Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/15 E. 2022/490 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/15 Esas
KARAR NO : 2022/490

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/03/2019
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 27/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalı tarafça aleyhlerinde Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, yapılan takipten müvekkillerinden ……’ın maaşından kesinti yapılmasından haberdar olduğunu, müvekkillerinin hiçbir borcunun bulunmadığını belirterek icra dosyasında borçlu olmadıklarının tespitine, takibin iptaline, dosyaya tahsil edilenler yönünden ise istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE;Müvekkili şirket çalışanlarınca davacı yanların ….. Mahallesi, …. Caddesi, No: 19 adresinde tesis edilmiş olan …… numaralı tesisata “abone olmaksızın ve müvekkili şirkete kaydı olmayan sayaçtan enerji kullanımı” yapmış olduğunun tespit edildiğini, bu tespite istinaden usulüne uygun olarak kaçak elektrik tespit tutanakları düzenlendiğini, ilgili tutanaklar doğrultusunda düzenlenen kaçak tahakkukların vadesinde ödenmemesi sebebi ile de dava dilekçesinde bahsi geçen icra takibinin başlatıldığını, usulüne uygun tutulmuş kaçak tespit tutanaklarnın aksi ispat edilinceye kadar geçerli delillerden olduğunu, davacı yanların borçtan sorumluluğunun sabit olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyasından borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen bedelin istirdatına ilişkindir.
Mahkememizce önceki yargılamada 30.12.2020 tarihli gerekçeli kararda; “Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasında alacaklının …… Perekende Satış Anonim Şirketi olduğu, borçluların ….. iletişim Şirketi, …… ile ….. oldukları, icra takibine konu borcun …… Teknoloji Kırtasiye San ve Ticaret LTD şirketinin ödenmeyen gecikmiş elektrik borçlarına ilişkin olduğu, mahkememizce yapılan ilk yargılamada davanın arabulucuk dava şartı gerçekleşmediğinden reddine karar verildiği, verilen kararın İstanbul BAM …. HD’nin incelemesi neticesinde kaldırılarak dosyanın mahkememize gönderildiği, davalı tarafın, dava dışı şirket olan …… İletişim Teknoloji şirketine ilişkin kaçak elektrik tespit tutanaklarını ibraz ettiği, icra dosyasına ilişkin yapılan ödemelerin dosya kapak hesabıyla mahkememize gönderildiği, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince, borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında, borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabileceği, kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden tarafın, o vakıayı ispat etmeye mecbur olduğu, (4721 s.TMK m.6) ispat yüküne ilişkin bu genel kuralın menfi tespit davaları için de geçerli olduğu, yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatlarının değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kuralın uygulanacağı, bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) tarafın, o vakıayı ispat etmesi gerektiği, menfi tesbit davasında kural olarak davalının alacaklı olduğunu yasal delillerle kanıtlaması gerektiği, davaya konu uyuşmazlığın davacı tarafların limited şirketi olarak şirket borcundan sorumluluklarının bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, TTK 503. ve 532. maddelerinde yazılı düzenlemeye göre, limited şirket sermaye ortaklığı olduğu, ortakların sorumluluğunun, koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlandığı, sermaye borçlarını ödeyen ortakların, şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı herhangi bir sorumlulukları bulunmadığından, kişisel yönden dava ve takip olunamayacakları, kural, bu olmakla birlikte, bu kuralın üç istisnasının bulunduğu, birincisi istisnanın, TTK 532/3. maddesindeki açığı kapama yükümü, ikinci istisnanın selef sıfatıyla sorumluluk (TTK.’nun 529, 530 ve 531. maddeleri) ve üçüncüsü istisnanın da kamu borçlarından ortakların sorumluluğu olduğu, (6183 sayılı Kanun’un 4369 sayılı yasa ile değişik 35. Maddesi), gerek 6762 sayılı TTK gerekse 6102 sayılı TTK hükümlerine göre ortakların limited şirketin borçlarından şahsen sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı, davacıların limited şirketi ortakları oldukları, icra takibine konu borcun sınırlı sorumluluğun istisnalarından olmadığı, bu nedenle davacıların icra takibi nedeniyle borçlu olmadıkları” değerlendirilerek davanın reddine karar verildiği,
Bu kararın davalı vekilince istinaf incelemesi sonucunda İstanbul BAM ….. HD’nin Esas no: …..
Karar no: ….. ilamında; ” Dava, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk eden faturalara dayalı başlatılan takibe karşı menfi tespit ve istirdat vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; dava konusu yerde dava dışı şirket ile davalı arasında abonelik sözleşmesi bulunmadığı, davalı şirket tarafından dava dışı şirket hakkında abonesiz ve kayıtsız sayaçtan kaçak elektrik kullanılması nedeniyle 4 adet kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiği,bu tutanaklar gereği yapılan tahakkukun tahsili için takip yapıldığı,takibe itiraz edilmediği ve davacılar tarafından borçlu olmadıklarının tespitine dair açılan davada ödenen tutarların iadesi de talep edilmiştir. Kaçak tutanaklar dava dışı şirket hakkında düzenlenmiş,dava dışı şirket ortağı davacılar ile dava dışı şirket hakkında icra takibi yapılmıştır. Dava menfi tespit ve istirdata yöneliktir.Davacılar dava dışı şirketin ortağı konumundadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin, Esas No: 2013/5476 ,Karar No: 2013/8924 kararında da açıklandığı üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 49.maddesi hükmüne göre tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar. Aynı kanunun 50.maddesi hükmüne göre de organları, hukukî işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokarlar ve organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar. Bu hukuksal olguların sonucu olarak tüzel kişinin organı niteliğindeki yöneticilerin, tüzel kişi adına ve yararına işledikleri haksız fiillerden dolayı zarar gören üçüncü kişilere karşı tüzel kişi ile birlikte Borçlar Kanununun 41 ve Türk Medeni Kanunu’nun 50/3.maddesi hükmüne göre haksız fiil faili olarak sorumlu tutulmaları gerekir. Bu halde tüzel kişinin ve organlarının sorumluluğun türünün Borçlar Kanununun 51.maddesi hükmünde düzenlenen zincirleme (müteselsil) sorumluluk olacağı kuşkusuzdur. Somut olayda, icra takibinde dava dışı şirket ile dava dışı şirketin ortağı ve yönetici olan davacılar borçlu gösterilmiştir. Borca, davacılar tarafından itiraz edilmediğinden ,menfi tespit ve istirdata ilişkin bu dava açılmıştır. Bilirkişi incelemesi yapılarak takip ve dava konusu alacağın bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmıştır.
Belirtilen yasal düzenleme sebebiyle ,davacılara takipte ve davada husumet düştüğü açık olmakla, mahkemece davanın kabulüne kararı verilmesi usul ve hukuka aykırı görüldüğünden, davalının istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK 353/1a-6. maddesine göre kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” denilerek Mahkememizin kararının kaldırılarak dosyanın gönderildiği,
Dosyanın yapılan incelemesinde; kaldırma kararının Mahkememizi bağlayıcı nitelikte olduğu, kaldırma kararından önce icra dosyasının celp edildiği, ödeme emrinin 4 adet geçikmiş enerji bedellerine ilişkin olduğu, icra dosyasında ödeme miktarlarının da olduğu, bu ödeme miktarlarının açılan menfi tespit davasından önceye ilişkin olduğu, davalı kurumdan kaçak elektrik tüketimine ilişkin belgelerin celp edildiği, dava dışı …… iletişime ilişkin ticaret sicil kayıtlarının celp edildiği, kaldırma kararı uyarınca dosyada Doc. Dr. …… ‘den rapor alındığı, bilirkişi raporunda; tutanaklara esas teşkil eden elektrik enerjisi tüketim miktarının sözleşmesiz sayaçtan tespit edilen endeks bilgiler kapsamında işleme alındığını, bu işlemlerin isabetli olduğunu, ancak, 7.1.2012 tarihli ilk tutanağın 30.11.2010-07.01.2012 tarihleri arasındaki 403 günü kapsadığını, tüketim miktarı olarak 5428 kwh ‘yi kapsadığını, davacı şirketin faaliyetinin İTO bilgilerine göre 28.09.2011 tarihi olduğunu, ilk tutanak için 5428 kwh tüketimin uygun olmadığını, 28.09.2011-07.01.2012 tarihleri arası 101 gün için ortalama tüketim miktarının 2.213,1KWH olarak hesaplandığı, diğer üç adet tutanağa ilişkin tahakkukların isabetli olduğunu, davacının menfi tespit davasına konu miktarın 2.037,50 TL olarak hesaplandığı, davacı tarafın raporu kabul ettiği , davalı tarafın rapora itiraz ettiği, raporun denetime ve hükme elverişli olduğu, dava dışı şirketin faaliyet tarihi ve itiraza konu sunulan ek belge olmadığı, davalının itirazının yerinde olmadığı değerlendirilerek yeniden rapor alınmadığı, davacıların borçlu olmadığı kısmın hesaplandığı, icra dosyasında yapılan ödemelerin infaz aşamasında borçtan düşüleceği, davacıların borçlarının olması nedeniyle icra dosyasına ödenen miktarın iadesi şartları gerçekleşmeyeceğinden dosya kapsamında başkaca bir eksiklik bulunmadığı da dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Menfi tespit davasının KISMEN KABULÜ ile, davacıların, Bakırköy ….. İcra Dairesinin ….. icra dosyası nedeniyle davalı şirkete 2.037,50 TL miktar borçlu olmadıklarının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine
2- Yasal şartları oluşmadığından davacılar lehine istenen kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3- Davacıların tahsilatların istirdatı talebinin reddine,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 139,19.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 348,04.-TL peşin harcın mahsubu ile fazla yatan 208,85.-TL karar harcının yatırana iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ile 139,19.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.000,00.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 99,99.-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan toplam 76,25.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 68,64.-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.037,50.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
10-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 131,87.-TL’sının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, bakiye kısmın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair davacı taraf vekillerinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren kabul edilen miktarın istinaf kesinlik sınırı altında kalması nedneiyle kesin olarak, reddedilen kısım yönünden ise davacı tarafın 2 haftalık yasal sürede İstanbul BAM 3 HD’ne İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/06/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır