Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/896 E. 2022/320 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/896 Esas
KARAR NO : 2022/320

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2017
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalı …, müvekkil şirkette atanmış müdür olarak çalışmakta iken şirketin tür değiştirmesi ile 01.08.2016 tarihinde şirket genel müdürü olarak çalışmaya devam ettiğini, …’ın, 100.000 Amerikan doları veya 100.000 Amerikan doları karşılığı Euro ve Türk lirasına kadar şirketi borç, alacak veya taahhüt altına sokacak her türlü işlemlerde münferiden temsil ve ilzam etmesine, bu bedeli aşan işlemlerde ise … ile müştereken temsil ve ilzam etmelerine karar verildiğini, …’ın görevde olduğu dönem içinde; “99.402,26 USD bedelli malın (yedek parça) yurt dışında bulunan …… Limited isimli şirkete satışı için anlaşma yaptığını, bu anlaşma kapsamında malın şevki için alıcı firmanın belirttiği …… çekici plakalı ……. dorse plakalı araca yükleme yaptığını, bu aracın malları Estonya merkezli …… Ltd. şirketine malları ulaştırmak üzere 17.08.2015 tarihinde yola çıktığını, bu tırın şoförünün …… olduğunu, müşteriye ürünlerin teslim edilmemiş olduğunu ve malların kaybolduğunu, o tarihten bu yana da ürünlerden herhangi bir bilgi edinilemediğini bildirerek Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduğu, Savcılığın …. soruşturma sayılı dosyaya ilişkin ülke sınırları içinde gerçekleşmeyen olay sebebiyle “Kovuşturmaya yer Olmadığına” karar verildiğini, ….. Şube Müdürlüğü’ne de aynı şikayet açıklaması ile başvurulduğu ancak bu başvurudanda tırın akıbeti ile ilgili olumlu sonuç alınamadığı, yükleme yapılan tır bilgilerinin Alıcı tarafından bildirildiğine dair her hangi bir belge de mevcut olmadığını, Bahse konu ürün her ne kadar …… Sigorta A.Ş nezdinde sigorta poliçesinde “Sebebi belirsiz açıklanamayan kaybolmalar” teminat harici tutulduğundan 03.10.2016 tarihli cevabi yazı ile sigorta şirketi tazmin müracaatını reddettiğini, Davalı, Cumhuriyet Savcılığında ve …… Müdürlüğü’nde yer alan ifadelerinde olayı “müşterinin belirttiği tıra yükleme yapıldığı” şeklinde bildirmiş iken, nakliye şirketine karşı dava zamanaşımı süresi olan 1 yıl geçtikten sonra, bu defa Savcılığa verilen ifadenin aksine, “kayıp tırın diğer davalı ……. Ltd. Sti. tarafından temin edildiğinden” bahisle nakliye firmasına ve sigorta şirketine ihtarname keşide edildiği ancak nakliye şirketinin ihtarnameye cevap vermediğini, Davalının, “nakliye şirketinin mali durumu iyi olmadığından dava kazanılsa bile tahsil sıkıntısı yaşanacağına, bu yüzden zararın tazmini için, araca ve mala ne olduğunun ortaya çıkarılması yönünde yurt dışında gerekli takip ve müracaatı yaptığına” dair ifadeleri tespit edilmişse de, yurt dışında bu yönde her hangi bir iş veya işlem yaptığına, dair evraka da rastlanılmadığına, …… Uluslararası Taşımacılık Turizm ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile yapılan yazılı bir anlaşma olmadığını, ancak 9.Mart 2015 tarihli e-mail ile “Gümrüklü Taşıma Teklifi” gönderilmiş ve kayıp tırın plaka ve yükleme bilgilerinin bu davalı tarafından bildirildiğine dair e-mail olduğunu, Kayıp tırın içerisindeki ürünler 99.402,26-USD değerinde olduğunu ve pasaport fotokopisi karşılığı tanınmayan bir şoföre teslim edildiğini, haklı davamızın kabulü ile 99.402,26 (Doksandokuzbindörtyüziki) Amerikan Doları’nın tahsil tarihindeki kur değeri üzerinden davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; Diğer davalı …, …. Anonim Şirketi’nin müdürü olduğu dönemde, Estonya’da bulunan ….. Limited Şirketi’ne ulaştırılmak üzere Litvanya merkezli …… isimli alıcı firmaya ürün satışını gerçekleştirdiğini, Davacı yan taşıyıcı firmanın müvekkil şirket olduğunu iddia etse de Türk Ticaret Kanunu 850. Maddesinde “Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşya veya yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte üstlenen kişidir…” denilmek suretiyle taşıyıcının taşıma sözleşmesiyle taahhüt altına girdiğini, davacı şirket ile müvekkil şirket arasında herhangi bir taşıma sözleşmesi, fatura, gümrük kaydı, taşıma senedi veya yük senedi bulunmadığını, müvekkil şirketin taşıyıcı olarak hukuki sorumluluğunun doğması mümkün olmadığını, diğer davalı …, ürünlerin yüklendiği aracın 17.08.2015 tarihinde yola çıkmasından itibaren araçtan hiçbir haber alınamadığı ve yabancı ülkeye teslim edilmesi gereken ürünlerin teslim edilmediği gerekçesiyle nakliye firması şoförü …… hakkında Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş ve 22.02.2016 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı ve ….. başvuru numaralı ……. Müdürlüğü’nde alman ifadelerinde ‘alıcı firma ile aralarındaki anlaşmaya göre alıcı firmasının belirlediği yabancı nakliye firmasına ürünleri yüklediğini” belirttiğini, hiçbir yerde müvekkil şirketin adı dahi geçmediğini, ayrıca …… adlı şahsın müvekkil şirketle hiçbir ilişkisi bulmadığını, Davalı şirket, 2001 yılından beri uluslararası taşımacılık faaliyetini yerine getirdiğini, davacı şirket ile belirli dönemlerde ticari iş yaptığını, dava dilekçesinde sunulan 09.03.2015 tarihli mail aracılığıyla müvekkil şirket, davacı şirkete gümrüklü taşıma teklifi gönderdiğini, sonrasında müvekkile herhangi bir geri dönüş yapılmadığından aralarında ilişki kurulmadığını, Müvekkili davacı şirkete 13.08.2015 tarihinde”aralarındaki hatır ilişkisine istinaden malların yüklendiği tırı gümrükte kontrol etmek için tırın plakalarını tevit eden bir mail attığını, davacı tarafın müvekkilin iyi niyetin suiistimal ederek sorumlu olmadığı bir zararın tazminini istediğini, ayrıca müvekkil şirket ile davacı şirket arasında iş ilişkisi halen devam ettiğini, Davacı yan, dava dilekçesinde müvekkil şirketin diğer davalı ile işbirliği içinde hareket ettiğini ve zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu söylese de bu iddianın somut dayanağı bulunmadığını, Davanın reddine, yapılacak yargılama sonucunda hukuki dayanaktan yoksun, maddi gerçekler ile bağdaşmayan, haksız ve kötün niyetli olarak açılmış davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkette genel müdür yardımcısı olarak çalıştığını, TTK m.560 ile düzenlenen zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının ürün satışı yaptığı dava dışı alıcı …… firmasının taşımasını üstlendiği ürünler için bulduğu taşıyıcıya yükün teslim edildiğini, davalı şirket ile taşıma konusunda anlaşan da alıcı-ithalatçı olduğunu, taşıma aracının yolculuk sırasında Romanya’da kaybolduğunu, zararın taşıma zararı olduğunu, davalının özen ve sadakat yükümlülüklerini hiçbir şekilde ihlal etmediğini, şirket asıl yetkilisi ve sahibi-ana hissedarı ……’nın sigorta ve dava süreçlerini savsadığını, bunda davalının sorumluluğu bulunmadığını, işçi alacakları için açılan dava karşısında davacının kötüniyetle hareket ettiği hususları ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiştir.
DELİLLER
Davacı ve davalı tanık beyanları, mali müşavir , finansçı ve taşıma alanında uzman bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, taşıma konusu emtiaların çalınmazı nedeniyle uğramış olduğu zararın tazmini talebine ilişkindir.
Somut olayda, davalılardan …’ın davacı şirketin genel müdürü olarak çalıştığı dönemde 99.402.26 USD bedelli malın (yedek parça) yurt dışında bulanan …… firmasına satışı için anlaşma yaptığı, bu anlaşma kapsamında malın sevki için alıcı firmanın belirttiği ….. çekici plakalı …. dorse plakalı araca yükleme yaptığı ancak malların alıcıya teslim edilmedikleri ve kayboldukları, davalı ….. Uluslararası Taşımacılık Turizm ve Dış Tic. Ltd. Şti ile yapılan yazılı bir anlaşma olmadığı, ancak 9 Mart 2015 tarihli e-mail ile “Gümrükte Taşıma Teklifi” gönderilmiş ve kayıp tırın plaka ve yükleme bilgilerinin bu davalı tarafından bildirildiğine dair e-mail olduğu hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Davalı … vekilinin davacı ile anlaştıklarını, davacının davadan feragat dilekçesi sunacağı yönündeki beyan dilekçesi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin her iki davalı yönünden de davadan feragat ettiğini bildirir feragat dilekçesi sunduğu anlaşıldı.
Davalı ….. vekili, 07/04/2022 tarihlideki duruşmadaki beyanında; davaya devam etmek istediklerini, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olduğunu beyan etmiştir.
HMK nun 307. maddesi “(1)feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” hükmünü amirdir. hmk nun 309. maddesi “(1)feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2)feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (3)kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (4)feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.” hükmünü amirdir. hmk nun 310. maddesi “(1)feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.” hükmünü amirdir. hmk nun 311. maddesi “(1)feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. irade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” hükmünü amirdir.
Açıklanan nedenlerle davadan feragat, kesin hükmün yasal sonuçlarını doğuran ve davayı sonuçlandıran taraf işlemi olup, davalının kabulüne dâhi bağlı değildir. Bu durumlar karşısında davacının davasından feragat etmesi nedeniyle davanın reddine ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-FERAGAT NEDENİ İLE DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar kanununun 22. maddesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 25.01.1984 tarih ve 1981/4-57 esas ve 1984/29 karar sayılı kararı gereğince alınması gereken harç miktarı, maktu karar ve ilam harcı üzerinden hesaplanması ve alınması gerektiğinden, işbu davadan feragat dilekçeler aşamasından sonra olduğundan maktu karar ve ilam harcının 2/3 oranına isabet eden 53,80TL’nin davacı tarafından peşin yatırılan miktardan mahsubu ile artan kısmın kararın kesinleşmesine müteakip davacı tarafa talep halinde iadesine,

3-Taraflardan ….. ve … vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve avukatlık ücreti talepleri bulunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 32.455,59-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgili tarafa İADESİNE,
Dair davalı ….. vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır