, mahsup işlemleri sonucunda davalının davacıdan 11.389,90 TL (=12.809,41 TL – 1.419,51 TL) alacaklı olduğu kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Tarafların talep ve itirazları sonucunda dosyadan mali müşavir ve e-ticaret alanında uzman bilirkişilerinden yeni rapor aldırılmasına karar verilmiş olup bilirkişi heyeti 11/04/2020 tarihli raporunda; usulüne uygun düzenlenmiş davacı ve davalı tarafın ticari defter ve belgelerine göre davacı tarafın defterlerinin sair vesaikin muhasebe kayıtlarının 6102 sayılı TTK 64, 65. maddeleri ile VUK 229, 230, 231, 232. maddeleri hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiğini, HMK 222. maddesi gereği sahibi lehine delil niteliğinin taşıdığının tespit edildiğini, davalı tarafın defterlerinin sair vesaikin muhasebe kayıtlarının 6102 sayılı TTK 64,65. Maddeleri ile VUK 229, 230, 231, 232. maddeleri hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiğini, HMK 222. maddesi sahibi lehine delil niteliğini taşıdığının tespit edildiğini, davacı ve davalı tarafın ticari defter ve belgelerine göre davalının davacıdan dava tarihi olan 13.11.2015 itibariyle 12.809,41 TL alacaklı olduğunu, davacının 1.419,51 TL kar kaybı olduğunu, kar kaybının mahsup edilerek davalı ……. ve Tic. AŞ nin davacı …nden 11.389,90 TL alacaklı olabileceğini bildirmiştir.
Davacı vekiline delilleri arasında yer alan yemin deliline dayanıp dayanmayacağı hususunda süre verilmiş, davacı tarafça HMK 227 maddesi gereğince yemin teklifinde bulunulmuş, davalı şirket yetkilisince yemin yerine getirilmiştir. Yemin, taraflardan birinin davanın çözümünü ilgilendiren bir olayın doğru olup olmadığı konusunu, Kanunda belirtilen usule uyarak, mahkeme önünde, kutsal sayılan değerlerle teyit eden ve kesin delil vasfı yüklenmiş sözlü açıklamalardır (03.03.2017 gün ve 2015/2 E., 2017/1 K. sayılı YİBK). Bir ispat vasıtası olan yeminin konusu HMK’nin 225. maddesine göre, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Görüleceği üzere yemin, tarafın kendisinden kaynaklanan vakıalar hakkında verilebilir. Yemin delilinin kesin bir delil olması yani, hakimi bağlaması ve bunun ötesinde uyuşmazlığı kesin bir şekilde çözmesi nedeniyle, yemin sorusunun yeteri kadar açık bir şekilde tespit edilmesi gerekmektedir.
Yemin teklif eden taraf, karşı tarafa hangi vakıalar hakkında yemin önerdiğini mahkemeye bildirir, yemin sorusunu ve formülünü ise hakim hazırlar. Yemin sorusunun hazırlanmasında, hakim yemin teklif edenin belirttiği hususlardan yararlanır. Yemin sorusunun isabetli ve doğru hazırlanması gerekir. Hakim, yemin metnini hazırlarken, yemin metninin olaya uygun olmasına dikkat eder. Aksi takdirde hazırlanan yemin metnine göre yapılan yemin amacına ulaşmayabilir. Hakim yemin metnini hazırlarken, yemin teklif edenin iradesi çerçevesinde hareket etmeli; karşı taraf da yemini, kendisine teklif edilen yemin çerçevesinde eda etmelidir.
Yemin sorularının hazırlanarak tarafa okunması üzerine, yemin edecek olan taraf yemin etmeye hazır bulunduğunu ve ancak yemin sorusunun yanlış ve eksik olduğunu, dolayısıyla düzeltilmesinden sonra yemin edeceğini bildirirse, bu hususun yerinde görülmesi halinde, hakim yemin sorusunu yeniden düzenleyerek veya ek sorular getirerek tarafa yöneltmelidir. Aksi takdirde, eksik ve yanlış yemin sorusuna taraf cevap vermek zorunda olmadığından, böyle bir durumda onun yeminden kaçındığından ve dolayısıyla burada onun aleyhine bir ikrarın varlığından söz edilebilmesi doğru olmaz. (Yargıtay 8. HD 2018/2854 E. – 2019/749 K.) Açıklanan nedenlerle davacı tarafından teklif edilen yemin metni mahkememizce yeniden düzenlenerek davalı şirket yetkilisine usulüne uygun olarak okunmuştur
Davalı şirket yetkilisinin usulüne uygun yemini yaptırılarak; aşağıdaki parağrafta belirtildiği şekilde;
“Beyanında; Davacı şirket ile web sitesi kurma, internetten satılan ve alıcısına kargolanacak ürünlerinin stoklanması ve paketlenmesi karşılığında, yapılan aylık satışın %10’unun veya iddianız gibi %20’sinin ödenmesi konusunda bir anlaşma yapmadığıma, internet sitesini herhangi bir bildirim yapmaksızın kapatmadığıma, dosyada mübrez komisyon faturası bedellerini tahsil etmediğime, web sitesinin tarafımızca işletilmesi halinde aylık 300.000-400.000TL gibi cirolara çıkarılabileceğini davacı şirkete vaat etmediğime, davacı şirketin ürün stoku yapmasını istemediğime, kurduğum internet sitesinden yapılan satışlarda, kredi kartı ile ödemeli satışların kapıda ödemeli satışlara göre çok daha fazla olduğuna namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.” şeklinde yemin ettiği ve yemininde ısrar ettiğini tekrarlamıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporlarına, davacının yemin teklifi üzerine davalı şirket yetkilisince yemini usulüne uygun olarak eda etmesine göre; yemin müessesesinin HMK.da yer alan kesin delillerden kabul edildiği için davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan davacı tarafça yatırılan 853,88-TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 799,48-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince 9.757,37 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır