Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/812 E. 2022/832 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/812 Esas
KARAR NO : 2022/832

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/10/2021
KARAR TARİHİ : 05/10/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 25/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalının maliki olduğu ve müvekkil davacı şirket nezdinde sigortalı olan …….. plakalı aracın 01.07.2015 tarihinde 57,4 promil alkollü sürücü ………” in idaresinde iken kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu: ……. ‘ in yaralandığı ve adı geçenler için müvekkil tarafından toplam 132.463,23 TL tazminat ödendiği, sigortalı araç sürücüsü ………’ in alkollü olması nedeniyle davacı müvekkilin ilgili olarak Sigorta Genel Şartları B-4/c. Md. göre davalı sigortalıya karşı rücu hakkı olduğu bu ödemelerin tahsili için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla; davalının mal varlıklarına ihtiyatı tedbir konulmasına toplam 132.463,23 TL’ nin ödeme tarihlerinde itibaren işleyecek avans faizi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkil, aralarında akrabalık ilişkisi bulunan ………’in teklifi üzerine ………’in kızına ait olan ……… plakalı 2011 model …….. marka aracı bankadan kredi çekerek satın aldığı, ……… kızına vekaleten hareket ettiği ve bu aracı hiç bir zaman müvekkiline teslim etmediği, müvekkil aracın bedelini ödediği, ……… çeşitli bahanelerle müvekkile arabayı teslim etmediği, söz konusu araç satışına önayak olan ve aracı konumda bulunan ……… müvekkiline, “istersen bu aracı kiraya vereyim, hem kredisini ödersin hem de kalan parayı sana veririm.” dediği, müvekkili de akrabası olan bu şahısa güvenerek teklifini kabul ettiği ve aracı hiç teslim almadan kendilerinde bıraktığı, araç satışının üzerinden henüz iki hafta geçtiği, müvekkil aracının kiraya verildiğini düşünürken ……… söz konusu araçla alkol etkisindeyken kaza yaptığı ve bu durumdan müvekkilin uzunca bir süre haberi dahi olmadığı, müvekkil araç satışından sonra geçen yaklaşık 2 aylık süreçte ………’den kira parasını neden halen vermediğini sormuşsa da ……… kendisine kiracı şirketten ödeme alamadığını, bu yüzden kendisine ödeme yapmadığını söylediği, müvekkili kaza olayını ve dolayısıyla İsmet isimli şahıs tarafından güveni kötüye kullanılmak suretiyle kandırıldığını çok sonra öğrendiği bunun üzerine yaptığı araştırma neticesinde ………’in aracı 8.800,00 TL bedelle üçüncü bir kişiye sattığını öğrendiği ve ………’i azletmiş fakat iş işten geçtiği, Müvekkil, ……… isimli şahıs hakkında suç duyurusunda bulunduğu, ……… de şüpheli sıfatıyla vermiş olduğu ifadesinde aracı müvekkile hiçbir zaman teslim etmediğini, Müvekkili dolandırılarak maddi zarara uğratıldığı, aracı bir gün dahi kullanmadığı, araçtan beş kuruş menfaat elde edemediği, müvekkili kaza tarihinde aracının ………’in sevk ve idaresinde olduğundan da habersiz olduğu, kazayı dahi olaydan çok sonra öğrenildiği, ……… isimli şahsın hileli hareketlerle müvekkile ait aracın zilyetliğini müvekkilin rızası ve iradesi dışı gasp ettiği, KTK m.107 hükmü uyarınca söz konusu kazadan dolayı meydana gelen zarardan ancak ve ancak ……… sorumlu olduğu ve bahsi geçen kanun hükmünün somut olaya kıyasen uygulanması gerekli olduğu işbu davanın asıl davalısı olması gereken ………’e davanın ihbarını ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, sigorta şirketinin sigortalısına açtığı rücuen tazminat davasıdır.
Dava dilekçesinden özetle; …….. plakalı aracın 01/07/2015 tarihinde alkollü kullanılmasından kaynaklı trafik kazasının meydana geldiği, bu nedenle sigorta şirketinin ödeme yaptığını, aracın 17.06.2015-17.06.2016 tarihleri arası ZMSS kapsamında davalı adına sigortalı olduğunu, alkollü sürücü ………’in sevk ve idaresindeki aracın trafik kazasına sebebiyet vermesi nedeniyle …….’in yaralandığını, davacıya yapaılan başvurular Hakem Heyeti kararı, Mahkeme kararları sonucu 132.463,23 TL ödendiğini, ………’in alkol ornaının 57,4 promil olduğunu, Trafik Sİgortası Genel Şartların b.4-c maddesine göre mevzuatta belirlenen alkol seviyesi üzerinde olduğundan sigortalıya rücu edilebileceğini davanı kabulünü talep ettiği,
Davalı tarafın cevap dilekçesinden özetle; davanın ………’e ihbarını, ……. ‘in teklifi üzerine aracın bankadan kredi çekilerek satın alındığını, ………’in aracı teslim etmediğini, davalının araç bedelini ödediğini, aracı ………’e hiç teslim almadan kiraya verdiğini, araç satışından iki hafta sonra kazanın gerçekleştiğini, davalının KTK mantığında işleten / malik sıfatınını hiç bir zaman doğmadığını davanın reddini talep ettiği
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın …….. plakalı aracın 01/07/2015 tarihinde alkollü kullanılmasından kaynaklı trafik kazasına ilişkin davacı tarafın sigortalıya rücuen tazminat istemine yönelik rücuen tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Emsal Ankara BAM 26 HD’nin Esas no : 2019/951 Karar no: 2021/1959 sayılı ilamından özetle;
“Dava, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında davacının ödediği tazminatın davalı sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasındaki ilişki sözleşme ilişkisi olup eldeki uyuşmazlık trafik sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı sigorta şirketi, sigortalı aracın yaptığı kaza sırasında davalı sürücü ve işleteninin yasal sınır üstünde alkollü olması nedeni ile üçüncü kişiye yaptığı ödemenin rücuan tahsilini talep etmektedir.
Taraflar arasında düzenlenen poliçe tarihi itibariyle yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4 kısmında, sigortacının sigortalısı işletene rücu hakkı düzenlenmiş; rücu edilebilecek haller sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddenin c bendinde; “Aracın uyuşturucu madde ve ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar” şeklinde düzenlenmiş olup sigortacıya açıkça rücu hakkı tanınmıştır.
24.05.2013 tarihinde değişiklik yapılan Karayolları Trafik Kanunun 48. maddesinin “Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır. Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılır. Kişinin yaralanmalı veya ölümlü ya da kollukça müdahil olunan maddi hasarlı trafik kazasına karışması hâlinde, ikinci fıkrada belirtilen muayeneye tabi tutulması zorunludur. Teknik cihaz ile yapılan ölçüme itiraz eden veya bu cihaz ile ölçüm yapılmasına müsaade etmeyen bu sürücüler, en yakın adli tıp kurumuna veya adli tabipliğe veya Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarına götürülerek uyuşturucu veya uyarıcı madde ya da alkol tespitinde kullanılmak üzere vücutlarından kan, tükürük veya idrar gibi örnekler alınır. Bu işlem bakımından 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 75 inci maddesi hükümleri, beşinci fıkrası hariç olmak üzere uygulanır. Trafik kazası sonucunda kişinin ölmesi veya teknik cihaza üfleyemeyecek kadar yaralanmış olması hâlinde, üçüncü fıkra hükümlerine göre bu kişilerden kan, tükürük veya idrar gibi örnekler alınır. Yapılan tespit sonucunda, 0.50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler hakkında, fiili bir suç oluştursa bile, 700 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi altı ay süreyle geri alınır. Hususi otomobil dışındaki araçları alkollü olarak kullanan sürücüler bakımından promil alt sınırı 0.21 olarak uygulanır. Alkollü olarak araç kullanma nedeniyle sürücü belgesi geri alınan kişiye, son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; ikinci defasında 877 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgeleri iki yıl süreyle, üç veya üçten fazlasında ise, 1.407 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgeleri her seferinde beşer yıl süreyle geri alınır. Sürücü belgelerinin herhangi bir nedenle geçici olarak geri alınmış olması hâlinde belirtilen süreler, geçici alma süresinin bitiminde başlar.Yapılan tespit sonucunda, 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır. Hususi otomobil sürücüleri bakımından 0.50 promilin, diğer araç sürücüleri bakımından 0.20 promilin üzerinde alkollü olan sürücülerin trafik kazasına sebebiyet vermesi hâlinde, ayrıca Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.Uyuşturucu veya uyarıcı madde aldığı tespit edilen sürücülere 3.600 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi beş yıl süreyle geri alınır. Bu kişiler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanır. Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeyen sürücülere 2000 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi iki yıl süreyle geri alınır. Sürücünün uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığından şüphe edilmesi hâlinde 5271 sayılı Kanunun adli kolluğa ilişkin hükümleri uygulanır. Alkollü olarak araç kullanması nedeniyle son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde sürücü belgeleri ikinci defa geri alınan sürücüler Sağlık Bakanlığınca, usul ve esasları İçişleri, Millî Eğitim ve Sağlık bakanlıklarınca çıkarılacak yönetmelikte gösterilen sürücü davranışlarını geliştirme eğitimine; üç veya üçten fazla geri alınan sürücüler ise psiko-teknik değerlendirmeye ve psikiyatri uzmanının muayenesine tabi tutulurlar. Sürücü belgelerinin geçici geri alma işlemleri bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevliler tarafından yapılır. Bu madde hükümlerine göre geri alınan sürücü belgesinin iade edilebilmesi için; ilgili kişi hakkında trafik kurallarına aykırılık dolayısıyla bu Kanun hükümlerine göre verilmiş olan idari para cezalarının tamamının tahsil edilmiş olması; uyuşturucu veya uyarıcı madde alması nedeniyle sürücü belgesi geri alınanların ayrıca sürücü olmasında sakınca bulunmadığına dair resmi sağlık kurumlarından alınmış sağlık kurulu raporunun ibraz edilmesi şarttır. Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin tespiti için kullanılacak teknik cihazların sahip olacağı asgari koşullar ile diğer usul ve esaslar yönetmelikte gösterilir.” hükmünü içermektedir.”
Emsal Kayseri BAM 6 HD’nin Esas no: 2021/1311, Karar no: 2021/1511 sayılı ilamından özetle;
“Dava, ZMSS poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminatın tahsili hususunda başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı sigorta şirketinin, 25.03.2019 tarihinde davalı adına tescilli …… plakalı araç için ……. poliçe numaralı ZMSS poliçesini tanzim ettiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur.
2918 sayılı KTK’nun 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigotacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmektedir. Görüldüğü gibi davalı şirketin işleten sıfatını taşımaması, onun kiracısıyla arasındaki iç ilişkiye ait bir sorundur ve sigortacının trafik sigortasına dayalı olarak tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda başvurabileceği kimse, aracın gerçek işleteni kim olursa olsun, sadece sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi) olan sigorta ettiren olduğundan, davalı şirket sigorta poliçesinin ve sigorta genel şartlarının kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür.
Somut olayda aracın dava dışı ………’ ın sevk ve idaresinde iken 05.04.2019 tarihinde kazaya karışmış olup davacı sigorta şirketi tarafından, kaza nedeniyle zarar görene ödendiği iddiasıyla, trafik sigortası genel şartlarının B.4/d maddesi gereğince dava dışı sürücünün alkol alarak güvenli sürüş yeteneğini kaybetmesi nedeniyle sigortalısına rücu şartlarının oluştuğundan bahisle işbu dava açılmıştır. Davalıya ait aracın verildiği ……… aracın şöförü olup, davalı ise 2918 Sayılı KTK’nun 3. maddesine göre aracın işletenidir. Ancak KTK’nun 95. maddesi hükmü uyarınca bu dava ZMSS şirketi tarafından sadece sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi, sigortalısı) aleyhine açılabilir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/8353 Esas 2019/6270 Karar). Yine KTK.’nun 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmektedir.
Görüldüğü üzere, davalının işleten sıfatını taşımaması, onun kiracısıyla arasındaki iç ilişkiye ait bir sorundur ve sigortacının trafik sigortasına dayalı olarak tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda başvurabileceği kimse, aracın gerçek işleteni kim olursa olsun, sadece sigorta sözleşmesinin tarafı olan sigorta ettiren olduğundan davalı şirket sigorta poliçesinin ve sigorta genel şartlarının kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür. (aynı yönde Yargıtay 17. HD’sinin 2013/8389 E-2014/7471 K sayılı kararı)
Dosyanın incelemesinde; Davacı sigorta şirketinin, 25.03.2019 tarihinde davalı adına tescilli …… plakalı araç için …… poliçe numaralı ZMSS poliçesini tanzim ettiği hususunda taraflar arasında tanzim ettiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayıp davacı sigorta sözleşmesi kapsamında koşulları var ise sözleşmenin akidi ve mirasçılarına rücu edebilecektir.
Kaza tarihi ve poliçe tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 01.06.2015 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları 4/d maddesinde herhangi bir sınırdan söz edilmeksizin, sigortalının veya sürücüsünün alkollü içki almış olmaları nedeniyle, aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından dolayı olayın meydana gelmiş olması halinde sigortacının sigortalısına rücu edebileceği öngörülmüştür.
…… plakalı araç şoförü ………’ın kaza sonrası alınan alkol raporunda 0.55 promil alkollü olduğunun belirtildiği görülmüştür. (Promil hesabında alkolün ağırlığı, kanın ise hacmi dikkate alınarak bir orantı kurulur. Örneğin 0.50 promil 100 mililitre kanda 50 miligram alkol bulunduğunu gösterir ve buradan gidilerek, 50:100=0.50 promil kabul edilir.)
2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu 48/5 hükmü uyarınca 0.50 promil üzerinde alkollü şekilde araç kullanmak yasak olup dava dışı Mustafa’nın kaza anında 55 promil alkollü olduğu bu değerin 2918 sayılı KTK 49/5 hükmünde belirtilen yasal sınır üzerinde bulunduğu, dolayısıyla sigortacının 01.06.2015 tarihili resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren ZMMS poliçe genel şartları 4/d maddesi uyarınca sigortalısına kusuru oranunda rücu koşullarının oluştuğunun kabulü gerekir. “
Emsal YARGITAY 17. Hukuk Dairesi’nin Esas no: 2020/285, Karar no: 2021/2967 ilamından özetle; “Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu kapsamında, haksız eyleme dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacıya sigortalı araç özel araç olup, bu aracın haksız eyleminin de TTK’nın 3. maddesi uyarınca ticari iş niteliği taşımamasına, bu durumda da davalıdan ancak yasal faiz istenebileceğine, bu nedenle davalı bakımından istem gibi ticari işlerde öngörülen avans faizine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.”
Somut olayın yapılan incelemesinde; dosyada delillerin toplandığı, bilirkişi heyetinden 14.04.2022 tarihli bilirkişi raporunun alındığı, taraflar arasında ZMSS poliçe ilişkisi olduğu, bu nedenle davacı tarafından sigorta poliçesi kapsamında rücuya tabi ödemelerde başvurulması gereken kişinin yukarıda belirtilen emsal kararlardan da anlaşılacağı üzere davalı taraf olduğu, davalı tarafın bu husustaki itirazlarının yerinde görülmediği,
Dava dışı sürücünün soruşturma evrakları ile Adana …… ATM ……. esas, …… karar sayılı kararda 57,4 promil alkollü kabul edildiği, Adana Mahkemesi kararının istinaf edilmeden kesinleştiği, mahkememizce alkol miktarının tespiti için dava dışı sürücünün alkol raporun istenildiği ancak Mahkememize gönderilen belgeler içerisinde bu hususta bir rapora rastlanmadığı, bununla birlikte Mahkememiz dosyası kapsamında hazırlanan üçlü bilirkişi heyet raporunda dava dışı sürücünün alkol miktarının 0,574 promil olarak kabul edildiği, dava dışı sürücü ………’in tam kusurlu olduğunu belirtildiği, mahkememizce tespit edile bu hususlara itibar edildiği,
Taraflar arasındaki sigorta poliçe tarihleri ile kaza tarihinin 1.6.2015 tarihinden sonraya ilişkin olduğu, 01.06.2015 de yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.c bendi gereğince alkole ilişkin rücu şartlarının oluşması için kazaya karışan aracın hususi amaçla kullanılması durumunda 0,50 promil alkol seviyesi üzerinde, diğer amaçla araç kullanılması durumunda 0,20 promil üzerinde olmasının yeterli olduğu, ayrıca kazanın münhasıran alkolün etkisinde gerçekleşmesi hususunun aranmadığı, davaya konu tek taraflı gerçekleşe trafik kazasında dava dışı sürücünün tam kusurlu olduğu, bu kusur oranında davalı tarafın sorumlu olduğu, araç şoförünün alkol oranının yasalarda belirtilen sınırlar üzerinde olduğu, davacı tarafın trafik kazasından kaynaklı üçüncü kişilere ödeme yaptığını ispat ettiği, rücu şartları oluştuğu, sigorta şirketinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faiziyle sigortalısından alacak miktarı talep edebileceği aracın niteliği de dikkate alınarak faizin yasal faiz olacağı değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın kabulü ile 132.463,23TL toplam alacak miktarının ; 37.629,00 TL kısmının 12.12.2019 tarihinden itibaren, 25.312,00 TL kısmının 24.10.2019 tarihinden itibaren, 41.920,26 TL kısmının 08.08.2018 tarihinden itibaren, 24.558,07 TL kısmının 26.07.2019 tarihinden itibaren ve 3.043,90 TL kısmının 11.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 9.048,57.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 2.262,15.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 6.786,42‬.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30.-TL başvurma harcı ve 2.262,15.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 2.533,35.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 20.869,48.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen kararının, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstanbul BAM ‘ne İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/10/2022

Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim …….
¸e-imzalıdır