Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/606 E. 2018/441 K. 08.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/606
KARAR NO : 2018/441

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2014
KARAR TARİHİ : 08/05/2018
KARARIN YAZIM TARİHİ : 25/05/2018
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında varılan mutabakata istinaden davalıya 23.11.2012 tarihli ve …. no’lu irsaliyelerle 5 kamyon kömür olmak üzere toplam 160,90 Mton kömür teslim edildiği, buna karşılık da davalıya 24.11.2012 tarih ve … no’lu ve 24.682,06 TL tutarlı faturanın teslim edildiğini, davalının da buna karşılık fatura bedelini 26.11.2014 tarihinde ödemesi gerektiği halde ödemediğini, bunun üzerine Davalıya Bakırköy …. Noterliğinin 11.12.2012 tarih ve …no’lu ihtarnamesi gönderildiği, davalıya 24 saat içerisinde 24.682,06 TL ana para ve 192,31 TL faiz olmak üzere toplamda 24.87437 TL ödeme yapılması için mühlet verildiği, davalının buna istinaden ödeme yapmadığını ve kendilerine verdiği cevapta teslim alıp tükettikleri kömürleri numune olarak aldıklarını, ve fatura kesmemelerini talep ettikleri, davacı tarafından düzenlenen fatura aslının davalıya Bakırköy….Noterliğinin 11.12.2012 Tarih ve …no’lu ihtarname ekinde gönderildiği, davalı malları teslim alıp sattıktan sonra kendiliğince bahane uydurarak teslim aldığı kömürleri ödemediği, malın kabulü esnasında bir itirazda bulunmadığı, numune alımı için talepte bulunmadığı, herhangi bir analiz belgesi sunmadan iade edileceğini belirttiği, basiretli bir tüccar gibi davranmadığını, davalının borcunu bildiği, borcun da likit bir alacaktan kaynaklandığı, bundan dolayı davalı aleyhine %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının göndermiş olduğu kömürlerin analiz sonuçlarına uygun olmadığını, müvekkilinin bu kömürü kabul etmediğini bildirdiğini, davacının edimini uygup biçimde ifa etmediğini, Kömürün teslim yerinin Zonguldak olması sebebiyle Zonguldak Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, davacının hem Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibi başlattığı hem de aynı alacak için Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine ilamsız icra yolu ile icra takibi başlattığı, ödeme emrinin Bakırköy….İcra Mahkemesinin …. esas, …. karar sayılı kararı ile iptal edildiği, analiz değerleri birlikte değerlendirildiğinde davacının gönderdiği analiz sonuçlarının, müvekkili şirket tarafından yaptırılan analiz sonuçları ile bağdaşmadığı, tespit edilen kömürleri davacının geri alması için birkaç defa ihtarda bulunulduğu, (Davalı şirket tarafından 26.11.2012 tarihli e-mail, Zonguldak … . Noterliğinin 05.12.2012 tarih … sayılı, 16.12.2012 tarih …. nolu ve 19.12.2012 tarih …. nolu ihtarname) müvekkilinin süresinde ve usulüne uygun biçimde ayıp ihbarında bulunduğunu, davacı tarafa, defalarca kömürleri geri alması konusunda ihtar edilmelerine rağmen (e-mail ve ihtarnamelerle) müvekkil şirketin işine yaramayacak kömürleri geri almamakta direndiği, kötüniyetli davrandıkları, kömürlerin müvekkil şirketin deposunda halihazırda bulunduğu, davacı şirket ile yapılan telefon görüşmelerindi deneme-numune amaçlı bir kamyon kömür istemesine rağmen davacı şirketin ısrarla bir seferde çok daha fazla kömür gönderme çabası içinde olduğunu, Müvekkil şirketin, ; BK’nun hükümlerine uygun olarak satım sözleşmesinde ayıba karşı her türlü yükümlülüğü yerine getirdiği, ancak davacının ayıp ihbarı ile kömürün geri alınması talebine karşılık kötüniyetli olarak müvekkil firma tarafından kabul edilmeyen faturaya dayalı olarak Bakırköy icra Müdürlüğü’nün … E.Sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin iptal edilmesi nedeniyle bu kez Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E.Sayılı icra takibi yoluna gittiğini yapılan itiraz üzerine iş bu davanın açıldığını, açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğu ve bundan dolayı davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER: 23.11.2012 Tanzim tarihli …. sevk İrsaliyeleri, 24.11.2012 tarih … no’lu 24.682,06 TL tutarlı fatura ,Bakırköy ….Noterliğinin 11.12.2012 Tarih ve …nolu ihtarname, Küçükçekmece …icra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosya sureti, mahkememizce alınan bilirkiş rapor ve ek raporları, Zonguldak …. Asliye Hukuk Mahkemesinden alınan 11/01/2016 tarihli bilirkişi raporu, Bakırköy …. ATM’nin … esas sayılı dosya aslı.
Mali müşavir … tarafından hazırlanan 01/12/2015 havale tarihli rapor ile 29/11/2016 tarihli ek rapor, İtiraz doğrultusunda Mali Müşavir ve Hukukçu bilirkişi tarafından hazırlanan 09/10/2017 havale tarihli bilirkişi raporu ve Zonguldak … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyası ile alınan 11/01/2016 havale tarihli bilirkişi raporları dosyamız içeresinde olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının davalıdan kömür satımından kaynaklanan faturalara dayalı alacağının olup olmadığı, kömürlerin vasıf ve miktarının ayıplı olup olmadığı ve yetkiye ilişkin davalının itirazlarının haklı olup olmadığına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Küçükçekme … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafça 24/05/2013 tarihinde borçlu aleyhine takibe geçtikleri, Davalı/borçlunun 05/06/2013 tarihli dilekçe ile herhangi bir borçlarının bulunmadığını beyan ederek takibe itiraz ettikleri görülmüştür.
GEREKÇE:
TTK. Madde 83- (1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.
(2) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.
TTK. Madde 85- (1) Malvarlığı hukukuna ilişkin olan, özellikle de mirasa, mal ortaklığına ve şirket tasfiyesine ilişkin uyuşmazlıklarda, mahkeme, ticari defterlerin teslimine ve bütün içeriklerinin incelenmesine karar verebilir.
HMK. Madde 222-(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
TTK.Madde 23- (1) Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır. a) Sözleşmenin niteliğine, tarafların amacına ve malın cinsine göre, satış sözleşmesinin kısım kısım yerine getirilmesi mümkün ise veya bu şartların bulunmamasına rağmen alıcı, çekince ileri sürmeksizin kısmi teslimi kabul etmişse; sözleşmenin bir kısmının yerine getirilmemesi durumunda alıcı haklarını sadece teslim edilmemiş olan kısım hakkında kullanabilir. Ancak, o kısmın teslim edilmemesi dolayısıyla sözleşmeden beklenen yararın elde edilmesi veya izlenen amaca ulaşılması imkânı ortadan kalkıyor veya zayıflıyorsa ya da durumdan ve şartlardan, sözleşmenin kalan kısmının tam veya gereği gibi yerine getirilemeyeceği anlaşılıyorsa alıcı sözleşmeyi feshedebilir. b) Alıcı mütemerrit olduğu takdirde satıcı, malın satışına izin verilmesini mahkemeden isteyebilir. Mahkeme, satışın açık artırma yoluyla veya bu işle yetkilendirilen bir kişi aracılığıyla yapılmasına karar verir. Satıcı isterse satış için yetkilendirilen kişi, satışa çıkarılacak malın niteliklerini bir uzmana tespit ettirir. Satış giderleri satış bedelinden çıkarıldıktan sonra artan para, satıcının takas hakkı saklı kalmak şartıyla, satıcı tarafından alıcı adına bir bankaya ve banka bulunmadığı takdirde notere bırakılır ve durum hemen alıcıya ihbar edilir.c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.
Ayıbın kaynağı vaat edilen özelliklerin olmaması yada olması gereken lüzumlu vasıflarda eksikliktir. Eksik ifa kısmı temerrüt sonucunuda doğurur. Buna karşılık bazen eksik ifa kısmı temerrütle sınırlı kalmaz ve ayıp olarak ortaya çıkar. Miktarda eksiklik nitelikli eksikliğide gerektiriyorsa ayıplı ifa olur, tekeffulün şartları vaat edilen vasıflar eksiklik veya luzumlu vasıflarda eksiklik olabilir. Vaat edilen vasıflarda eksiklik satıcı alıcıya satış konusu şeyin bazı özelliklere sahip olduğunu veya olumsuz bazı özelliklerinden arınmış olduğu yönündeki tek taraflı şekle tabi olmayan bir bildiride bulunmuşsa bu vasıf bildirimidir. Vasıf bildirimi dediğimizde bildirimin ayıp sorumluluğu doğurabilmesi için ciddi olması gerekir. Luzumlu vasıflar dolayısıyla tekefful = vaat edilmiş olmasa bile dürüstlük kuralı gereğince o şeyden beklenmesi haklı görülen özellikler lüzumlu vasıftır. Satıcının sorumluluğu ise luzumlu vasıflar dolayısıyla ayıba karşı tekefful borcudur. Kullanım amacı bakımından değeri her sözleşme için ayrı özel bir yorum getiren bir durumdur. Eğer kullanım amacı bakımından değeri deyince bir sonuca oluşamıyorsak ticari doğruluğun ortaya koyduğu kullanım amacına göre bunu belirlememiz gerekir. Objektif olarak beklemekle haklı bulacağı bir husus olmalıdır. Kanunda kullanım amacı bakımından değerinin ortadan kalkması diyor. Yani artık ayıp sebebi ile işe yaramaz hale gelmesi veya önemli ölçüde azalması gerekir. Bu yalnızca lüzumlu vasıflar içindir. Vaad edilen vasıflarda önemli bir husus olsa olmasada satıcı sorumludur. Eğer alıcı ayıbı bilse idi sözleşmeyi kurmayacak veya o bedelle değil daha düşük bir bedelle kurabilir. Bu ayıp önemli ayıptır. Cins satışlarında vasıf özel olarak belirtilmiş isede vaad edilen vasıftır. Lüzumlu vasfı orta kalite olmasıdır. Ayıbın en geç alıcaya o şeyin intikal etmiş olduğu anda mevcut olması gerekir. Hasar alıcıya geçtikten sonra uluşan eksiklikler bozulmalar ayıba karşı tekeffül sonucunu doğurmaz. Olağan muayene sonrası ortaya çıkmayan ayıplar ise gizli ayıptır. Ticaret kanunu aşikar ayıp için 2 gün ön görmüş soru ve gizli ayıbı düzenlememiştir. TBK hükümlerine bakılır.
Yapılan yargılama sonucu tarafların iddia ve savunmaları, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, takibe dayanak faturalar, sevk irsaliyeleri, sunulan ihtarnameler, davalı defterlerinin incelenmesi sonucu talimat yolu ile alınan 11/01/2016 tarihli bilirkişi raporu ile davacı defterlerinin incelenmesi sonucu alınan 01/12/2015, 29/11/2016,09/10/2017 havale tarihli bilirkişi rapor ile ek raporları ve tüm dosya kapsamın göre, davacı tarafın davalıya takibe dayanak faturada belirtilen kömürü davalıya teslim ettiği konusunda bir uyuşmazlığın bulunmadığı, fatura ve irsaliyelerin bunu doğruladığı, mal tesliminin 23/11/2012 tarihinde yapıldığı, 24/11/2012 tarihinde faturaların teslim alındığı, davalı tarafın söz konusu faturaya 26/11/2012 tarihinde e-mail yoluyla, 04/12/2012 tarihinde ise noter yoluyla itiraz ettiği, davacı tarafından düzenlenen 24/12/2012 tarihli fatura bedelinin ödenmesine ilişkin ihtarnamenin 19/12/2012 tarihinde davacıya ulaştığı, 20/12/2012 tarihinde davacının temerrüde düştüğü, davalının 24/11/2012 tarihinde davaya konu ürünlerin test edildiği anlaşılmıştır. Davalı teslim aldığı kömürlerin bedelinin anlaşmaya aykırı olduğunu ve anlaşmadaki vasfa uygun olmadığını ileri sürmüştür. Davalının ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanabilmesi için mauayene ettirdikten hemen sonra alıcıya bildirmesi ve bildirilen hususlarda taraflar arasında yazılı bir anlaşmanın olması gerekir. Dosyada bu konuda yazılı bir anlaşma yoktur. Temmerüd tarihinde faturalar kesinleşmiştir. Ayıbı ispat yükünün iddia eden tarafa ait olduğu, TTK. 83., 85. ile 23. ve HMK. 222.maddeleri uyarınca usulüne uygun düzenlenen bilirkişi raporlarına itibar edilerek davanın kısmen kabulü ile 29.903.00 TL’nin (ana para 24.682,06 TL, faiz 5.220,94 TL olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyen merkez bankası avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacı vekilinin faize ilişkin fazla taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile 29.903.00 TL’nin (ana para 24.682,06 TL, faiz 5.220,94 TL olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyen merkez bankası avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacı vekilinin faize ilişkin fazla taleplerinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.042,67 TL harç için peşin alınan 510,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.531,82 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 2.647,50 TL. yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 2.644,00 TL. yargılama gideri ile 539,85 TL. toplam harç masrafı ki toplam 3.187,35 TL.yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 3.588,36 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2. maddesi uyarınca hesap edilen 9,43 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğ edileceği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle 2 haftalık yasal süresi içerisinde mahkememize sunulacak dilekçe ile Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 08/05/2018

Katip …

Hakim …