Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/85 E. 2022/546 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/85 Esas
KARAR NO : 2022/546

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2019
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 04/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkilinin kefil olduğunu, davalının asıl borçludan borcunu tahsil edemediğinden davacıya karşı icra takibi başlattığını ve takibin kesinleştiğini, davacının borcu olmayan bir parayı ödemek zorunda kaldığını belirterek; davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 7.640,12-TL nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; öncelikle görev itirazında bulunduklarını, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, hak düşürücü sürelerin de geçtiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafın icra dosyasına ödediği paranın iadesi istemine ilişkin istirdat davasıdır.
Davacı tarafın dava dilekçesinden özetle; davacı hakkında davalı tarafça icra takibi yapıldığı, davacı tarafa borcun zorla ödettirdiği, takibe konu senedin tanzim tarihinin 2005 yılına ilişkin olduğu, vade üzerinden üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, paranın haksız tahsil edildiğini, davanın kabulünü talep ettiği,
Davalı tarafın cevap dilekçesinden özetle; görev itirazında bulunduğu, davacının icra kesintisi suretiyle yapılan son ödemenin 23.11.2017 tarihi olduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığı, davacı yönünden kesinleşmiş icra takibinin devam ettiğini, davanın reddini talep ettiği,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; istirdat davasının hakdüşürücü sürede açılıp açılmadığı, davanın ödediği paranın iadesini isteyip isteyemeyeceğine ilişkin olduğu,
Emsal BAM 43 HD’nin DOSYA NO : 2021/2065, KARAR NO : 2021/1605 ilamında;
“Davacı tarafça takip nedeniyle ödenen paranın istirdatı istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davalı taraf ise hak düşürücü süre itirazında bulunmuştur.
İİK m.72/7 maddesi, “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Anılan kanuni düzenleme uyarınca istirdat davasının 1 yıllık süre içerisinde açılması gerekmektedir. Bu 1 yıllık süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece resen nazara alınmalıdır. Bahsi geçen hak düşürücü süre, borç olmayan paranın ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Hak düşürücü süre mevzuatımızda genel bir düzenlemeye konu olmamakla ve kendisine dair bir tanıma yer verilmemekle birlikte çeşitli haklar için öngörülmüştür. Hak düşürücü süre ifadesinden anlaşılacağı üzere bu kurum; ilgili hakkın düşmesi, sona ermesi, ortadan kalkması sonucunu doğurmaktadır.
Kanun koyucu, zamanaşımını kesen ve durduran sebepleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 153’üncü ve 154’üncü maddelerinde hüküm altına almasına karşın hak düşürücü süreye ilişkin bu şekilde bir düzenleme getirmemiştir. Zaman aşımının durması ve kesilmesine ilişkin bu düzenlemelerin kıyas yoluyla hak düşürücü sürelere uygulanması da mümkün değildir. Bu doğrultuda zaman aşımından farklı olarak hak düşürücü sürelerin durması ve kesilmesi söz konusu olmamaktadır. Ancak bu genel kurala ilişkin hak düşürücü sürelerin durmaması, kesilmemesi hususunda istisnai durumların da söz konusu olabilmektedir.
7226 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinde, dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; … 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki sürelerin 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden geçerli olmak üzere 30/04/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar duracağı düzenlenmiştir. Daha sonra bu durma süresi, 29/04/2020 tarih ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile 15/06/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar uzatılmıştır. Anılan bu düzenlemelere göre hak düşürücü süreler dahil bahsi geçen süreler yaklaşık 3 ay 2 gün boyunca durmuştur.
Somut olayda icra borcuna ilişkin son ödeme 01/07/2019 tarihinde yapılmış ve istirdat davası ise 30/09/2020 tarihinde açılmıştır. Dava açılmasına ilişkin hak düşürücü süre işlemeye başladıktan sonra 7226 sayılı kanunun geçici 1. Maddesi uyarınca 13/03/2020 – 15/06/2020 tarihleri arasında hak düşürücü süre durmuş olduğundan istirdat davası süresinde açılmış bulunmaktadır. Hal böyleyken mahkemece davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiş olması isabetli olmamıştır.”
Somut olayın incelenmesinde, dosyanı görevsizlik kararıyla Mahkememize geldiği, iş bu davaya konu Bakırköy …. İM …. esas sayılı icra dosyasının 23.12.2005 vadeli bonoya ilişkin olduğu, davacıya kambiyo senetlerine mahsus ödem emri gönderildiği, davacının süresi içerisinde ödeme emrine itirazının olmadığı, icra dosyasında yapılan son ödeme tarihinin 23.11.2017 tarihi olduğu, istirdat davasının İİK 72 uyarınca bu tarihten sonra bir yıllık hak düşürücü sürede açılması gerektiği, arabuluculuk görüşmesinin ve dava tarihinin 2019 yılına ilişkin olduğu, pandemi sürecinin 2020 yılında başladığı, iş bu davanın hak düşürücü sürede açılmadığı, hak düşürücü sürenin kesilmesi ve durmasının söz konusu olmadığı buna ilişkin istisnalarında gerçekleşmediği, hak düşürücü sürenin dava şartı olduğu dikkate alınarak aşağıdaki şekilde karar verildi.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın İİK 72/7 maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle usulden reddine
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 130,48.-TL peşin harcından mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 49,78‬.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın 2022 yılı istinaf yasa yolu kesinlik sınırı olan 8.000TL nin altında kalması nedeniyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır