Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/78 E. 2022/975 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/78 Esas
KARAR NO : 2022/975

DAVA : 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 18/01/2022
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 01/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu …. inş. turz. ve ….. a.ş. ve …. bilmen arasında imzalanmış olan 20.04.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi gereği davalı borçluya ….. kredisi ve ….. kredilerinin tanımlandığı; söz kredilerden kaynaklanan borçların ödenmemesi nedeniyle, anılan sözleşmelerin ilgili maddelerine istinaden borçlunun 20.12.2018 tarihi itibariyle hesabının kat edildiği; ihtarlarda öngörülen süreler içinde borcun ödenmemesi üzerine istanbul ….. icra müdürlüğü’nün …. e. sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı ve ipotekli taşınmazın alacağa mahsuben müvekkili banka tarafından alındığı; ancak satıştan gelen tutarın müvekkili bankanın borcunu kapatmaya yetmediğinden, ipotekli dosyadan rehin açığı belgesi alınarak kefiller hakkında küçükçekmece …. icra müdürlüğü’nün ….. e. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı; davalı kefil tarafından yasal süresi içinde borca edilerek takibin durdurulmuş olmasından dolayı davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını ve borçlunun, itiraza konu edilen alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; davacı banka tarafından teminat olarak ipotek 1 adet taşınmaz İstanbul …..İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyası ile 01.07.2019 tarihinde 290.000 TL bedelle davacı bankaya ihale edildiği, ancak borcun ve icra işlemlerinin devam etmesinin haricen öğrenilmesi ile konu ile ilgili bilgi alabilmek adına …… Şube Müdürlüğüne 4.11.2021 tarihli “kullanılan kredi tutarı, uygulanan faiz oranları ve buna göre hesaplanan faiz miktarı, yapılmış olan ödemeler, ipotekli taşınmaz satışından gelen miktarın mahsubu, güncel borç tutarı ve yapılmış olan sair masraflara ilişkin” ayrıntılı bilgi ve döküm verilmesi talep edildiği, bankadan hiçbir yanıt gelmediği, müvekkil, takibe konu gösterilen Genel Kredi Sözleşmesi tarafına ait olmamakla başka bir şirkete ait olmasına rağmen ara tarihlerde bir çok ödemeler gerçekleştirildiği ve yine teminat olarak gösterilen gayrimenkulün satışı gerçekleştirildiği, alacaklı bankaya müvekkil tarafından yazılı dilekçe verilmesine rağmen ne güncel borç miktarı ne faiz oranları ve buna göre hesaplanan faiz miktarı ne de yapılmış olan ödemeler ile ipotekli taşınmaz satışından genel miktarın mahsubu hakkında müvekkile bilgi verilmediği, davacı banka tarafından, takip ekinde de alacağın mesnedine dair bir belge vs sunulmadığı, hiç bir şekilde müvekkilin bankaya borcu olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte yapılmış olan ödeme tutarının ve güncel borç tutarının belirsizliği nedeniyle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının icra takibinin konusu olan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının …. Şirketi borçlunun ….. olduğu, takibe konu alacağın 115.097,86TL olduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiği takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kefilin sorumluluğuna ilişkin bankanın açtığı itirazın iptali davasıdır.
Davacının dava dilekçesinden özetle; davacı banka, asıl borçlu ve davalı kefil ile aralarında imzalı bulunan 20.04.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi gereği, davalı borçluya TT kredisi ile KMH kredisi kullandırıldığını, hesabın 20.12.2018 tarihinde kat edildiğini, hesabın katı ile davalıya ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıldığını, ancak satıştan gelen paranın banka borcunu kapatmaya yetmediğini, ipotekli dosyadan rehin açığı belgesinin alındığını, bu belgeye dayanarak kefiller hakkında Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nü ….. esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının genel kredi sözleşmesinden kefaletinin bulunması sebebiyle ipotekli taşınmazın satılmasının kefilin borcunu sona erdirmediğini, geriye kalan borçtan kefalet sebebiyle borcu olduğunu, itirazın iptalini talep ettiği,
Davalı tarafın cevap dilekçesinden özetle; genel kredi sözleşmesine teminat olarak gösterilen taşınmazın satıldığı, ara tarihlerde davacı bankaya ödemeler yapıldığını, davacı bankadan krediden kaynaklı alacağa ilişkin ayrıntılı bilgi ve döküm verilmesinin istenildiği ancak bankadan yanıt gelmediğini, genel kredi sözleşmesinin tarafına ait olmadığını, takip ekinde alacağın mesnedine ilişkin belge sunulmadığını, bu minvalde kefilliğin usule uygun olup olmadığının , şartlarının yerine gelip gelmediği hususlarının bilinmediğini, davanın reddinin talep edildiği,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;genel kredi sözleşmesinden kaynaklı davacı bankanın alacağının olup olmadığı, kefalete ilişkin şartların oluşup oluşmadığı, davacının alacağını ipotekli taşınmaz satışı ile karşılanıp karşılanmadığı, davacının varsa alacak miktarının hesaplanmasına ilişkin itirazın iptali davası olduğu,
İİK’nın 45/1.maddesinde, “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak rehin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas ve haciz yoluyla takip edebilir” düzenlemesi bulunduğu,
TBK’nın 586. maddesi uyarınca kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse, alacaklının, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceği, ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalmasının veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olmasının gerektiği,
Kefilin, kefalet ettikleri sözleşmelerden dolayı asıl borçlunun borcundan kefalet limiti kapsamında tüm feriler dahil olmak üzere (temerrüt faizi, masraflardan ) sorumlu olduğu, bunun dışında kefilin temerrüde düşürülmüş ise asıl borçtan kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile de sorumlu olduğu, kefil hakkında icra takibi yapılabilmesi için ayrıca kendisine temerrüt ihtarında bulunulmasına gerek olmadığı, temerrüt ihtarının kefile tebliğ edilmediyse kefilin temerrüdünün, takip tarihinde başladığının kabul edileceği, (Yargıtay 19.HD’nin 14/12/2015 tarih, 2015/6616E. 2015/16781K. sayılı ilamı).
Davalı kefilin, kefilliğine ilişkin düzenlenen kredi sözleşmesinin 6098 sayılı TBK’nın yürürlüğe girmesinden sonra 20.04.2015 tarihinde imzalanmış olduğundan, kefaletin şekil şartlarının 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olduğu, 6098 sayılı TBK’nın 583. maddesinin birinci fıkrasında; “Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır.” düzenlemesinin yer aldığı, davaya konu sözleşmede kefilin sorumlu olduğu miktar, kefalet tarihi ve müteselsilen kefil olduğuna ilişkin açıklamaların kefilin el yazısı ile belirtildiği, eş muvafakatinin olmadığı bununla birlikte ….. Şirketini temsil edenin tapu kayıtlarında davalı kefil olduğu, TBK’nın 584/3. Maddesinde ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletlerde eş rızası aranmadığı, bu hali ile davalı tarafın müteselsil kefilliğinin şeklen geçerli olduğu, davalının, dava dışı asıl borçlunun davacıdan kullandığı kredinin müşterek müteselsil kefili konumunda bulunduğu, asıl borçlu tarafından kullanılan bu kredi bedellerinin ödenmediği, TBK’nın 586/1. maddesine göre kefil borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını üstlenmiş ise alacaklının asıl borçluya müracaat ve rehinleri paraya çevirmeden evvel kefil aleyhinde takip yapabileceğinin düzenlendiği, bu doğrultuda davacı tarafın müteselsil kefil sıfatına haiz davalı aleyhine takip yapmasında haklı olduğu,
İİK’nın 45 ve TBK’nın 586. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, tahsilde tekerrür olmamak üzere kefil yönünden ipotek miktarını aşan borç yönünden takip başlatılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı,
TBK’nın 100. maddesinde; “Borçlu faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz,” hükmünün düzenlendiği, davaya konu takip talebinde de kısmi ödemelerin TBK’nın 100. maddesine göre öncelikle varsa işlemiş faiz ve masraf ve fer’ilere mahsup edileceğinin belirtildiği,
Bir başka anlatımla TBK’nun 100. maddesi gereğince ödemelerin öncelikle asıl alacaktan düşülebilmesi için, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmemiş olması gerektiği, buna göre, borçlunun, faiz ve masrafları ödemedikçe kısmi ödemelerin ana paradan mahsup edilemeyeceği, anılan maddenin uygulanması için takip talebinde bu yönde ayrıca talepte bulunulması gerekli olmayıp, istek olmasa da bu hususun re’sen dikkate alınması gerektiği, (Hukuk Genel Kurulu’nun 09/10/2002 tarih ve 2002/12-709 Esas – 2002/781 Karar sayılı kararı). Bu nedenle TBK’nun 100. maddesi uyarınca, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmiş olması durumunda ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerektiği (Yargıtay 12 HD.nin 2018/7452 Esas,2019/9523 Karar sayılı içtihadı)
Dosyanın yapılan incelemesinde, ödeme emrinde takip nedeninin asıl alacak olarak 115.097,86 TL şeklinde belirtildiği, davalının icra müdürlüğüne sunduğu dilekçesinde, borca , faize ve ferilerine, genel kredi sözleşmesinin tarafına ait olmadığına, gayrimenkulün satılmış olduğuna, ara tarihlerde bir çok ödeme yapıldığına ilişkin itiraz ettiği, itirazın iptali davasının hak düşürücü sürede açıldığı, davacının dava dilekçesine sunduğu belgelerden İstanbul …… İcra Müdürlüğü ….. esas sayılı dosyasının 1.7.2019 tarihine ilişkin kapak hesabını sunduğu, kapak hesabında yatan paranın 290.000 TL olarak belirtildiği, kapak hesabında ödenen miktarın takipteki asıl alacak ve ferilerinden mahsup edilerek kalan miktarın 115.097,86 TL olduğu, genel kredi sözleşmesinin sunulduğu bu sözleşmeye konu miktarın 370.00TL olarak gösterildiği, davalının bu sözleşmede müteselsil kefil olarak yer aldığı, davalının adının , kefalet miktarının , müteselsil ifadesinin tarihin el yazısı ile yazılmış olduğu, imzanında bulunduğu, kefalet miktarının 370.000TL olduğu, eş rızası yer almasa da davalının dava dışı şirketi temsil ettiğinden kefalet şartlarının oluştuğu,
Davacı bankanın tarafın hesap hareketlerini sunduğu, kredi yıllık azami faiz oranları bildirim formunu sunduğu, ipotek belgesini, davalıya çıkartılan ihtarı, tebliğ belgesini sunduğu, arabuluculuk dava şartının sağlandığı, tapu kaydının, davaya konu Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı icra dosyasının celp edildiği, davalının cevap dilekçesi ile takibe alınan bireysel kredi ekstresini, davacı bankaya yaptığı başvurusunu sunduğu,
İstanbul …. İcra Müdürlüğü ….. esas sayılı dosyasının celp edildiği, davacının iş bu dosyada rehin açığı belgesi talebinde bulunduğu, bu icra dosyasının ….. şirketi hakkında açılan ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle icra takibine ilişkin olduğu, söz konusu şirketin genel kredi sözleşmesinin tarafı olan müşteri şirket olduğu, dosyada belgelerin celp edilerek bankacı bilirkişi ….. ‘dan rapor alındığı,
Bilirkişi raporundan özetle, davacı banka ile dava dışı ….. İnşaat şirketi arasında sözleşme ilişkisi olduğu, davacı tarafın sözleşmede kefil olarak yer aldığı, kefalet limitinin 370.000TL olduğu, sözleşme tarihinin 20.04.2015 tarihi olduğu, bu tarihte yeni Türk Borçlar Kanunun yürürlükte olduğu, ön bilgi formu imzalanarak kefile ve kredi lehtarına verildiği, dava dışı kredi lehdarı şirkete taksitli kredi ile kredili mevduat hesabı kredisi sağlandığı, hesabın Bakırköy ….. Noterliği 20.12.2018 tarih ve ….. yevmiye sayılı ihtarname ile kat edilerek davalı tarafa 27.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğden itibaren 7 günlük ödeme süresi verildiği, nakdi kredilerin hesap ekstresi ile uyumlu olduğu, ihtarnamenin şirkete tebliğ edilemediği iade olduğu, davalı tarafın ise eşine tebligatın yapıldığı, davalının temerrüt tarihinin 28.12.2018 tarihi olduğu, davalı tarafın İİK 68/b kapsamında bir aylık itiraz süresi içerisinde hesap katına itiraz etmediği, temerrüt faizinin sözleşmenin 12. Maddesinde düzenlendiği, taksitli krediye uygulanan faiz oranının %15,48 olduğu, bu faizin 2 katı oranında %30,96 oranında temerrüt faizi istenebileceği, taksitli kredinin 18.12.2018 hesap kat tarihinde 219.932,44 TL olduğu, gecikme faizlerinin ihtarname tarihi itibariyle 1.935,73 TL olduğu, son ödenen taksitle hesap kat tarihi arasındaki akdi faiz oranıyla hesaplanan faizin 56.967,32 TL olduğu, ihtar tarihi itibariyle taksitli kredi borcunun 275.835,49 TL olarak, kredili mevduat hesabı alacağının 11.357,52 TL olarak hesaplandığı, raporda yapılan hesaplama farkının nedeninin asıl alacağa hem akdi hem gecikme faizi uygulanmasından kaynaklı olduğu, 18.12.2018 tarihli hesap katı itibariyle bankanın toplam alacak miktarının 287.193,01 TL olduğu, 28.12.2018 tarihli temerrüt tarihi itibariyle ödenmeyen taksitlerin hesaplanan faiz toplamının 2.178,70 TL olduğu, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyası 2.1.2019 tarihi itibariyle davacının dava dışı şirketten alacağının 278.490,78 TL taksitli kredi, 11.431,64 TL kredili mevduat hesabı toplamı ile 289.922,42 TL olduğu, bu icra dosyasında gayrimenkulün 1.7.2019 tarihinde 290.000TL ye satıldığı, bu satış tarihi itibariyle davacının alacağının asıl alacak, birikmiş faiz, temerrüt faizi, bsmv ve icra satış arası biriken faiz nedeniyle 333.786,25 TL olduğu, TBK 100 kapsamında 290.000TL ödemenin önce faiz ve masraflardan mahsup edildiği, faiz mahsup sonucu kalan miktarın 44.201,86 TL olduğu bu miktara, tahsil harcı, vekalet ücreti ve masraflarda eklendiğinde 110.889,51 TL miktar hesaplandığı, kredi teminat miktarı da dikkate alınarak davalının bankanın kalan alacağının hesaplandığı, bu alacak miktarının kafalat miktarı altında kaldığı, rapora karşı itiraz üzerine ek rapor alındığı, ek raporda kök rapordaki görüşlere bağlı kalındığı, kök ve ek raporun denetime elverişli olduğu,
Davalı tarafın açıkça imzasına itirazının olmadığı, itirazın neye imza atıldığının yada imzalanan belgenin ne olduğunun bilinmediğine ilişkin olması sebebiyle rapor içeriğinde davalıya banka tarafından kefil sıfatıyla bilgilendirme yapıldığına ilişkin ön bilgi formu olduğunun belirtilmesi nedeniyle bu itirazın yerinde görülmediği,
İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün rehin açığına ilişkin olarak sunduğu yazı cevabında miktarın 355.000TL, 1.7.2019 tarihinde yapılan satışın 290.000 TL bu miktarın düşümü ile 65.000TL olarak belirtildiği bununla birlikte bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada mahsup sonucu kalan miktarın 44.201,86 TLolduğu ve bu miktara diğer masraflar dahil edildiğinde miktarın 110.889 ,51 TL ‘ye ulaştığı, bu nedenle dosya kapsamında alınan rapordaki hesaplama miktarına itibar edildiği, alacağın bu miktar üzerinden değerlendirildiği, ödeme emrinde 3095 sayılı yasa uyarınca faiz oranının tam olarak belirtilmediği, mahkememizce bu oranların belirlenmesinde raporda alacaklar için belirtilen temerrüt faiz oranı olan %30,96 TL’nin dikkate alındığı, alacağın likit olduğu bu nedenle icra inkar tazminat yasal şartlarının oluştuğu değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile takibin, 110.889,51 TL toplam alacak üzerinden devamına, devamına karar verilen alacağa takip talebinde belirtilen yıllık %30,96 oranında gecikme faiz oranının uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine
2- Davalı itirazında haksız çıktığından ve alacak likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 110.889,51 TL alacağın %20 si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 7.574,86.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1.390,10.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 6.184,76‬.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70.-TL başvurma harcı ile 1.390,10.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.590,00.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.531,81.-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan toplam 250,00.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 9,15‬.-TL’sının davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 17.633,43.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.208,35‬TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
10-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.271,69.-TL’sının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, bakiye kısmın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı taraf vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstanbul BAM ….. HD’nde İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 02/11/2022

Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır