Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/104 E. 2022/858 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/104 Esas
KARAR NO : 2022/858

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2017
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 01/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkili sigorta şirketi ile davalı arasında 15/12/2015 başlangıç -15/12/2016 bitiş tarihli, ……. poliçe numaralı karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile …….. plakalı aracın teminat altına alındığını, 23/06/2016 tarihinde dava dışı sürücü ……….’ın sevk ve idaresindeki sigortalı aracın İkitelli Tem Güney Yan Yol Basın Ekspers istikametine doğru seyir halinde iken aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek ……. Cad. …… Cad. Tuz Depoları önünde park halinde bulunan ……… plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasına karıştığını, kaza sonrasında elde edilen belgelerin tetkikinde sürücü ……….’ın olay yerinden kaçtığı, şüpheli sürücünün delilleri yok etme, değiştirme, gizleme ihtimalinin bulunması nedeni ile göz altına alınma kararının verildiğinin tespit edildiğini, bu kaza sonrası …….. plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan dava dışı ………’ın %70 oranında malul kaldığının tespit edildiğini, alınan aktüerya raporlarına göre kazaya sebebiyet veren …….. plaka sayılı aracın sigortalısı olan müvekkili tarafından zorunlu mali mesuliyet teminatı kapsamında dava dışı ……… vekili Av. ………’a yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte toplam 239.650,00 TL ödeme yapıldığını, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk ederek ve hastaneden firar ederek, ehliyet kontrolü ve alkol tespiti yapılmasına bu eylemi ile engel olduğunu, sürücünün bu eylemi, kaza nedeni ile uygulanacak cezayı bertaraf etmek ve kazanın oluşumuna ilişkin delillerin, kazanın hemen sonrasında tespiti imkanını ortadan kaldıramaya yönelik olduğunu, bu durumun yasal mevzuatlar ile sigortalıya yüklenilen yükümlülüklerin ihlali anlamına geldiğini, olay yerini terk eden sürücünün bu eyleminin sigortalının sorumluluklarına aykırı bir eylem olarak kabul edileceğini, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk ederek kazanın olumsuz etkilerini daha da arttırıcı bir eylem içerisine girmiş olduğunu, bu fiili ile yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini, dava dışı ………’a ödenen bedelin iadesi için davalı taraf hakkında icra takibine başlanıldığını ancak davalının Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün …….. Esas sayılı dosyasıyla yapılan icra takibine itiraz ederek takibin durduğunu, haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan itirazın iptaline ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Sürücünün alkollü olduğu iddiasını kanıtlamaya yarar herhangi bir delil bulunmadığını, sürücünün olay yerinden kaçmadığını, yaralı arkadaşlarını hastaneye götürdüğünü ve yaralıların yakınlarının hastaneye gelmeye başlaması ve yaralılardan birinin durumunun ağır olması nedeniyle sağduyulu yaralı yakınlarının telkini ile hastaneyi terk ettiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Dava dayanağı olan Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyasının bir sureti UYAP üzerinden dosyamız arasına celp edilmiş, dosyanın incelenmesinde ; alacaklısının …….. SİGORTA KOOPERATİFİ, borçlusunun ….. SU GIDA DAĞ YOLCU TAŞ SAN VE TİC LTD ŞTİ , ………. olduğu, borç miktarının 249.218,31.-TL olduğu, borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava sigorta sözleşmesinden doğan rücuan tazminat istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafın dava dilekçesinden özetle; davalı ile aralarında 15.12.2016-15.12.2016 tarihlerine ilişkin ZMSS poliçesi olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün park halinde bulunan …….. plakalı araca çarptığını, maddi yaralamalı ve hasarlı trafik kazasının olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün olay yerinden kaçtığını, dava dışı ………’ın kalıcı maluliyeti nedeniyle açtığı İstanbul ……. ATM’nin ……. esas sayılı dosyası nedeniyle 239.650 TL ödeme yapıldığını, olay yerini terk, alkol, ehliyetsizlik ile davalının tam kusuru nedenine dayalı itirazın iptalini talep ettiği,
Davalı tarafın cevap dilekçesinden özetle; ağır kusur kavramının kasıt olmamakla beraber kasta yakın bir kusurun mevcudiyetini ifade ettiğini, sağ tarafa park etmiş aracı fark etmeyerek arkadan çarpma eyleminde ağır kusur olmadığını, alkol iddiasını ispata yarar herhangi bir tıbbi delile dayanılmadığını, sigorta şirketinin kazanın salt alkolün etkisiyle meydana geldiğini ispat etmesi gerektiğini, sürücünün olay yerinden kaçmadığını, yaralı arkadaşlarını hastaneye götürdüğünü, yaralıların yakınlarının hastaneye gelmeye başlaması ve yaralılardan birisinin durumunun ağır olması nedeniyle sağduyulu yaralı yakınlarının telkini ile hastaneyi terk ettiğini, sürücünün yaralılara ilk yardım ve acil müdahale yaptırmak maksadıyla sağlık kuruluşuna gittiğini, oradan da can güvenliği nedeniyle ayrılmak zorunda kaldığını poliçe genel şartlarının buna cevaz verdiğini, ……..’ya ilişkin tutanaktan bu kişinin imzasının olmadığını, savcılık dosyasında taksirle yaralamanın şikayete bağlı olması ve şikayet şartının gerçekleşmediğinden kyok kararı verildiğini bununda sürücünün ağır kusurlu olmadığını gösterdiğini, davanın reddini talep ettiği,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığı; davacı sigorta şirketinin sigortalısına rücu istemine ilişkin yasal şartların gerçekleşip gerçekleşmediği ve gerçekleşme durumunda rücu edilecek miktarın hesaplanmasına ilişkin olduğu,
Dosyanın yapılan incelemesinde; icra takibinin konusunun sigortalı aracın karıştığı kaza nedeniyle 3. Kişiye ödenen sigorta tazminatının karayolları trafik sigortası genel şartları b.4 gereği rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, davacının takip alacaklısı davalının takip borçlusu olduğu, icra dosyasında asıl alacak ve işlemiş faiz talebinin bulunduğu,
Davanın öncelikle Bakırköy …….. Tüketici Mahkemesinde açıldığı, bu mahkemece verilen görevsizlik kararı sonrasında dosyanın mahkememize tevzi edildiği, yargılamaya öncelikle Mahkememizin ……. esasında devam edildiği, delillerin toplandığı, kusur raporu alındığı, sigortalı araç sürücüsü ……….’ın tam kusurlu olduğunun 16.01.2019 tarihli bilirkişi …….. raporunda tespit edildiği, 04.04.2019 tarihinde aktüerya bilirkişi …….’ndan rapor alındığı, davalı tanığı olarak araç sürücüsü ………. ile davalı tanığı ……..’ün dinlendiği, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından istinaf edildiği,
İstanbul BAM ……. HD’nin …… esas …… karar sayılı kararında;
“Karayolları Motorlu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın ” Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı B.4.f maddesine göre, bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin tedavi ve yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde ödemede bulunan sigortacı sigortalıya rücu edebilir.
Somut olayda, kaza nedeniyle yürütülen hazırlık soruşturması kapsamında alınan ifadeler ve tuanaklar ile sürücü olay yerinden ve hastaneden firar etmiş ve göz altı kararı verilerek olaydan yaklaşık 22 saat sonra karakolda ifade verdiği alkol raporu olmadığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay …….. Hukuk Dairesinin ……. E. ve …….. K. sayılı kararı ile “Somut olayda rücu hakkının dayanağı olarak zararı oluşturan olay tamamen sigortalının kusuru nedeniyle oluşmuştur. … Salt olay yerinde bulunmamak sigortacının kendi sigortalısına rücu hakkını vermez.” şeklinde karar verilerek sırf olay yerini terk etmenin rücu hakkı vermeyeceği kabul edilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde ise alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Dava, trafik sigortası sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. ZMMS’de sigortacının rücu hakkı, TTK’nin 1301/2 maddesi, 2918 sayılı KTK’nin 95/2 maddesi ile ZMSS poliçesi genel şartlarında düzenlemeye tabi tutulmuştur. ZMSS Poliçe Genel Şartlarının 4. maddesinde düzenlenen ağır kusur veya kasıt hali, oto yarışına katılma, ehliyetnamesiz motorlu araç kullanmak, uyuşturucu veya alkollü olarak araç kullanmak istiap haddinin aşılması, aracın çalınması veya gasp edilmesinde işletenin kusuru gibi haller sigortacının sigortalısına rücu sebeplerindendir.
Yine davaya konu kazanın meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinde, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak verildiği kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa, sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
Hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığını ispat yükü, 6762 sayılı TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün ve 2005/11-624-713; YHGK 10.12.2014 gün ve 2013/17-1199 E. 2014/1018 K. sayılı ilamları).
O halde İlk Derece Mahkemesince, tüm bu hususlar göz önünde tutularak dosyada bulunan bilirkişi raporunun yetersiz olduğu anlaşıldığından İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kuruluşlardan seçilecek iki trafik uzmanı ve bir nörolog bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamı dikkate alınmak suretiyle, kazanın oluşumunda kusur durumu ayrıca kazanın oluş şekli, yol, hava vs. koşullar bir bütün olarak değerlendirilip kazanın salt (münhasıran) alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması yönünden yeni bir rapor alınması, ondan sonra varılacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün ve 2005/11-624-713; YHGK 10.12.2014 gün ve 2013/17-1199 E. 2014/1018 K. sayılı ilamları).
Açıklanan nedenlerle, davalı ……. Su Gıda Dağıtım San. ve Ltd. şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. ” kararıyla Mahkememizce verilen kararı kaldırdığı,
Kaldırma kararından sonra dosyanın …….. esas numarasında yargılamasına devam edildiği, kaldırma kararında belirtilen şekilde 18.7.2022 tarihinde Otomotiv/Trafik/İşgüvenliği Uzmanı bilirkişisi ………, İTÜ öğretim görevlisi ……. ve Noroloji uzmanı Uzm. Dr. ………’den rapor alındığı, raporda sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, dava dışı araç sürücüsü ……….’ın 23.06.2016 tarihinde kaza anında alkollü olduğu, alkol etkisiyle araç sürüş yeteneğini kaybettiği ya da kaybetmenin mümkün olmadığını söylemenin mümkün olmadığını, kazanın alkole ve münhasıran alkole bağlı olarak gerçekleştiğinin söylenemeyeceğinin belirtildiği, tarafların rapora karşı beyan ve itirazda bulunduğu,
Yukarıda yapılan açıklamalar sonucunda; kaza tarihinin 23.06.2016 tarihi olduğu, poliçe tarihlerinin 15.12.2015-15.12.2016 tarihleri aralığına ilişkin olduğu, sigorta sözleşmesine dayalı rücu davalarında, tarafların yükümlülüklerinin belirlenmesinde, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşme ilişkisi olması nedeniyle, poliçe ve poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte bulunan sigorta genel şartları nazara alınacağı, somut olayda, davacı ile davalı arasında tanzim edilen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının tarihinin 1.6.2015 tarihinden sonra olduğundan, rücu şartlarının belirlenmesinde 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının nazara alınmasının gerekli olduğu, 01.06.2015 tarihinden önceki sigorta genel şartlarında olay yerini terk, kaza tutanağı ve alkol vb. belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılmasının rücu şartı olarak öngörülmemişken, ilgili maddenin (f) bendinde, belirli durumların haricinde olay yerinin terk edilmiş olması, kaza tutanağı ve alkol v.b. belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılmasının rücu şartı olarak düzenlendiği, Genel Şartlar B4-f bendi kapsamında sigortanın, sigortalısına rücu edebilmesi için ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin yeterli olduğunun belirtildiği,
Her ne kadar davacı tarafın itiraz dilekçesine de eklediği emsal kararlarda; kanunda belirtilen yasal seviyelerin üzerinde alkol kullanımını sigorta şirketlerinin rücusu için yeterli olduğu değerlendirilmiş ise de Mahkememizin BAM kaldırma kararında belirtilen hususla bağlı olduğu, kaldırma kararında kazanın münhasıran alkol etkisinde gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılamasının istenildiği, dava dışı sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğuna ilişkin sağlık raporu olmadığı, kaldırma kararına uygun alınan raporda da kazanın münhasıran alkol etkisinde gerçekleştiğinin tespit edilemediğinin belirtildiği, yine alkol raporu olmadığından dava dışı sürücünün alkollü olup olmadığı ile alkollü ise yasal seviye üzerinde bir miktarda alkollü olup olmadığının tespit edilemediği, davacının bu iddiasının ispata muhtaç olduğu, olay yerini terke ilişkin davacı iddiasına ilişkin davalı taraf savunma içeriği, kaza nedeniyle meydana gelen yaralamanın niteliği, soruşturma dosyasında şikayetçi olunmaması bir bütün olarak değerlendirildiğinde hayatın olağan akışına uygun olduğu, sigorta poliçesinde olay yeri terke ilişkin getirilen sigortalı yararına olan şartların gerçekleştiğinin değerlendirildiği, ağır kusura ilişkin ise alınan raporlarda dava dışı sigortalı sürücünün tam kusurlu olduğu, bununla birlikte ağır kusur kavramının özel hukuk kavramı olup kasıt olmamakla beraber kasta yakın bir kusurun mevcudiyetini ifade ettiği, davaya konu kazada davalı sigortalı aracın sürücüsünün tam kusurlu olmasının başlı başına kasıtlı ya da ağır kusuru bulunduğu anlamına gelmeyeceği, alkollü araç kullanma ceza yargılamasında bilinçli taksir halini oluştururken hukuk yargılamasında aranılan ağır kusur durumuna karşılık gelmediği, ( emsal Yargıtay 4 HD ESAS NO: 2021/9640 ,KARAR NO : 2021/4524) dava dışı sigortalı araç sürücüsünün ağır kusurlu olduğunun ispat edilemediği değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın reddine
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 2.997,86.-TL peşin harcından mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 2.917,16.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 37.750,56.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı taraf vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstanbul BAM 9 HD !ye İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/10/2022

Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır