Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/163 E. 2022/771 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/163 Esas
KARAR NO : 2022/771

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 15/02/2022
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : :29/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; dava konusu ……. Çek seri nolu 31.10.2021 keşide tarihli keşidecisi … olan150.000,00 TL bedelli çek, …… çek seri nolu 30.08.2021 keşide tarihli keşidecisi … olan 15.000,00 TL bedelli çek, ……. çek seri nolu 31.10.2021 keşide tarihli keşidecisi … olan15.000,00 TL bedelli çeklerin olduğu, bankaya tahsil için tevdi ve teslim edilen bu 3 adet çekin banka tarafından kaybedilmiş olması nedeni ile müvekkil toplam 180.000,00 TL zarara uğradığını, müvekkili davacı, çekleri kaybetmiş olan bankadan bu zararının karşılanması ve çek bedellerinin kendisine ödenmesini talep ettiği, ancak banka ile yapmış olduğu tüm görüşme ve tüm ihtarlara rağmen çek bedelleri ödenmemiş olduğundan banka hakkında Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’ nün …. E. sayılı dosyası kapsamında takibe geçildiği, davalı tarafından ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiği, finansal piyasalardaki güven ve istikrarın sağlanması, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışması, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması ve güvenli bir parasal işleyişin temini gibi amaçları yerine getirme noktasında ticari hayatın en önemli unsurlarından birisi banka olduğu, çeklerin davalı banka tarafından kaybedilmesi nedeniyle müvekkil kambiyo hukukunun kendisine sağladığı imkanlardan da mahrum kaldığı, çeklerin karşılıksız kalması halinde bankanın ödemekle yükümlü olacağı çek yaprak bedellerinden mahrum kaldığı, keşideciler hakkında karşılıksız çek şikayeti, çeklerin karşılıksız kalmasına sebebiyet verilmesi şikayet hakkından da mahrum kaldığını, keşideciler haricinde cirantaları takip hakkı ve çekteki cirantalardan alacağı tahsil etme imkanından da mahrum kaldığı, dolayısı ile çek bedellerinin tahsili için kambiyo hukukunun kendisine sağlayacağı tüm avantaj ve kolaylıklardan da mahrum kalarak, alacağının tahsili imkansız hale geldiği, tahsil amacıyla davalı bankaya teslim edilen 3 adet çek bankanın sorumluluğu aşamasında kaybedilmek suretiyle zayi olduğundan, davalı bankanın kusuru nedeni ile mağdur olan ve zarara uğrayan müvekkilin zararının çekleri kaybeden banka tarafından tazmin edilmesi gerektiğini beyan ederek Davalı (Bakırköy …. İcra Müdürlüğü …… E. Sayılı dosyası borçlusu) tarafından yapılan itirazın iptali, takibin devamına karar verilmesi ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacı taraf huzurdaki davada müvekkil Banka nezdindeyken irade dışında elden çıkan çekler sebebiyle zarara uğradığını bu zararın müvekkil banka tarafından karşılanmasını talep ettiği, davacı taraf herhangi bir zarara uğramamışken müvekkil Banka’dan tazminat talep edemeyeceğini, davacı tarafın ödeme alamadığını iddia etmiş olduğu çekler hakkında müvekkil banka tarafından İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi …. E. Sayılı dosya ile kıymetli evrak iptal davası açıldığı, dava derdest olup Mahkemenin kararı beklendiğini, Bir an için davacının dava hakkı olduğu düşünülse dahi davacı taraf iptal talepli açtığımız huzurdaki davadaki çekler açısından alacağını tahsil edebilmek için öncelikle çek keşidecilerine ve cirantalarına karşı alacağın tahsili için icra takibi yoluna başvurması gerektiği, çek keşidecisinin borcu (eğer varsa) çekin iptal edilmiş olması nedeniyle sonlanmayacağını, davacının çek keşidecisine ve diğer cirantalara başvurması gerektiğini, davacının bu başvuru sonucunda alacağını tahsil edememesi alacağın icra dosyasından aciz vesikası alması şart olduğunu, çekten kaynaklanan borç her ne sebeple olursa olsun keşideci ve cirantalar tarafından ödenmesi gerektiğini, çek keşidecisi ve cirantaların sebepsiz zenginleşmesi sonucu doğacak bu da ticaret hayatında hakkaniyetsiz bir durum oluşacağını, çekten kaynaklanan borcun müvekkil bankayla hiçbir ilgisi olmadığını, ödemenin müvekkil banka tarafından yapılması hakkaniyetsiz olacağını, müvekkil bankanın sorumluluğunun tartışılabilmesi için ilk şart davacının keşideci, cirantalara başvurması ve alacağını tahsil edememesi ve aciz vesikası olduğunu beyan ederek Davacı tarafından açılan davanın öncelikle sıfat yokluğundan davanın usulden reddine, Mahkemenizce davanın esasına geçilmesi halinde yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen nedenlerle esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, arabuluculuk ve dava Vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının … borçlunun ….. bank A.Ş. olduğu, takibe konu alacağın 180.000,00TL olduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiği takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, çeklerin zayi olmasından kaynaklı başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; 3 adet çekin davacı tarafından davalı bankaya tahsil için tevdi ve teslim edildiği, çeklerin banka tarafından kaybedilmesi nedeniyle zarara uğradığını, Yargıtay 19 HD’nin emsal içtihatları uyarınca davacının davalı haksız fiilinden kaynaklı zararlarını davalıdan talep edebileceğini, davalının çek kaybı nedeniyle davacının çek yaprak bedellerinden , karşılıksız kalma şikayet hakkından , önceki cirantalara başvuru hakkından mahrum kaldığını bu nedenle davacının çekleri kaybeden bankadan zararın tazmini talep ettiği,
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; yetki itirazında bulunduğu, pasif husumet itirazında bulunduğu, çeklere ilişkin kıymetli evrakın iptali açıldığını, davacının çek alacaklarını tahsili için keşideci ve cirantalara karşı alacağın tahsili için icra takibi yoluna başvurması gerektiğini, bu başvuru sonucunda alacağın tahsil edilememesi nedeniyle icra dosyasından aciz belgesi almasın gerektiğini bu belgeninde davalı banka sorumluluğu için yeterli olmadığını dava dışı borçluların davacının alacağına kavuşmasını engelleyici davranış ve tasarruflarını ispat etmesi gerektiğini, davanın reddini talep ettiği,
Tahsil için bankaya verilen çeklerin zayi olması nedeniyle davacının üç adet çeke ilişkin bu çeklerin keşidecisi ve cirantalarına karşı icra takibi yapıp yapmadığı, bu kişilere karşı alacak davası açıp açmadığı, keşideci ve cirantalardan çek bedellerini tahsil edip edemediği, çek hesaplarında çek bedellerinin ibraz tarihinde bulunup bulunmadığı, bankanın çeki kaybettiği tarih ile davacının keşideci aleyhine hukuki yollara başvurması gereken makul süre içerisinde var ise çek hesabında para bulunması halinde bulunan paranın tahsilinin imkansız hale gelip gelmediği, bu zaman aralığında keşidecinin malvarlıklarını elinden çıkarıp çıkarmadığı, davacının icra takibine konu alacağı davalıdan talep edip edemeyeceği, davalının varsa icra takibinden kaynaklı sorumlu olduğu miktarın hesaplanması, davalının husumet itirazı, hukuki yarar itirazına ilişkindir.
Emsal İstanbul BAM 43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/726
KARAR NO : 2022/326 nolu ilamında;
“Bankaya tahsile verilen senedin kaybolması nedeniyle senedi tahsile veren davacının bankaya karşı davası açabilmesi için zararın ancak senet ilgilisine başvurulup, alacağın tahsil edilmemesi sonucu doğduğu durumlarda mümkündür. Bununu yanı sıra senedin kaybolması ile zarar arasında uygun illiyet bağının kanıtlanması gerekir. Başka bir anlatımla, senetlerin kaybolmaması halinde tahsilinin mümkün olduğunun davacı tarafından ispatlanması zorunludur.
…. bankanın zarardan sorumlu tutulması için sadece senet borçlularına müracaat edilmesine rağmen alacağa kavuşulamamış olması yeterli olmayıp, senetlerin vade tarihleri itibarıyla tahsilinin mümkün bulunduğu ve borçlunun veya borçluların vade tarihi ile takibin kesinleştiği tarih arasında mal varlığının elinden çıktığının ve senetlerin bu nedenle tahsil edilemediğinin ayrıca ispat edilmesi gerekir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 26/12/2011 tarihli, 2010/5698 E- 2011/17644 K sayılı kararı) Davacı tarafından, bu hususları ispata elverişli delil sunulamamış olmasına göre, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.”
Emsal YARGITAY Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2018/11-835
KARAR NO : 2021/1569 ilamından özetle;
“….Görüldüğü üzere davalı banka, aralarındaki sözleşme gereğince davacı tarafından kendisine teslim edilen çeki kaybederek objektif özen yükümlülüğüne açıkça aykırı davranmıştır. Davacı tarafından asıl borçlu aleyhine yapılan takip ve açılan davalar gözetildiğinde yapılması gereken tüm hususlar yerine getirilmesine rağmen davacının alacağına kavuşamadığı ve dolayısıyla davacının zararının varlığının aşikâr olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte davalı bankanın bu zarardan sorumlu tutulabilmesi için davalının borca aykırı eylemi ile davacının oluşan bu zararı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Başka bir deyişle uygun illiyet bağının varlığı için davalının eylemi olmasaydı davacının, dava konusu çekin keşide tarihi itibariyle alacağına kavuşma ihtimali bulunmalıdır. Eğer dava konusu çek kaybedilmeseydi dahi davacının gerekli hukukî yollara başvurmasına rağmen alacağına kavuşmasının mümkün olmadığı sonucuna varılıyorsa illiyet bağının varlığından bahsedilemeyecektir.
28. O hâlde, davacının zararını ispat ettiği ve buna karşılık davalı bankanın ise kendi kusursuzluğunu ispat edemediği gözetildiğinde davalı bankanın zarardan sorumlu olabilmesi için ayrıca bankanın çeki kaybettiği tarih ile davacının keşideci aleyhine hukukî yollara başvurması gereken makul süre içerisinde var ise çek hesabında bulunan paranın tahsilinin imkânsız hâle gelmesi veya bu zaman aralığında keşidecinin malvarlıklarını elinden çıkarması olgusunun kanıtlanması gerekmektedir. Mahkemece anılan hususlarda hiçbir araştırma ve değerlendirme yapılmadan eksik incelemeye dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu itibarla bu hususlarda araştırma ve değerlendirme yapılıp neticesine göre bir karar verilmelidir.
29. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; davacının dava tarihi itibariyle giderilmemiş olan zararına davalı vekil hamilin özensizliğinin yol açtığı hususunun tartışmasız olduğu, davalı bankanın ihmalî nitelikteki eylemi ile zarar arasında illiyet bağının varlığının davacı tarafından ispatlandığı, dava konusu çek kaybedilmemiş olsaydı dahi davacının alacağına kavuşamayacağı yönündeki savunmanın illiyet bağını kesen bir husus olduğu ve dolayısıyla illiyet bağının kesildiğinin davalı banka tarafından ispatlanması gerektiği, dosya kapsamından davalı bankanın illiyet bağının kesildiği hususunu ispatlayamadığı, bu nedenle direnme kararının onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de; bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
30. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.”
Dosyanın yapılan incelemesinde davalı bankanın , davacı tarafça kendisine tahsil için verilen davaya konu üç adet çeki kaybettiği, bu nedenle zayi davası açtığı, davalı bankanın çekin kaybedilmesinde kusurlu olduğu, çekin kaybı nedeniyle süresinde ibraz edilememesinden kaynaklı çeke yönelik bir takım hakların kaybedildiği, davacının davalıdan alacak talebinde bulunabilmesi için güncel Yargı içtihatları uyarınca senet ilgilisine başvurulup, alacağın tahsil edilmemesi sonucu doğduğu durumlarda mümkün olacağı, bunun yanı sıra senedin kaybolması ile zarar arasında uygun illiyet bağının kanıtlanması gerektiği, yani senetlerin kaybolmaması halinde tahsilinin mümkün olduğunun davacı tarafından ispatlanması zorunlu olduğu,
Çeke ilişkin kayıtların bankalardan celp edildiği, çek ön ve arka yüz görüntülerinin dosya arasına alındığı, davalının ihbar talebi üzerine ihbar işlemlerinin yapıldığı, üç adet çekten birisinin keşidecisi …’un 16.4.2022 tarihinde vefat ettiği, diğer iki çekin keşidecisinin Mahkeme dosyasına yazılı beyanda bulunduğu, çeklerin tutarlarının vadelerinde yatırıldığını, çek tarihlerine ait hesap bakiye dökümlerinin sunulduğu, çek tutarlarının halen hesapta bekletildiğini, çeklere ilişkin ödeme yasağı kararı olduğunu, çeklerin ödenmesi ile ilgili sorumluluklarını yerine getirdiğini söylediği, sunulan belgelerden çeklere ilişkin bakiyelerin bulunduğunun anlaşıldığı, vefat eden keşidecinin uyap sisteminden sosyal ekonomik durum sorgusunun yapıldığı, iş bu dosya davacısı tarafça keşideci ve cirantalara ilişkin açılan bir dava olmadığına ilişkin duruşmada beyanda bulunulduğu, doğrudan davalı bankaya açılan davanın diğer kişilere ilişkin dava yolu kullanmadan açıldığından erken açılmış bir dava niteliğinde bulunduğu, zira bankanın zarardan sorumlu tutulması için sadece senet borçlularına müracaat edilmesine rağmen alacağa kavuşulamamış olmasının yeterli olmayıp, senetlerin vade tarihleri itibarıyla tahsilinin mümkün bulunduğu ve borçlunun veya borçluların vade tarihi ile takibin kesinleştiği tarih arasında mal varlığının elinden çıktığının ve senetlerin bu nedenle tahsil edilemediğinin ayrıca ispat edilmesi gerektiği, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 26/12/2011 tarihli, 2010/5698 E- 2011/17644 K sayılı kararı) tüm bu hususlar dikkate alınarak açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan itirazın iptali davası ile icra inkar tazminat talebinin reddine
2- davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 2.168,51.-TL peşin harcından mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 2.087,81‬.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 28.000,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43 HD’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır