Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/471 E. 2019/398 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/471
KARAR NO : 2019/398

DAVA : Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat.
DAVA TARİHİ : 07/04/2014
KARAR TARİHİ : 16/04/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/04/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; 30.06.2009 tarihinde …… İlçesi, ….. Mahallesi, ….. Caddesi üzerinde hızlı olarak seyir halinde bulunan otomobil sürücüsü …’ın, müvekkili …..’ın karşıdan karşıya geçmekteyken, ….. plakalı araç ile müvekkile çarptığını, olay sebebi ile müvekkil yaralandığını, çeşitli yerlerinde kanama ve morlukların meydana geldiğini, davalılardan …’ın ….. plakalı aracın maliki ve işleteni olduğundan meydana gelen kazadan TBK ve KTK’daki araç işletenin kusursuz sorumluluğu kurallarına göre meydana gelen zarar ve ziyanın tamamından diğer davalılarla birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalı ……,’nin ….. plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasını yapan sigortacısı olduğunu, davalının poliçe kapsamında müşterek ve müteselsiien sorumlu olduğunu, davalı ….. A.Ş.’nin ….. plakalı aracın kasko sigortasını yapan sigortacısı olduğunu, davalının poliçe kapsamında müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, Müvekkilleri … ve …’ın kaza geçiren Küçük …..’ın anne ve babası olduğunu, kaza ile ilgili Bakırköy ……. Sulh Ceza Mahkemesinin ……. esas sayılı dosyası ile açılan ceza davasında, davalı araç sürücüsü …’ın suçlu bulunduğunu ve cezalandırılmasına karar verildiğini, Müvekkilinin söz konusu kaza sebebi ile hastanede tedavi gördüğü, bu sebeple hastaneye gidip gelmek için masraf yaptığını, Müvekkilinin yaptığı sağlık harcamaları, yol ve bakım masrafları her ne kadar müvekkilinin içinde bulunduğu durumda belgelenmemiş ise de, müvekkilin bu masrafları fiilen yaptığı, bu masrafların bilirkişi vasıtası ile tespitinin mümkün olduğunu, Tazminat taleplerinin bilirkişi raporu ile tespit olacağından, davanın HMK 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak ele alınması taleplerinin olduğunu, İş bu sebeple fazlaya ilişkin haklarımız saldı kalmak kaydı ile 800 TL tedavi masrafı ve 200 TL yol, bakım gideri alacaklarının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile müvekkil …..’a verilmesini, manevi olarak da müvekkili ….. için 20,000 TL manevi tazminatın, müvekkili … için 10.000 TL manevi tazminatın, müvekkili … için 10.000 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile müvekkile verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı … cevap dilekçesinde özetle: kazadan dolayı kusurunun bulunmadığını, dosyada tedavi giderleri ile ilgili belgelerin ibraz edilmediğini, davacıların kaza nedeniyle sigorta şirketlerine de herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, istenilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, karşılamasının mümkün olmadığını, bu nedenlerle haksız olarak açılan davanın reddini, yargılama harç, masraf ve ücreti vekaletin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili özetle; ….. plakalı aracın müvekkili şirket tarafından sigortalı olduğunu, meydana gelen kazada davacıların sigortalının kusurunu ıspat etmesi gerektiğini, davacıların davadan önce müvekkili şirkete bir başvurusunun bulunmadığını, haksız açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkmesi olduğunu, davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ….. plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 15/03/2009- 15/03/2010 vadeli…. numaralı sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketin sorumluluğunun poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin manevi tazminata ilişkin teminatının bulunmadığını, davacıların tedavi giderlerine ilişkin taleplerinin reddinin gerektiğini, bu nedenlerle müvekkili aleyhine açılan haksız davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kaza Tespit Tutanağı, Hastane ve doktor raporları, sigorta poliçesi,trafik kayıtları, tanık beyanları, Bakırköy ….. Asliye Ceza ( Kapatılan ….. Sulh Ceza Mahkemesi) ……. Esas sayılı dosyası, nüfus kayıt örneği, mahkememizce alınan 28/06/2016 havale tarihli ve 15/02/2019 havale tarihli bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
Bakırköy …… Sulh Ceza Mahkemesinin ……. esas sayılı dosyasının tetkikinde, katılan mağdur ….., katılan müşteki … oldukları halde sanık … aleyhine açılan dava neticesinde 20/12/2013 gün ve ……. sayılı kararı ile adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Bakırköy …… Asliye Ceza ( Kapatılan …… Sulh Ceza Mahkemesi) ……. Esas sayılı dosyasının tetkikinde, katılan mağdur şükrü ve niyase budak olduğu halde sanık …’ın taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan dolayı cezalandırılmasına karar verildiği kararın 20/12/2013 tarihinde kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
GEREKÇE:
Sorun: 30/06/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalı araç sürücüsü-maliki ve sigortacısının olaydan dolayı sorumlu olup olmadığı kusur oranları, davacıların maddi-manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı, yerinde ise hükmedilmesine ilişkin olan miktarların tespitine ilişkin.
Çözüm: Kusur durumunun ve maluliyet oranının tespiti, sorumluların ve tazminat bedelinin tespiti,TBK. Sigorta Kanunun 2918 sayılı yasa bakımından tespit.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91.maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Maddi zarar, kişinin isteği dışında malvarlığında meydana gelen eksilmesini ifade eder. Zarar miktarı malvarlığının hukuka aykırı eylemden önceki durumu ile eylemden sonra arz ettiği durum karşılaştırılarak belirlenir. Hukuka aykırı eylem malvarlığının aktifini azaltımda veya pasifini çoğaltımda yahut aktifin çoğalmasına veya pasifin azalmasına engel olmak suretiyle zararın oluşumuna sebebiyet verir. Diğer bir deyimle zarar, eylemli zarar veya kardan yoksunluk biçiminde gerçekleşir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, araç trafik kayıtları, olay nedeniyle hak sahiplerine ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin SGK ve sigorta şirketinden alınan yazı cevapları, sigorta poliçesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin araştırma neticeleri, sağlık kuruluşlarından celp edilen tıbbi bilgi ve belgeler, ATK raporları ve tüm dosya kapsamına binaen; 30.06.2009 tarihinde …… İlçesi, ….. Mahallesi, ….. Caddesi üzerinde seyir halinde bulunan ….. plakalı otomobil sürücüsü …’ın, davacı küçük …..’a çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği, olay sebebi ile davacının yaralandığı, davalı … AŞ tarafından düzenlenen …… No.lu 19.03.2009 – 19.03.2010 vadeli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk /Trafik sigorta poliçesi ile … adına kayıtlı ….. plakalı araca teminat verildiği, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 11/03/2016 tarih ve …….. sayılı “Kusur Raporu” na göre; Sürücü …t’ın %25 oranında kusurlu olduğu, 1998 doğumlu yaya …..’ın davranış faktörleri olay üzerine %75 (yüzdeyetmişbeş) oranında etken olduğu, …” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı, İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyoloji Anabilim Dalı tarafından hazırlanan 10/04/2014 tarihli yazı ekinden davacı …..’a ait teşhis ve tedavi evrakları incelenmesi sunucunda, 01/09/2010 tarihli gelişte, toplam tetkik ve tedavi ücretinin 19,50 TL olduğu ve kurum tarafından ödendiği, 30/03/2011 tarihli gelişte, toplam tetkik ve tedavi ücretinin 47,00 TL olduğu ve kurum tarafından ödendiği, davacının tedavisine ilişkin başkaca bir fatura olmadığı, Netice itibariyle, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ……. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan raporlardan davacının maluliyet durumunun tespit edilmediği ve ayrıca, davacının diş tedavisine ilişkin olarak ödenebilir fatura ibraz edilmediği görülmüştür.
Somut olayda, davacı küçük ….. kaza tarihinde henüz 11 yaşında olup gelir getiren bir işte çalışması söz konusu olmadığı, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından geçici işgöremezlik zararı bulunmadığı, (Yargıtay …… Hukuk Dairesinin……. esas…….karar sayılı ilamı) Yargıtay’ın içtihatları ile kabul edildiği üzere, kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarında gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektireceği, başkalarına göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceği ve bu hususta güç kaybı/efor tazminatı olarak talepte bulunabileceği kabul edilmektedir. Ancak, Davacı mağdur …..’ın Yargıtay Kararları gereği, geçici işgöremeziik zararı bulunduğunun gözetilmemesi hükmü gereği, geçici işgöremeziik zararı hesaplanmamış olup maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Manevi zarar, hukuka aykırı eylem sonucu kişisel değerlerde meydana gelen eksilmedir. Kişisel değerlerin soyut niteliği nedeniyle meydana gelen eksilmenin rakamsal karşılığını parasal değerini ifade etmek mümkün değildir. Bununla birlikte kişisel değerlere yapılan saldırı neticesi ruhsal dengenin bozulması yaşama sevincinin eksilmesi kaçınılmaz olduğunda, hukuk manevi zararı giderim yükümlülüğü dışında tutmamış, genel değer ölçüsü olması nedeniyle, belli bir miktar paranın verilmesi suretiyle zarar görenin tatmin edilmesini amaçlamıştır. Olayın niteliği ve yaralanmanın boyutu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, manevi tazminatın zenginleşmeye veya yoksullaşmaya neden olamaması temel ilkesi de dikkate alınarak davacının olaydan dolayı çekmiş olduğu elem ve ızdırabın bir nebze de olsa telafisi için davacılar lehine aşağıdaki miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Maddi tazminat taleplerinin reddine,
2-Manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile ….. için 1.500,00 TL, … için 750,00 TL, … için 750,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/06/2009 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birliket davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 204,93 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 2.467,50 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 180,37 TL yargılama gideri ile 725,38 TL harç masrafı ki toplam 905,75 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı … tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 46,34 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı ….’ye ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen manevi tazminat yönünden hesap edilen 2.725,00 TL, manevi tazminat yönünden hesap edilen 1.000,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Dair karar, reddedilen maddi tazminat yönünden kesin, manevi tazminat yönünden kabul edilen kısım bakımından kesin, reddedilen kısım bakımından ise davacı … ve davacılar vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/04/2019

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)