Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/801 E. 2021/1047 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/801 Esas
KARAR NO : 2021/1047

DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 24/10/2013
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptal ve Tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 24/10/2013 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili firmanın davalıya olan çeke dayalı borçları nedeniyle şirket yetkilisi …….’ in babası …’ e ait İstanbul, Bağcılar, …. köyü,…… ada …. parseldeki….. ve …… nolu bağımsız bölüm olan dükkan niteliğindeki yerlerin davalı şirkete devredildiğini, bu devirle ilgili olarak davalı ile müvekkili şirket arasında 09/12/2009 tarihli protokolün imzalandığını, iş bu protokol ile toplam 160.000.-TL lik çeklere istinaden ….. Bankası ……. Şubesinden tapu teminatı verilerek davalı şirket lehine 167.000.-TL kredi çekildiğini, bu kredinin müvekkili tarafından ödeneceği, kredi borcunun tamamen ödenmesi ile …’ den teminat olarak alınan 2 ve 4 nolu bağımsız yerlerin geri iade edileceğinin belirlendiğini, ayrıca protokolün 4. paragrafında da çekilen kredinin 25.000.-TL sinin müvekkili şirkete iade edileceğinin yazıldığını, iş bu protokol sonrası müvekkili şirket yetkilisi tarafından davalı şirket yetkilisine banka kredi taksitlerine istinaden 3 adet taksit bedeli toplamı elden nakden ödendiğini, daha sonra davalıya verilen çekler müvekkili şirket yetkilisi tarafından ödenerek teslim alındığını ve çek asıllarının taraflarında bulunduğunu, bu nedenlerle çek borcu kalmaması sebebiyle taşınmazların iade edilmesi gerektiğini beyanla neticeten fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve ileride ıslah edilmek üzere, öncelikle satışı yapılmayan taşınmaz üzerine dava sonuna kadar ihtiyati tedbir konulmasını, taşınmazların aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde, taşınmazlar üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, taşınmazların kıymet takdirlerinin belirlenmesi neticesinde oluşacak meblağın müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacının dava konusu yapmış olduğu alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, esasa girilmeden usulden reddinin gerektiğini, taraflar arasındaki protokol hükümlerinin davacı tarafça yerine getirilmediğini, kredi bedellerini ve çek bedellerini ödemediğini, kredi bedellerinin tamamının müvekkili tarafından ödenmek zorunda kaldığını, davacının çeklerin kendilerine iade edilmesinin sebebinin karşılıksız çek kaydı ile iade edildiğini, dava dilekçesinin çelişkili beyanlardan meydana geldiğini, aynı taleple açılan ve husumet nedeniyle reddine karar verilen davası ile örtüşmediğini, dava konusu çekler karşılıksız çek iade kaydı ile iade edildiğini, davacının iddialarını senetle yani yazılı olarak ispat etmesi gerektiğini, davalının somut bilgilere dayanmadan ve sadece iddiadan ibaret beyanları dikkate alınarak taşınmazlara tedbir konulmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin hem çek bedelini alamadığını, hem de banka kredisi ödemek zorunda bırakıldığını beyanla neticeten haksız ve yersiz ihtiyati tedbir talebinin reddine, zamanaşımı nedeniyle davanın usulden reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ASLİ MÜDAHALE:
Asli müdahil dilekçesinde ÖZETLE; davacı ile davalı firmalar arasında akdedilen 08.12.2009 tarihli inanç sözleşmesi gereği, ilk davanın davacısı ….. firmasının, ticari ilişki kapsamında düzenlenen inanç sözleşmesi ile üstlendiği edimi yerine getirmiş olduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesi’nin 24/12/2019 tarih ve ……. Esas ……. Karar sayılı ilamı ile de sabit olduğundan, dava konusu İstanbul ili, Bağcılar, ……. Köyü, ……. ada, ….. Parseldeki …. nolu bağımsız bölümün, davalı …… Orman Ürünleri ve İnş. Tic. Ltd.Şti. adına olan tapunun iptali ile 08.12.2009 tarihli inanç sözleşmesi kapsamında,hukuki ilişkinin tarafı konumunda olan müvekkil asli müdahil … adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
…… Bankası A.Ş.’nden, Bağcılar Tapu Müdürlüğünden, Ticaret Sicil Müdürlüğünden, …… bank A.Ş.’nden, ….. Bankasından, ….. Bankası A.Ş.’nden, …… Bankası A.Ş.’nden, …… bank A.Ş.’nden, …. Bank A.Ş.’nden, ….. bank A.Ş.’nden, ….. A.Ş.’nden, ….. ‘den, Güneşli Vergi Dairesi Müdürlüğünden bir kısım evrak ve belgeler ile Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyası, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkememizin ….. Esas, …… Karar sayılı ilamı ile; davacının, inançlı işlem iddiasının dayanağı olan 09/12/2009 tarihli protokol hükümlerini yerine getirdiğini yazılı delil ile ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın istinaf talebi neticesinde T.C. İstanbul BAM …… H.D. …… Esas ve ….. Karar sayılı ilamı mahkememizin kararının kaldırılarak gönderildiği ve kaldırma kararına uygun olarak mahkememizin …. Esas sayılı dosyası üzerinden yargılamaya devam olunmuştur.
Kaldırma kararına uygun olarak yapılan yargılama neticesinde mahkememizin …. Esas ….. sayılı kararı ile; “…. taraf şirketler arasında mal alım-satımına dayalı bir ticari ilişki olduğu, bu ilişki kapsamında davacının davalıya verdiği 5 adet toplam l85.000.-TL’lik çeklerin karşılıksız çıktığı, bu çeklerin ödemesini teminen protokol akdedilerek davacı şirket yetkilisi …….’in babasına ait iki adet taşınmazın davalı şirkete satışının yapıldığı, bu işlem ile ilgili olarak davalı şirketin …. Bankası…… Şubesinden toplam 167,000 TL.lik işyeri kredisi kullandığı, geri ödemesinin 36 taksit ayda 5.696,91 -TL olarak kararlaştırılmış olduğu ve toplamda 205.088,76 TL ödeme yapıldığı, bu ödemelerin davacı tarafından yapıldığı ispat edilemediğinden davalı tarafından ödendiği kabul edilmiştir. Davalı taraf her ne kadar protokole konu 100.000 TL’lik malı davacıya teslim ettiğini iddia etmiş ise de mal teslimine ilişkin yazılı belge sunamadığı gibi, bu hususta yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla bu alacak kalemine ilişkin talebini ispat edememesi nedeniyle hesaplamaya dahil edilmemiştir. Bu açıklamalar ışığında dava tarihi itibariyle davalının davacıdan toplam alacağının 390.088,76 TL( l85.000.-TL+ 205.088,76 TL) olduğu anlaşılmıştır.
Bahsi geçen ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya çek ile toplam 29.550 TL ödendiği, bu ödemelerin bankalardan gelen yazılar ile teyit edildiği, yine davacı tarafından teminat olarak verilen İstanbul ili, …. ilçesi, … köyü, ….. ada ……. parselde kayıtlı 2 nolu bağımsız bölümün davalı tarafından satıldığı, teknik bilirkişi eliyle yapılan hesaplamada bu taşınmazın satış tarihindeki değerinin 251.000 TL olduğu ve 2 ve 4 nolu taşınmazın dava tarihine kadar ki kira gelirinin ise 46.500 TL olduğu tespit edilmiştir. Bu açıklamalar ışığında dava tarihi itibariyle davacı tarafından davalı tarafa yapılan toplam ödemelerin 327.050 TL( 251.000 TL+ 46.500 TL+29.550 TL) olduğu anlaşılmıştır.
Bu kapsamda dava tarihi itibariyle davalının davacıdan 63.038,76 TL( 390.088,76 TL – 327.050 TL) alacağının bulunduğu, bu bedelin mahkeme veznesine depo etmesi için davacı tarafa önel verildiği ve davacı tarafça belirlenen bedelin depo edildiği anlaşılmakla; davacı tarafın davasının kısmen kabulü ile inanç sözleşmesi kapsamında davalı tarafa devredilen İstanbul ili, ….., …. Köyü, ….. ada, ….. Parseldeki ….. nolu bağımsız bölümün(dükkan) davalı … adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ….. Ağaç Kaplama San.Tic.Ltd.Şti. adına tesciline ve mahkeme veznesine depo edilen 63.038,76 TL’nin ise kararın kesinleşmesine müteakip davalı tarafa verilmesine” dair hüküm tesis edilmiş ve davalı tarafın istinaf talebi üzerine dosya istinafa gönderilmiştir.
İstanbul BAM ….. H.D’nin ….. Esas ve ……. Karar sayılı ilamı ile mahkememizce varılan sonuç yerinde görülmüş ancak taraflar açısından bağlayıcı olan protokolde gereği taşınmazların dava dışı önceki malik …’e iade edilmesinin kararlaştırıldığı halde mahkemece taşınmazda mülkiyet hakkı bulunmayan davacı şirket adına tescile karar verildiği gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılarak geri gönderilmiş ve iş bu esasa kaldı yapılmıştır.
Kaldırma kararı doğrultusunda tapu maliki … davaya müdahale talebinde bulunarak, dava konusu İstanbul ili, ….., …. Köyü, …… ada, …. Parseldeki …. nolu bağımsız bölümün(dükkan) adına tescilini talep etmiş ve eksiklik giderilmiştir.
Somut olayda davacı ve davalı şirketler arasında ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacak- borç bulunduğu, bu nedenle tarafların yetkili temsilcileri aracılığı ile 08.12.2009 tarihli protokolü imzaladıkları sabittir. 08/12/2009 tarihli protokol uyarınca; davacı tarafından davalıya verilmiş olan 5 adet, toplam 185.000 TL’lik çeklerin karşılıksız çıktığı, buna istinaden davacı şirket yetkilisinin babası olan …’e ait olan İstanbul ili, ….. ilçesi, …… köyü, ….. ada ….. parselde kayıtlı 2 ve 4 bağımsız bölüm nolu 2 adet dükkan nitelikli taşınmazın teminat olarak davalı şirkete devredildiği, bu taşınmazlar teminat gösterilerek davalı şirket tarafından banka kredisi çekildiği, krediden 25.000 TL’nin davacı şirkete iade edileceği, kredinin geri ödemesinin davacı şirket yetkilisi ……. tarafından davalı şirkete yapılacağı ve borç ödenip risk tamamlandıktan sonra da tapuların …’e iade edileceği ve davalının davacıya 100.000 TL değerinde malzeme vereceğinin kararlaştırıldığı, belgede şirket kaşelerinin yer aldığı imza edenlerin taraf olan şirketlerin yetkili temsilcileri oldukları görülmektedir.
Tapu kayıtlarına göre; dava konusu, İstanbul ili, ……. ilçesi, ….. köyü, …… ada …… parselde kayıtlı kat mülkiyetli …. ve ….. bağımsız bölüm nolu 2 adet dükkan nitelikli taşınmazın … adına kayıtlıyken 11.12.2009 tarih ve …… y.s. Satış işlemi ile davalı şirkete devredilmiş olduğu, davalı şirket tarafından 2 nolu taşınmazın 2013 yılında dava dışı 3. Kişiye satış yolu ile devredildiği, 4 nolu taşınmazın halen davalı şirket adına kayıtlı olduğu görülmektedir.
Davalı şirket tarafından 15.12.2009 tarihinde 167.000 TL banka kredisi çekildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut 06.03.2019 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre; taraf şirketler arasında mal alım-satımına dayalı olan ticari ilişki kapsamında davalı şirketin toplam 390.088,76 TL alacaklı olduğu, davacı şirketin toplam 327.050,00 TL ödeme yaptığı ve bakiye borcunun 63.038,76 TL olduğu tespit edilmiştir.
Mahkemece bakiye 63.038,76 TL davalı alacağının mahkeme veznesine depo edilmesi için davacı tarafa önel verilmiş ve davacı tarafça belirlenen bedel depo edilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre ; davacı şirketin, davalı şirkete karşılıksız çıkan 5 adet çek bedeli olan 185.000,00 TL ve davalı şirket tarafından çekilen ve geri ödemesi 205.088,76 TL olarak yapılan kredi bedeli toplamından oluşan 390.088,76 TL tutarındaki borcunu ödediğinin yazılı delil ile ispatlanamaması nedeniyle borçlu olduğu, buna karşılık davalı şirketin ayrıca 100.000 TL tutarlı protokole konu malzemeyi davacı şirkete teslim ettiği keza yöntemince ispat edilemediğinden davacı şirketin borçlu olduğu miktarın sonuç olarak 390.088,76 TL olduğu, tespit edilen bu borcun 29.550 TL’sinin davacı tarafından davalıya çek ile ödendiği, borcun teminatı olarak devredilen dava konusu 2 nolu bağımsız bölümün davalı tarafından satılması nedeniyle satış tarihindeki değerine göre 251.000 TL’nin tahsil edilmiş olduğu, teminat olarak devredilen 2 ve 4 nolu taşınmazlardan davalının kira geliri olarak 46.500 TL elde ettiği dikkate alındığında davalının toplamda alacağına karşılık (251.000 TL+ 46.500 TL+29.550 TL) 327.050 TL tahsil ettiği dolayısıyla bakiye alacağın 63.038,76 TL olduğu, bu bedelin davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi sebebi ile davacının ticari ilişki kapsamında düzenlenen inanç sözleşmesi ile üstlendiği edimini yerine getirmiş olduğu anlaşılmıştır.
İnanç sözleşmeleri, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. İnanç sözleşmelerinin tarafları arasında, onların gerçek iradelerini ve akitten amaçladıklarını yansıtması bakımından geçerli olduğu; taraflarına Borçlar Kanunu çerçevesinde nisbi haklarını talep etme olanağını verdiği tartışmasızdır. İnanç sözleşmeleri bir yandan mülkiyeti nakil borcu doğurması bakımından tarafları bağlayıcı, diğer yandan, mülkiyetin naklinin sebebini teşkil etmesi açısından tasarruf işlemlerini bünyesinde barındıran sözleşmelerdir.
Bu açıklamalar ışığında; taraf şirketler arasında inanç sözleşmesi düzenlendiği içerdiği hükümler bakımından tarafları bağlayıcı mahiyette olduğu, borcunu ödeyen davacının protokol gereği karşı edim olan mülkiyetin naklini talep hakkının bulunduğu, protokolde ki inanç sözleşmesi gereği taşınmazın dava dışı önceki malik …’e iade edilmesinin kararlaştırıldığı gözönünde bulundurularak davanın kısmen kabulü ile dava konusu İstanbul ili, ….., …… Köyü, ….. ada, …… Parseldeki …… nolu bağımsız bölümün(dükkan) davalı … adına olan tapu kaydının iptali ile dahili davacı … adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine ve mahkeme veznesine depo edilen 63.038,76 TL’nin kararın kesinleşmesine müteakip davalı tarafa verilmesine dair hüküm tesis edilmiş ve verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesinin 21/09/2021 tarih, …… Esas, …… Karar sayılı ilamı; ” 6100 Sayılı HMK. nun 65. maddesinde düzenlendiği üzere “bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.”
Yasal düzenlemeden anlaşıldığı üzere; asli müdahale aslında açılmış bağımsız bir davadır. Asli müdahale talebinde bulunan kişiden hem başvurma hem de karar ve ilam harcı alınır. Asli müdahale talebinin ayrı bir dava niteliğinde olması nedeniyle başvuru ve nisbi harç yatırılarak harçlandırılmış olması halinde dikkate alınabilir. Bunun dışında asli müdahalenin şartları şunlardır; görülmekte olan bir dava olması ve henüz hüküm verilmemiş olması, davanın tarafı olmayan dava ve taraf ehliyetine sahip 3. bir kişinin davanın taraflarına karşı yargılama konusu hak veya şey üzerinde kısmen veya tamamen hak iddiasında bulunmasıdır. İlk davanın davalı ve davacıları asli müdahale davasının zorunlu dava arkadaşıdır. Çünkü davanın taraflardan sadece birine karşı açılması asli müdahale de mümkün değildir. Fakat karar ikisi içinde aynı olmaz her biri hakkında farklı farklı kararlar verilebilir.
Eldeki dosyada ise asli müdahale talebinin yukarıda belirtilen usul kurallarına uygun düzenlenmediği, ayrıca asli müdahilin başvurma harcı dışında yükümlü olduğu dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden peşin nispi harcı yatırmadığı anlaşılmıştır.
Oysa Harçlar Kanunu, harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Kanunun 32. maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30. madde hükmünde de “…muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı Yasanın 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır…” düzenlemesine yer verilmiştir.
Mahkemenin bu emredici kurallara göre harcı ikmal ettirmeden yasal olarak yargılamaya devam etme ve hüküm aşamasına gelme imkânı yoktur. Harcın tamamlanmaması halinde esasa ilişkin bir karar değil davanın açılmamış sayılması kararı verilecektir. Dolayısıyla bu eksikliğin istinaf aşamasında değil ilk derece mahkemesince giderilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
İstinaf konusu eldeki davada, dava tarihi itibariyle dava konusu 4 nolu taşınmazın değerinin 299.000,00 TL olduğu tespit edilmiş olduğundan asli müdahil yönünden bu dava değeri üzerinden peşin nispi harç alınması gerektiği, yargısal harçlarla ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olmasına rağmen bu husus dikkate alınmadan esas hakkında hüküm kurulması, bunun yanında asli müdahale dilekçesinin yasanın aradığı şartlara uygun düzenlenmediği dikkate alınarak HMK 119 maddesi uyarınca dilekçedeki eksikliğin düzeltilmesi için asli müdahile kesin süre verilmesinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle mahkememizin verdiği kararın Kaldırılmasına karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce davacı ve asli müdahil zorunlu dava arkadaşı olarak takdir edilmiş ve hakkaniyet gereği aynı sözleşmeye ve aynı talebe ilişkin hususta iki ayrı nispi harca ve iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesi adına ……. Esas ve …… Karar sayılı ilam tesis edilmiştir. Ancak İstinaf Mahkemesi bu konuda ısrarla HMK’nın 65. Maddesinin motamot uygulanmasını talep ettiği için ve istinaf kararına karşı direnme olanağı da bulunmadığından, belirtilen eksiklikler giderilirek tekrara düşmemek adına mahkememizin …… Esas ve …… Karar sayılı ilamındaki gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A. ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davacının davasının 09.12.2009 tarihli protokol hükümleri uyarınca taşınmazlarda mülkiyet hakkı bulunmadığından REDDİNE,
2-Mahkeme veznesine depo edilen 63.038,76 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalıya ödenmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 1.707,75 TL peşin harç, 7.838,58 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 9.546,33 TL ‘den mahsubu ile bakiye 9.487,03TL’nin karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 45.000,00 TL-vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
B. ASLİ MÜDAHALE DAVASIN YÖNÜNDEN TALEBİN KABULÜ İLE;
7-Asli Müdahilin davasının 09.12.2009 tarihli protokol hükümleri uyarınca kabulü ile asli müdahale davası konusu olan İstanbul ili, ….. İlçesi, ……. Köyü, ….. ada, ….. Parseldeki …. nolu bağımsız bölümün, davalı …… Orman Ürünleri ve İnş. Tic. Ltd.Şti. adına olan tapunun iptali ile asli müdahil … adına TESCİLİNE,
8-İİK 28 uyarınca kararın bir suretinin tapu müdürlüğüne gönderilmesine,
9-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 20.424,69-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 54,40 başvurma harcı, 5.106,17 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 5.160,57TL’den mahsubu ile bakiye 15.264,12 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10-Asli müdahil tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 5.106,17 TL tamamlama harcının davalıdan tahsili ile asli müdahile verilmesine,
11-Asli müdahil kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 29.380,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile asli müdahile verilmesine,
12-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin, asli müdahil ve davalı taraf vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstanbul BAM 2 HD’ne İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..25/11/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır