Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/462 E. 2022/644 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/462 Esas
KARAR NO : 2022/644

DAVA : Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 26/06/2021
KARAR TARİHİ : 07/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkikilinin %5 şirket hissesini tehdit ve baskı ile zorla alındığını, yapılan işlemlerin muvazalı olup devralan kişilerin hisse devri konusunda iradelerinin olmadığını, hisse devirlerinin hukuka aykırı şekilde yapıldığını ve geçersiz olduğunu, bedeli ödenmeden ve pay defterine kaydı yapılmadan gerçekleştirilen devirlerin geçersiz olduğunu, davacının davalı şirketteki hukuka aykırı şekilde devri gerçekleştirilen %5 hissesinin devir işlemlerinin iptali ile toplam %10 hissesinin davacı şirket adına şirket pay defterine işlenmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacının kendi iradesi ile yaptığı işlemler bakımından zamanaşımı süresi de dolduktan snora kendi lehine hak sağlamaya yönelik geçersizlik iddiasının yerinde olmadığını, davacının tarafı oduğu gerçek ve geçerli bir işlemden kendi lehine hak sağlama için ispattan yoksun ve soyut olarak muvazaa iddiasında bulunduğunu, davacının hukuki bir dayanağı ve ispatı bulunmadan tamamen soyut iddialarla müvekkilinin daha önceden kendi iradesi ile, usulüne uygun olarak ve geçerli şekilde yaptığı işlemlerin geçersizliğini ileri sürerek kendi lehine kazanım sağlamaya çalıştığını, davacı tarafın taleplerinin tümü kötü niyetli olup, davanın hukuki dayanaktan yoksunluk ve zamanaşımı sebebiyle esastan reddini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Silivri ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …….. Esas sayılı dosyası, İstanbul ticaret sicil müdürlüğü yazı cevabı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, 29.06.2016 tarihinde davacıya ait hisselerin devrinin TBK 30-39 maddeleri uyarınca geçersizliğinin tespiti talebine ilişkindir.
Somut olayda; davacı taraf, davalı ……. Tekstilde bulunan %10 miktarındaki hissesinin %5’ni 29.06.2016 tarihinde davalılara devrettiğini, ancak bu devrin hile ve baskı ile yapıldığını ve kanunen zorunlu olan şekil şartına uyulmadan yapıldığından bahisle geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. Davalı taraf ise iş bu davanın TBK 39. Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürede açılmadığından bahisle davanın reddini talep etmiştir.
TBK 39.maddesinde; “Yanılma veya aldatma sebebiyle yada korkutma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği yada korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan baylaşarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır” düzenlemesi mevcuttur. Yasa maddesinde belirtilen süre hak düşürücü süre olup, öncelikle ve re’sen nazara alınması gerekir. Bu kapsamda mahkememizce HMK’nun 142. Maddesi uyarınca davalının bu yöndeki iddiası öncelikli olarak ele alınmıştır.
Buna göre; davacı tarafından 29.06.2016 tarihinde hisse devirinin yapıldığı, şirket ortaklığının devam etmesi nedeniyle devirden sonra yapılan birden fazla genel kurula katıldığı, genel kurullarda alınan kararlara olumlu yönde katıldığı, bu yönde bir itirazının bulunmadığı gibi aradan geçen 5 yıllık süre içerisinde bir itiraz ve şikayetinin de bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı taraf baskıya ilişkin olarak savcılık dosyasında bulunan ses kaydını ileri sürmüş ise de; Silivri CBS tarafından söz konusu sesin dökümünün yapıldığı ve ses kaydında geçen sözlerin muhatabının davacı olmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır. Bu deliller ışığında; davacı tarafça 5 yıllık devir süreci içerisinde hile ve baskının devam ettiğine dair somut delil dosyaya sunamadığı, dolayısıyla TBK 39. Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra iş bu davanın açıldığı anlaşılmakla hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca davacı taraf, yapılan devrin geçerlilik şekline uygun olarak yapılmadığını ileri sürmüş ise de; somut olayda yapılan devrin usul ve yasaya uygun şekilde yapıldığı, kaldı ki yapılmamış olsa dahi TMK’nın 2. maddesi uyarınca bu hususun davacı tarafından ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanımı niteliğinde sayılacağı için dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Bu açıklamalar ışığında aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan davanın hak düşürücü süre yönünden REDDİNE,
2-Harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
07/07/2022

Başkan ……
¸e-imzalıdır
Üye ………
¸e-imzalıdır
Üye ………
¸e-imzalıdır
Katip .,….
¸e-imzalıdır