Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/315 E. 2022/370 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/315 Esas
KARAR NO : 2022/370

DAVA : 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (Alacak)
DAVA TARİHİ : 28/03/2022
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkili banka tarafından borçlu …… Tekstil San. ve Tic. A.Ş.’ye tanınan kredi limiti çerçevesinde imzalanan kredi sözleşmelerine dayanılarak kredi kullandırıldığını, müvekkili bankaya büyük miktarda borçları bulunduğunu, müvekkili bankaya olan borçların ödenmemesi, yasal ve sözleşmesel yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine ihtarname ile hesapları kat edildikten sonra davalı-borçlu şirket tarafından 29.09.2020 tarihinde konkordato talepli olarak Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı davası açıldığını, davaya 24.02.2021 tarihinde müdahil olunduğunu, yapılan yargılamada; müvekkilinin kredi borçlusu-davalı firma lehine mahkemece 28.02.2021 tarihi itibariyle 1 yıl kesin mühlet kararı verildiğini, İlk derece mahkemesince 24.02.2022 tarihli duruşmada konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, mahkemece tasdik edilen konkordato projesinde, müvekkili bankanın alacağı 850.411,39-TL olarak kabul edildiğini, bu alacağın 60 aylık vadede ve herhangi bir oranda gecikme zammı uygulanmaksızın ödenmesine karar verildiğini, tasdik edilen konkordato projesinde müvekkili banka alacağının 850.000,00-TL olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bakiye 190.250,45-TL’lik alacağınında konkordato projesi kapsamında ödenmesine; davalının konkordato vaadine aykırı davranması halinde müvekkili banka alacağının tüm fer’ileriyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini, davalının alacağın bir kısmını kabul etmemesi ve mahkemece de projeye müdahale edilmeyerek banka alacağına konkordato projesinde eksik olarak yer verilmesi taraflar arasındaki sözleşmelere aykırı olduğunu, konkordato kesin mühlet kararından sonra konkordato komiserliği tarafından alacaklılar alacaklarını bildirmeye davet edildiğini ve 13.09.2021 tarihi itibarı ile 1.040.661,84-TL alacağın dayanakları ile birlikte komiser heyetine bildirildiğini, borçlu tarafından, 24.11.2020 tarihli konkordato ön projesinde müvekkili banka alacağının, şüpheli alacakları arasında yer verilmeksizin, tamamen kabul edilmişken, komiser heyeti kesin mühlet ara raporundan anlaşıldığı üzere son aşamada alacağının bir kısmının reddedildiğini; 29.12.2021 tarihli raporda, borçlu tarafından kabul edilen tutarın 850.411,39-TL olduğu belirtildiği ve çekişmeli bulunan alacak kısmı 190.250,45-TL olarak açıklandığını, taraflar arasında akdedilmiş Genel Kredi Sözleşmesi’nin Kredinin Geri Ödenmesi, Vadeden Önce Ödeme ve Kredinin Erken Kapatılması başlıklı 7.3.1. Numaralı kısmı: ” Müşteri anapara ile buna kâr payı, vergi, harç, resim, fon, masraf ve sair maliyetlerin eklenmesi sureti ile doğacak tüm borçlarını belirlenecek vade ve miktarlara göre geri ödeyecektir. Borcun ödenme vade ve miktarları ve sair hususlarda Müşteri’nin, …… tarafından yazılı olarak kabul edilen bir talimatı veya düzenlemesi olmaması halinde …… kayıtlarında (geri ödeme tablosunda) yer alan vade ve miktarlarda geri ödemeler yapılacaktır.” şeklinde olduğunu, yine Bankanın Haklarının Saklı Tutulması ve Diğer Hakları Başlıklı 17.3.1-2 Numaralı kısmı da: ”17.3.1. Müşteri, ……’ın feri alacak, kira, taksit tahsili, fesih bildirimi ve kanun gereği haklarını saklı tutması gereken durumlarda, işbu sözleşmenin aynı zamanda asıl borca bağlı feri hak ve alacakların saklı tutulması için bildirim hükmünde olduğunu, ……. ’ın kayıt ve defterlerine göre belirlenecek tüm borçlar ile borçların vadesinde ödenmemesi halinde kanun ve sözleşme gereği borçların vadesinde ödenmemesinin tüm sonuçlarına ilişkin feri borçların tamamı ödeninceye kadar borçluluk halinin devam edeceğini peşinen kabul eder. 17.3.2. …… kayıtlarında temerrüdün sonuçlarına ilişkin feri alacaklar hakkında alacak/borç kayıtlarının yer almamış olması, bunların ihtar, hesap özeti ve saire ile sonradan talep, tahsil edilmeyeceği anlamına gelmez.” şeklinde olduğunu, davalının 24.11.2020 tarihli Konkordato ön projesinde müvekkili banka alacağına şüpheli alacaklar arasında yer verilmemesine rağmen tasdik kararına esas projesinde 190.250,45-TL’lik kısmının kabul edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, öncelikle, davalının tenzilat konkordatosu talep etmemesine rağmen ve ön projede banka alacağını kabul etmesine rağmen, kesin kabulü müteakiben bu alacağın bir kısmını reddetmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, davalının müvekkiline olan borcunun kısmen proje kapsamına dahil edilmemesindeki “alacaklara geçici mühlet tarihi itibari ile faiz işlemeyeceği, ayrıca geçici mühlet tarihinden önce borçlunun ödemelerinde gecikme veya borçlunun temerrüdü sözkonusu olmadığından herhangi bir gecikme faizi hesaplanamayacağı” gerekçesi, müvekkili banka alacağının hukuki niteliğine, konkordatonun amacı ve niteliğine aykırı olduğunu, İcra İflas Kanunu 308.maddesi b fıkrası gereğince çekişmeli alacağın kabul edilmeyen, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 190.250,45-TL’lik kısmının tespiti ile konkordato projesine dahil edilerek müvekkili bankaya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı-borçlu taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacı tarafça peşin karar ve ilam harcının eksik yatırıldığı anlaşılmakla 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30.maddesi uyarınca eksik harç tamamlanmadan davaya devam olunamayacağından davacı vekiline bu konuda süre verilmiş ve eksik harcın verilen süre içerisinde tamamlandığı görülmüştür.

GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde, dava şartları açıkça sayılmış ve 114/ 2. maddesi gereğince diğer kanunlarda sayılan dava şartlarına da atıfta bulunmuştur. 6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir. TTK’nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde getirilen düzenleme ile arabuluculuk müessesesine başvurunun bir dava şartı olduğunu benimsenmiştir. Dava şartı medeni usul hukukuna ait bir kurumdur. Bunun amacı bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek; böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır. Dava şartları dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denir. Mahkeme dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit ederse davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hâkim tarafından re’sen gözetilir.
Dava konusu dosya incelendiğinde; davanın İİK’nun 308/b maddesi uyarınca konkordato dosyası kapsamında çekişmeli alacaklar için açılmış bulunan dava olduğu, davanın hukuki niteliği itibariyle alacak davasının hüküm ve sonuçlarını haiz olduğu, davanın para alacağı talebini içermesi nedeni ile 6102 sayılı TTK’nun 5/A ve 6325 sayılı kanunun 18/A maddesi uyarınca dava şartı olarak arabuluculuğa tabi davalardan olduğu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesinin 23/09/2021 tarih 2021/1219 Esas 2021/1348 Karar, 13.Hukuk Dairesinin 12/11/2020 tarih 2020/1616 Esas 2020/1268 Karar, aynı dairenin 23/02/202 tarih 2022/290 Esas 2022/287 Karar ve 14.Hukuk Dairesinin 02/12/2021 tarih 2021/2003 Esas 2021/1506 Karar sayılı sayılı kararları da aynı istikamettedir), dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmamış olunması nedeni ile dava şartının eksik olmasından dolayı davanın usulden reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın arabuluculuğa başvuru dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL red karar harcın mahkememiz veznesine yatan peşin harçtan mahsubu ile fazla harcın karar kesinleşince ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
21/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır