Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/868 E. 2022/1140 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/868 Esas
KARAR NO : 2022/1140

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 06/07/2022
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 29/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkil ….. İlçesi, …… Mah., ….. Ada, ……. parsel sayılı arsa üzerindeki Bodrum kat 1 nolu bağımsız bölüm, Zemin Kat 2 Nolu bağımsız bölüm, 1. Kat 3 nolu bağımsız bölüm ve 2. Kat 4 Nolu bağımsız bölümün maliki olduğunu, taşınmaz arsa niteliğinde iken dava dışı ……. tarafından 26/01/2022 tarihinde …….. İnş. Yapı Kuyumculuk Otomotiv A.Ş’ye tapuda devredildiğini, aynı satış işlemi ile birlikte …….. İnş. Yapı Kuyumculuk Otomotiv A.Ş. Tarafından ……. Bankası lehine 3.000.000,00TL bedelli 1. Derece ipotek tesis edildiğini, taşınmaz arsa niteliğini korurken …….. İnş. Yapı Kuyumculuk Otomotiv A.Ş. Tarafından 16/09/2015 tarihinde ……. İnşaat Taşımacılık Maden Otomotiv Tekstil Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne tapuyu devredildiğini, …….. İnşaat Taşımacılık Maden Otomotiv Tekstil Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından üzerinde 13/07/2016 tarihinde kat irtifakı tesis edilen taşınmaz 4 bağımsız bölüme ayrıldığını ve belirtilen şekilde bağımsız bölümler oluşturulduğunu, bağımsız bölümlerin 30/10/2017 tarihinde ……. Nakliyat İnşaat Taahhüt …… Otomotiv Su San. Tic. Ltd. Şti’ne tapuda devri gerçekleştirildiğini, arz ve izah edilen nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması üzerine, taşınmazın icra dosyasından satışının yapılması halinde icra veznesine girecek satım bedelinin ipotek alacaklısına ve varsa rüçhanlı diğer alacaklılara ödenmemesi ile taşınmazın tapuda beyanlar hanesine davalıdır şerhinin işlenmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin öncelikle teminatsız olarak kabulüne dava konusu taşınmazların müvekkilini aidiyetinin tespitine, taşınmaz beyanlar hanesine taşınmaz üzerindeki muhdesatın müvekkile ait olduğunun kaydedilmesine, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; müvekkili bankanın avcılar ticari şubesi tarafından, davacı dışı borçlu ……. inşaat yapı kuyumculuk otomotiv a.ş.’ye genel kredi sözleşmeleri uyarınca nakdi ve gayrinakdi krediler kullandırıldığı, dava dışı borçlu tarafından kullanılan kredilerin teminatı olarak “istanbul ili, ….. ilçesi, ……. köyü, …… ada ….. parsel” sayılı taşınmazın kaydına müvekkil banka lehine 1. dereceden 26.01.2015 tarih …… yevmiye ile 3.000.000,00 tl bedelli ipotek tesis edildiği, …… ada ……. parsel sayılı taşınmazda 1, 2, 3 ve 4 bağımsız bölüm nolu taşınmazlar 09.11.2018 tarih …… yevmiye nolu resmi senet ile taşınmazların kaydındaki ipotek yükü ile davacı esa yol yapım inş. a.ş.’ye devredildiği, dava dışı borçlunun kullandırılan kredilerden doğan borçlarını ödememesi üzerine kredi hesapları kat edilerek, davacı ipotekli taşınmaz malikine ve diğer muhataplara bakırköy …… noterliğinin 06/03/2019 tarihli ve …… yevmiye nolu, 03.07.2019 tarih …. yevmiye nolu , büyükçekmece ……. noterliği 04.10.2021 tarih ……. yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiği, borcun ödenmesi konusunda bir sonuç elde edilemeyince davacı ve dava dışı borçlular aleyhine ……. gayrimenkul satış müd. ….. e. sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiği, davacı borçlu tarafından sayın mahkemenizin dosyası ile “davaya konu taşınmazların kaydına ipotek tesis edildiği tarihte taşınmazın arsa niteliğinde olduğu, ipotek tesisinden sonra dava konusu yapının inşa edildiği, bankanın haksız kazanç elde ettiği iddiasıyla davaya konu taşınmazların davacıya aidiyetinin tespiti ” talep edildiği, davacı tarafın tüm iddia ve itirazları tamamen haksız ve mesnetsiz olup davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin dava olduğu anlaşılmıştır.
Dava; davacı tarafın maliki olduğu 4 adet bağımsız bölüme ilişkin, bu taşınmazların edimim süreçleri,ipotek akit tablosu, banka ihtarları, ipoteğe ilişkin kayıtlar dikkate alınarak davacının muhtesatın aidiyeti davasında hukuki yararı olup olmadığı, muhdesatın aidiyetine ilişkin yasal şartları oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
Bilindiği üzere; bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur(472l s.lı TMK mad.684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını da kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad.718).
22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Kavak ve söğüt ağaçları, kendiliğinden yetişebilen ya da ekonomik amaçla yetiştirilen ve kesilip satılabilen ağaçlar olması nedeniyle muhdesat niteliğinde kabul edilmemektedir.
Muhdesat. şahsi bir hak olup (TMK mad.722, 724 ve 729), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ancak çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir.
Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK mad.106/2) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re’sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK mad.l 14/1-h, 115)
Dosyanın yapılan incelemesi sonucunda, davacının adına kayıtlı dört adet taşınmazın, dava dilekçesinde belirttiği ipoteğe ilişkin süreçlerde dikkate alınarak davacı adına muhdesat olarak kaydını talep ettiği, dava dilekçesinde yargı kararına dayandığı ancak dava dilekçesindeki yargı kararına konu somut olay ile iş bu davaya konu somut olayın ilgisi olmadığı, taşınmaz üzerinde ipoteğin 2015 tarihinde konulduğu, tapuda taşınmazın davacı adına satış suretiyle tescilinin 2018 tarihinde yapıldığı, davacı tarafın bu taşınmazları edindiği tarihte tapu kaydında ve taşınmaz satışına ilişkin resmi kayıtlarda ipotek kaydının bulunduğu, imalathane olarak tapuda davacının adına tescil edildiği, davalı tarafça ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıldığı, taşınmaz üzerindeki ipoteğin, ipotek hakkı kurulmasından sonra taşınmaz üzerinde yapılacak bütünleyici parçalar üzerinde de geçerli olacağı, davacı tarafın ayni nitelikte mülkiyet hakkı bulunduğu taşınmazlara ilişkin muhdesat olarak şahsi hak talebinde bulunmasında hukuki yararının olmadığı, hukuki yararın dava şartı olup davanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 170,78.-TL peşin harcından mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 90,08.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen kararının, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstanbul BAM ‘ne İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/12/2022

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim……
¸e-imzalıdır