Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/570 E. 2023/63 K. 27.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/570 Esas
KARAR NO : 2023/63

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/06/2022
KARAR TARİHİ : 27/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan tirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalı/Borçlu müvekkilinin … hesabı müşterisi olup müvekkil aracı kurum ile akdedilen … Çerçeve Sözleşmesi kapsamında işlemler gerçekleştirdiğini, Davalı …, müvekkili şirketin … numaralı … (Vadeli İşlem Sözleşmeleri ve Opsiyon Sözleşmeleri) hesabı müşterisi olup müvekkil şirket ile akdedilmiş olan ”… Çerçeve Sözleşmesi” kapsamında müvekkili şirket aracılığı ile … işlemleri gerçekleştirdiğini, bu sözleşme, davalı borçlunun müvekkili aracı kurum aracılığıyla borsada ve/veya borsa dışında gerçekleştireceği …. ve Opsiyon Sözleşmeleri alım satım işlemlerinin yapılması ile teminatların yatırılması, çekilmesi, idaresi ve nemalandırmasını kapsamakta olduğunu, davalının … hesabı teminatı eksiye düşmüş, … hesabında oluşan 1.277.203,61-TL tutarındaki eksi bakiye müvekkil tarafından kapatılmak durumunda kalınmış ancak davalı tarafından haksız şekilde ilgili tutarın ödenmesinden kaçınıldığını, davalının ilgili borcu ödemekten kaçınması mevzuata ve sözleşmesel yükümlülüklerine aykıdırı olduğunu, Davalı … hesabı teminatının ekside olduğunun tespiti üzerine teminatını tamamlaması gerekirken işbu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek konu cari hesap borcuna sebebiyet verdiğini, davalı borçlu itirazında haksız olup iptali ile icra inkar tazminatı ile de sorumluluğuna hükmedilmesi gerektiğini, borçlunun Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Numaralı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamını, %20’den az olmamak kaydıyla icra-inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafı, vekalet ücreti ve sair tüm giderlerin davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili, … tacir olmadığını, tacir ve tacir sayılanlarından olmadığını, kendisi … Ticaret Anonim Şirketi’nde asgari ücretle çalışan işçi olduğunu, müvekkilinin tacir olmadığından Bakırköy Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu talep ederek davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davalı ile yapılan “… Çerçeve Sözleşmesi” kapsamında kaldıraçlı işlem dolayısıyla oluşan ve davacı tarafından yatırıldığı iddia edilen teminat tutarının tahsili talebi amaçlı yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili duruşmadaki beyanında taraflar arasındaki işlemin kaldıraçlı bir işlem olduğunu, … işlemi olmadığını, davalının ticari kazanç amacıyla bu işlemleri yaptığını, dolayısıyla görev itirazının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise, müvekkilinin işçi olarak çalıştığını, bu işlemleri tüketici sıfatıyla yaptığından bahisle davanın görev nedeniyle reddini talep etmiştir.
Öncelikli olarak uyuşmazlığın hangi mahkemede görülmesi gerektiği hususunun yasal düzenlemelere göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlı hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak; 3/1- ı bendinde ise tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır. Yasa koyucu bu hükümle, tüketicinin taraf olduğu bankacılık sözleşmelerini tüketici işlemi olarak kabul etmiştir.
Aynı yasanın “Diğer Tüketici Sözleşmeleri” başlıklı 5. bölümünde yer alan 49. maddesi, “finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler” başlığını taşımaktadır. Bu maddenin 1. fıkrasına göre “finansal hizmetler, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade eder. Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşme ise, finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir. ” olarak tanımlanmıştır.
Yine aynı yasanın 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda aracı kurum olan davacı, davalı ile akdettiği … çerçeve sözleşmesi kapsamında, davalının yaptığı … işlemleri sonucunda ortaya çıkan teminat açığını tamamlamamış olması nedeniyle, davalı adına ödenen tutarın tahsilini talep etmiştir. Taraflar arasındaki ilişkinin hukuki dayanağı, “… çerçeve sözleşmesi”dir. … (kaldıraçlı alım satım işlemi) ve … (vadeli işlem ve opsiyon piyasası işlemi), kanunda açıkça yazılmasa da bankacılık sözleşmesi benzeri bir sözleşme niteliğinde olup, Yargıtay uygulamasında da bankacılık sözleşmesi kapsamında değerlendirilmektedir. Davalının tacir olmayıp şahsi birikimini değerlendirmek üzere hareket ettiği, işlemlerin boyutu dikkate alındığında da davalının hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğu görülmekle, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir.
Bu açıklamalar ışığında taraflar arasındaki uyuşmazlık 6502 sayılı kanun kapsamında kalmakta olup, davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir. Bu sebeple davanın görev dava şartı yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi … Esas ve … Karar sayılı ilamı
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/01/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır