Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/895 E. 2018/1180 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/895
KARAR NO : 2018/1180

DAVA : Şirket yöneticileri-tasfiye memurunun sorumluluğundan kaynaklanan tazminat.
DAVA TARİHİ : 16/10/2014
KARAR TARİHİ : 20/12/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/01/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacılar vekili özetle; müvekkillerinin murisi …. Ltd Şti.’de çalışırken iş kazası nedeniyle 10.05.2008 tarihinde vefat ettiğini, bunun üzerine taraflarınca ilgili şirkete karşı 14.08.2008 tarihinde iş kazasından kaynaklanan tazminat talepli dava açıldığını, açılan davanın lehlerine sonuçlanarak davalı şirketin İstanbul Anadolu … İş Mahkemesinin …E., ….K., 13/03/2013 tarihli kararıyla haksız bulunarak tazminata mahkum edildiğini, anılan ilama dayalı olarak da taraflarınca Ankara … İcra Müdürlüğü nezdinde 2013/10685 esas sayılı icra dosyası olmak üzere 02.07.2013 tarihinde, takip çıkış miktarı 63.556,44 TL olarak icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin ilama konu miktarı ödememesi, doğru anlatımla şirket adresini değiştirmesi ve üzerinde her hangi bir malvarlığı bulunmaması karşısında tarafımızca “alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla mevcudiyetini azaltma ve ticareti terk suçlarından” icra ceza mahkemesinde dava açıldığını, yargılama safahatı devam ederken Ticaret Sicilden gönderilen 13.12.2013 tarihli yazıda ilgili şirketin 09.06.2011 tarihinde tasfiyesine karar verildiği ve 30.11.2012’de tasfiyesinin sona erdiğininin bildirildiğini, bu durumdan Ankara … İcra Ceza Mahkemesinin …. E. Sayılı dosyasının 26.12.2013 tarihli celsesinde haberdar olduklarını, anılan tasfiye sürecinde şirket ile aralarında iş kazasından kaynaklanan tazminat davasının devam etmekte olduğunu, buna karşın taraflarına tasfiyeye ilişkin herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, derdest bir dava varken hileli bir yolla şirketin tasfiyesinin gerçekleştirildiğini, şirketten alacaklı olan müvekkillerinin zarara uğradığını, davalıların verdiği işbu zararın tazmini içinse Sayın Mahkeme’ye müracaat etmenin kaçınılmaz olduğunu, Ticaret Kanununun 541. maddesi uyarınca” alacaklı oldukları şirket defterinden veya diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yeri bilinen kişiler taahhütlü mektupla, bilgilendirilirler, ve alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeye çağrılırlar.” yine aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince “Şirketin henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda paranın notere depo edilmesi” gerektiğini, TTK 553/1. maddesinin ise “kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar “hükmünün amir olduğunu, elim olayın gerçekleşmesinin yani müvekkili …’in kızı olan müteveffa …’in hayatını kaybetmesinin akabinde 14.08.2008 tarihinde taraflarınca ilgili şirkete karşı dava açıldığını, davanın 13.03.2013 tarihinde karara bağlanmış ve nihayetlenmiş olduğunu, ilgili şirketin ise tasfiyesine 09.06.2011 tarihinde başlanmış ve tasfiye 30.11.2012’de sona erdiğini, anılan hükümler ve kararlar birlikte değerlendirildiğinde; iş kazasından kaynaklanan tazminat davasının devam ederken davalıların adeta yangından mal kaçırırcasına ilgili şirketi tasfiye sürecine sokmaları, yargılama safahatının devam ettiğini ve müstakbel bir alacaklarının varlığını bildikleri halde taraflarına veya mahkemeye bilgi vermemeleri ve böylece alacaklarını tasfiye memuruna bildirmelerinin önüne geçmiş olmaları ile kişisel sorumluluklarının doğduğunu, yargılama safahatında elde edilecek tüm husus ve deliller göz önünde bulundurularak, tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile öncelikle yukarıda ayrıntılı olarak ifade ettikleri üzere, davalıların ortağı oldukları şirketlerdeki şirket paylan, bildirilen araçları ve tespiti halinde diğer araçları ile taşınmazları bulunması halinde bu taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, şirket alacaklısı olarak taraflarına vermiş oldukları zarar nedeniyle 63.556,44 TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Açılan davada, tasfiye edilmiş, … Ltd. Şti. ortaklan ve tasfiye memurlarının TTK’dan kaynaklanan sorumlulukları olduğu gerekçesi tazminat ve davalı müvekkillerin mal varlığı üzerine tedbir talep edildiğini, tazminatın sebebi olarak İstanbul Anadolu … İş Mahkemesinin …. E. Sayılı dosyasının gösterildiğini, davacıların dayanak gösterdiği İstanbul Anadolu … İş Mahkemesinin…. E. Sayılı dosyasının Yargıtay … Hukuk Dairesinin …. E. .. K. Sayılı dosyası ile bozulduğunu, yargılamasının … E. Sayılı dosya üzerinden sürdüğünü, bu nedenle davacıların dayanak olarak sundukları dosyanın halen derdest olduğunu, derdest olan bu dosya ile davacıların bu taleplerinin reddinin gerektiğini, müvekkillerinin hissedarı olduğu şirketin …. Ltd. Şti. olduğunu, bu şirketin şubesinin olmadığını, bu durumun Ticaret Sicil Kayıtlarında görüleceğini, dava dışı ….Limited şirketi çalışanı ….’in 10/05/2008 tarihinde vefat ettiğini, müteveffa …’in müvekkillerinin hissedarı olduğu şirketin çalışanı değil, … Limited şirketi çalışanı olmakla, tasfiye halindeki şirkette, mal varlığı ve borcu bulunmaması nedeni ile tasfiye olayının başlatıldığını, ….’in mirasçıları tarafından müvekkil şirket aleyhine açılan ilk davada, husumet nedeni ile davanın reddedildiğini, Yargıtay tarafından şirketler arasında organik bağ gerekçesi ile mahkemece verilen kararın bozulduğunu, mahkeme tarafından bu kez …. Ltd. Şirketi aleyhine karar verildiğini, bu kararında temyiz edildiğini, …. tarafından davacılara ölümden itibaren 8 ay boyunca ödenen bedelin düşülmemesi nedeni ile kararın Yargıtay tarafından tekrar bozulduğunu, bu nedenle Anadolu … İş mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile yargılamanın sürdüğünü, Dava dışı … Ltd. Şti’nin de halen faal olup, ticari faaliyetini sürdürdüğünü, davacıların açtığı davada taraf husumetini yanlış yönlendirmiş olması nedeni ile huzurdaki davanın görüldüğünü, müvekkillerinin hissedarı olduğu …. Limited şirketinin tasfiyeye karar verilmesinin sebebinin, menkul ve gayrimenkul malının bulunmaması ve ticari faaliyetinin bulunmamasından ötürü olduğunu, kesinleşmemiş bir alacak nedeni ile halen yargılama sürdüğünden derdestlik nedeni ile davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: ticaret sicil kayıtları, İstanbul Anadolu … İş Mahkemesinin … esas sayılı dosya örneği, Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Dava, şirket yöneticileri ve tasfiye memurunun sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
Dava Dışı … Limited şirketinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden celp edilen kayıtlarına göre, şirketin ana sözleşme tescil tarihinin 21/04/1998 olduğu, ortaklarının …, …, …, …, … olduğu, eski ortaklarının …., …, ….,… … olduğu, firmanın yetkililerinin … ve Tasfiye Memurunun … olduğu, şirketin 23.05.2011 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı ile tasfiyesine karar verildiği, 09.06.2011 tarihinde tasfiye kararının tescil edildiği, 30.11.2012 tarihinde tasfiyesinin sonra erdiği, bu nedenle sicil kaydı terkin edildiği, anlaşılmıştır.
06/12/2012 tarihli, …. sayılı Türkiye Ticaret Sicil gazetesinde Dava dışı şirketin 30/10/2012 tarihli …. sayılı ortaklar kurulu toplantısında alınan 2 numaralı kararda, şirketin tasfiyesi kararının tescilinden sonra birer hafta ara ile verilen alacaklılara davet ilanlarının TTSG de ilan edildiği, 1 .ilan 15.06.2011 tarih ve …. sayılı, 2. İlan 22.06.2011 tarih ve …. sayılı, 3. İlan 29.06.2011 tarih ve …. sayılı nüshasında yayınlandığı, üçüncü ilan tarihinden itibaren 1 yıldan fazla süre geçmiş olduğu, şirketin alacak ve borcu kalmadığından şirketin kapatılmasına ortaklar ve tasfiye memurunun ibrasına tasfiye sonu bilançosunun kabulüne oy birliğiyle karar verildiği görülmüştür.
Celp edilen Ankara … İcra Müdürlüğü nezdinde ….E. Sayılı icra dosyasının tetkikinde, 02.07.2013 tarihinde, …, … ve … tarafından, …. Ltd, ….Ltd ve …. aleyhine takip başlatıldığı, takip çıkış miktarının 63.556,44 TL olduğu anlaşılmıştır.
Dava dışı … Ltd. Şirketinin 23.05.2011 tarihinde Ortaklar Kurulu Karar ile tasfiyesine karar verilmiş, 09.06.2011 tarihinde tasfiye kararının tescil edildiği ve 30.11.2012 tarihinde tasfiyesinin sona erdiği görülmüştür.
Dava dışı … Ltd Şirketinin şirketin tasfiyesi kararının tescilinden sonra birer hafta ara ile verilen alacaklılara davet ilanları;1.ilan 15.06.2011 tarih ve 78377 sayılı,2. İlan 22.06.2011 tarih ve 7842 sayılı, 3. İlan 29.06.2011 tarih ve 7847 sayılı, nüshalarında yayınlanmış olduğu görülmüştür.
GEREKÇE:

Sorun: Tasfiye edilen … Ltd. Şti. Ortakları ve tasfiye memurlarının TTK’dan kaynaklanan sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, davacıların tazminat talep edip edemeyeceği olduğu anlaşılmıştır.
Çözüm: Taraflarca sunulan delillerle, TBK, TTK, ve HMK. bakımından değerlendirilmesinin yapılmasıdır.
Somut olayda, dava Dışı … Limited şirketinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden celp edilen kayıtlarına göre, ortaklarının …, …, …, …, … olduğu, eski ortaklarının …, …, ….,…, … olduğu, firmanın yetkililerinin … ve Tasfiye Memurunun … olduğu, davacıların murisi ….’ın davalı … Ltd. Şti.’de çalışırken iş kazası nedeniyle vefat etmesinin ardından dava dışı … Ltd şirketine karşı 14.08.2008 tarihinde dava açıldığı, açılan dava davalı şirketin İstanbul Anadolu …. İş Mahkemesinin ….esas .. K. 13/03/2013 tarihli kararıyla sonuçlandığı, daha sonra İstanbul Anadolu …. İş Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasının Yargıtay …. Hukuk Dairesinin …. E. … K. Sayılı dosyası ile kısmen bozulduğu anlaşılmakta olup, Bozma kararı sonrası yargılamanın İstanbul Anadolu …. İş Mahkemesinin….E. Sayılı dosya üzerinden devam edip burada alınan kararın da Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … E. ve …. K. Sayılı kararı ile onandığı anlaşılmıştır. İlk iş davasından itibaren davacıların tazminat hakları netleşmiştir.
İş Mahkemesinde açılan davanın açılma tarihi 14.08.2008 ve davanın sonuçlanma tarihi 13/03/2013’dir. Dava dışı … Ltd Şirketinin tasfiye kararı aldığı tarih ise 23.05.2011’dir. Tasfiye kararının alındığı tarihte İş Mahkemesinde açılan ilk dava devam etmektedir. Dava devam ederken tasfiye kararı alınmıştır. Bu noktada tasfiye memurunun tasfiye kararı alındığı dönemdeki dava dışı … Ltd Şirketinin bilançosundaki mal varlığından davacıların alacaklarını korumak görevi söz konusudur.
Dava dışı şirket ister hileli olarak ister gerçekten iflas etmiş olsun sonuç değişmeyecektir. İlgili tasfiye memurunun neticede tasfiye kararı tarihinde şirketin aktifinde tüm alacaklarını korumakla sorumluluğu bulunmaktadır. İşçi alacakları da öncelikli alacaklar arasındadır.
TTK. MADDE 539– (1)Tasfiye memurlarına Kanunla tanınmış yetkiler devredilemez; ancak, belirli uygulama işlemlerinin yapılabilmesi için, tasfiye memurlarından biri diğerine veya üçüncü bir kişiye temsil yetkisi verebilir.
(2) Tasfiye memurlarının üçüncü kişilerle tasfiye amacı dışında yaptığı işlemler şirketi bağlar; meğerki, üçüncü kişinin işlemin tasfiye amacının dışında olduğunu bildiği veya hâlin gereğinden bilmemesinin mümkün olamayacağı ispat edilsin. Tasfiyenin sadece tescil ve ilan edilmesi, bu hususun ispatı için yeterli delil değildir.
(3) Tasfiye memurları birden fazla ise, aksi genel kurul kararında veya esas sözleşmede öngörülmemişse, şirketin bağlanabilmesi için imzaya yetkili iki tasfiye memurunun şirket unvanı altında imza atması gereklidir. Tasfiye hâlindeki şirketi tasfiye ile ilgili konularda mahkemelerde ve dış ilişkide tasfiye memurları temsil eder.
(4) Tasfiye memurunun görevini yerine getirdiği sırada işlediği haksız fiilden şirket de sorumludur.
Davalıların, TTK. 541 ve 553. Maddeleri uyarınca mirasçısı bulundukları kişiyi iş kazasında kaybeden davacılara karşı sorumludurlar. TTK. 541. Maddesi uyarınca “Alacaklı oldukları şirket defterinden veya diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yeri bilinen kişiler taahhütlü mektupla, … bilgilendirilirler ve alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeyen çağrılırlar.” Yine aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince “Şirketin henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda paranın notere depo edilmesi” gerekmektedir. TTK 553/1. Maddesine ise “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettikleri takdirde, kusurlarının bulunmadığını ispatlamadıkça, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.” hükmüne amirdir.
TTK 553/2. maddesi ise “Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar.” şeklindedir. Türk Ticaret Kanunun bu amir hükümleri karşısında davalıların sorumlu oldukları sabittir.
TTK 553/1 maddesinde ” Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusuruyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.” hükmüne amirdir.
Yargıtay 11. HD. 2005/5083 E. 2006/4867 K. 01.05.2006 tarihli ilamında “TTK’nın 224 ve 445. maddeleri uyarınca tasfiye memurlarının davacının açtığı davadan haberdar oldukları halde davacının ortaklığını nazara almadan tasfiye işlemlerini tamamlamalarının şahsi sorumluluklarını gerektireceği…” şeklindedir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin …. E. ve ….K. Sayılı 23/12/2014 tarihli Yargıtay İlamında davacıların tazminat taleplerinin onandığı ve tazminat haklarının kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dava dışı …. Limited şirketine ilişkin Tasfiye kararı alındığı tarihte İş Mahkemesinde açılan ilk dava devam etmektedir. Bu noktada tasfiye memurunun tasfiye kararı alındığı dönemdeki dava dışı … Limited şirketinin bilançosundaki mal varlığından davacıların alacaklarını korumak görevi söz konusu olup, yukarıda belirtilen maddeler gereğince şirket ortakları ve tasfiye memurunun sorumluluğu bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulüne dair aşadaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile 63.556,44 TL’nin davalılardan dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.341,54 TL harçtan peşin alınan 217,10 TL ile 868,28 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 3.256,16 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.075,65 posta masrafı ile toplam harç gideri 1.114,38 TL ki toplam 2.190,03 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 7.341,21 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, davacılar vekili ile davalılar vekilinin yüzüne gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2018

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)