Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/342 E. 2022/1125 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/342 Esas
KARAR NO : 2022/1125

DAVA : 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 26/08/2021
İŞLEMDEN KALDIRILDIĞI TARİH : 12/09/2022
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 18/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 26/08/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. ile müvekkili banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden kendisine krediler kullandırıldığını, davalı … ‘nin ise kredi çeken …’nin kredi borçlarında imzaladığı 01/07/2014 tarih ve 100.000 TL bedelli kefalet sözleşmesi ile müteselsilen kefil olduğunu, kredi çeken … ve kefili davalı … ve diğer kefiline kat ihtarnamesi gönderildiğini, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiğini, fakat buna rağmen herhangi ödeme yapılmadığından tüm kredilerin muaccel hale geldiğini, alacağın tahsilini teminen Çorlu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı vekilinin borca itiraz ettiğini ve itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, davalıların yapmış olduğu itirazın serbest iradesi ile imzalamış olduğu kefalet sözleşmesi ve kredi alanın imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesine aykırı olduğu ve takip konusu borcunu ödemeyip takibin kötüniyetli olarak durmasına sebebiyet verdiği yapılacak yargılama sonucu sabit olacağını beyan ederek icra dosyasına yapılan itirazların iptali ile takibin davalı …. yönünden 100.000 TL üzerinden devamına, davalının %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin 06/12/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresinin Silivri olduğunu, işbu davaya bakmaya yetkili mahkemenin de Silivri’nin bağlı olduğu İstanbul Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, ayrıca işbu davada Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, davacı banka tarafından müvekkiline yalnızca borçlunun kredi kartına istinaden kefil olacağı belirtilerek bu hususa ilişkin kefalet sözleşmesi imzalatıldığını, müvekkilinin kefil olduğu kredi kartına ilişkin borç ödenerek müvekkilinin kefilliğinin de son bulduğunu, ancak davacı banka tarafından müvekkilinden habersiz olarak borçluya farklı farklı krediler kullandırılmış ve sanki müvekkili de bu kredilere kefil olmuş gibi işlemler tanzim edildiğini, fakat müvekkilinin bu kredilere kefil olmak gibi bir iradesinin söz konusu olmadığını, müvekkiline gerekli aydınlatmalar yapılmadan bir takim evraklar imzalattırılmış ise de bu belgelerin müvekkilinin iradesini yansıtmadığını ve müvekkili yönünden tamamen geçersiz olduğunu, müvekkilinin imzalamış olduğu kefalet sözleşmesinin kanunun aradığı şartları taşımadığını, dava konusu genel kredi sözleşmesine istinaden borçluya kullandırılan kredilerin müvekkili ile müzakere edilmeden sözleşmeye dahil edildiğini ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde müvekkili aleyhine dengesizliğe neden olduğunu, ailenin korunması amacıyla kefalette eş rızası şartı getirildiğini, davacı tarafından müvekkilime yöneltilen bu borcun dava dışı borçlu tarafından ipotekle teminat altına alınmış bir borç olduğunu, ancak davacının alacağını öncelikle borçludan tahsilini istemek yerine kötü niyetli olarak doğrudan müvekkilinden istediğini, bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek öncelikle yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilmesini, davanın reddine karar verilmesini, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
HMK 150. Maddesinde usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan tarafların, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği ve işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davanın, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılacağı ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kaydın kapatılacağı düzenlenmiştir.
Davacı veya vekili tarafından takip edilmeyen dosyanın 12/09/2022 tarihinde işlemden kaldırıldığı İşlemden kaldırıldığı ve bu tarihten itibaren yasal üç aylık süre içerisinde dosyanın yenilenmediği anlaşıldığından 13/12/2022 tarihi itibariyle davanın HMK 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle
İşlemden kaldırıldığı tarihten itibaren yasal süresi içerisinde yenilenmeyen iş bu davanın HMK 150. maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL karar harcının mahkememiz veznesine yatırılan peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Bakiye avansın karar kesinleşince yatırına iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır