Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/792 E. 2022/765 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/792 Esas
KARAR NO : 2022/765

DAVA : 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 20/05/2022
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; temlik eden ……. Bank A.Ş.’ye olan borcun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine İstanbul ……. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas (Eski Esas: ……… ) sayılı dosyası ile 20/11/2014 tarihinde icra takibi başlatıldığını, borcun tahsili amacı ile yapılan icra takibi ve icra takip işlemleri kapsamındaki harici tespitlerimizde davalıların borcun doğum tarihinden bu yana organik bağ bulunan kişiler üzerinden nam’ı müstear ilişkisi kurmak suretiyle alacaklılardan mal kaçırdıklarını, perdeli davalı şirket ve şahısları aracı kullanarak borcun ödenmesi yollarını engellediklerinin tespit edildiğini, davalıların davacıdan mal kaçırma saikiyle hareket ettiklerini, nam-ı müstear aracılığı ile ticari faaliyet esnasındaki işlerinin semerelerini başka bir kişiye/şirkete yaptırılmasını sağladıklarını, uygulamada sıklıkla borca batık şirketlerin alacaklıların takibinden kurtulabilmek amacıyla farklı şirketler adı ve çatısı altında faaliyetlerini sürdürdüklerini, borca batık şirketlerin ortakları aynı zamanda yeni şirketler kurmakta, yeni şirket borca batık şirketle aynı iş kolunda faaliyetini sürdürmekte ve hatta aynı müşteri çevresi ile ticaret yaptıklarını, kardeş şirketler çapraz perdelerle ticari faaliyetlerine devam ettiklerini, icra takibinin 20/11/2014 tarihinde başlatıldığını, davalıların borcunu ödemediğini, borcun doğumundan ve icra takibinin başlatılmasından sonra, borçlu ………’in Antalya’da üniversite okuyan 2000 doğumlu oğlu ……..’in 08/01/2020 tarihinde tek hissedarlı olarak babası ile aynı ticari faaliyet alanında faaliyet gösteren (davalı) …….. Alüminyum Ve Makine Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ni kurduğunu, borçlunun oğlunun Antalya’da üniversite öğrencisi olduğunu, Antalya’da üniversite öğrencisi olan bir şahsın İstanbul merkezli bir alüminyum şirketini kurması, idari mali yönden idame ettirmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, çevre esnafın, haciz adresinin borçluya ait olduğuna ilişkin beyanları, haciz mahallinde hazır bulunan çalışanın esasen asıl patronun borçlu ……… olduğuna dair beyanları, mahalde borçluya ait patron masasının bulunması, borçluya ait kutularca kartvizit bulunması, borçlu ile oğlunun aynı alanda faaliyet göstermesi bir arada değerlendirildiğinde borçlunun borcun doğumundan sonra 2000 doğumlu Antalya’da üniversite öğrencisi olan oğlu üzerine kurmuş olduğu 3. Kişi şirket üzerinden alacaklıları ızrar kastı ile muvazaalı olarak haciz adresinde faaliyetlerini sürdürmekte olduğu açıkça görüleceğini, davalı üçüncü şahıslar, irade beyanlarının görünürdeki anlamına bağlı olan normal hukuki sonuçlarının gerçekleşmeyeceğini kararlaştırdıklarından ve hukuki işlemleri başkalarını yanıltmak amacıyla yaptıklarından; yani amaçları borçlular adına işlemlere devam etmek olduğu halde başka bir görüntü yaratmak gayesini taşıdıklarından dolayı yapılan işlemlerin muvazaalı olduğunu, paravan şirket olarak tanımlanan davalılar ile borçluların arkasında gizlenen ve yasal yollar kullanılarak hukuksal korunma sağlamaya çalışılan perdenin kaldırılması gerektiğini, paravan şirket ve şahıs niteliğindeki davalı ……..’in ve …….. Alüminyum ve Makine Sanayi Ticaret Limited Şirketi borçlular arasındaki bu perde kalktığında, aslında paravan şirketin ve şahısların borçlulardan bir farkı olmadığı, bilakis borçlu ile yapışık olduğu ve bu nedenle davacının işbu davaya konu ettiği alacaklarını, adı geçen davalılardan da tahsil etmekte haklı olduğu hususunun ortaya çıkacağını, davalıların muvazaa içerisinde hareket ettikleri ve birbirleri ile sıkı bir organik bağ içerisinde olduklarını, biçimsel olarak borçlular ile davalı ……..’in ve …….. Alüminyum ve Makine Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin ayrı kişilikler olduğunun ileri sürülmesi, M.K. md.2 gereğince hakkın kötüyle kullanılması olacağından, perdenin aralanması ilkesi çerçevesinde davalarının haklılığının ortada olduğunu, davalıların hareket tarzı kanuna karşı hileli ve muvazaalı davranış olarak kabul edilmeli ve M.K.’un 2. Maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılması olarak nitelenmesi gerektiğini, M.K. madde 2 anlamında dürüstlük kuralına aykırı işlemler nedeniyle perde kaldırılmalı ve davacının alacağının davalı/borçlunun nam-ı müstearı olarak hareket eden davalıdan tahsil edilmesi gerektiğini, borçluların kardeş/yapışık/paravan şirketi olan davalı …….. ve …….. Alüminyum Ve Makine Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nden de alacaklı olmaları sebebiyle, davaya konu edilen alacaklarının tahsilini teminen müvekkil finans şirketi olması da dikkate alınarak teminatsız olarak, davalı …….. ve …….. Alüminyum ve Makine Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin menkul, gayrimenkul malları ile 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ettiklerini, açmış olduğu davasının kabulüne karar verilmesini, dava giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahlisi ile davasının kabulüne karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
HMK nun davaların birleştirilmesi başlıklı 166. maddesi “(1)Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. (2)Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır. (3)Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir. (4)Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır……” hükmünü amirdir.
HMK nun davaların birleştirilmesi ve ayrılmasında kanun yolları başlıklı 168. maddesi “(1)Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna; bölge adliye mahkemesi kararları hakkında ise temyiz yoluna, ancak hükümle birlikte gidilebilir. Şu kadar ki, bu husus tek başına, bölge adliye mahkemesinde hükmün kaldırılarak esastan incelenme; Yargıtayda ise bozma sebebi teşkil etmez.” hükmünü amirdir.
Bu açıklamalar ışığında; Mahkememizin iş bu davasının konusunun alacağa ilişkin olduğu, iş bu dava dilekçesi ile birleştirme talep edilen dosyanın benzer ve dayanılan delillerin de aynı olduğu, HMK 166 maddesinde belirtilen şartların oluştuğu da dikkate alınarak mahkememizin iş bu dosyasının Bakırköy ……. Asliye ticaret mahkemesi ……… esas sayılı doyası ile birleştirilmesine ve yargılamanın bu dosya üzerinden tamamlanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin iş bu dava dosyası ile Bakırköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……… esas sayılı dava dosyası arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu anlaşıldığından, davaların HMK 166/1. ve 4. fıkraları uyarınca Bakırköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. esas sayılı dosyasında BİRLEŞTİRİLMESİNE, mevcut mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
2- Yargılamaya Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. esas sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine,
3- Yargılama giderleri, harç ve diğer hususların Bakırköy ……… Asliye Ticaret Mahkemesinin …… esas sayılı davası ile birlikte değerlendirilmesine,
4- Kısa kararının HMK 166/3 maddesi gereği derhal birleştirilen mahkemeye bildirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda verilen kararın esas hükümle birlikte İSTİNAF YOLU yolu açık olmak üzere karar verildi 22/09/2022

Katip …….
e-imzalıdır

Hakim ……….
e-imzalıdır