Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/550 E. 2021/155 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/550
KARAR NO : 2021/155

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/09/2014
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2021
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacılar vekili özetle; davacı müvekkili …’in hakimiyetindeki araç ile davalının kusuru neticisinde kaldırıma çıkarak çarpması sonucu 12/01/2014 tarihinde yaramalı trafik kazasına maruz kaldığını, davacı müvekkili …’un kaza sonrası hastaneye kaldırıldığını, yoğun bakıma alındığını, vücudunda birden fazla kırık olduğunu, kaza sonrası karşı tarafın müvekkili ve ailesine yardım sözü verdiğini bu nedenle şikayetçi olunmadığını, ilk yardım aşaması neticesinde kazanın sigorta şirketine bildirilmesi gerekmekteyken kusurlu olduklarından kazanın sigorta şirketine bildirilmediklerinin taraflarınca sonradan tespit edildiğini, kaza tespit raporunda davalı sürücü …’in tamamen kusurlu bulunduğunun tespitinin yapıldığını, kazadan dolayı müvekkilinin günlük yaşantısında eksilmeler olduğunu beyan ederek müvekkili … için belirsiz alacak mahiyetinde 250.000 TL manevi tazminat, maddi tazminat talebi esas harca tabi değerinin 100,00 TL olduğunu, gerekli incelemeler sonrası tespit edilecek kalemler bakımından harcın yatırılacağını, davacı müvekkilleri …… ve … için, kızlarında oluşan ağır bedensel zararı neticesinde yaşadıkları manevi elem ve üzüntü nedeniyle 50.000’er TL belirsiz alacak mahiyetinde manevi tazminat talep ettiklerini, açıklanan sebeplerle davalılar bakımından maddi tazminat taleplerin tespiti ile davalılardan müteselsilen ve müştereken faizi ile birlikte tahsiline, manevi tazminat taleplerinin kabulüne, ücreti vekaletin ve yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, safahatta sunduğu 06/04/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesindeki talepleri 10.03.2020 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda her bir kalem için ve bütün davalılar yönünden fazlaya ilişkin talep ve dava haklar saklı kalmak kaydıyla maddi tazminat dava değerini 11.951,10 TL arttırdıklarını bildirmiştir.
SAVUNMA: davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen ……. plakalı araç müvekkili şirket ……. Sigorta tarafından 03.01.2014-2015 vadeli …… no.lu Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, 6111 sayılı kanun ile müvekkili şirket tarafından SGK’ya geriye yönelik olarak tüm poliçelerden 154.455.652,74 TL tedavi gideri prim aktarımı yapıldığından, müvekkili şirketin tedavi giderlerinden sorumluluğunun kalmadığını beyan ederek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, müvekkili sürücünün süratli araç kullanmadığını, kazadan sonra müvekkillerinin davacılar ile ilgilendiğini, hastane ücretlerinin müvekkillerince karşılandığını, hastane sürecinde davacının müvekkilinden şikayetçi olmadığını, maddi destek sağladıklarını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:İfade Tutanakları, Trafik Kazası Tespit Tutanağı, tanık beyanları, hastane kayıtları, trafik kayıtları, sigorta poliçesi, ATK raporu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorun: 12/01/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalı araç sürücüsü-maliki ve sigortacısının olaydan dolayı sorumlu olup olmadığı kusur oranları, davacıların maddi-manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı, yerinde ise hükmedilmesine ilişkin olan miktarların tespiti.
Çözüm: Kusur durumunun ve maluliyet oranının tespiti, sorumluların ve tazminat bedelinin tespiti,TBK. Sigorta Kanunun 2918 sayılı yasa bakımından tespit.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalıların maliki – sürücüsü ve sigortacısı oldukları …… plaka sayılı aracın davacı …’a çarpması sonucunda davacıların maddi ve manevi tazminat talep edip edemeyecekleri tarafların kusur durumları ve talep edebileceklerse tazminat miktarlarının ne olabileceğine ilişkin olduğunun tespiti.
Kaza, 12.01.2014 tarihinde saat 08:00 sıralarında İstanbul İli, ……. İlçesi, …… Mahallesi, ….. Sokak üzerinden hal yolu istikametine seyir halinde olan sürücü … sevk ve idaresindeki, … adına tescilli, ……. Sigorta tarafından ……. numaralı ZMMS Sigorta Poliçesi ile 03.01.2014-03.01.2015 tarihleri arasında teminat altına alınmış olan, …… plaka sayılı, …… marka, …… tipinde, 2012 model aracın, ….. Parkı önüne geldiği esnada, yaya …’a çarpması neticesinde meydana gelmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91.maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.
Beden gücü kaybı zararı, varsayımlara göre hesaplanmakta olup, zarar görenin bakiye yaşam süresinin çeşitli varsayımlara göre belirlenmesi gerekir. Literatürde bu varsayımlar için …… gibi bir kısım yaşam tabloları oluşturulmuş olup Yargıtay’ın istikrar kazanmış içtihatlarında bu türlü varsayıma dayanan tazminat hesaplarında …… yaşam tablosunun kullanılması gerektiği vurgulanmıştır. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/13308 Esas, 2013/14602 Karar sayılı kararında, “Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre desteğin ve destek ihtiyacı olanların muhtemel yaşam süreleri belirlenirken PMF yaşam tablosu esas alınmalıdır, denilmektedir.
Geçici işgöremezlik zararı, kazalının trafik kazası nedeniyle geçici olarak çalışamadığı istirahat süresindeki zararını (kazanç kaybını) ifade eder.
Davalı ……. Sigorta A.Ş. tarafından, sigorta şirketinin Genel Şartlar A.5. maddesi gereğince geçici iş göremezlik zararından hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı belirtilmiştir.
6111 sayılı Kanun’un Geçici 1. Maddesinde, bu kanunun yayımı tarihinden önceki trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, belirlenen tutanın ödenmesiyle sigorta şirketleri ve Güvence hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği, 27.08.2011 tarihli ve 28038 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliğin Geçici 1. Md de “Bu tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle ilgili sigorta şirketlerinden ve güvence hesabından tahsil edilen tutarlar bakımından ilgili sigorta şirketlerine ve güvence hesabına her hangi bir iade yapılmaz. Belirtilen tutarlar Kuruma bu yönetmelik uyarınca aktarılan tutarlardan mahsup edilemez.” Hükmü doğrultusunda, Anılan Yönetmelik maddesinde Kanun’un yayım tarihinden önce meydana gelen trafik kazaları yönünden henüz ödenmemiş tedavi giderlerinin Kanun’un 1. Maddesi kapsamında Kurumca ödeneceği kabul edilmekte, Kanun’un yayım tarihinden önce yapılan ödemeler yönünden ise her hangi bir iade ya da mahsup işlemi yapılamayacağı belirtilmektedir.
Geçiş sürecinin sağlanması amacıyla Kanun’un Geçici 1. Maddesi uyarınca düzenlenen ve bu maddeye aykırı hükümler taşımayan anılan Yönetmelik maddesinin de de hukuka aykırılık görülmediği belirtilmiştir.
Adalet Bakanlığı Adli Tıp kurumu ……. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 11.07.2018 tarih……. sayılı ……. karar nolu raporunda, İyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, 1996 doğumlu …’un 12.01.2014 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle iyileşme süresinin ilk 4 ayında başka birinin bakımına ihtiyaç duyabileceği, ancak, başka birisinin sürekli bakımına muhtaç olmadığı, oy birliği ile mütalaa olunduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan 25/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda; söz konusu olayda, davalılardan, araç sürücüsünün, dönemeçli yolda ilerlerken araç hızını yol ve hava şartlarına uyarlamadığı, yolun ıslak, kaygan ve eğimli oluşunu nazara olarak hızını yeterince azaltmadığı, hızını tehlike halinde hemen durabilecek şekilde uyarlamaması nedeniyle olayda 1. Derecede asli kusurlu olduğu kanaatiyle rapor tanzim edilmiştir.
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Maddi zarar, kişinin isteği dışında malvarlığında meydana gelen eksilmesini ifade eder. Zarar miktarı malvarlığının hukuka aykırı eylemden önceki durumu ile eylemden sonra arz ettiği durum karşılaştırılarak belirlenir. Hukuka aykırı eylem malvarlığının aktifini azaltımda veya pasifini çoğaltımda yahut aktifin çoğalmasına veya pasifin azalmasına engel olmak suretiyle zararın oluşumuna sebebiyet verir. Diğer bir deyimle zarar, eylemli zarar veya kardan yoksunluk biçiminde gerçekleşir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, araç trafik kayıtları, olay nedeniyle hak sahiplerine ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin SGK ve sigorta şirketinden alınan yazı cevapları, sigorta poliçesi, kaza tespit tutanağı, sağlık kuruluşlarından celp edilen tıbbi bilgi ve belgeler, ATK raporları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; Kazanın, yaya …’un geçişini tamamlamak üzereyken meydana geldiği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak kurallardan Madde 52/a “Sürücüler, Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak zorundadırlar.” ve Madde 52/b “Sürücüler,Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak.” kiralarını ihlal etmesi sebebiyle …… plaka sayılı araç sürücüsü …’in meydana gelen kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, geçişini tamamlamak üzere olan yaya …’un meydana gelen kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı alınan kusur raporları ile tespit edilmiş olup, somut davada, davacı …’un kusursuz olarak maruz kaldığı trafik kazasında yaralanarak belirli bir süre hastane ortamında tedavi gördüğü, Yargıtay örnek kararları doğrultusunda ve itibar edilen bilirkişi raporunda, meydana gelen yaralamalı maddi hasarlı trafik kazasında yaralanıp beden gücü kaybına uğrayan davacı …’un gelir kaybından dolayı geçici tam iş göremezlik maddi tazminatının 7.767,10 TL olduğu, bu zarardan davalıların sorumlu oldukları anlaşılmış olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Manevi zarar, hukuka aykırı eylem sonucu kişisel değerlerde meydana gelen eksilmedir. Kişisel değerlerin soyut niteliği nedeniyle meydana gelen eksilmenin rakamsal karşılığını parasal değerini ifade etmek mümkün değildir. Bununla birlikte kişisel değerlere yapılan saldırı neticesi ruhsal dengenin bozulması yaşama sevincinin eksilmesi kaçınılmaz olduğunda, hukuk manevi zararı giderim yükümlülüğü dışında tutmamış, genel değer ölçüsü olması nedeniyle, belli bir miktar paranın verilmesi suretiyle zarar görenin tatmin edilmesini amaçlamıştır. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Olayın niteliği, iş göremezliğin ve yaralanmanın boyutu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, manevi tazminatın zenginleşmeye veya yoksullaşmaya neden olamaması temel ilkesi de dikkate alınarak davacıların olaydan dolayı çekmiş olduğu elem ve ızdırabın bir nebze de olsa telafisi için davacılar lehine aşağıdaki miktarlarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmüştür.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Maddi Tazminat talepleri bakımından davanın KABULÜ ile;
1-7.767,10 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile, 4.284,00 TL olmak üzere toplam 12.051,10 TL tazminatın kaza tarihi olan 12/01/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, (Sigorta şirketi yönünden sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere)
B-Manevi Tazminat talepleri bakımından davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davacılar …’a 12.500,00 TL, …’a 3.000,00 TL, …’a 3.000,00 TL olmak üzere toplam 18.500,00 TL manevi tazminat taleplerinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.086,94 TL harçtan davacılar tarafından yatırılan 25,20 TL peşin harç, 86,00 TL tamamlama harcı, 205,00 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik 1.770,74 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
-Davacılar tarafından yapılan 3.442,90 TL posta masrafı ile 25,20 TL başvurma harcı, 25,20 TL peşin harç, 86,00 TL tamamlama harcı, 205,00 TL ıslah harcın olmak üzere toplam 3.784,30 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine,
-Maddi tazminat talebi yönünden AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
-Kabul edilen Manevi tazminat talebi yönünden AAÜT 10. maddesi gereğince hesap edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT 10/2. maddesi gereğince hesap edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalılar davalılar … ve …’e ödenmesine,
-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davalılar vekilinin yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2021

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)