Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/363 E. 2022/881 K. 10.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/363 Esas
KARAR NO : 2022/881

DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2022
KARAR TARİHİ : 10/10/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 08/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekillerinin davalıya inşaat işi yapıp ücretini aldığını, tanışık oldukları için sonradan davalının borç istediğini müvekillerinin borç verip senet aldığını, davalının borcunu ödemediğini, açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava konusu senedin iki ödeme günü olduğunu keşide tarihi bulunmadığını bu nedenle kambiyo vasfı bulunmadığını davacıya borçları olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Deliller; dava dilekçesi,cevap dilekçesi,ticaret sicil müdürlüğü cevabı,Büyükçekmece … İCM …. sayılı dosyası,30.000,00-TL bedelli bono fotokopisi, esnaf odası cevabı ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafından davalıya nakit para verilmesi karşılığında alınan senede dayalı takibe davlanın itirazın iptali istemine ilişkindir.
İİK’nın 67. Maddesinde itirazın iptali davası düzenlenmiş olup maddede takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi halinde borçlunun takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği düzenlenmiştir.
İtirazın iptali davaları icra takibine ve takipteki sebebe sıkı sıkıya bağlı davalar olup takipte hangi sebebe ve miktara dayanılmış ise yargılama da o miktar ve sebep üzerinden yürütülür. Öyle ki itirazın iptali davalarında ıslah yolu ile müddeabihin arttırılması da mümkün değildir.
Mahkemenin görevine dair kurallar kamu düzenine ilişkin olup 6100 HMK’nın m. 1 hükmü uyarınca mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir; m. 114(1)-c hükmüne göre de mahkemenin görevli olması bir dava şartıdır. Aynı Kanun’un m. 115 hükmüne göre ise, dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukuki ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukuki nitelemenin yapılması ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerekir.
6102 sayılı TTK m. 4 hükmünde, bir davanın ticarî dava niteliğinde olup olmadığının tespiti bakımından üç ayrı kıstas kabul edilmiştir:
(i) Bunlardan ilki, tarafların sıfatına ve işin ticarî işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ve başka hiçbir şart aranmaksızın TTK veya diğer kanunlarda ticarî sayılan davalardır (mutlak ticarî davalar). Mutlak ticarî davalar herhangi bir unsurun, bağlama noktasının veya sebebin davanın ticarî niteliğini değiştirmediği, mahkemenin kanaatinin rol oynamadığı davalardan olup; TTK m. 4(1) hükmünde (a) ilâ (f) bentlerinde sayılmıştır.
(ii) İkincisi ise, yalnızca bir ticarî işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticarî nitelikte kabul edilen davalardır. TTK m. 4(1)-son cümle hükmü uyarınca ikinci grup ticarî davalar, yalnızca bir tarafın ticarî işletmesini ilgilendiren havale, vedia (saklama) sözleşmesi ile fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalardır. Bu nevi davaların ticarî nitelikte sayılması için yalnızca bir tarafın ticarî işletmesiyle ilgili olması TTK’da gerekli ve yeterli görülmüştür.
(iii) Üçüncü grup ise, nispî ticarî davalar olup, TTK m. 4(1) hükmü uyarınca her iki tarafın ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticarî dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticarî dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticarî işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticarî iş niteliğinde olması veya ticarî iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticarî sayılması davanın ticarî dava olması için yeterli değildir. TTK m. 19/2 hükmü uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş niteliğindeki bir sözleşmenin diğer taraf için de ticarî sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira TTK, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı “ticarî iş” esasına göre değil, “ticarî işletme” esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticarî nitelikte olması tek başına davayı ticarî dava haline getirmez.
Davaya konu Büyükçekmece …. İCM ….. sayılı dosyasında bulunan 30.000,00-TL bedelli bononun incelenmesinde 03/03/2021 ve 05/01/2021 tarihli olmak üzere iki farklı vade tarihi içerdiği, b durumda senedin kambiyo vasfını yitirdiği ve medeni usul hukuku anlamında yazılı delil başlangıcı niteliğinde bulunduğu, kambiyo vasfının bulunmaması nedeniyle dava konusunun mutlak ticari dava sayılamayacağı, dosya arasında mevcut ticaret sicil müdürlüğü ve esnaf odası cevaplarına göre davacı ve davalının tacir olmadığı dolayısıyla mahkememizin görevli olmadığı genel görevli asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 114 ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin görevsizliğine, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla kararın kesinleşmesini müteakip 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara alınmasına,
4-Yargılama giderleri ve diğer hususların HMK.nun 331/2 maddesi gereğince Yetkili ve Görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
5-Sair hususların gerekçeli kararda açıklanmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

TASHİH ŞERHİ

Hüküm fıkrasının 2. Bendinde sehven “yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla ” yazıldığı karar yazım aşamasında anlaşıldığından Hüküm fıkrasının 2. Bendinin
“2-Mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla kararın kesinleşmesini müteakip 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, “
Şeklinde tashihine karar verilmiştir.
Dair, tarafların yokluğunda kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır