Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/119 E. 2022/387 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/119 Esas
KARAR NO : 2022/387

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2022
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 10/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; ……… plakalı aracın müvekkil sigorta şirketi nezdinde kasko sigorta poliçesi kapsamında hermine kilci adına sigortalı olduğunu, bakırköy ilçesinde bulunan ……….. otopark’a araç teslim edildikten sonra otoparktan aracın çalındığı, söz konusu hırsızlık olayına ilişkin kolluk görevlilleri tarafından inceleme yapıldığı otopark işletmecisi ve çalışanlarının ifadelerinin alındığı, davalı tarafın uyuşmazlığa konu hırsızlık sebebiyle meydana gelen zarardan %100 kusuruyla sorumlu olduğunu, söz konusu hırsızlık olayı neticesinde müvekkil şirket nezdinde sigortalı araç için 25/09/2014 tarihinde 144.000,00TL tutarında tazminat ödemesi yapıldığı, sigorta poliçesi kapsamında yapılan bu ödeme ile müvekkil şirketin TTK’Nın 1472.maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, sigortalısına yapmış olduğu tazminat ödemesi ile hukuken sigortalısının yerine geçtiği ve sigortalısının sahip olduğu tüm hak ve yetkilere sahip olduğunu, halefiyet ilkesi uyarınca söz konusu tazminatın davalı taraftan tahsili için müvekkili şirket tarafından rücu mektubu gönderildiği ancak davalı tarafından tazminat ödemesi yapılmadığını, borçlunun borca itirazı üzerine arabulculuk süreci gerçekleştiği ancak anlaşlmanın sağlanamadığı, bu sebeple Bakırköy …….. İcra müdürlüğünün ………. esas sayısında başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edilmekle iş bu itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı ………. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; müvekkilinin Bakırköyde ……… otopark’ın işletmeciliğini yaptığını, davacı tarafça açılan davada sigortalısı ……….’ye ait olduğu, 25/09/2014 tarihinde araç malikine ödediği poliçe bedeli olan ve icra takibine konu ettiği 144.000,00TL kusursuz sorumluluk hükümleri kapsamında müvekkilden tazminini istediği, otoparkta meydana gelen hırsızlık olayında müvekkilinin kusuru olmadığını, otoparkta kamera mevcut olduğu gerekli önlemlerin alındığını, park eden araçların anahtarının üzerinde bırakılmadığını, otoparkın gece bekçisi olduğunu, bekçilerinin faili meçhul hırsızlar tarafından etkisiz hale getirildiğini hırsızlığın böyle gerçekleştiğini, müvekkilinin işlettiği otopark 17/06/2014 tanzim tarihli …….. sayılı poliçe ile motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyet sigortası ile ……… Sigorta Şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, bu poliçe kapsamında hırsızlık sigortası genel şartları kapsamında sigortalı olduğunu bu nedenle kusuru bulunmadığı dava konusu hırsızlık olayına ilişkin araç malikinin oluşan zararının iş yerini sigortalayan ……… Sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğini davaya dahilini talep ettiklerini, müvekkilinin davacı tarafından başlatılan icra takibine itiraz ettiğini takibi durdurduğunu beyan ederek haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı sigorta şirketinin, sigortalısına ait aracın otoparkta çalınması nedeniyle sigortalısına ödediği bedelin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Emsal İstanbul BAM 9 HD ESAS NO: 2019/1813, KARAR NO: 2021/1824 ilamında;
“Dava, saklama sözleşmesi kapsamında anahtarı valeye bırakılan aracın çalınması nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen kasko bedelinin rucuen tahsili için yapılan takibe itiraz edildiğinden itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Davacı sigortacı, sigorta bedelini sigortalısına ödedikten sonra TTK’nin 1301. ve 1472. maddesindeki yasal halefiyet hükümleri uyarınca, sigorta ettirenin yerine geçmek suretiyle eldeki davayı açmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesinin k bendinde tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, l bendinde de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Yine aynı Kanun’un 73. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımı verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davalarında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta davacı Sigorta şirketi ile dava dışı sigortacısı arasında hasara uğrayan …….. plakalı araç için “Kasko Sigorta” poliçesi imzalanmıştır. Sigortalısına hasar bedelini ödeyen davacı sigorta şirketi kusuru bulunduğunu iddia ettiği davalılar aleyhine ödediği hasar bedelinin tahsili için ayrı ayrı icra takibi başlatmıştır. Davalı borçluların süresinde itirazı üzerine de itirazın iptali davası açılmıştır. Davacı ve davalı arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığından halefiyet kuralı gereğince dava dışı sigortalayan ile davalı arasında ki hukuki ilişkiye göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir.
Dosya kapsamından ……… isimli işletmeye gelen dava dışı sigortalı araç sürücüsünün, aracı anahtarıyla birlikte, otoparka park etmesi için davalı …….. Ltd.Şti.’nin çalışanı olan valeye teslim ettiği ancak aracın anahtarının bulunduğu yerden alınması suretiyle çalındığı anlaşıldığından davalılar ile ile sigortalı araç sürücüsü arasında aracın park edilmesi amacı ile davalını vale olan çalışanına teslimi ile bir tüketici işlemi kurulmuştur. Bu nedenle uyuşmazlığın dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Bu nedenlerle davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında yargılama yapılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a/3. ve 355. maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiş; Daire kararının kapsam ve şekline göre; davalılar vekillerinin istinaf itirazları incelenme konusu yapılmamıştır.”
Somut olayın incelenmesinde, davacının kasko şirketi olduğu, sigortalısına ait aracın davalı tarafın işleteni olduğu otoparka bırakıldığı, aracın otoparktan çalındığı, davacının sigortalısına yaptığı ödeme nedeniyle davalı tarafa icra takibi başlattığı, sigortalı araç tescil bilgilerinin celp edildiği, aracın hususi olup ticari olmadığı, kasko sigorta poliçesinde de aracın hususi olduğunun belirtildiği, sigortalının gerçek kişi olup tacir olmadığı, sigortalısının aracının anahtarını otopark işleteni/ çalışanına vermesi ve aracını bırakması ile davalı ile sigortalı arasında saklama sözleşmesi ilişkisi oluştuğu, kasko sigorta şirketinin sigorta bedelini ödeyerek sigortacısı yerine geçtiği, sigortalı ile davalı arasındaki saklama sözleşmesi ilişkisinin aracın çalındığı tarih ile iş bu dava tarihi de dikkate alındığında taraflar arasında tüketici ilişkisi olduğu, emsal kararda da belirtildiği üzere Tüketici Mahkemelerinin görevli olup Mahkememizin görevsiz olduğu değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
4-HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
Dair, davacı vekilinin ve davalı asil ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen görevsizlik kararının taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi 27/04/2022

Katip ………
¸e-imzalıdır

Hakim ………
¸e-imzalıdır