Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/971 E. 2023/32 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/971 Esas
KARAR NO : 2023/32

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2021
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, ayıplı araç nedeniyle uğranılan zararın ve yoksun kalınan karın tazmini talebine ilişkindir.
Davacı, dava dilekçesi ile özetle; davalıdan ikinci el araç satın aldığını, ekspertiz raporunu davalının aldığını, aracın satıştan iki gün sonra arızalanarak yolda kaldığını, ikinci kez eksper raporu aldığını ve bu raporla araçta motor arızası bulunduğu ve mevcut arıza bilgilerinin servis kayıtlarından silindiğinin tespit edildiğini, davalının tamir masraflarını karşılamayı taahhüt ettiğini fakat masrafların 30.000-TL çıkması nedeniyle telefonlarına cevap vermeyi kestiğini, davalıya ihtarname çekerek aracı iade almasının veya tamir masraflarını karşılamasının talep edildiğini, sonuç alamadığını, ticari faaliyetlerinin devamı için 227.500-TL bedelle satın aldığı aracı, dava dışı üçüncü kişiye 175.000-TL bedel ile sattığını ve zarara uğradığını, aracın ayıplı olarak satın alınmamış olması halinde araç satışından elde edeceği kar için 500-TL, arıza sebebiyle tamir masrafı olarak yaptığı 30.000-TL’nin ve aracı zararına satması nedeniyle yoksun kalınan kar bedeline karşılık 500-TL alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
Uyuşmazlık, davalının davacıya ayıplı araç satıp satmadığı, ayıbı kasten gizleyip gizlemediği, ayıbın niteliğinin ne olduğu, davacının maddi zararı ile kar kaybı tazminatı talep edip edemeyeceği hususlarına ilişkindir.
Taraflar tacir olmakla birlikte, tacirler arası satış sözleşmelerinde TTK.nın 23/c maddesi uyarınca “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür.” düzenlemesi gereğince ihbar bildiriminin süresinde yapılması gerekmektedir.
Bakırköy ….Noterliğinin, 03.09.2021 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı … Şirketinin, davalı …’a; 31.08.2021 tarihli ve … yevmiye numaralı satış sözleşmesi ile aracını 227.500-TL bedelle satın aldığını, aracın 02.09.2021 tarihinde arıza yaparak yolda kaldığını, eksper incelemesi neticesinde motorda arıza olduğunun tespit edildiğini, söz konusu arızanın servis kayıtlarından silinerek aracın kendisine satıldığını, arıza nedeniyle 30.000-TL masraf yaptığını bildirerek, söz konusu aracı iade almasını ve ödediği parayı iade etmesini talep ettiği görülmüştür. Dava konusu aracın 31.08.2021 tarihinde satın alınmış oluşu, ayıp ihbarının 03.09.2021 tarihli ihtarname ile gerçekleştirilmesi dikkate alındığında, davacının ayıp ihbarını süresinde gerçekleştirdiği anlaşılmıştır.
Davacının, davalıya yaptığı ayıp ihbarı ile aracın geri alınması talebi sonrasında, 07.09.2021 tarihli satış sözleşmesiyle aracı, dava dışı … ’e 175.000-TL bedel ile satıldığı, aracın eski satış türü ile yeni satış türünün trafikten çekmeli olarak belirlendiği ve alıcının söz konusu aracı trafiğe çıkarmayacağını taahhüt ettiği görülmüştür.
Makine Mühendisi bilirkişi raporu ile özetle; davacının aracı 31.08.2021 tarihinde satın aldığı, satış sözleşmesinden 2 gün önce… Oto şirketinden eksper raporu aldığını, raporda aracın 173.502-km kullanım mesafesinde bulunduğu, aracın motoru ile ilgili bir hususa değinilmediği, rapor talep edenlerin istediği üzerine ekspertizin sadece kaporta-boya ekspertizi olarak yapıldığını tespit etmiştir.
Satışın yapıldığı 31.08.2021 tarihli eksper raporunda ise aracın motor ve mekanik kontrolünün yapıldığı, araçta mevcut olan bir kısım arıza ve eksikliğin belirtildiği ve ayrıca motor beninde hasar kodlarının tespit edildiği ile efr hata kodu bulunduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Satış sözleşmesinden üç gün sonra alınan 03.09.2021 tarihli eksper raporunda ise aracın 173.592 km kullanımında olduğu, bir kısım arızanın tespit edildiği, motorun revizyonlu olduğunun belirtildiği, servis kontrolünün önerildiği, ateşleme sisteminin kontrol edilmesi gerektiğinin tespit edildiği tespit edilmiştir.
Bilirkişi sonuç olarak; eksperin aracın motorunu sökerek parçalarını tek tek incelemesinin söz konusu olamayacağını, dava konusu ayıbın ne olduğunu tespite yarar herhangi bir verinin dosyada mevcut olmadığını, motor arızasının teknik anlamda ne olduğu ile açık veya gizli ayıp olup olmadığının tespiti yönünde teknik bir verinin bulunmadığı, motor ömürlerinin 200.000-300.000-KM arasında olduğunu, dava konusu aracın satış tarihinde 173.502-Km’de olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde motorun ömrünün yarısından fazlasını doldurduğunun sabit olduğu, bu tip motorlarda bir kısım arızların meydana gelmesinin olası bir durum olduğunu, araç satış günü alınan birinci ekspertiz raporu ile motorun revizyon ihtiyacı veya aşırı doldurma (turbo sisteminde) onarım gerektiğinin teknik anlamda söylenebilir nitelikte olduğu, satın almadan sonra alınan ekspertiz raporu ile ilk eksper raporunda belirtilen arızların aynısının bildirildiği sadece teknik anlamda daha detaylı bir raporun sunulduğu, bu raporlar kapsamında aracın iki gün sonra kullanılamaz hale geleceğinin söylenmesinin mümkün olmadığı, aracın gizli ayıplı olduğunun kabul edilmesinin mümkün olduğu fakat ayıbın varlığının ve sebebi ile niteliğinin tespitinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Somut olayda; davacının, dava konusu aracı 31.08.2021 tarihinde davalıdan satın aldığı, bu tarihten önce 29.08.2021 tarihinde kaporta boya ekspertiz raporu, satın alma tarihi olan 31.08.2021’de detaylı ikinci bir ekspertiz raporu alındığı, aracın davacı kullanımında iken 02.09.2021 tarihinde arızalanarak yolda kaldığı, 03.09.2021 tarihinde arızalı araç üzerinde inceleme yapılarak üçüncü bir eksper raporu alındığı, davacının aracın geri alınması için 03.09.2021 tarihinde davalıya ihtar çektiği, fakat aracı 07.09.2021 tarihinde üçüncü bir kişiye sattığı anlaşılmıştır.
Davacı, araçtaki arızanın servis kayıtlarından silinerek söz konusu aracın kendisine ayıplı olarak satıldığını iddia etmektedir. Bilirkişi raporu ile satış tarihinde ve satıştan birkaç gün sonra yapılan eksper tespitlerinde araçtaki arızaların aynı şekilde belirtildiği, raporlardaki tek farkın bir raporun diğerinden daha fazla teknik detay içermesine ilişkin olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla, araç satış işi ile iştigal ettiği beyan edilen tacir davacının söz konusu arızalar bilgisi dahilindeyken işbu aracı satın aldığı anlaşılmıştır.
Bu kapsamda, davacı kasti bir şekilde servis kayıtlarının davalı tarafça silindiği yönünde ispata yarar herhangi bir delil sunmamakla, eksper raporları da araçta satıştan önce tespit edilmeyen bir arızanın bulunduğunu gösterir nitelikte değildir. Bununla birlikte tacir davacının yaptırılan ekspertiz işlemleri sonrasında alınan raporlarda tespit edilen arızlardan da haberdar olarak söz konusu aracı satın aldığı, dolayısıyla bu arızalar nedeniyle davalıdan talepte bulunmasının mümkün olmadığı, bunların açık ayıp niteliğinde olduğu, açık ayıplar çerçevesinde ihbar süresine de uyulmadığı değerlendirilmiştir. Satıcı her halükarda satılan malda mevcut gizli ayıplardan dolayı sorumlu tutulabilecek olsa da; bilirkişi incelemesi ile araçtaki ayıbın varlığının dosyada bulunan veriler kapsamında tespit edilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişice, aracın satın almadan sonra 3 gün içerisinde arızalanmasının aracın gizli ayıplı olduğunu gösterebileceği belirtilmiş ise de, davacı tarafça söz konusu ayıbın varlığının açık bir şekilde ispat edilmesi gerektiğinden, tüm bu sebeplerle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 529,41.-TL peşin harcından mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 349,51‬.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
17/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır