Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/923 E. 2023/54 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/923 Esas
KARAR NO : 2023/54

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2022
KARAR TARİHİ : 23/01/2023
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekillerinin davalının spor salonuna tadilat dekorasyon hizmeti verdiğini fatura kestiğini, davalının borcunu ödemediğini, açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davalı ile müvekillerinin 30.000,00 TL üzerinden 5.000,00 TL iskonto ile 25.000,00 TL ye sözlü olarak anlaştıklarını , sonra ilave işler yapıldığını ve bedelinin belirlenmediğini daha sonra davacı tarafından istenilen ilave 8.000,00 TL için anlaşmazlık çıktığını davacı tarafından kesilen faturanın müvekillerince kabul edilmediğini, davacıya gerekli ödemeleri yaptıklarını borçları kalmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Deliller; dava dilekçesi, cevap dilekçesi,vergi dairesi cevapları,esnaf odası cevapları ve tüm dosya kapsamı

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan takibe davalını itirazının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemenin görevine dair kurallar kamu düzenine ilişkin olup 6100 HMK’nın m. 1 hükmü uyarınca mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir; m. 114(1)-c hükmüne göre de mahkemenin görevli olması bir dava şartıdır. Aynı Kanun’un m. 115 hükmüne göre ise, dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukuki ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukuki nitelemenin yapılması ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerekir.
6102 sayılı TTK m. 4 hükmünde, bir davanın ticarî dava niteliğinde olup olmadığının tespiti bakımından üç ayrı kıstas kabul edilmiştir:
(i) Bunlardan ilki, tarafların sıfatına ve işin ticarî işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ve başka hiçbir şart aranmaksızın TTK veya diğer kanunlarda ticarî sayılan davalardır (mutlak ticarî davalar). Mutlak ticarî davalar herhangi bir unsurun, bağlama noktasının veya sebebin davanın ticarî niteliğini değiştirmediği, mahkemenin kanaatinin rol oynamadığı davalardan olup; TTK m. 4(1) hükmünde (a) ilâ (f) bentlerinde sayılmıştır.
(ii) İkincisi ise, yalnızca bir ticarî işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticarî nitelikte kabul edilen davalardır. TTK m. 4(1)-son cümle hükmü uyarınca ikinci grup ticarî davalar, yalnızca bir tarafın ticarî işletmesini ilgilendiren havale, vedia (saklama) sözleşmesi ile fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalardır. Bu nevi davaların ticarî nitelikte sayılması için yalnızca bir tarafın ticarî işletmesiyle ilgili olması TTK’da gerekli ve yeterli görülmüştür.
(iii) Üçüncü grup ise, nispî ticarî davalar olup, TTK m. 4(1) hükmü uyarınca her iki tarafın ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticarî dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticarî dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticarî işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticarî iş niteliğinde olması veya ticarî iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticarî sayılması davanın ticarî dava olması için yeterli değildir. TTK m. 19/2 hükmü uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş niteliğindeki bir sözleşmenin diğer taraf için de ticarî sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira TTK, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı “ticarî iş” esasına göre değil, “ticarî işletme” esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticarî nitelikte olması tek başına davayı ticarî dava haline getirmez.
Kocasinan Vergi dairesi cevabına göre davacının matrahının 4.830,11-TL olduğu anlaşılmıştır.
… Müdürlüğü cevabına göre davacının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı dolayısıyla tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı uyarınca dava,eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan takibe davalını itirazının iptali talebine ilişkin olup dava 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan değildir. Nispi ticari dava olarak kabul edilmesi için gereken her iki tarafın ticarî işletmesini ilgilendirmesi ve her iki tarafın tacir olması şartlarının da somut olayda mevcut olmadığı, zira davacının ve davalının tacir olmadığı bu haliyle davanın nispi ticari dava olarak da kabul edilemeyeceği açıktır. Varılan sonuçlar bir arada değerlendirildiğinde, davanın mutlak ya da nispi ticari dava olmadığı anlaşıldığından davanın asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla değil asliye hukuk mahkemesi olarak görülmesi gerektiğinden davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 114 ve 115 maddeleri gereğince görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla kararın kesinleşmesini müteakip 2 haftalık kesin süre içinde talep halinde dosyanın görevli Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verilmesine
3-Harç, yargılama giderleri ve diğer hususların HMK.nun 331/2 maddesi gereğince Yetkili ve Görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı kararın gerekçesinin taraflardan her birine tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulen anlatıldı. 23/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır