Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1071 E. 2022/1093 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1071 Esas
KARAR NO : 2022/1093

DAVA : 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 09/08/2022
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 20/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar ve borçlular arasında organik ilişkilerin mevcut olduğunu, borçlu ….. ‘nın gelinen adreste yetkili olduğu şirket çalışanı tarafından beyan edildiğini, dosyanın şahsi borçlusu ve borçlu şirket ortak ve yetkilisi ….. ‘nın sözde 3.kişi şirketin münferit imza yetkilisi olduğunu, haciz mahallinde bilgisayarlarda ve fiziki klasörlerde borçlulara ait muhasebesel ve ticari nitelikli evrak bulunmuş olup mülkiyet karinesi alacaklı yararına olduğunu, muvazaalı işlemlerin tarafı olmayan ve alacaklı 3. kişi konumundaki müvekkilinin şirketinin muvazaayı her türlü delille kanıtlamasının mümkün olup, “yaklaşık ispat” yeterli olduğunu,

davalıların aile bireyleri adına paravan şirketler kurmaları ve bu paravan şirketler aracılığı ile ticari faaliyetlerine devam etmeleri, muvazaalı işlem yaptıkları hususunda geçerli bir karine teşkil ettiğini, muvazaa temeline dayalı iptal davalarında (T.B.K.MD.19) aciz vesikası sunulması koşulu aranmadığını, zira dava namı müstear kullanılmak suretiyle yapılan işlemlerin tespiti ve geçersizliğine, bağlı tazminat alacağı davası olduğunu,. paravan şirket olarak tanımlanan davalılar ile borçluların arkasında gizlenen ve yasal yollar kullanılarak hukuksal korunma sağlamaya çalışılan perdenin kaldırılması gerektiğini, paravan şirket ve şahıs niteliğindeki davalı …. (TC: ….), …. (TC: ….) ve …. Şirketi (….DAİRESİ / ….) ile borçlular arasındaki bu perde kalktığında, aslında paravan şirketin ve şahısların borçlulardan bir farkı olmadığını, bilakis borçlu ile yapışık olduğunu ve bu nedenle müvekkili şirketin işbu davaya konu ettiği alacaklarını, adı geçen davalılardan da tahsil etmekte haklı olduğu hususunun ortaya çıkacağını, tüzel kişiler arasında bu türden olayların çözümü noktasında, gerek öğretide gerekse yargısal içtihatlarda, ‘‘Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması/Aralanması” ilkesi/teorisi kabul edildiğini, bu ilkenin amacı, tüzel kişilerin ayrı birer varlık olduğu yönündeki ana ilkenin kötüye kullanılarak hukuki sorumluluktan kaçınılmasını önlemek, hakkaniyeti sağladığını, öncelikle duruşma günü beklenmeksizin ve davalılara tebligat yapılmadan, güncel haciz tutanağı ile yapılan tespitler ve istihkaklı haciz hakkında yerel mahkemenin vermiş olduğu kesin netlikli karar ile sabit olduğu üzere alacaklılardan mal kaçırma kastı içerisinde olduğu hususları bir arada göz önüne alınarak, davaya konu edilen alacağının tahsilini teminen teminatsız olarak, davalı ….., ……, ….. Şirketi’nden menkul, gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini, mahkeme teminat hususunda aksi kanatte ise, teminat oranının ölçülülük ilkesine uygun olarak belirlenmesi, tazminat alacağımızın (dava değeri) tamamına dair talebimiz dikkate alınarak teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesini,haklı davanın kabulüne, 200.000,00 TL alacağının davalı ….. , ….. ve ….. Şirketi’nden tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkememiz …. Esas sayılı dosyasında arabuluculuk dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesi ….. Esas ….. Karar sayılı ilamı ile açılan davanın ticari dava olmadığı. emsal Yargıtay içtihatlarında da açıklandığı üzere davaya bakma hususunda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu belirtilmiş olup usul ekononisi ilkesi gereğince mahkememizin görevli olmaması sebebiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
Dair, HMK.320/1 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. . 14/12/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır