Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/451 E. 2020/872 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/451
KARAR NO : 2020/872

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/11/2013
KARAR TARİHİ : 08/12/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/01/2021
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacılar vekili özetle; 11/10/2013 tarihinde müvekkili davacılardan … ve …’ın, müşterek çocukları olan …’ı hastaneye götürmek için yaklaşık saat 08:00’de …. seferini yapan …. plaka sayılı dolmuşa …. mevkiinde bindiklerini, … Mah. …. mevkiinde şoförün, hakimiyetini kaybederek taşıma sınırının çok üzerinde yolcu almasının da etkisiyle, …. petrolün içindeki beton sutreye çarparak durduğunu, Yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, Müvekkili …’ın, işbu trafik kazasında 8 tane kaburgası ve palvik kemiğinin kırıldığını, ayrıca sol ayak bileğinden ciddi bir şekilde yaralandığını, Müvekkili …’ın yaralarının çok ağır olup ölüm tehlikesi atlattığını, diğer müvekkilleri olan küçük … ve …’ın da işbu trafik kazasında ciddi şekilde yaralandığını, Kazanın meydana gelmesinde davalı şoförün kusurlu olduğunu, Trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan davacı … için, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 2.000,00 TL olmak üzere 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminata, sürücü ve işleten yönünden olay tarihinden itibaren, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılardan tahsiline; 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren, avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme şoför ve işletenden tahsiline, Trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan davacı … için, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL olmak üzere 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminata, şoför ve işleten yönünden olay tarihinden itibaren, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılardan tahsiline; 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren, avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme şoför ve işletenden tahsiline, Trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan davacı … için, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın, şoför ve işleten yönünden olay tarihinden itibaren, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılardan tahsiline; 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren, avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme şoför ve işletenden tahsiline, Trafik kazası sonucu eşi …’ın ağır şekilde yaralanmasından ve hayati tehlike atlatmasından çok etkilenen elem ve ızdırap duyan müvekkili … için 27.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme şoför ve işletenden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: davacıların manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, trafik poliçesi nedeniyle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığını, davacıların maddi tazminat taleplerini ancak sigorta şirketinden ve SGK dan talep edebileceklerini, meydana gelen kazada müvekkillerine kusur atfedilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
İşbu dava K.çekmece … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19/11/2013 gün ve … karar sayılı dava dosyası görevsizlik ile mahkememize gelmiştir.
DELİLLER:Güvercintepe Trafik Tescil Ve Denetleme Büro Amirliği Ekipleri tarafından hazırlanan 11.10.2013 tarihinde tutulan trafik kazası tensip tutanağı, Hastane kayıtları, SGK kayıtları, Sağlık Kurulu Raporları, Adli Tıp Raporu, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorun: 11/10/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalı araç sürücüsü-maliki ve sigortacısının olaydan dolayı sorumlu olup olmadığı kusur oranları, davacıların maddi-manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı, yerinde ise hükmedilmesine ilişkin olan miktarların tespiti.
Çözüm: Kusur durumunun ve maluliyet oranının tespiti, sorumluların ve tazminat bedelinin tespiti,TBK. Sigorta Kanunun 2918 sayılı yasa bakımından tespit.
Dosyada mübrez 25.12.2015 tarihli Bilirkişi İTÜ Makine Fak. Prof.Dr…, Doc. Dr. …. ve Uzman Yük. Müh. …. tarafından düzenlenmiş bilirkişi kusur raporunda, 11.10.2013 tarihinde meydana gelen kazada; Kazanın oluşumunda sürücü …’ın %100 oranında, tali kusurlu olduğu, kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Adalet Bakanlığı Adli Tıp kurumu …. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 19.07.2017 tarih …. sayılı … karar nolu raporunda 1981 doğumlu …’ın 11.10.2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı arızası nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı resmi gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak E Cetveline göre %7.1 (yüzdeyirmidörtnoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin oy birliği ile mütalaa olunduğu belirtilmiştir.
Adalet Bakanlığı Adli Tıp kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 19.07.2017 tarih … sayılı … karar nolu raporunda 1981 doğumlu …’ın 11.10.2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı arızası nedeniyle E Cetveline göre %7.1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
İyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin oy birliği ile mütalaa olunduğu belirtilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91.maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Davacılar vekili 18/05/2017 tarihli dilekçesinde, davalı … şirketi ile yapılan sulh görüşmeleri neticesinde sulh olunduğunu, …’ye karşı olan dava ve taleplerden feragat ettiklerini, diğer davalılara karşı manevi tazminat taleplerinin devam ettiğini beyan etmiş olmakla, feragat davaya son veren taraf işlemlerinden olduğundan maddi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, diğer davalı … ve … yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş, davanın açılmasından sonra ödemenin olduğu, davalıların davaya sebebiyet verdiği anlaşılmakla maddi tazminat yönünden davalı … ve … lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Manevi zarar, hukuka aykırı eylem sonucu kişisel değerlerde meydana gelen eksilmedir. Kişisel değerlerin soyut niteliği nedeniyle meydana gelen eksilmenin rakamsal karşılığını parasal değerini ifade etmek mümkün değildir. Bununla birlikte kişisel değerlere yapılan saldırı neticesi ruhsal dengenin bozulması yaşama sevincinin eksilmesi kaçınılmaz olduğunda, hukuk manevi zararı giderim yükümlülüğü dışında tutmamış, genel değer ölçüsü olması nedeniyle, belli bir miktar paranın verilmesi suretiyle zarar görenin tatmin edilmesini amaçlamıştır. Olayın niteliği ve yaralanmanın boyutu, bilirkişi raporu, ATK raporları, hasta kayıtları, kaza tespit tutanağı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, manevi tazminatın zenginleşmeye veya yoksullaşmaya neden olamaması temel ilkesi de dikkate alınarak davacılar olaydan dolayı çekmiş olduğu elem ve ızdırabın bir nebze de olsa telafisi için davacılar lehine aşağıdaki miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-MADDİ TAZMİNAT TALEPLERİ BAKIMINDAN;
1-…. sigorta şirketi yönüden feragat edilmiş olmakla feragat nedeniyle davanın reddine,
2-… ve … yönünden davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
B-MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİ BAKIMINDAN;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davacı … bakımından 25.000,00 TL, davacı … bakımından 5.000,00 TL, … bakımından ise 3.500,00 TL manevi tazminatın 11/10/2013 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
-Alınması gerekli 2.288,38 TL harçtan peşin alınan 683,10 TL harcın mahsubu ile eksik 1.605,28 TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafından yapılan 5.509,20 TL yargılama gideri ile toplam harç gideri 711,15 TL ki toplam 6.220,35 TL. yargılama giderinin davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
-AAÜT’ne göre kabul edilen manevi tazminat üzerinden hesap edilen 5.025,00 TL ücreti vekaletin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-AAÜT’ne göre red edilen manevi tazminat üzerinden hesap edilen 5.025,00 TL ücreti vekaletin davacılardan tahsili ile kendilerini vekille temsil ettiren davalı … ve …’a verilmesine,
-Davalı … şirketi masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirdiğinden bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen taraflara iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalılar … ve … vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2020

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)