Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/458 E. 2022/843 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/458 Esas
KARAR NO : 2022/843

DAVA : Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 16/05/2022
KARAR TARİHİ : 06/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalı kooperatif tarafından yapılan 31.10.2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2,3,4,5 ve 6 nolu kararlar Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.02.2022 tarih ve … E.-…. K. Sayılı kararı ile mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine karar verildiğini, dava konusu olan davalı kooperatifin 16.04.2022 tarihli Genel Kurulunda gündemin 6.maddesindeki “Yönetim kurulu, Denetim kurulu raporu, bilanço ve gelir gider hesabının oylanması”, gündemin 7.maddesinde “Yönetim ve Denetim kurulunun ibrası, gündemin 8.maddesinde “2022 yılı tahmini bütçenin okunarak ortaklardan alınacak aidat miktar, zaman ve şartlarının belirlenmesi, geçmiş dönem aidat borcu bulunan ortaklar hakkında karar alınması ve ödeme şartlarının belirlenmesi”, gündemin 9.maddesinde “Geçmiş dönemde kooperatifi zarara uğratan dönemin yönetim kurulu üyeleri hakkında karar alınması”, gündemin 10.maddesinde “Kooperatifin kentsel dönüşüme girmesi konusunun görüşülmesi ve karar alınması, Kentsel dönüşüme girilmesine karar alınması halinde inşaatın yapım yönteminin belirlenmesi”, gündemin 11.maddesinde “Kamu kurum ve idarelerine teminat ve taahhüt verilmesi, Kooperatifin kentsel dönüşüme girmesi yönünde karar alınması halinde kamu kurum ve kuruluşlarında konu ile ilgili iş ve işlemlerin yapılması, imar mevzuatı gereği iş işlemlerin yapılması, …. Bakanlığı, Belediye, …. vs kurum ve kuruluşlarda iş ve işlemlerin yapılması, Bankalarda hesap açılıp, hesabın kapatılması, hesaba para yatırılıp hesaptan para çekilmesi, banka internet şifresi alınması konularında yönetim kuruluna yetki verilmesi maddelerinde alınan kararlar Kooperatifler Kanunu, Anasözleşme ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğunu, bu nedenle iptalinin gerektiğini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE;Öncelikle davacılar, iptalini istedikleri 16.04.2022 tarihli genel kurul toplantı tutanağına şerh düşmediklerinden işbu davayı açma haklarının bulunmadığını, binaların iskana bağlanması, tapuların alınması, kooperatifin ferdileşmesi dolayısıyla tasfiye sürecinin bir parçası olduğundan alınan karar TTK 542/B uygun olduğunu, bu kararın 86 ortaklı kooperatiften, toplantıda hazır bulunan 66 kişiden 56 ortağın kabul oyuyla oyçokluğuyla kabul edildiğini, imar barışı sonrasında covid-19 nedeniyle uzun zaman genel kurul yapılamamış ilk yapılan 31.07.2021 tarihli toplandı da bu bedellerin ödemeyen diğer ortaklar tarafından da ödemesi kabul edildiğini, ancak 30.07.2021 tarihli genel kurul tutanağı yazılırken karar alınmasına rağmen sehven bu karar atlandığından 31.10.2021 tarihli toplantının gündemine yeniden konulduğunu, 16.04.2022 tarihli olağan genel kurul, kanuna, anasözleşmeye uygun yapıldığından, davanın usul ve esastan davanın reddini, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletinin davacılara yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davalı şirketin İTO kayıtları, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, davalı kooperatifin 16.04.2022 tarihinde yapılan 2021 yılına ait olağan genel kurulunda alınan 6,7,8,9,10 ve 11 no’lu kararların iptali istemine ilişkindir.
Dosyaya celp edilen Kooperatif kayıtları uyarınca davacıların davalı kooperatifin üyesi olduğu, üyelik hak ve sıfatına bağlı olarak genel kurul kararlarının iptali istemine dair huzurdaki davayı açma yetkisine sahip oldukları anlaşılmıştır.
Somut olayda davacılar, davalı kooperatifin 16.04.2022 tarihli Genel Kurulunda gündemin 6.maddesindeki “Yönetim kurulu, Denetim kurulu raporu, bilanço ve gelir gider hesabının oylanması”, gündemin 7.maddesinde “Yönetim ve Denetim kurulunun ibrası”, gündemin 8.maddesinde “2022 yılı tahmini bütçenin okunarak ortaklardan alınacak aidat miktar, zaman ve şartlarının belirlenmesi, geçmiş dönem aidat borcu bulunan ortaklar hakkında karar alınması ve ödeme şartlarının belirlenmesi”, gündemin 9.maddesinde “Geçmiş dönemde kooperatifi zarara uğratan dönemin yönetim kurulu üyeleri hakkında karar alınması”, gündemin 10.maddesinde “Kooperatifin kentsel dönüşüme girmesi konusunun görüşülmesi ve karar alınması, Kentsel dönüşüme girilmesine karar alınması halinde inşaatın yapım yönteminin belirlenmesi”, gündemin 11.maddesinde “Kamu kurum ve idarelerine teminat ve taahhüt verilmesi, Kooperatifin kentsel dönüşüme girmesi yönünde karar alınması halinde kamu kurum ve kuruluşlarında konu ile ilgili iş ve işlemlerin yapılması, imar mevzuatı gereği iş işlemlerin yapılması, ….. vs kurum ve kuruluşlarda iş ve işlemlerin yapılması, Bankalarda hesap açılıp, hesabın kapatılması, hesaba para yatırılıp hesaptan para çekilmesi, banka internet şifresi alınması konularında yönetim kuruluna yetki verilmesi” maddelerinde alınan kararlar Kooperatifler Kanunu, Anasözleşme ve iyiniyet esaslarına aykırı olup; alınan kararların kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olmasından bahisle iptaline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dolayısıyla taraflar arasındaki uyuşmazlığın temelinde, davalı kooperatifin 16.04.2022 tarihinde yapılan 2021 yılına ait olağan genel kurulunda alınan 6,7,8,9,10 ve 11 no’lu kararlarda toplantı ve karar sayılarına uyulup uyulmadığı, alınan kararların butlan koşullarının oluşup oluşmadığı, aksi halde iptal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Toplantıda alınan kararlara ilişkin toplantı ve karar nisabı yönünden yapılan inceleme;1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4′ ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur” hükmünü; anasözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması şarttır. İlk ve müteakip toplantılarda aynı nisap aranır” hükmünü; 2. fıkrada ise “Genel kurulda alınan kararlar, ortakların en az 1/4’nün hazır olması şartıyla oylama sırasındaki mevcudun yarıdan fazlasının oyu ile alınır” hükmünü içermektedir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, yok hükmünde olup, bu kararlar baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında; davalı kooperatifin 76 üyeli yapı kooperatifi olduğu, dava konusu 16.04.2022 tarihli genel kurulun 49 üyenin asaleten ve 13 üyenin vekaleten katılımı ile toplam 62 üye ile gerçekleştiği, vekaletnamelere ilişkin herhangi bir usulsüzlüğün ileri sürülmediği, dolayısıyla somut olayda Kooperatifler Kanunun 45/3. Maddesi uyarınca ortakların en az 1/4 ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunma şartı yerine getirilmiştir.
Dava konusu genel kurulda alınan 8. Maddenin 2. Paragrafında yer alan “Ortaklardan 2022 Mayıs ayı dahil olmak üzere 12 ay süre ile aylık 150 TL aidat alınması” kararı dışındaki iptali talep edilen tüm kararlarda Kooperatifler Kanunun 45/2 ve 51/1. Maddesindeki toplantı ve karar nisaplarına uyularak karar alındığından, davacıların butlan talebi yerinde görülmemiştir. Ancak davaya konu 8. Maddenin 2. paragrafına ilişkin kararda 29 kabul oyu ile oy çokluğu ile kararın alındığı belirtilmiştir. Kooperatifler Kanunun 51/1 ve ana sözleşme uyarınca toplantıya katılanların oylarının yarıdan bir fazlasının olumlu oyu ile karar alınabileceğinden, dava konusu iş bu kararda karar yeter sayısı sağlanamamıştır. Zira yukarıda belirtildiği üzere toplantının 49 üyenin asaleten ve 13 üyenin vekaleten katılımı ile toplam 62 üye ile gerçekleştiği, dolayısıyla karar yeter sayısının iş bu genel kurulda 32 olduğu açıktır. Bu nedenle 32 üyenin olumlu oyu mevcut olmadığından 8. Maddenin 2. paragrafında alınan karar Kooperatifler Kanunun 51. Maddesi uyarınca emredici normlara aykırıdır. Emredici normdaki aykırılık, sonuçları itibariyle, diğer aykırılıktan ağır olacaktır. İşlemin ana unsurlarında ve emredici norma aykırılıkta mutlak butlan söz konusudur. Mutlak butlanda ( kesin hükümsüzlük), işlemin, başta Kooperatif Kanunu, Ticaret Kanunu ile ilgili kanunların emredici hükümlerine aykırı olmasıdır. Bu nedenle dava konusu 8. Maddenin 2. paragrafında alınan kararın mutlak butlan ile hükümsüz olduğunun tespitine karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu 6 ve 7 no’lu kararların yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olduğu ve davacıların iş bu kararların da mutlak butlan ile iptalini talep ettikleri; ancak yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin ibrasında lehlerine oy kullanmadıkları, sunulan raporlarda mutlak butlanı gerektirir hükümsüzlüğün tespit edilemediği anlaşılmakla, bu yöndeki davacı talepleri yerinde görülmemiştir.
Somut olayda başkaca yokluk ve butlan sebeblerinin mevcut olmadığı takdir ve sonucuna varılarak, davacıların yokluk veyahut mutlak butlana ilişkin taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Genel kurul kararlarının iptal koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin yapılan inceleme;
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesinde, toplantıda hazır bulunupta kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçiren veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen yahut toplantı çağrısının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veyahut tebliğ edilmediğini yahutta genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış olduğunu iddia eden pay sahiplerinin, yönetim kurulunun ve yönetim kurulu üyeleri ile denetim kurulu üyelerinin şahsi sorumluluklarına mucip olduğu takdirde her birinin kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine toplantıyı kovalayan günden itibaren bir ay içinde mahkemeye başvurabileceği, kararların bozulması ve şartları üst başlığı ile düzenlenmiştir. Yasadaki sürenin hak düşürücü süre olduğu aynı madde metninde ifade edilmiştir. Bu nedenle iptal davalarının bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının resen incelenmesi gerekir.
Somut davada, iptali talep edilen kararların alındığı genel kurul toplantı tarihi 16/04/2022, dava tarihi ise 16.05.2022 olup, iş bu dava bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. Maddesine göre kooperatif genel kurul kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi için aranan diğer bir şekli koşul ise; toplantıya katılan ortağın ret oyu kullanması ve muhalefetini de toplantı tutanağına kaydettirmiş olması gerekmektedir. Dava konusu genel kurulda alınan tüm kararlara karşı davacıların dilekçe ile muhalefet ettikleri ve muhalefetlerinin tutanak eki yapıldığı anlaşılmakla, somut olayda davacıların 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca iptal davası açmak için gerekli olan şekli koşulları yerine getirdiği kabul edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında dava konusu 6, 7, 8, 9, 10 ve 11 no’lu kararlara ilişkin kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyiniyet esaslarına aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkin yapılan değerlendirmede;
Davaya konu 6 nolu kararın “Yönetim kurulu, Denetim kurulu raporu, bilanço ve gelir gider hesabının oylanması”, 7 nolu kararın ise “Yönetim ve Denetim kurulunun ibrasına” ilişkin olduğu, iş bu kararlarda kanun, ana sözleşme ve objektif iyi niyet ilkelerine aykırılık hususunda davacılar tarafından somut kanıtlar ortaya konulamadığı, dosya kapsamı itibariyle mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde de herhangi bir iptal sebebinin tespit edilemediği anlaşılmakla davacıların bu maddelere yönelik talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu 9 nolu kararın “Geçmiş dönemde kooperatifi zarara uğratan dönemin yönetim kurulu üyeleri hakkında karar alınmasına” ilişkin olduğu, kararda hesap tetkik komisyonu tarafından kooperatifi zarara uğratan yönetim kurulu üyelerinin tespiti ile uğrattıkları zarar miktarının belirlenmesi hususunun belirtilmesinin sırf iptal sebebi olamayacağı, bu konuda tasfiye kurulunca yerine getirilebileceği, tasfiye kurulunun bu hususta ihmal göstermesi halinde bu hususun sorumluluklarını gerektireceği açıktır. Bu nedenle kooperatifi zarara uğratan yönetim kurulu üyeleri hakkında somut ve sınırları belirli olacak şekilde karar alınmamış olmasında kanun, ana sözleşme ve objektif iyi niyet ilkelerine aykırılık görülmemiş olup davacıların bu maddenin iptali yönündeki taleplerinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu 10 nolu kararın ” ilgili belediyenin kesinleşen yıkım kararı üzerine kentsel dönüşüm için işlemlerinin her blokta bir temsilci görevlendirmek üzere yönetim kurulu ile birlikte ilgili kurum ve kuruluşlarda iş ve işlemlerin yapılması, inşaatın pazarlık usulü ihale yöntemiyle yapılması konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesine” ilişkin olduğu, 11 nolu kararın ise “kentsel dönüşüm çerçevesinde kamu kurum ve idarelerine teminat ve taahhüt verilmesi, Kooperatifin kentsel dönüşüme girmesi yönünde karar alınması halinde kamu kurum ve kuruluşlarında konu ile ilgili iş ve işlemlerin yapılması, İmar mevzuatı gereği iş ve işlemlerin yapılması, ……. vs kurum ve kuruluşlarda iş ve işlemlerin yapılması, Bankalarda hesap açılması, hesabın kapatılması, hesaba para yatırılıp hesaptan para çekilmesi, banka internet şifresi alınması konularında yönetim kuruluna yetki verilmesine” ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf, Türk Ticaret Kanunu m.542/b hükmü uyarınca tasfiye kurulunun tasfiyenin gerektirmediği kararlar alamayacağını, kentsel dönüşüm kapsamında kooperatifin taşınmazlarının yıkımına ilişkin 10 ve 11 no’lu kararların bu kapsamda kararlar olduğunu, dolayısıyla tasfiye kurulunun bu konuda yetki aşımı yapması nedeniyle alınan kararların iptalini talep etmiştir.
Dosyada mübrez …… Belediyesi Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’nün davalı Kooperatif’e ait ….. parsel no.lu taşınmazlar hakkındaki karot çalışmaları yapıldığı ve söz konusu parseller üzerinde ki binaların depreme karşı yüksek riskli (%98) olması nedeniyle, taşınmazların derhal tahliyesi bildirilmiş, yıkım kararı alınmış ve iş bu yıkım kararının kesinleştiği anlaşılmıştır. …… Belediyesinin tespit ve kararları göz önünde bulundurulduğunda, kooperatife ait konutların yıkılarak yeniden yapılması konusunda insan sağlığı ve kamu güvenliği açısından zorunluluk bulunduğu tartışmasızdır. Ancak somut olaydaki sorun, tasfiye halindeki kooperatifin yönetim kurulunun kentsel dönüşüme ilişkin aldığı kararların TTK 542/b maddesinde ki sınırlamaya tabi olup olmayacağına ilişkindir. Bu nedenle yapı kooperatiflerinin amacının irdelenmesi gerekmektedir.
Kooperatiflerin esas amacı, kooperatif üyelerinin bazı ekonomik çıkarlarının karşılıklı yardım, dayanışma ve yararlandırma yolu ile sağlanması ve geliştirilmesidir. Bu anlamda kooperatifin amacı üyeleri için her türlü ekonomik çıkarların karşılanması olabilecektir. Günümüzde bu ekonomik çıkarların başında kişilerin konut edinme ihtiyaçları gelmektedir. Özellikle belirli gelir grubuna mensup bulunan insanların konut edinme gibi en temel ihtiyaçlarına tek başlarına çabalayarak ulaşabilmeleri çoğu zaman mümkün olamamaktadır. İşte konut yapı kooperatifleri bu ihtiyacı karşılamak amacıyla oluşturulmuş teşekküller olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kooperatifler Kanununun 81. maddesinin 2. fıkrasında “konut yapı kooperatiflerinin ana sözleşmede gösterilen işlerin tamamlanıp ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil ettirilmesinin ardından kooperatif amacına ulaşmış kabul edildiğinden ya dağılacaktır veya amacı değiştirilerek varlığını sürdürecektir” demektedir. Bu madde bir bütün olarak her ne kadar kooperatiflerin dağılma sebeplerini ortaya koymakta ise de, konut yapı kooperatifleri bakımından ferdileşmeyi ayrıca bir dağılma sebebi olarak düzenlemiş bulunmaktadır. Bunun anlamı, konut yapı kooperatiflerinde ferdi mülkiyete geçişin aynı zamanda kooperatifin tasfiye sürecine girerek, tüzel kişiliğinin sona ermesine yol açmasıdır.
Kanunun lafzından anlaşıldığı üzere yapı kooperatiflerinde konutların amaca uygun olarak yapımı, üyelere tahsisi ve ferdileşmenin sağlanmasıyla kooperatif amacını gerçekleştirmiş olacaktır. Somut olayda, her ne kadar davalı kooperatif konutları tamamlayıp üyelere teslim etmiş ise de, ferdileşmenin tamamlanmadığı, konutların kullanıma uygun olmadığı, yıkılıp yeniden yapılması gerektiği, akabinde ferdileşmenin sağlanabileceği, dolayısıyla davalı kooperatif açısından amacın henüz gerçekleşmediği aşikardır. Bu kapsamda tasfiye kurulunun kooperatifin amacını gerçekleştirmek için kentsel dönüşeme ilişkin alacağı kararlar kooperatif üyelerinin menfaatinedir.
Bu açıklamalar ışığında kentsel dönüşüme ilişkin alınan kararların TTK 542/b maddesinde ki sınırlamaya tabi olmadığı anlaşılmakla davacıların bu yöndeki iddiaları yerinde görülmemiştir. Netice itibariyle iptali talep edilen 10 ve 11 no’lu kararlara ilişkin kanun, esas sözleşme veya iyiniyet kuralına aykırılık bulunmadığı takdir ve sonucuna varılarak davacıların bu maddelere ilişkin iptal taleplerinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davalı kooperatifin 16/04/2022 tarihli genel kurul toplantısında alınan 8.maddenin 2.paragrafında yer alan “Ortaklardan 2022 Mayıs ayı dahil olmak üzere 12 ay süre ile aylık 150 TL aidat alınması” kararının gerekçeli çoğunluk sağlanamaması nedeniyle mutlak butlanla geçersiz olduğunun TESPİTİNE,
2-Davacı tarafın fazlaya ilişkin butlan ve iptal taleplerinin REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL başvurma harcı ile 80,70-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 195TL posta giderinin 97,50-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı vekili kendisini vekili ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/10/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır