Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/745 E. 2022/990 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/745 Esas
KARAR NO : 2022/990

DAVA : İtirazın İptali(Eğitim Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2021
KARAR TARİHİ : 03/11/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 15/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalı /borclu ….. Taşımacılık A.Ş. uçucu personelin eğitimi için davalı/alacaklı ……… A.O.’ya ait olup …… Merkezinde faliyet gösteren eğitim ekipmanlarını (uçuş similatörüleri,mock-up,derslik ve her türlü eğitim araç,gereç ve dökümanı) kullanmak ve eğitmen (ınstructor) ihtiyacını karşılamak için davacı/müvekkil ……… A.O. ile 01.01.2020 tarihli “Eğitim Satış Sözleşmesi “nı akdedildiğini, taraflar arasında arz edilen ticari ilişki ve eğitim hizmeti alımı sürecinde davacı /alacaklı müvekkil ortaklık(……) tarafından davalı/borçlu şirket personeline verilen ……… ,yangınla Mücadele eğitimi sınıf dersleri ……. uçağı gündüz simülatör eğitimi hizmetleri karşılığında 6 adet fatura toplam 95.117,44USD tanzim ve tebliğ edildiğini, faturalara herhangi bir itirazda bulunulmamış ancak bedelleri de bugüne kadar ödenmediğini, Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… E.sayılı dosyası ile asıl alacak ve faizleri ile birlikte toplam 107.769,67 USD olarak icra takibi başlatıldığını, ancak …… tarafından yasal süre çerisinde itiraz edilmiş ve takip durdurulduğunu, davalı/borçlu ……. Taşımacılık A.Ş.’nin Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… E.sayılı takibine yapmış olduğu İtirazın İptaline, takibin devamına haksız ve kötü niyetli itirazın nedeni ile davalı-borçlunun %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE;Davalı müvekkil şirketin davacı tarafa işbu takibe veya başkaca herhangi bir borcu bulunmaması nedeniyle icra takibine itiraz edildiğini, davacı tarafın iddiasının aksine davacı tarafından müvekkil şirkete herhangi bir mal veya hizmet sunulmadığını, davacı tarafından takibe konu edilen faturaların mesnedi olduğu iddia edilen, mal veya hizmetin, müvekkil şirkete sunulduğuna ilişkin olarak da dava dosyasına herhangi bir delil sunulmadığını, dolayısıyla davacının iddiaları mesnetsiz olup, ispata muhtaç olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötü niyetli davacının %20 tazminata mahkumiyetine, yargılama giderleri ve ücreti vekelatin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ederim. .
DELİLLER
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. E.Sayılı Dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmeye dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.(İİK madde 67 )
Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. E. sayılı dosyası alacaklı ……… A.O., borçlu ….Taşımacılık A.Ş. aleyhine Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ….. E. Saylı dosyası ile ,fatura ve cari hesaba alacağına dayanarak toplam 107.769,67 USD takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık avans faizi masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsil amacıyla takibe geçildiğini, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık taraflar arasında akdedilen 01/02/2020 Tarihli Eğitim Satış Sözleşmesi kapsamında davacı tarafın davalıya dava konusu faturalarda belirtilen eğitimleri verip vermediği, bu sebeple takibe konu fatura bedellerinden davalı tarafın sorumluluğun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 21. Maddesinde fatura tanımlanmıştır. Anılan Yasanın 21. maddesinde “Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedelini ödemiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Bu yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gereklidir. Ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma halinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil, taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Başka bir deyişle fatura, akdin şartlarını belirleyen değil, belirlenmiş olan şartların bir kısmını gösteren belgedir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir. Bu nedenle faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Somut olayda davacı, icra takibine konu faturaların konusunu teşkil eden eğitim hizmetlerinin yerine getirildiğini ileri sürmüş, Davalı ise akdi ilişkiyi kabul etmiş ancak faturaya konu eğitimlerin verilmediğini iddia etmiştir. Bu durumda, faturaya konu hizmetlerin yerine getirildiğinin ispat yükü davacı taraftadır.
Somut olayda davacı ve davalı ticari defterlerine dayanmıştır. Ticari defterlerin delil olması, eski TTK’nın aksine, Ticaret Kanunu’nda değil, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiştir (HMK md. 222). Bu hükme göre, ticari defterler, belirtilen şartların varlığı halinde, ticari uyuşmazlıklarda, ispat aracı (delil) olarak kullanılabilir. Bu, defterler sahibinin lehine olabileceği gibi aleyhine de olabilir.
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü adına tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde teknik bilirkişiler eliyle inceleme yaptırılmış, kök ve ek raporlar alınarak dosya içerisine konulmuştur. Buna göre; tarafların incelenen 2015- 2016 yılı ticari defterlerinin lehe delil niteliğinde olduğu, davacının ticari defter kayıtları uyarınca; davacı ile
davalı arasında
yapılan
01.02.2020 tarihli Eğitim Satış Sözleşmesine istinaden davacı firmanın davalı şirket personellerine ……, yangın ile mücadele eğitimi, sınıf dersleri ve …… uçağı gündüz similatör hizmeti karşılığında söz konusu 6 adet toplam 95.117,44 USD bedelli faturaları tanzim ettiği ve bu faturaların davalı kayıtlarında yer aldığı gibi davalı tarafın BA kayıtlarında da beyan edildiği anlaşılmıştır. Takip tarihi itibariyle 95.117,44 USD asıl alacak ve 12.846,67 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 107.964,11 USD davacı alacağı hesaplanmıştır.
Bu tespitler ışığında, dava konusu faturaların davalı tarafından yasal süre içerisinde itiraz edilmemesi, davalı defterlerine kaydedilmesi, vergi dairesine bildirilmiş olması fatura içeriğinin kabul edilmiş olduğu ve hizmetin davacı tarafından yerine getirildiğini, dolayısıyla davacının ispat külfetini yerine getirdiği kabul edilmiştir. Bu durumda ispat külfeti yer değiştirmiş olup, davalının hizmetin yerine getirilmediğini ispat etmesi gerekmektedir, ancak davalı dosya kapsamı itibariyle hizmetin yerine getirilmediğini ispat edememiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı tarafın takip tarihi itibariyle dava konusu faturalardan kaynaklı olarak 95.117,44 USD asıl alacağının bulunduğu kabul edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 8/3-4 maddeleri uyarınca temerrüt faizinin kararlaştırıldığı, bu sözleşme hükümleri uyarınca davalının temerrüte düştüğü ve bilirkişi tarafından hesaplanan faiz oranının takip talebinde talep edilen miktarın üstünde 12.846,67 TL olduğu, dolayısıyla taleple bağlı kalınarak davacı tarafın işlemiş faiz talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiştir. Bu açıklamalar ışığında davacının açmış olduğu davanın kabulü ile Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına ve İİK nun 67/2 maddesi gereğince alacağın likit olması ve itirazın haksız olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davanın KABULÜ ile,
Davalı tarafın Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı takip dosyasındaki itirazın iptali ile TAKİBİN AYNEN DEVAMINA,

2-Alacak likit olduğundan ve itiraz haksız olduğundan asıl alacağın takip tarihindeki TL kur karşılığının (825.628,85 TL) %20 si oranındaki 165.125,77 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 62.368,00-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 10.907,65 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 54.460,00-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

4-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvurma harcı ve 10.907,65-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,

5-Davacı tarafından dosyada yapılan 3.500,00.-TL bilirkişi ücreti ve 117,00.-TL posta gideri olmak üzere toplam 3.617,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 118.432,71 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,

9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/11/2022

Başkan …..
¸e-imzalıdır
Üye ……
¸e-imzalıdır
Üye ……
¸e-imzalıdır
Katip …..
¸e-imzalıdır