Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/810 E. 2022/772 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/810 Esas
KARAR NO : 2022/772

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2021
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 09/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; 22/01/2021 tarihinde saat 13:30 civarında ……..’ya ait ve ……… Sigorta Anonim Şirketi tarafından ZMMS ile ve ……… Sigorta Anonim Şirketi Kasko sigortası ile sigortalanmış …….. sevk ve idaresindeki ……… plakalı araç ile müvekkile ait ve ……… sevk ve idaresindeki ……… plakalı araca yandan çarparak maddi hasarlı trafik kazasına sebep olduğu, bu kazanın oluşmasında tüm kusurun müvekkilin aracına çarpan ……… plakalı araç sürücüsü ……..’ya ait olduğu, kazaya sebebiyet veren ……..’nın kullandığı ……… plakalı araç, ……… Sigorta Anonim Şirketi tarafından 22.06.2020 – 22.06.2021 tarihleri arasında geçerli olan …….. poliçe numaralı ZMMS ile sigortalı olduğu, aynı araç 22.06.2020 – 22.06.2021 tarihleri arasında ……… Sigorta Anonim Şirketi tarafından ……. poliçe numaralı kasko sigortası ile sigortalandığı, …….. sürücü ve …….. da aracın maliki ve işletmecisi olduğu, bu nedenle tüm davalılar meydana gelen Zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, bu kaza sebebiyle müvekkile ait ……… plakalı araçta çok yüksek bedelli onarımlar yapıldığı, müvekkile ait aracın tamirat bedeli Sigorta Şirketi tarafından karşılandığı, müvekkilinin daha önce hiç bir kazaya uğramayan aracında ciddi bir değer kaybı oluştuğu, bu değer kaybının hesaplanarak taraflarına ödenmesi gerektiği, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu gereği, müvekkilinin kaza sebebiyle aracında meydana gelen değer kaybının hesaplanarak toplam zararın tespiti ile tarafımıza verilmesi gerektiği, zararın hesaplanarak ödenmesi için davalı sigorta şirketlerine yaptıkları başvuruya kısmi bir ödeme ile cevap verildiği, araç değer kaybı için şimdilik 1.000,00 TL, olay tarihinden itibaren işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılara yükletilmesine ve davalılardan alınarak davacı müvekkile ödenmesine karar verilmesini arz ve talep etmektedir.
Davalı ……… SİGORTA A.Ş. Vekili Tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın aracında meydana gelen değer kaybı ile ilgili müvekkil sigorta şirketine başvurusu üzerine açılan hasar dosyasından yapılan değerlendirme neticesinde; dava öncesi ve yasal süre içinde 15.06.2021 tarihinde 14.962,50-TL değer kaybı tazminatı ödemesi gerçekleştirildiği, değer kaybı tazminat hesaplaması Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartları Ek-1’de belirlenen formüle uygun olarak yapılması gerektiği, müvekkil şirket ancak sigortalısının kusuru oranındasorumlu olduğu, kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi gerektiği, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiği, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiği, davanın reddine karar verilmesini, Davacı tarafın; “değer kaybı” tazminatı talep etmeye hakkı olup olmadığının, var ise miktarının tespiti için “Bilirkişi” incelemesi yaptırılmasını ve alınacak raporun tarafımıza tebliğ ettirilmesini, Müvekkil şirket dava açılmasına keyfi ve haksız olarak sebep olmadığından, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmektedirler.
Davalı …….. ve …….. tarafından hazırlanan Cevap Dilekçesinde özetle; Tüm kusurun taraflarına yükletilmesini kabul etmediklerini, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin …… kaza ihbar nolu dosyasında taraflarının asli kusurlu tayin edildiği, aracın sigorta şirketleri tarafından değer kaybına ilişkin ödemelerin yapıldığını, ……… Sigorta A.Ş. tarafından 15/06/2021 tarihinde 14,962,50 TL ödeme yapıldığını, ……… Sigorta A.Ş. tarafından 09/07/2021 tarihinde 5.368,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, yapılan ödemelerle aracın değer kaybının karşılandığını, araçta meydana gelen değer kaybı hesabı için Trafik Sigorta Genel Şartları Ek-1’de yer alan hesaplama yönteminin esas alınması gerektiği, kabul anlamına gelmemek kaydıyla başka bir ödeme yapılacaksa16/06/2020 tarihli …….. poliçe nolu Genişletilmiş Kasko Poliçesi üzerinden yapılması gerektiği, davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesini arz ve talep etmektedirler.
Davalı ……… Sigorta A.Ş. Vekili Tarafından Hazırlanan Beyan Dilekçesinde Özetle; ……. plakalı araç müvekkil şirket nezdinde ……. poliçe numaralı 22.06.2020- 22.06.2021 vadeli ihtiyari mali mesuliyet teminatlarını havi Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, davacının öncesinde müvekkil şirkete başvurusu üzerine …… sayılı hasar dosyası açılmış ve 09.07.2021 tarihinde 5.368,00-TL ödenerek tüm sorumluluk yerine getirildiği, karşılanmamış zarar kalmadığı, müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğu, başvurunun reddi talebimiz asıl olmakla, değer kaybı talepleri, Genel Şartlar’ da açıkça belirlenmiş olup, yapılacak hesaplamada genel şart hükümlerinin esas alınması gerektiği, haksız ve mesnetsiz ikame edilen davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmektedirler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
22/01/2021 tarihli trafik kazasından kaynaklı araç değer kaybına ilişkin belirsiz alacak davası ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafın iş bu davaya konu talebinin 22.01.2021 tarihli trafik kazasından kaynaklı davacıya ait ……… plakalı aracın değer kaybına uğradığı, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu iddialarına ilişkin değer kaybının davacıya ödenmesine ilişkin olduğu,
Davalı ……… Sigorta şirketinin cevabının, davacı tarafa değer kaybı ödemesi olarak 15.06.2021 tarihinde 14.962,50 TL ödendiği, teminat limitinin araç başına 41.000 TL olduğu, kusur oranının tespiti ile davanın reddine ilişkin olduğu,
Davalılar …… ve ……..’nın cevabının, taraflarının kusurunun olmadığı, davacıya değer kaybına ilişkin ödemelerin yapıldığı, davanın reddine ilişkin olduğu,
Davalı ……… Sigorta’nın süresinde cevap dilekçesi sunmadığı, süresinden sonra sunduğu beyan dilekçesinin davacıya 9.7.2021 tarihinde 5.368 TL ödemenin yapıldığı, davanın reddine ilişkin olduğu,
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu,
Karayolları Trafik Kanunun 85 maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Aynı yasanın 88. Maddesinde ise “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” düzenlemesi ile motorlu araçların işletilmesi neticesinde üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteninin, aracın sürücüsünün ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu ayrıca birden fazla kişinin zararı tazminat ile yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumlu olduklarının belirtildiği, Bu haliyle Karayolları Trafik Kanununun, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik sorumluluk esasını benimsediği,
TBK’nın 61. Maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” denilmekle birden çok kişinin aynı zarardan aynı sebeple yada çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği, bu durumda iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğün şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olacağı, bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacağı,
Müteselsil sorumluluk kanundan doğan bir sorumluluk türü olduğu, müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, davacının kusursuz olduğunda, zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebileceği, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/11886 Esas, 2017/6732 Sayılı Kararı)
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli 2019/40 Esas 2019/40 sayılı iptal kararı ile 2918 sayılı KTK nun 90. Maddesinin 1. Cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlede yeralan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verildiği, bu iptal kararının 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiği,
Anayasanın 153. maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmünün, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olduğu, yargılamanın devam ettiği davalarda “geriye yürümeme kuralının” uygulanamayacağı, diğer bir anlatımla bir davada uygulanması gereken kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise bu maddenin artık eldeki davada da uygulanamayacağı, zira davanın yasal dayanağının ortadan kalktığı ve Anayasa’ya aykırı olduğunun tespit edildiği, (Hukuk Genel Kurulunun 17.05.1989 tarihli ve 1989/10-250 E., 1989/361 K. sayılı kararı, Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2020 Tarih 2017/8-1863 E. 2020/206 K sayılı kararı ) Bu itibarla Anayasanın 153. maddesi gereğince bu iptal kararının bağlayıcı olup derdest davalara ve kesinleşmemiş hükümlere de etki edeceği, bu durumda usuli kazanılmış haktan bahsetmenin mümkün olmayacağı,
2918 Sayılı Yasanın 90. maddesinin Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki son halinin “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklinde olduğu, Anayasa Mahkemesi İptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmadığı, bu durumda Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları dikkate alınarak kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonrası değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerektiği,
Dosyanın yapılan incelemesinde; davaya konu istemin değer kaybına ilişkin olduğu, dosya kapsamında delillerin celp edilerek bilirkişi ……… ile bilirkişi ………’dan rapor alındığı, raporda davalı araç sürücüsü ……..’nın tam kusurlu davacı tarafa ait araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığının belirtildiği, hasar yönünden değerlendirme yapılarak eskper raporundaki maddi zarar bedelinin kaza ile uyumlu olduğunun belirtildiği, değer kayına ilişkin Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki durumda dikkate alınarak emsal araçlarda incelenerek değer kaybının 15.504,73 TL olarak hesaplandığı, davalılarca yapılan ödemelerin toplamının 20.348,50 TL olduğu ve raporda bilirkişilerce hesaplanan miktardan daha fazla olması nedeniyle davacının değer kaybı talebinde bulunamayacağının tespit edildiği, kök rapora itiraz üzerine alınan ek raporda da açıklama yapılarak görüşün değişmediğinin belirtildiği, davacı tarafın itirazının Mahkememizin 17.06.2022 tarihli ara kararıyla ayrıntılı olarak değerlendirildiği, araç değer kaybında dikkate alınması gereken tarihin kaza tarihi olduğu, bu tarihe göre bilirkişi inceleme ve tespitin yapıldığı, davacının rapor itirazında dayandığı emsal araçların, bilirkişi raporunda belirtilen emsal araçlar ile aynı ve benzer olduğu, davacıya yapılan değer kaybı ödemesinin hesaplanan zararı karşıladığı dikkate alınarak açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 59,30.-TL peşin harcından mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 21,40.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı ……… Sigorta kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın 2022 yılı istinaf yasa yolu kesinlik sınırı olan 8.000TL nin altında kalması nedeniyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/09/2022

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim ……
¸e-imzalıdır