Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/202 E. 2022/633 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/202 Esas
KARAR NO : 2022/633

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 01/08/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davacı Müvekkillerinin ortağı olduğu şirketlerin, lehtar ve hamili olduklarına 14/01/2019 tarihli ve 100.000 TL meblağlı 1 adet çeki cirolayarak, ticari faaliyet nedeniyle davalıya verdiğini, çekin ibrazında karşılıksız çıktığını, mezkur çeke karşılık davalıya 83.100 TL ödeme yapıldığını, ayrıca ……. seri nolu 5.000 TL meblağlı ve …… seri nolu 5.752 TL meblağlı, toplam 10.752 TL meblağlı 2 adet çek verdiğini, davalının da 15/04/2019 da Bankadan 1.600 TL çek garanti bedelini tahsil ettiğini, durum bu iken davalı tarafın Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ……. E.sayılı dosyası ile davacı müvekkillerinin ortağı olduğu 2 şirket ve Dava dışı diğer ortağa karşı 58.328,77 TL Alacak talebi ile takip yapıldığını, itfa nedeniyle takibin iptali talebi ile dava açıldığını ve tedbirin takiben durdurulmasının talep edildiğini, fakat Mahkemenin sadece
…… İsi İşlem San.Tic.Ltd.şti yönünden takibin 34.000 TL’lik kısımın durdurulmasına karar verildiğini, davalı tarafın bir kısım Borçlular yönünden takibin devamı yönündeki Mahkeme kararı ile oluşan fiili durumu suiistimal ettiğini tüm dosya borcu üzerinden haciz yaptığını, cebri icra tehtidi ile haciz ve muhafaza baskısı altındaki davacıları borcu üstlenmeye mükerrer ve fazla ödeme yapmaya zorladığını, davalı taraf önce çekin önemli bir kısımının ödendiğini bildiği halde bakiye borcun 2 katı kadar bir miktarı üzerinden takip yaptığını, sonrada takip sonrası ödemelerle icra borcunun çok az bir bakiyesinin kaldığını bildiği halde tüm dosya borcu üzerinden haciz talimatı alarak ….. Makine Kalıp İth.ihrc.san Tic.ltd.şti adresine hacize geldiğini, haciz mahallinde borcunu karşılar şekilde Davalı vekiline 20.000 TL ödediğini, cebri icra tehtidi altında yapılan bu ödeme ile tüm dosya borcunun sona erdiğini, Davalının bununla da yetinmediğini Davacıları tamamıyla ödenmiş dosya borcu ödenmeye zorladığını, cebri icra tehtidi ile haciz ve muhafaza baskısı altındaki Davacılara, 52.000 TL bono düzenletildiğini, Davalı tarafın haciz tarihi itibariyle tamamıyla ödenmiş olan borcu tekrar talep ettiğini, …. tezgahlarını ve bilgisayarlarını haczetiğini, 72.380,94 TL ödenmediği taktirde muhafaza edeceğini söylediğini davacı müvekkillerinin ticari faaliyetlerini devam ettirebilmek ve ihale ve gizlilik sözleşmesinin ihlali nedeniyle oluşabilecek zararın önüne geçmek için 52.000 TL meblağlı 4 adet bonoyu düzenleyerek, Davalıya vermek zorunda kaldığını, Müvekkillerinin böyle bir borcunun olmadığını belirterek 26/08/2019, 09/09/2019, 23/09/2019, 07/10/2019 vadeli ve toplam 52.000 TL meblağlı bonolar hakkında 3.kişilere ciro ve devir edilmemesi, ve icraya konu edilememesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Netice itibariyle; Davacının itilaf konusu olan; Cebr-i icra tehtidi altında tanzim edilerek verilen ve Davalı açısından mükerrer tahsilat ve sebepsiz zenginleşme sağlayan 26/08/2019, 09/09/2019, 23/09/2019, 07/10/2019 vadeli ve toplam 52.000,00 TL meblağlı 4 adet bono ile ilgili olarak, öncelikle ciro/devir ve icra takibine konu edilmemesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesi, borçlu olmadığının tespiti, bonoların iptali ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talepli menfi tespit davası açıldığı, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesine talep etmişlerdir.

Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davalı usule ilişkin olarak, bir kimsenin ödediği parayı geri alması için istirdat davası açılması gerektiği, davada Çerkezköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu, esastan ise karşı tarafın ödemelerine ödem gününden üzerinden 2 gün geçmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, karşı tarafa bonoların! alabileceği söylenmiş olmakla birlikte kendilerinin almadıklarını, istenirse Sayın Mahkemeye aynı gün içinde bonoları sunulabileceğini, karşı tarafın 2 adet çek karşılığında ve toplam 10.752 TL bir ödemenin yapılmadığını, böyle bir evraktan haberdar olunmadığını, 4.000 TL bedelli banka dekontunun da icra takibinden sonra yapıldığını, Davacılara karşı açılmış icra takibi bulunmadığından mükerrer takip yapıldığı iddiasının yersiz olduğunu, hukuki yarar yokluğundan davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmişlerdir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava , 4 adet bonodan borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacının dava dilekçesinden özetle, 14.01.2019 tarihli 100.000TL bedelli çeke ilişkin ödemelerin yapıldığını, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasında icra takibinde yapıldığı, Küçükçekmece ….. İcra hukuk mahkemesi …… esas sayılı dosyasında kısmi ödeme nedeniyle takibin durdurulması talep edildiği, haciz mahallinde 20.000TL ödeme yapıldığını, cebri icra tehditi altında 52.000TL bono düzenlendiğini, böyle bir borcun olmadığını, bonoların mükerrer tahsilat ve sebebsiz zenginleşme teşkil ettiğini, 4 adet bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile bononun iptalini talep ettiği,
Davalının cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunduğu, davanın hukuki yarar yokluğundan reddini talep ettiği, arabulucuk tarihinde borcun mevcut olduğunu, dosya borcunun 06.09.2019 tarihinde ödendiğini, taraflarınca bonoların alınabileceğini davacı tarafa söylendiğini, davacı tarafın arabuluculuk ücreti ödemek istememesi üzerine bonoların davacı tarafça alınmadığını, davanın açılmasına sebebiyet verenin davacı olduğunu, hukuki yarar yokluğundan davanın reddini talep ettiği,
Dosyanın yapılan incelemesi sonucunda, mahkememizin yetkili olduğu, davanın menfi tespit davası olduğu, davacı tarafın 100.000TL’lik çek suretini, davalıya yapılan ödemeleri, taraflar arasındaki bononun verilmesine sebep protokolü, bono fotokopilerini, arabuluculuk son tutanağını ibraz ettiği, arabuluculuk sürecinin 26.08.2019-13.09.2019 tarihleri arasında olduğu, yine davacı tarafça sunulan tahsilat makbuzunun Küçükçekmece …. İcra Dairesinin …… icra dosyasına ilişkin 06.09.2019 tarihli 53.760,00 TL bedelli ödemeye ilişkin olduğu, son arabuluculuk tutanağında 4 adet senedin iadesinin istenildiği, davalı tarafın bono bedelleri ödendiğinden 4 adet bononun iadesini kabul ettiği, başvurucu vekilinin bono iadesini kabul ettiği, ancak bonoların tanzim tarihi itibariyle borçlu olmadıkları için arabuluculuk ücretini ödemeyi kabul etmediği,
Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü dosyasının 14.01.2019 keşide tarihli 100.000TL bedelli çeke ilişkin olduğu, icra dosyasında 16.07.2019 tarihinde haciz yapıldığı, Küçükçekmece …. İcra Hukuk dosyasının celp edildiği, bonoların mahkeme kasasına alındığı, bilirkişiden rapor alındığı,
Mahkememizce yapılan ilk yargılama sonucunda davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, kötüniyet tazminatı yasal şartları oluşmadığından reddine, davaya konu 4 adet bononun davacıya istemi halinde iadesine karar verildiği, kararın davacı tarafça istinaf edildiği, İstanbul BAM …… HD’nin …… esas ….. karar sayılı kararından özetle;”…Davacı taraf Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosya borcunun ve bu dosya borcu için verildiği iddia edilen bonoların bedelini ödediği iddiasında olduğundan, icra takibinin tarafı olmamaları nedeniyle genel hükümler doğrultusunda eda davası niteliğinde olan bonoların istirdadını talep edebilecek iken, bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmekte hukuki yararı olmadığından, davacı vekilinin İİK 72. maddesi kapsamında %115 oranında teminat karşılığı istirdat davası açılmasının beklenmesinin hukuki yarar olarak kabul edilemeyeceğine ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir….Yargıtay’ın istikrar arzeden kararları ve Yargıtay HGK’nun 18.01.2012 tarihli, E:……, K:……. sayılı kararında belirtildiği üzere, borçlunun dosya borcunu icra dosyasına ödedikten sonra menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Borç ödendikten sonra fazla ödeme iddiasının mevcut olması halinde fazla ödediği paranın geri alınmasına yada takibin dayanağı bonoların iadesine ilişkin istirdat davası açılması gerekir….davacı tarafça fazla ödendiği iddia edilen miktar ile bedelinin ödendiğini iddia ettiği bonoların istirdadı yerine menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davacı vekilinin menfi tespit davası açmakta hukuki yararlarının olduğuna ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir… Menfi tespit davasında kötü niyet tazminatına karar verilebilmesi için, davalı alacaklının takibi haksız ve kötü niyetle başlatmasının yanında İİK 72/5. maddesi uyarınca davanın borçlu lehine sonuçlanması gerektiğinden, görülmekte olan davada mahkemece borçlu – davacının açtığı dava hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddedildiğinden, İİK 72/5. maddedeki koşul gerçekleşmediğinden, davalının bile isteye kanuna açıkça aykırı, haksız ve kötü niyetli hareket ettiği halde kötü niyet tazminatı talebinin reddi kararının hukuka aykırı olduğuna ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir…Mahkemenin kabul şekline göre menfi tespit davasının hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi sebebiyle HMK 326. maddesi uyarınca yargılama giderleri aleyhine karar verilen taraf olarak (HMK 323/1-f maddesi uyarınca davacı yararına hükmedilecek vekalet ücreti ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. Maddesi gereği ara buluculuk ücreti yargılama gideri olduğundan) davacı üzerinde bırakılması ve davacı yararına ücrete hükmedilmemesinde yasaya aykırılık olmadığından istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir… Kararın verildiği tarih itibariyle yürürlükte olan 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi uyarınca davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı ücrete hükmolunması gerekir. Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde Asliye Mahkemeleri için yazılı miktar 4.080,00 TL olup mahkemece Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.560,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, karar verildiğinden, yasal düzenlemeye aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf sebebinin kabulüne karar verilmesi gerkmiştir….HMK 326. maddesine uyarınca yargılama giderleri aleyhine hüküm verilen taraftan tahsil edilmesi gerektiğinden ve mahkemece davanın reddine karar verildiğinden, verilen kararın niteliğine göre 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi ve HMK 326. maddesi uyarınca arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsiline karar verilmesinde yasal düzenlemelere aykırılık olmadığından istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir…Davacı tarafça, dava dilekçesinin hiçbir bölümünde senetlerin istirdadı talep edilmediği halde mahkemece istirdat talebinin sonucunu elde eder şekilde senetlerin talep halinde davacı tarafa iadesine karar vermesi HMK 26. maddesine aykırı olduğu gibi, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, davacı yönünden davanın kabulü sonucunu doğuracak şekilde senetlerin davacı tarafa iadesine karar verildiğinden gerekçe ve hüküm fıkrası birbire aykırı olmuştur…” denildiği,
Mahkememizce kaldırma kararı uyarınca yargılamaya devam olunduğu, BAM kaldırma kararındaki gerekçe de dikkate alınarak, davacıların menfi tespit davası açmasında icra takibinin tarafı olmamaları nedeniyle bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmekte hukuki yararı olmadığından davanın reddine karar verildiği, menfi tespit davasında kötü niyet tazminatına karar verilebilmesi için, davalı alacaklının icra takibini haksız ve kötü niyetle başlatması ile İİK 72/5. maddesi uyarınca davanın borçlu lehine sonuçlanması gerektiği, iş bu davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verildiği, İİK 72/5. maddesindeki koşul gerçekleşmediğinden, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği, Mahkeme kasasına alının 4 adet bononun, iş bu davanın menfi tespit davası olması, davacıların istirdat talebinin olmaması, 21/10/2020 tarihli ön inceleme oturumunda davacılar vekilinin; ayrıca biz fazla ödemelerin istirdatı için ayrı bir dava açtık bu davada sadece bonoların iptali ve kötüniyet tazminatı talebimiz vardır şeklindeki beyanı da dikkate alınarak, bonoların ibraz eden davalı tarafa iadesine karar verildiği, kararın verildiği tarih itibariyle yürürlükte olan 2022 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi uyarınca davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı ücrete hükmolunması gerektiği de dikkate alınarak vekalet ücretine hükmedildiği, HMK 326. maddesine uyarınca yargılama giderleri aleyhine hüküm verilen taraftan tahsil edilmesi gerektiğinden ve mahkememizce davanın reddine karar verildiğinden, verilen kararın niteliğine göre 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi ve HMK 326. maddesi uyarınca arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan menfi tespit davasının hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,
2-davacıların kötü niyet tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
3-yargılama sırasında Mahkeme kasasına alınan dört adet bononun, ibraz eden davalı tarafa geri iadesine
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 888,03.-TL peşin harcından mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 807,33‬.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
7-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri 44 HD’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/07/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır